Hello Datça…


My name is Seed; The Seed ancestor descendant!

datcha

***

Lire la suite

ALMANYA MADIMAK SANIKLARINI VERMEDİ


Schande über dich Deutschland!

madimak

***

Lire la suite

«İnsan» görünümlü «İblisler…»


 

… ve Kim kime, dum duma Türkiye’si…

iblis

Ne kadar çok kişi benimle aynı fikirdeyse, o kadar çok yanıldığımı düşünürüm – Beden üzerinde zorbalık uygulayan despotluk vardır; ruh üzerinde zorbalık uygulayan despotluk vardır; hem beden hem de ruh üzerinde zorbalık uygulayan despotluk vardır. Birincisine hükümdar denir, ikincisine papa denir, üçüncüsüne halk denir – Hırs başarısızlığın son sığınağıdır – İnsanların senin hakkında konuşmasından daha kötü bir tek şey vardır: insanların senin hakkında konuşmaması – Gerçek dost önden bıçaklar – Hepimiz aynı çöplüğün içindeyiz, ama bazılarımız yıldızlara bakar – Oscar Wilde.

Güvensiz kalplerimizi karaktersiz insanlara borçluyuz – Acı hissetmemek duyguların kesintisi demektir; her çoşku şeytanla pazarlıktır – Ben de küçük şeylerden mutlu olabilirim ama bu kadar pisliğin arasında o küçük şeyleri çıkarmaya üşeniyorum – Etik değerlere sahip olmayanlar genelde kendilerini daha özgür hissederler ama genelde sevme ve hissetme yetisinden yoksundurlar – İnsan; geçmişi özleyen, geleceği düşleyip umutlanan, içinde bulunduğu koşullardn ise sürekli şikâyet eden bir mahlûktur – Sırtından hançerleyene kızma, güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşanlara da sakın darılma, onları adam yerine koyan da yine sensin – Charles Bukowski.

***

Lire la suite

Karargâh «Rahatsız»mış; CB çok daha fazla!


 

Yersen…

2017-02-28-sc

‘Evet oyu vermeyen teröristtir!’ tutmadı… ‘Evet oyu vermeyen fetö+kandil (nedense İmralı dahil değil) +HDP’lidir!’ yemedi… ‘Herkesi, HDP’lisini bile «konsolidasyon»a davet ediyorum, ‘Hayır’ diyenler; Devlet’in temellerini sağlamlaştırmak değil, altını oymak isteyenlerdir! Yetmiyor… ‘Referandum’da Evet demek Allah’ın, Peygamerin emridir, 16 Nisan Hadisi bile var! Mütedeyyin insanlar, İslâm’ı özümsemişler ne derler acaba?
‘Olmuyor beyler PR orkestra şefimiz 15 Temmuz’da «şehit» düştüğünden bu yana yerini dolduramadığınız gibi, bizleri güç durumlara düşürüyorsunuz!’

Anlaşıldı iş başa kaldı, «karşı darbe»deki gibi «bizim üçlü»ye düştü yine… Gel buraya istihbarat servisi şefim, sen de gel başkomutan vekilim, bakın aklıma ne hinlik geldi yine. 15 Temmuz gecesi sayesinde milleti sokağa döktüğümüz hanım kızımızın o mülâkatı var ya. He vaaarrr… Atılan başlık ta var ya… he vaaarrr… «Yeni Çıkış Nokta»mız burasıdır kampanyamızı etkili kılmamızda! Bu da Yenikapı Ruhu gibi mortayı çekmesin aman…

Askeri ile sivili ve iktidar ve yavru muhalefeti ile sizlerin şu an yaptıkları tamamen Referandum Kampanyası’nın bir parçasıdır! Algı operayonudur! Genel Seçimler öncesinde seçmenleri ««istikrar ve terörü durdurma» vaadleriyle aldattıkları gibi…

Şimdi de diyecekler ki; bunların hepsi «asker düşmanı»dır. Evet demeyen «ordu düşmanı»dır. Suriye’de «memleketi savunanlar»a boral bozucu darbe indirenlerdir!

Etkili olur mu?
Bilemem, «müneccim b.ku» yemişliğim yoktur, tek bilen sandık başına gidecek olan sizlersiniz!

© photocredit

***

Lire la suite

Düşük karbonlu ekonomide son durum…


 

Çözüm, ‘fosil yakıtsız bir gelecek’ bekliyor!

fosil_yakitsiz_bir_gelecek

Trump Dönemi’nde Washington’un Paris Anlaşması’nın uygulanmasındaki takınacağı tavır endişe yaratırken; AB’nin küresel rolü hayatî önem taşıyor. Bu noktada AB’nin, ulusal ETS kurma hedefini sürdüren Çin ile olan yakınlaşmasının mercek altına alınması gerekiyor.

AB’nin politika alanlarını değerlendirirken, AB’ye üye olan veya Türkiye gibi aday ülkelerin Birlik’e uyum sağlamaları için yapılan her çalışma, bir bütünün parçası olma hedef ve özelliğini koruyor.

Ulusal boyutta Türkiye’deki en önemli sorunlardan biri emisyonlardaki artış hızı. Bu hız tüm sektörlerde görülüyor. Nitekim, Türkiye’ye ait veriler artık uluslararası raporlardaki yerini daha sık almaya başlamış bulunuyor.

Türkiye’nin 2023 hedeflerinde yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payının en az yüzde 30’a yükseltilmesi ve tüm kömür rezervlerinin kullanıma açılması aynı hedef tablosunda yer alıyor. Türkiye’de fosil yakıta olan bağımlı bir üretim modeli, yeni küresel politikaların belirlendiği dönemde ve sonrasında gerçekçi olmayacak. Ulusal boyutta atılacak her adım Türkiye’nin BM nezdindeki taleplerinin karşılanmasında etkili olacaktır. Türkiye’ye ait resmi verilerin az rastlanır olduğunu da hatırlatmak gerekiyor. Bu noktada şeffaflık ilkesinin de yeni sistemin önemli kurallarından biri olduğu unutulmamalı.

Peki bu alana ilişkin bir «Durum Muhasebesi» yapmak gerekirse neler söylenebilir?

***

Lire la suite

Melek mi; Kızıl Şeytan mı; Ulu Hakan mı? – III


 

Yıldız İstihbarat Teşkilâtı

Yıldız İstihbarat Teşkilâtı – Mührü Hümayun (Dr.Zeynel Abidin Erdem ve Mehmet Nezih Erdem kardeşler tarafından bir müzayedede satın alınıp Topkapı Sarayı bağışlanan Sultan Vahdettin’in mührü) Tuğra ve Osmanlı Arması.

Yıldız İstihbarat Teşkilâtı – Mührü Hümayun (Dr.Zeynel Abidin Erdem ve Mehmet Nezih Erdem kardeşler tarafından bir müzayedede satın alınıp Topkapı Sarayı bağışlanan Sultan Vahdettin’in mührü) Tuğra ve Osmanlı Arması.

Gelişen iç ve dış olaylar, Abdülhamid’i, doğrudan kendisine bağlı bir istihbarat teşkilatı kurmaya sevk etti. Veziri dahi başkalarının adına ve devlete karşı çalışır olmuştu. Bunun sonucu olarak Yıldız İstihbarat Teşkilatı kuruldu. Teşkilat, emsallerinden farklı olarak devlete değil tek bir kişiye, Abdülhamid’e hizmet veriyordu. Teşkilat daha sonra, Abdülhamid lehine çalışanlar ve aleyhine çalışanlar olmak üzere ikiye ayrıldı. Ülke içerisinde özellikle Ermeni komitacılara karşı istihbarat faaliyetlerinde bulunuyordu.

Çok kısa sürede geniş bir coğrafyaya yayılan hafiyeleri sayesinde saraya, ayda 3000’den fazla jurnal gelmeye başladı. Teşkilat, 1908 yılında Abdülhamid’in tahttan indirilişine kadar faaliyetlerine devam etti.

II Abdülhamid Dönemi’nde, teşkilatın icraatları için jurnalcilik ya da ispiyonculuk tanımlamaları kullanılıyordu.

***

Lire la suite

Şiir Pazarı: Çal Be Ozan…


 

Çal ki; avurdumda şişen özgürlüğün, inlesin cümle âleme türküsü!

ozan

© photocredit

çal tutuklu dillerin prangalarını gevşetecek
ve içinizdeki suskun notaları emzirecek
öz/gür türkülerim var sözüm var ışıltılı çağa söyleyecek neslimi sabun köpüğü algıların tiryakisi kılan cilveli zamana
akılları dalayan uygarlıkların potasında duyuları eritip yavan hisler peydahlayan
ve tuzaklı avuçlarına hileler katıp hırslarını üzerimde alkışlayanlara
terimi yadırgayan rahatlıklara sözüm var
emeği horlayan doygunluklara
ve tenimdeki sıcaklığı doyumsuz dürtülerinin uçurumlarındaki ayazlarla sağanlara
çal ozan içimde ipildeyen ateş ufuklarımdan çalınan güneş sancısı sözüm var
kuluncumdaki yaraların faili karanlıklara ve aydınlıklarda gözüm var
çal ki dilim sızlayan kemiklerin başına çınar olup dikilsin çal doğmamış çocuklara verilmiş yeminli sözlerim var coşkuyla çal bu türkü tutuklu duyuların dayatılan hazlara başkaldırışı

kadim bir yarayım cümle alem dilinde vur tele
dağdan dağa işmar eder özgürlük
vur çıngılansın söz zifir gecelere çakmaktaşı olayım öfkeliyim dilim duldalardan boşansın
sözümün yamacında feriştahlar üşüsün
vur ozan ovalardan yükseklere uzun hava yürüsün firariyim dökülsün heybemdeki ateş buzulların üstüne canı telef edip yarenimin alnına akik taşı olayım
çal ozan avurdumda şişti özgürlüğün türküsü

***

Lire la suite

Referandum: Hile-yi Şerriye (mi?)


 

…Yoksa Allah’ın «Emri» mi!

akp_refo

Referandum, bir partinin iktidara gelmesi için yapılan bir seçim çalışması gibi halka tanıtılamaz. Bu resmen Hile-yi Şeriyye olur.Yani Kanuna karşı hile olur. Hile yapan asla iflah olmaz. AKP yasal bir partidir. Çok Partili Parlamenter sistem içinde kalmalıdır. Bu partiyi Cumhurbaşkanının emrinde ülkede tek adam partisi yaparak Kuvvetler Birliğine dönüştürmek hem partiye hem de ülkeye çok büyük zararlar verir.

AKP’nin, Başbakan Binali Yıldırım öncülüğünde başlattığı bu kampanyalar aldatıcıdır.
Niye?

(…)FETÖ ile bu adamın arasında ne fark var? O da ağlayarak insanları inandırmaya çabalıyor. O da sızlanıyor. O da aynen FETÖ gibi geleceği okuyor. İslam adına, Peygamber adına karar verip, hüküm ortaya koyuyor.

Kim Allah’ın neyi neden ve nasıl yapacağını, neyi istediğini veya istemediğini bilebilir? Ama, Allah’ın ne yapacağını, nelere karar verdiğini, işleri nasıl yönettiğini yanı başında duruyormuş gibi tam ve net olarak biliyor bu adam. Arlanma, utanma, sıkılma, korkma, ürperme olmaksızın! Din, politikacılara teslim edildiğinde işte bu şekle döndürülür. İktidar amaçlı kullanılır. Politik kişilere hizmet eden bir araca dönüşür. Yetmediği yerde referandum için hadis bile bulunur. Yoksa da icat edilir.(…)

Bunları yazan ben değilim. AKP’li de olsanız eğer aklı-ı selim sahibi bir müdeyyin iseniz, beş dakikanızı verip açın okuyun, haksız mı söyleyen?!

Değilse atacağınız oyun rengini değiştirebilecek güç ve cesareti kendinizde görebiliyor musunuz?

© photocredit

***

Lire la suite

Giderek artan iç ve dış tehditler…


 

…ve Türkiye’nin acilen güncellenmesi gereken Ulusal Güvenlik Stratejisi…

kurtt

ABD’nin Orta Doğu’daki muhtemel “geri kazanım” hamlesi nin ağırlıklı bir şekilde proxy unsurlar üzerinden olması beklenmelidir. Bunlar da hiç kuşkusuz; bölge ülkeleri, IŞİD ve Kürt Hareketi olacak.
Türkiye’nin karşısında bugün, 1266 km uzunluğunda bir Kürt Koridoru ile burun buruna gelme olasılığı mevcut. İran ile mevcut 534 km’lik sınırı da eklenince bu mesafe 1800 km’yi buluyor. Buna Hatay ve İskenderun Körfezi de dahil. Kürt Hareketi’nin İran boyutunun da dikkate alınması gerekiyor çünkü bunun arkasında da yine ABD bulunuyor. Saddam’a karşı kullanılan Kürtlerin, bugün Türkiye’ye yöneltilmeyeceğinden hiç kimse emin olamaz.

Öte yandan, Moskova’nın Kürt hareketi ile olan ilişkileri de unutulmamalı. Rusya’nın Kürt hareketine ilişkin görüntüsü somut değişiklik işaretleri veriyor. Moskova’nın Kürt hareketi ile olan ilişkileri, ivme ve canlılık kazanmış bulunuyor.

Etnik ya da dinsel temelli ayrılıkçı hareketlerin dış devletlerce “ortak düşman”larının aleyhine kullanıldığına dair örneklerle doludur Tarih! Çünkü terörizm, kolay ve ucuz bir dış politika aracı dır. PKK’nın da bugüne kadar hem ABD hem de AB tarafından Türkiye’yi hedef alan “dış politikaların” bir aracı olarak kullanıldığı bir sır değil. Sözde YASAKLAMA kararlarına karşın…

Uluslararası ilişkilerinde Türkiye’nin gerçekten başı belâda. Ve bu belâ da, münhasıran Kürt hareketi ile ilgili olacak. Peki ne yapmak gerekiyor?

© photocredit

***

Lire la suite

AKP Dönemi’nden «Emsâl» Mahkeme Kararları – 2


 

Kadın Özgürlüğü!

kart_rte_kabaali

Tarafıma gönderilen ve emsal teşkil ettiğine, jurisprudence/içtihat niteliğinde olduğuna inandığım mahkeme kararlarını [AKP Dönemi’nden «Emsâl» Mahkeme Kararları – I]okurken dikkatimi çeken bir isim oldu, yargıç Mithat Ali Kabaali! Gerçeği söylemem gerekirse; hiç duymadığım bir isimdi… Araştırma motorlarına daldığımda çok sayıda (5000 üzerinde) Kabaali çıktı karşıma!

Birinde şu şekilde tanıtılıyor:
CB’nin Başbakanlığı sırasında kedi kafalı bir RTE karikatürü için açtığı davayı reddetmiş, (Musa Kartboşuna değil tutukladılar) bu yüzden Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Basın Özgürlüğü Ödülü lâyık görülmüş kendilerine. Geçen hafta yayımladığım birinci kararı okuyanlar niçin olduğunu anlayacaklardır! Bu alanda altına imza atığı kararlar hiç te az değil. Agos Gazetesi çalışanlarını tehdit eden Muhammet Karay’ın 3 yıllık cezası gibi…

Bir başka tanımda; ‘Kral gibi adamdır’ deniliyor. Elbette Kral burada mecazî anlamda kullanılıyor. Ve şu ekleme yapılıyor: Adaletin ve Tarafsızlığın Hakimi! Diğer bir deyişle; Kadı Kafalı Yargıç’lardan değil…
Ne diyorlar hep?
Berlin’de hakimler var!
Burnumuzun dibinde Türkiye’ninkiler de varmış ama bendeniz dahil, kaçınızın haberi olmuş…

Şimdilerde, kendilerine vekil ve danışman diyorlar!
CHP’de…
‘Vay be ne gerçek değerler varmış, bu Parti’de!’ dedirtmek için olmalı bizlere…

Bu haftaki «emsal» karar; giderek azalan kadınların gezinti özgürlüğü namı diğer Cinsel Taciz açısından ciddi risk yaratanlarla ilgili. İyi okumalar… – nö

***

Lire la suite

Toplumun has düşmanları: Dalkavuklar…


 

Aydının dalkavukluğu, cahilinkinden çok daha yıkıcı ve tehlikelidir!

dalkavuk

Kemik yalayıcılık, çanak yalayıcılık, yağcılık, yalakalık, yalpaklık, yaltakçılık, yaltaklanma, yaltaklık, tabasbus, huluskârlık sözlüklerde Dalkavukluk diye geçer! Gelin bakalım, ünlü düşünürler neler demişler bu konuda:

İktidar yalakalıktan hazzetmeye başladığı zaman, şeref ortadan kalkar; ayaklar altında ezilmeye başlarShakespeare; Dalkavuklar, devlet adamlarının çevresini sarmış bir çemberdir; Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün getirdiği çıkardan daha fazla olursa, o ülke batar Montesguieu; Rakip ve düşmanlarınızı gülünç gösterip mahvetmek isterseniz, etrafını dalkavuklarla doldurunEdmound Jaloux; Kendine ait olmayan bir ölüye sunu sunmak, dalkavukluktur Konfüçyus; Bizi tenkit ederek kurtaran dost, kaybımıza sebep olan dalkavuktan çok daha itibarlıdırDelavigne; Ülke bölünsün istiyorum. Yandaş, Yalaka ve Yavşaklar bir tarafa; Onurlu, Şerefli, Emekçi ve Vatanperver insanlar bir tarafa Can Yücel; Yağcılık, her türlü sosyal ilişkinin merhemidirNeyzen Tevfik; Dalkavuklar ne kadar yükselirlerse yükselsinler, kendilerini yükselten tekme izlerini arkalarından silemezlerCenap Şahabettin; Dönemsel şekil değiştiren iki mahluk vardır; ipek böceği ve dalkavukH.Danişmend; Kişi, sende olmayan vasıflarla överse, sende olmayan kusurlarla da yerebilirAli Zeynel Abidin…

***

Lire la suite

Views of Islam and extremism…


In the U.S. and Abroad!

islam_in_usa

***

Lire la suite

Melek mi; Kızıl Şeytan mı; Ulu Hakan mı? – II.


 

«Pişmiş tavuk»un başına bile gelmeyenlere maruz bırakılanlar!

yildiz_sarayi

‘İstanbul’da Kalyoncu Kışlası oğlanlar kerhanesine dönmüştü’
diyor II.Abdülhamit’in en güvendiği sadrazamı… Yıldız Sarayı’ndaki bir görüşmeden dönerken sıkışır. Zar zor bir jandarma karakoluna atar kendini. Kimseye selâm vermeden…
‘Tuvalet nerde tuvalet nerde?
diye sorar, kendisini tuvalete götürürler ama adamcağız bu arada altına yapıverir gidene kadar.

Karakoldan çıktığında hemen kapıda jandarma müfrezesi kendisine Padişahın emridir diyerek saraya dönmesini bildirir (Veliaht Vahdettin Teşkilat-ı Mahsusa’nın başındadır ve onun takibi nedeniyle Padişaha yönlendiriliyor).

Sadrazam Saraya çıktığında II Abdülhamit Sadrazamın üzerine yürüyüp; ‘sen kimin ajanısın?’ diye çıkışır. Sadrazam kellesinin gideceğini anlayınca; ‘Padişahım yemin ederim ki çiş yapmak için karakola öyle acele acele girdim. İnanmıyorsanız ceketimi koklayın yarısını altıma ettim’ der. II Abdülhamit ceketi koklar ve gerçekten idrar kokusu alınca Sadrazamı bırakır! – [Kaynak:Tarih-i Cevdet]

***

Lire la suite

GENEL OY TOPLUMLARIN KADERİDİR


 

Kamuoyu; toplumun başat duygusu, düşüncesi, davranışı olmalıdır. Oysa…

politician1a

Hiçbir şey bilmiyor, ama her şeyi bildiğini iddia ediyor. İşte size politikacı profili – Bernard Shaw; Büyük Demokrasi’lerimiz; aptal bir kişinin, akıllı bir insandan daha dürüst olduğuna inanırlar. Politikacılar işte bu yüzden toplumu daha da aptallaştırmak isterler – Bertrand Russell; Politikacılar; toplumun avukatlığını yapabilecek ahlâk ve etik sahibi değildirler – George Martin; Günümüzün politikacılarının, bırakın makale ve konuşmalarını oturup kendilerinin yazabildiklerini, okuyabilme yetileri bile yoktur – Gore Vidal; Bir politikacı ile devlet adamının arasındaki fark nedir biliyor musunuz? Birincisi hep seçimleri ve seçilmeyi düşünür; ikincisi ise gelecek kuşakları ve onların iyiliğini – James Clarke; Dürüst bir politikacı kendini sürekli satandır – Robert Heinlein; Hepsi; çıkarcı, yalancı ve demagog, ama öncelikle; bir halkla ilişkiler adamıdırlar. Zamanlarını seçmenlerinin elini sıkmak, onları kucaklamak, yalan da olsa övgü dolu sözler sarfetmekle geçirirler. Ancak zamanı gelince de amaçlarına ulaşabilmek için onları teklemekten de kaçınmazlar – Harry Truman… – [Elbette istisnalar vardır ama genel kaideyi bozmaz, azınlıkta kalırlar! Onları tenzih edelim -nö]

***

Lire la suite

EP/Turkey: Modernisation of the Customs Union


 

Committee on Foreign Affairs: Decision Time Feb 28, 2017

tr_eu

La commission des affaires étrangères invite la commission du commerce international, compétente au fond, à incorporer dans la proposition de résolution qu’elle adoptera les suggestions suivantes:

1. souligne que la modernisation de l’union douanière consolidera les liens économiques déjà forts entre la Turquie et l’Union européenne, et que la Turquie garderait ainsi un point d’attache économique avec l’Union européenne; estime que le renforcement des relations commerciales pourrait apporter des avantages concrets aux populations de la Turquie et des États membres de l’Union européenne, et favoriserait également la participation des deux parties à un programme de réformes positif tout en atténuant les tensions politiques avec Ankara sur la dégradation de l’état de droit et des libertés fondamentales dans le pays;

2. note que l’amélioration des relations commerciales UE-Turquie constitue un volet important des efforts déployés par l’Union et la Turquie afin de renforcer leurs relations dans des domaines clés d’intérêt commun recensés lors du sommet UE-Turquie du 29 novembre 2015 et dans la déclaration UE-Turquie du 18 mars 2016; précise qu’une telle consolidation revêt une importance accrue maintenant que les négociations d’adhésion sont au point mort malgré les intérêts stratégiques considérables, à court et à long terme, partagés par l’Union européenne et la Turquie, par exemple en ce qui concerne le commerce, les migrations, la lutte contre le terrorisme, l’énergie et la stabilité dans leur voisinage;

3. prend note du rapprochement récent de la Turquie et de la Russie, ainsi que des déclarations du gouvernement turc quant à l’adhésion possible du pays à l’Organisation de coopération de Shanghai; rappelle que l’Union européenne est le principal partenaire commercial de la Turquie et que deux tiers des investissements étrangers directs réalisés en Turquie proviennent d’États membres de l’Union européenne; souligne que l’union douanière exige que la Turquie aligne sa législation sur l’acquis communautaire;

4. met l’accent sur les défis géopolitiques et économiques croissants qui se posent à la Turquie en raison de l’instabilité de son voisinage, du terrorisme et à la suite de la tentative de coup d’État du 15 juillet 2016; souligne que, si le chaos et l’instabilité au Moyen-Orient, l’annexion de la Crimée par la Russie et l’intervention russe en Ukraine ont des répercussions négatives sur les échanges extérieurs de la Turquie dans son voisinage, une union douanière renforcée peut aider la Turquie à surmonter les défis auxquels elle est confrontée, tout en contribuant à faire de ce pays un pilier de stabilité et un moteur de croissance pour sa population, à condition que le gouvernement entreprenne les réformes nécessaires;

5. se félicite que l’alignement de la réglementation turque sur les normes de l’Union européenne à la suite de la conclusion de l’union douanière ait rendu la Turquie plus compétitive; estime que la modernisation de l’union douanière fournirait à la Turquie une occasion de revoir son modèle de croissance et d’échapper au «piège du (pays à) revenu moyen»; se félicite du fait que le renforcement de l’union douanière aura une influence positive sur la gouvernance économique de la Turquie et consolidera les organes réglementaires indépendants de ce pays;

6. invite la Commission à incorporer dans l’union douanière renforcée entre la Turquie et l’Union européenne des références politiques concernant les droits de l’homme et les libertés fondamentales. [See inside all documents in English, Français, Deutsch & Nederland]

***

Lire la suite

Türk Milleti’nin sürüklendiği süreç…


 

Amaçsız bir sürüye dönüşüm!

turkiye_cinari

Biz ince bel, elâ göz, sütun bacak için sevmedik güzelim
Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda…
Ateşin yanında barut, barutun yanında ateş olasın diye! ..
Rakı sofralarında söylenip, acı tütün çiğnercesine sevdik

ANLAYAMADILAR…

***

Çınarı yıkmak için
baltayı köküne vururlar.
evi yıkmak için
sokarlar kundağı temele.
Kartal uçmaz olur
kanadı kırılınca.
düşünebilir miyiz
başımız vurulunca?
Onlar köküdür memleketin,
dallara yürüyen su
bu kökte saklıdır.
Onlar umudun temeli,
onlar kanadı hürriyetin,
halkın aklıdır.
Kaç kere kaç yerde baltalandı kök
yürümez oldu su
dallar kurudu.
Kırıldı kanat
öldürdüler aklı;
Ve sonra yolladılar insanları salhaneye.
Çünkü böyledir
asrımızın gerçeklerinden biri.

***

Yeter artık Yenicami tıraşı,
yeter!
Ayağa kalkın efendiler…

Nazım Hikmet

© photocredit

***

Lire la suite

US Message to NATO members in Brussels: Pamuk Eller Ceplere…


 

American people expect our allies to keep their word and do more in our common defense.
VP Mike Pence

America will continue to do our part but Europe’s defense requires Europe’s commitment as much as it does ours. Because a stronger NATO means a safer world.

As PresidentTrump has said: for too long, too many in NATO haven’t done their part to fairly pay the cost of our common defense.

The world needs NATO’s strength and leadership now more than ever before. Immediate and steady progress needs in defense spending among member countries. NATO has set a goal that nations should spend the equivalent of 2 percent of their GDP on defense, but many don’t.

The United States is expressing strong support for NATO even as we challenge NATO and challenge our allies to evolve to the new and widening challenges and further meet their responsibilities.

© photocredit

***

Lire la suite

Melek mi; Kızıl Şeytan mı; Ulu Hakan mı? – I.


 

Günâhları ve Sevapları ile II.Abdülhamit!

ii_abdulhamit

Bir insanın bakışları çok şey anlatır yaşamda. Anne sevgisinden mahrum kılındığını; babasının ilgisizliği; çevresinin kendisine kayıtsızlığını okursunuz o bakışlarda. Çekingen, kuşkucu, içine kapanık bir mizaca sahip oluşunu da yansıtır derinliklerinde… Sevecenlik göremezsiniz. Oysa bütün bunlar demek değildir ki; kişi insan varlığının ciddi meseleleri üzerinde düşünmüyor. Düşünmesi bile insanı sevdiğinin bir göstergesi kabul edilemez mi? Hele o kişi bir girdap, iğneli fıçı, cellâtların kol gezdiği, bin türlü iç ve dış entrikaların döndürüldüğü devletin en tepesinde ise, bir Padişahsa. Hayatta kalabilmek için hileye karşı hile yaparak kendini korumaya mecbursa. Sivil ve askerî vesayetin, din tacirlerinin temsilciliğini yapan Ulema zümresinin ruhunu okumuş, «marifetleri»ni çözebilmişse… II.Abdülhamit’in yaşamına güvenilir, sağlam bilgilerden ve belgelerden yola çıkan, Münir Kebir’in bakış açısından göz atmaya ne dersiniz?

***

Lire la suite

EU reassured about U.S. relations after talks with U.S. VP Mike Pence?


 

The United States’ commitment to the European Union is steadfast and enduring
VP Mike Pence

pence_in_brussels

Together, the EU and the USA have the largest bilateral trade and investment relationship in the world, roughly 31% of the world trade and over 49% of the world GDP. In keeping with the evolving political and legal personality of the EU, there is active cooperation across a host of sectors: cooperation in justice and home affairs, energy and energy security, environment, science & technology, education & training. On 14 June 2013, the Council of the European Union adopted negotiating directives for a Transatlantic Trade and Investment Partnership (TTIP) with the US.

***

Lire la suite

Referandum Yolu’nda…


 

Halkın ve Siyasi Partilerin Türkiye’ye Dünya’da Biçtikleri Yer!

yes_or_no

Türkiye’de Kamuoyu’na göre; her Türk’ten 29’nun tercihi Avrupa/Batı Dünyası’nda kalmak. 27’si İslâm Dünyası ve Ortadoğu adresini gösteriyor. 10’u geldikleri topraklara, Orta Asya Stepleri’ne dönelim diyor. 20’si ise, Türkiye Türkiye olarak kalmalıdır görüşünde. Bu oranlar siyasi partilere dağıtılınca çıkan sonuçlar şunlar:

AKP: İslam Dünyası 39, Avrupa 22, OAS 10, Türkiye’nin kendi modeli; 18…

CHP: Batı kampı; 51, Ortadoğu/Asya; 6 – 7, Kendi olmaya devam; 27…

MHP: Batı ve İslam; 28, Türkün çıkış noktası; 16, Kendi kimliği 19…

HDP: Avrupa; 41, Ortadoğu (Kürdistan); 26, OAS; 2, Mevcut Türkiye; 10…

Diğer partiler toplamı: Batı; 23, geriye kalan tüm seçenekler toplamı; 77…

…Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki; ‘Bana dictator mü diyorlar? Bir kulağımdan giriyor diğerinden çıkıp gidiyor!

Oysa Erdoğan, gücünü resmileştirmek ve pekiştirmek için referendum seçeneğini kullanıyor. İktidarı tümüyle eline geçirmesinin; bir taraftan ülkenin ekonomik sorunlarını şiddetlendirebileceği gibi, Avrupa Birliği ile ilişkilerini de gerginleştirme olasılığı mevcut!

© photocredit

***

Lire la suite

Şiir Pazarı : Bir Yol Tutturmuşum…


 

O da benim Yaşam Yolum!

life_road

Bir yol tutturmuşum
Sisler ardında aydınlık
Sisler ardında, yedi rengi parlar güneşin
Bir dünya düşlemişim
Toprağı bereketli, suları coşkulu
Havası tertemiz, insanı sıcak yürekli
Düşüncelerimdeki dünü Bu günle birlikte kucaklamışım Geleceği düşleyerek
Kâh mutsuz, kâh mutlu
Kâh karamsar, kâh umutlu
Pembe görmüşüm evrenimi
Karanlığı düşlemeden
Gök kuşağına sevdalanmışım
Genç bir yürekle Bir heykel yaratmışım
İnsan ve tanrı karışımı
Kutsanmış toprağı
Yoğurmuşum sevgimle
Altından bir kalp, gümüşten bir isim
Vermişim ona kendimce
Bir türkü tutturmuşum
Dumanlı dağlara doğru
Sevda kokulu, aşk yazgılı
Bir çabaya düşmüşüm
Karıncalara özenerekten
Mutlu etmek için insanları
Yediden yetmişe, kadından erkeğe
Ne para düşünmüşüm
Ne de erk koltuğu
Ne şana tutsak olmuşum
Ne de alkışlara köle
Bir yol tutturmuşum
Sisler dağılınca aydınlık
Sisler dağılınca yedi rengi parlar
Kor ateşli sevgi güneşinin.

Prof.Dr.Yıldız Tümerdem

***

Lire la suite

Yaşama dair: Yalnızlık sevilir mi?


 

«Adam»ına bağlı!

yalnizlik

Hayat hızlı akan bir nehirdir. Altın gibi, parıltıları akıp gider, sonunda bize sadece kumu kalır – George Elliot; Hep korkarız yalnızlıktan ama bil ki yalnızsan eğer; yalancı arkadaşların, riyakâr dostların ve her an çekip gidecek bir sevgilin olmaz – Necip Fazıl Kısakürek; Hayat iki dipsiz karanlık ortasında bir kibrit alevidir – İsmail Habip Sevük; Ben ağlarken yanımda değilsen eğer, güldüğümde gölge etme başka ihsan istemem – Milan Kundera; Sakin ve mutlu bir hayat mı arıyorsunuz; fazilet yoluna sapın, varacaksınız hiç endişeniz olmasın – Jurvenal; Maddi hayat dengeye, manevi hayat doğruluğa dayanır – Victor Hugo; Belki sıkıca sarılabileceğimiz bir sevgilimiz olmadı, belki yalnızız, ama bilinsin ki, adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız – Aziz Nesin; Hayatın varlığını duyabilmek, hayatın devamını sağlar – Henry Baston; Ey yalnızlık! Herkesin koynuna girip çıkarsın da, bir tek benimle mi düzenli bir ilişkin var? – Ece Ayhan; Ben sedefe benzerim; beni kırdıkları zaman gülümserim. Bir rahatlığa, bir üstünlüğe ulaşınca gülmek, ham kişilerin işidir! İnsan olan; kırılıp ezildiği zaman gülümseyebilendir – Anonim; Eğer hâlâ kendini yalnız hissediyorsan, bil ki bu sana Tanrı’nın bir lütfudur – Anonim;

***

Lire la suite

AKP Dönemi’nden «Emsâl» Mahkeme Kararları – I


 

16 Nisan’dan sonra ara da bul; ya hatıra ya da antika olacak!

press_freedom

Davanın sağlıklı olarak değerlendirilebilmesi açısından , yargıca göre; önce bir kısım özgürlükler ile gazetecilik mesleğinin kısaca tanımlanması gerekmektedir. İnsanı diğer canlılardan ayıran en belirgin özellik düşünen bir varlık olmasıdır. Düşünme , yanında bunu açıklayabilme özgürlüğünü de gerekli kılar.

Bir zamanlar “ Tanrının yeryüzündeki gölgesi “olarak tanımlanan yöneticinin ; kişiliği ve davranışlarına yönelik eleştirilerin , bir çeşit küfür ve tanrısal iradeye karşı gelme olarak değerlendirildiği günlerde ; Bu dayatmaya karşı özgürlük savaşında, fısıltı gazetesi olarak tanımlanabilecek sözlü ifadeler ile elden ele dolaşan yazıların katkısı görmezden gelinemez.

Basının görevi ; kamunun genel yararlarını ilgilendiren tüm olaylar hakkında bireyleri objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde aydınlatmak ; toplumun ilgi ve bilgisini çeken sorunlarda kamuoyunu düşünceye sevk edecek tarzda tartışmalar açmak ; bireyi toplumsal ve siyasal oluşumlar üzerinde doğru ve gerçeğe uygun bilgilerle donatmak ; ülke yönetimini üstlenen yöneticileri eleştirmek ve uyarmak ; kişileri , yaşadıkları toplumun ve tüm insanlığın sorunları bakımından bilinçlendirmektir. Basın bu görevini yerine getirirken , bazı kişi ve kurumları eleştirmek zorunda kalabilir.

Durumun farkında olan idareciler , tarih boyunca ; bu etkinin kırılabilmesi ve basının kontrolleri altına alınabilmesi için ; Başta , yandaş medya yaratma ; halkı gazete almamaya ve okumamaya davet etme ; ekonomik açıdan destek yerine köstek olma ve vergisel denetim tehdidi altında tutma gibi pek çok farklı yönteme başvurmuş ; çoğu zaman geçici de olsa olumlu sonuçta almışlardır.

Özgürlükçü demokrasi düşüncesi ; kamusal çıkarlara ilişkin tüm sorunların açıkça tartışılmasını , toplumsal yarar açısından gerekli görür. Eskilerin “…… Barika-ı hakikat , müsademe-i efkardan çıkar…… “olarak belirtikleri bu anlayış uyarınca , gerçeğin , karşılıklı görüşlerin çatışması ile ortaya çıkacağına inanılır.

İnsan yaradılışının doğal bir sonucu olarak , en iyi yönetimlerde dahi kötü davranışlar ortaya çıkabilir. Etkin kontrol sistemi ile bu çeşit sapmaların önlenmesi ve daha iyisi bulunana kadar mevcutlar içinde en güzel rejim olan Demokrasinin güvence altına alınması olanaklıdır. Etkili bir kontrol ; ancak birbirinden bağımsız kurumlar tarafından karşılıklı olarak yapıldığı takdirde sonuç verebilir..

Ancak demokrasi sadece seçimden ibaret değildir. “ Seçim sandığı bütün sorunların çözümüdür “ şeklindeki anlayış ; Bazen seçilmişlere …Siz isterseniz Hilafeti bile geri getirirsiniz… “dedirtebildiğinden ve demokrasiyi araç olarak kullanıp iktidara geldikten sonra onu yok etmeye kalkışanlar çıkabildiğinden ; demokratik rejimler açısından bu anlayış kabul edilemez.

***

Peki ya Türkiye’deki Kuvvetler Ayrılığı’nın işleyişi ne durumda? Devlet mekanizmasını en iyi ve etkin biçimde denetleyebilecek yegâne güç olması gereken basın görevini özgürce yapabiliyor mu? (nö)

***

Lire la suite

16 Şubat 1969’dan bugünlere: Değişen ne?


 

Camiler Kışla Oldu; Kubbeler Miğfer; Minareler ise Süngü!

akp_rte_taksim

Camiler AP’nin ve sömürücü Amerika’nın birer milis kışlası haline getirildi. Halka orada kıyam telkinleri yapıldı. Orada ölüm talimleri yaptırıldı. AP’ye ve Amerika’ya muhalif, Türkiye’nin bağımsızlığını isteyen vatandaşlara orada komünist, orada kâfir dendi. Cami-kışlaların insanları öylesine şartlandırılmış, öylesine Amerikan kölesi haline getirilmiştir ki, sözüm ona müslümanlar, çember sakallılar Boğaz’daki Amerikan filosuna karşı Fındıklı ve Dolmabahçe camilerinde namaz kılmışlardır – Yaşar Kemal.

Artık anayasa değil, yasalar değil, kaba kuvvet konuşuyor… Üstelik karışıklıktan yararlanan hükümet anayasada tanınmış özgürlükleri daha da kısmak üzere Nizamı Koruma Kanun Tasarısı‘nı alelacele Meclis’e sevkediyordu.

Hemşehrilik bağları, dinsel inançları ve sürekli kışkırtmalar kim bilir daha kaç insanı bu saldırıya ortak etmişti.

Geçmişini unutma Türkiye! Bilmiyorsan öğren, bugünlerle kıyasla, geleceği düşün. Ama önce 16 Nisan için iyi düşün Türkiye! (nö)

***

Lire la suite

«Düşünce»den sınıfta kalanlar…


 

…ve de düşünerek «kendini aşanlar» DÜNYAsı!

rodin

Yaşam, durmaksızın sorunlar üreten ve de durmaksızın sorunlara çözümler üreten bir düzenektir. Bu düzeneğin kuralı, salt insanlar için de değil, tüm öteki canlar, tüm öteki canlılar için de, hatta, hatta tüm cansız varlıklar için de böyle işler..!

İnsanların büyüklüğünün tek bir koşulu vardır: O da, ünün, şanın, paranın, mevki hırsının gümüş veya altın kelepçelerinden, sadece aklının bileğini değil, tüm varlığını tümüyle kurtarmış olması, tüm çıkarlarından arınmış olması, tam bağımsızlığına ulaşmış olabilmesidir..!

Düşünce tembelliğinden beynimizi azat eder de, geniş açılı pencerelerden bakarsak, her İNSAN, kendisi ne olmak ve nasıl olmak isterse o olur; öyle olur..! Gel bil ki, istemek başka şeydir, arzu etmek çok daha başka bir şeydir..! İstemek bir eylemdir. Her eylem gibi, yaptırımları vardır istemenin. İstence eylemi bizden, istenen koşulların tüm gereklerini eksiksizce yerine getirilmesini emreder… Arzu etmek ise, Kendini değiştirip, geliştirmedikçe öz kendin olamazsın! Değiş ki özünü bulabilesin, kendin olabilesin bambaşkadır. Yattığımız yerden ağzımızı açıp, kış ortasında bahçedeki elma ağacından, armudun ağzımıza düşmesini düşlemek kadar aykırı düşer istemekle arzu etmek.

İşte bu yüzden; Kendini değiştirip, geliştirmedikçe öz kendin olamazsın! Değiş ki özünü bulabilesin, kendin olabilesin..! Diğer bir başka deyişle; Yeniliği yakalamakla kalma, Yenilikle yaşamasını da, Yeniliği yaşatmasını da, yeni yeni yenilikler yaratmasını da bil..! Kendini aşmasını da bil..! Tanrılaşmasını bil..! Yarat…Yaşat… Niye mi?

***

Lire la suite