Hepsi (!) birer « Hukuk Devleti » ama Türkiye değil!

Peki ne oldu sizlerin Kopenhag’dan Türkiye’ye «dayattığınız» kıstaslara? Brüksel’den kalkan bir uçak bulamadınız da “Hukuk Devleti listesi”nin ilk sırasında yer alan Danimarka’nın başkentini mi yeğlediniz? İfade özgürlüğünde, demokrasi savunuculuğunda mangalda kül bırakmayan Avrupa’da Filistin’e destek vermek suç. Beğenmediği fikirleri en fazla sansürleyen ülke, 1789 devrim sloganı “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” olan Fransa…

***

Elections and the West:The Reasons behind the West’s Distrust in Turkey

Türkiye ile Batı arasındaki ilişkilerde belirleyici olan karşılıklı güven eksikliğidir. Türkiye’nin siyasi sistemi, kurumlarının, kuvvetler ayrılığının olmaması, yargı bağımsızlığına ilişkin soru işaretleri ve ekonomi politikaları nedeniyle Batı’ya güven vermekten uzak görülüyor. Bu tür alanlarda önemli ilerlemeler kaydedilmedikçe güven tesis etmek çok zordur. AB, ABD ve NATO gibi kuruluşlar, Türkiye’ye bir not vermek için 2023 seçimlerinin sonuçlarını bekliyor. Eskiden kullanılan bir deyim var; “Batı Çıpasına Bağlı Türkiye!” Seçimler öncesi değiştirmek gerekirse; “Medet Ya Muhalefet!” demek mümkün…

***

Türkiye’deki Seçimler: Dışarısının Beklentisi ve Gerçekleştirmek İçin Yırtındığı Nihaî Hedefi

***

Fransa ve Almanya Rekabeti: AB’de Siyasi İkiliği Tetikler mi?

***

News & Analysis from Turkey and The World – 26112022

***

Turk’s perspective on the changing world: The rise of nativism and nationalism in Turkish foreign policy, support for increasing autonomy in foreign policy…

Turks stili give credibility to international organizations, particularly in specific policy areas such as human rights, economics-trade, democracy-rule of law, humanitarian assistance, refugees and climate change. This indicates that Turks display a higher preference for multilateral institutions with a high level of approval to their activities in human rights-democracy related areas. But besides that, Turks, who believe that Turkey is facing enemies on many fronts, feel that it should reaffirm its new identity with alliances on cultural and religious grounds and justify the current apparent rise of conservative nationalism.

***

Turks asking; What about us? : EU advancing at the risk of losing or be the loser?

Since it is a long-term project, the EU needs to communicate its enlargement policy thoroughly and proactively. With regards to Türkiye, it is in the EU’s interest to start seeing the glass half full instead of half empty. There is still a vast number of people in Türkiye, who identify with European values. Moreover, it is not about doing Turks a favour but acting as such would also be in EU’s interest in the long-term perspective. But, as Jürgen Hardt, the foreign policy speaker of the Christian Democrats, said: The future of Türkiye lies on the side of the West, in the rule of law, freedom, democracy and international solidarity. So, the EU advancing at the risk of losing or be the loser side?

***

Avrupa Sınırı Yunanistan’dan öteye gitmez!

***

NATO’da, “Kazan-Kazan” süreci “Pazarlıkları…”

Evet, Helsinki ve Stockholm’ün Kuzey Atlantik İttifak üyeliklerine ilişkin zorlu süreç yeniden “KAZAN-KAZAN” aşamasına gelmiş, dayanmıştır. Türkiye – ABD ilişkilerini canlandırabilmek için kullanılacaktır; Brüksel’in “YENİ AVRUPA” inşâ çalışmalarında Türkiye’nin “yer kapma” gayretinin kapalı kapılar ardındaki pazarlıkları süregelecektir. Ancak, Rusya karşısında zevahiri kurtarmak için ne gerekiyorsa da mutlaka yapılacaktır, tıpkı geçmişteki gibi

***

Avrupa Güvenlik Algısının Değişimi

Kırım ve Donbass Avrupa ülkelerinde endişe yaratsa da Rusya’nın, Ukrayna’ya yönelik müdahalesi Avrupa’da uyarı ve teyakkuz ışıklarının yanmasına yol açtı. Avrupa’nın hemen sınırında bir savaşın ortaya çıkması, Avrupalı devletlerin jeopolitik endişeler yaşamasına ve güvenlik algılarının değişmesine sebep oldu. NATO’nun Avrupa’daki varlığını sorunsallaştıran aşırı sağ partiler bile sessizliğe gömüldüler ve yeniden mevzilenme stratejisi izleyerek söylemlerinde ve politikalarında değişikliğe gitme sinyalleri vermeye başladılar. Ayrıca, silahlanma ve özerkliğin artırılması tartışmaları Avrupa kamuoyunda ivme kazanmaya başladı.

***

AB – ABD Politikası: « Kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler »

“Batı Cenahı”nın son Ukrayna Krizi/Savaşı sırasında Kremlin sakinlerine uyguladığı; tahrik, suçlama, uzaklaştırma, dışlama ve belki de yeni bir “Soğuk Savaş” dönemi başlatma politikaları, şahsen yıllarca Türkiye karşısında izlediği ve şimdilerde de “sırtını sıvazlama” diye adlandırabileceğimiz, “sömürgecilik” ve “kölelik” devirlerine uzanan ve bir türlü kurtulamadığı geleneksel ilişki tarzını andırmıyor değil. İçinde yaşayanlar bilirler ve mümkün olan tepkiyi de gösterirler ama ne fayda?! Dünya’yı yönetenler yine de bildiklerini okumayı sürdürmezler mi!

***

AB, Türkiye’yi Niçin Akdeniz’de istemiyor? – Why EU not want Turkey in the Mediterranean?

Türkiye Kıbrıs dâhil doğu Akdeniz’de etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır. AB’nin arkasında ABD’nin bulunduğu anlaşılmaktadır. Yunanistan ve Kıbrıs, AB ve ABD tarafından kullanılırken, Rusya’nın örtülü desteği de unutulmamalıdır. Zira Kıbrıs Rumları bu “üçlü”nün himayesindedir. Türkiye ve güney Avrupa ülkeleri anahtar ortak olmalarına rağmen onların rolü çantada keklik değildir. Türkiye’nin aktif katılımı olmaksızın etkili bir politika hayal etmek zordur. Ancak bunun için de Türkiye’nin “milli doktirin”lerini yeniden belirlemesi gerekmektedir. Nedir bunlar?

***

In a Europe of Geopolitical Turmoil

In the case that political constellations change in Turkey and bring forth a new approach to democracy, rule of law, and human rights issues, then it may be possible to expect changes in the Turkey-Germany-EU relationship.

***