Türkiye’de Günümüzün Moda Deyimi ile Kaç Dirençli Kent Mevcut?!


Kentsel dirençliliğe sahip yerleşim merkezleri, günümüzün değişen koşulları karşısında kendilerini yer altında ve üstünde uyarlayabilen, yeni duruma göre dönüştürebilen, değiştirebilen ve geliştirebilenler olup, ekonomik, kurumsal, çevresel ve sosyal alanlarda fonksiyonlarını devam ettirebilen, buna hazırlıklarını sürekli geliştiren yaşam bölgeleridir. Zira Dirençlilik, herhangi bir sistemde meydana gelen bir aksaklığın ortadan kaldırılması, sistemin kesintiye uğratılmadan devamlığının sağlanması, risklere ve şoklara karşı sistemin güçlendirilmesi anlamına gelir. Türkiye Yüzyılı’nda Dirençli Şehir Paneli’ne katılan zamanın Eski Çevre Bakanı, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve İBB’nin kaybeden adayı Murat Kurum yaptığı konuşmasında Gazze’deki çocukları örnek vermiş (!) onlar daha yürümeden ölmeyi öğreniyorlar demişti. Son depremde Türkiye’nin çocukları siyasetçilerden neler öğrendiklerini bile anlayamadan ölüverdiler! (n.ö)

***

Lire la suite

Türkiye – Almanya İlişkileri: Sözüm Steinmeier’a ama AB sen de kulak dik!


Günümüzün silâh üretimi ve çatışmalar, savaşlar, tarihsel gerginlikler koşullarıyla dolu ortamında, a) Kim dost, kim dalkavuk b) Kim müttefik, kim hasım/düşman c) Kim insanlık ortak değerlerinden yana ve uygulayabilmek için çırpınıyor, kim bu değerleri, « temel hak ve özgürlükler » kılıfına uydurup gerektiğinde muhataplarına karşı bir silâh veya ekonomik/ticarî/sosyal baskı aracı olarak kullanıyor. Bu « sac ayağı » üzerindeki kazanç, çıkar, yükselme ve güçlenme yarışında asıl sorulması gereken soru şu olmalı: Kim samimi, kim riyakâr ve içten pazarlıklı?! « Öfkesini, kinini kimseye sezdirmeyen, iyi görünüp kötülük yapan ve yapmaya devam edenler arasındaki ilişkiler »in türü nedir? Döner kesmekle düzelmez ilişkiler, samimiyet gereklidir, dürüstlük gereklidir, dost ve müttefikliğe uygun davranış ve devlet politikaları gereklidir.

***

Lire la suite

NATO, Türkiye’deki Amerikan Nükleer Cephaneliği ve AB ile İlişkilerin Geleceği!


İncirlik’te depolanmış Amerikan Nükleer Silâhlarının da gündemde bulunduğu ve yeni nükleer korunma şemsiyelerinin arandığı bir sırada, AB ile ilişkilerin dönüm noktasına getirildiği günümüzde Brüksel, Ankara karşısında nasıl davranacak? Bir nükleer savaşta Kıbrıs, Rus oligarklara ev sahipliği yaptığı, geçmişte Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler kurduğu için hedef olmaktan kurtulacak mı? Yoksa Türkiye Vetosunu kaldırmasa da mevcut engelleri yumuşatacak mı?

***

Lire la suite

Alissiz Harikalar Evreninde Şaşırışsız Yaşamak


Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamak demektir. Şaşkınlık ise, beklenmeyen bir olayın sonucu olarak bir irkilme tepkisiyle yansıyan, kısa, zihinsel ve fizyolojik durum anlamına gelir. Hayret bir şey, duyulanı anlatmaya yarayan ünlemdir. Tuhaf bulmak, garipsemek ve yadırgamak manasında kullanılır. Bilgilenmek becerilenmek için değilse, niçin varsın bu Evrende diye soruyor Şair!

***

Lire la suite

AB: Ortak Tarım Politikası ile İklim ve Çevresel Hedefler Arasındaki Dengeyi Koruma Arayışları!


AB Komisyonunun, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik yerine koşulluluk gerekliliklerini esnetmesi, OTP’nin meşruiyetini ve çevresel hedeflerini zayıflatabileceği öngörülüyor. Ayrıca, teklifin etki değerlendirmesi olmadan sunulmuş olması da eleştirilere yol açıyor. AP seçimleri öncesi, çiftçilerin bu protestolarının başta Avrupa Komisyonu olmak üzere AB kurumlarını ve liderlerini ciddi şekilde endişelendiriyor. AB’li çiftçiler, AB iş gücünün %4’ünden fazlasını temsil etmesinin yanısıra seçmenlerin genelinde destek görmeleri, AP seçimlerinde “sağa keskin bir dönüş” olasılığını artırıyor.

***

Lire la suite

Yerel Seçimlerin Ardından: Ya Herro Ya Merro – 2 – Kızım Sana Dedim Gelinim Sen de İşit!


Yerel seçimler ile Genel olanı arasında kesin bir çizgi çizerek yaşama devam etmek gerekmektedir. Bu arada bir tür « ödüllendirildiği » veya iktidara uyarı aracı olarak kullanıldığı anlaşılan muhalefete de – özellikle « Ana » ve « Etnik » – görevler düşmüyor, seçmen tarafından izlenilmeyecek değil. Zira, son İstanbul « Banknot Kuleleri » olayını seçmenin görmezden gelerek oy kullandığı ve « hırsızlar veya yolsuzluk yapanlar » ile kendisini aynı konuma oturtmaktan çekinmediği kesinlikle düşünülmemelidir.

***

Lire la suite

İklim Krizi ve Açlığa Uzanan Eylemsizlik Süreci: Yiyin efendiler yiyin…


Yiyin birbirinizi, PKK sempatizanları ile Cumhur İttifakı yandaşları, Belçika’da; Yiyin birbirinizi, İktidar ve Muhalefet, yerel seçimler savaşında; Yiyin birbirinizi, futbol kulüpleri ve taraftarları, görkemli sahalarınızda; Yiyin efendiler, yiyin, bu sofracık, halkımızın varı yoğu, hayatı, sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, bu iştah veren sofra sizlerin. Verir bu fukara insanlık nesi var nesi yoksa hepsini, verir malını, canını, umudunu, düşünü, rahatını, sağlığını, içinin bütün ateşini. Hadi, hadi yuvarlayın, düşünmeyin haram mıdır, helal mi? Çünkü eninde sonunda birbirinizi yemek zorunda kalacaksınız, yiyecek başka şey bulamadığınızdan dolayı. (Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” Şiirinden uyarlama – https://www.youtube.com/watch?v=gA1Rre2Ku-g)

***

Lire la suite

Türkiye’de Ne Seçim Kazandırır; İnsanca Yaşatacak Politikalar Mı, Karşılıklı Suçlamalar Mı?!


BM’nin son raporuna göre Türkiye İnsani Gelişmede 193 ülke Arasında 45’inci Sırada bulunuyor. Diğer deyişle, kimilerinin sıkça iddia ettiği gibi hiç de “kıskanılacak” bir konumda değil. Peki sorumluluk sahibi kimler? Elbette bu konuda da tüm ipleri ellerinde tutan iktidar, şimdi kalkıp da suçu muhalefete yükleyecek değil herhalde değil mi? Anlı ve şanlı Türkiye basını – matbu baskılarını tenzih ederek – nedense en çok tartışılması gereken, iklim değişikliği üzerine vatandaşın/seçmenlerin ne düşündüklerine dair yapılan son anketlere hiç yer vermiyor. Oysa, %55 Hükümetin ve Devletin başıdır diyor. Çelişkili bir şekilde %22’si yerel yönetimler demesine karşın, %75’i yeterli çabayı göstermediklerini söylüyor. İktidar partisi önlerinde bir “engel” mi teşkil ediyor şeklinde algılamak gerekiyor?! Nazım Hikmet’in ‘Türk Köylüsü’ şiirindeki ‘Topraktan öğrenip kitapsız bilen’ dizelerini hatırlatanlar bile şaşkınlıklarını gizlemiyorlar!

***

Lire la suite

Türkiye’ninki Dahil Güvenlik Sağlanmadan Irak’ta Adım Atılamaz!


Irak’ta son derece karmaşık ve hareketli bir döneme girildiğine hiç kuşku yok. CHP!nin « emekli apoletlileri »nin de farkında olmamaları mümkün değil. Eğer emekli olmadan önce vardıkları mevkiye hak ederek gelmişlerse! Aksi takdirde birilerinin çıkarlarına hizmet edecek şekilde işkembe-i kubradan atıyorlar, dememek olanak dışı! İktidarda, CHP’nin bulunmamasının TC açısından ne derece önemli olduğu şimdilerde daha iyi anlaşılıyor. Hele bir de İstanbul gibi bir metropolde Kandil destekli kürtlerin siyasi kolu ile « demlenmek » sade vatandaşların, oy kullanacak seçmenlerin ne algılayabilecekleri bir boyut ne de zaten ilgi kapsamlarına giriyor. Sığınmacıları « beka » sorunu olarak görenlerin bile anlayabilecekleri çapta değil. ABD, Irak’tan çekilirse ne olacak? Boşluğu kim dolduracak? Türkiye üzerinden geçmesi plânlanan Yeni Yol Projesi’nin güvenliği nasıl korunacak? Kaybeden taraflardan biri olacak İran nasıl davranacak? PKK, kökünden kazınmadan proje gerçekleşebilecek mi? DİB, MİT ve MSB’nın son Bağdat ziyaretleri ne anlama geliyor? (nö)

***

Lire la suite

AB, İklim Değişikliği Risklerine Karşı Toplumun Direncini Her Seviyede Artırmak İçin Yeni Tedbirleri Uygulamaya Geçiriyor.


İnsanları ve mevcut refahı korumak, iklim değişikliğinin ve doğurduğu etkilerin yarattığı, yaratabileceği muhtemel tehlikeleri aşabilmek amacıyla AB öngörülerden, bilimsel veriler ile araştırmalardan hareket ediyor ve doğabilecek tüm tehlikeleri önceden yönetmeye yönelik hazırlıkları yapıyor. Odaklandığı nokta ise şu; toplumun her tabakası ne kadar hazırlıklı olursa, duyarlaştırılırsa ve gerekli araçlar ile donatılırsa tehlikelerin üstesinden daha kolayca gelinebilir. Ya Türkiye’deki iktidar ve tüm siyasi partiler ile sivil toplum örgütlerinin yanısıra vatandaşlar ne yapıyorlar ve ne ölçüde duyarlılar bu konuda?!

***

Lire la suite

Amaçları Halkı İnsan Gibi Yaşatacak Belediyecilik Yapmak Değil!


Cumhurbaşkanı imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan acele kamulaştırma kararına göre; Akbelen Ormanı’nın çevresindeki İkizköy, Çamköy ve Karacahisar’da bulunan toplam 190 parsellik tarım arazisi, linyit madeni sahası olarak kullanılmak üzere kamulaştırıldı. Ordu’nun Mesudiye ilçesi’nde 6,92 hektarlık alanda yeni bir Maden Ocağı projesi başlatıldı. CHP raporuna göre; AKP İliç’de cevherin tekrar işlenmesine izin vermeyi hedefliyor. İzmirli uyuyor musun? İzmir’in doğasını yok edecek bir seçim vaadi sunuluyor sana! Peki, Enerji dönüşümüne ve çevreye sadık kalan bir belediyecilik için siyasetçilerin asıl görevleri neler olmalı? Bilgilenmekten korkan, mevcut yaşamını sahiplenmek, gelecek nesillerinkini şimdiden korumak sorumluluğundan kaçanlara sorulacak sorular mı bunlar?!

***

Lire la suite

AB’den, Seçim Dönemlerinde Kutuplaştırmayı, Seçmenleri Olumsuz Yönde Etkilemeyi Ve Yabancı Müdahaleleri Önleyici Yeni Düzenleme


Siyasi reklamlar, Çevrimiçi ortamın istismarı ve Dışarıdan yabancı müdahale denetim altına alınacak. Irk, etnik köken veya aşırılık içeren siyasi görüşleri ortaya koyan veriler yasaklanacak. Sosyal medyada profil oluşturma amacıyla kullanılamayacak kutuplaşmayı körükleyecek unsurlar kullanılamayacak. Reklâm gelirleri, sponsorlar sıkı biçimde denetlenecek. Darısı Türkiye’nin başına mı desek acaba? AB üyesi değil ki Türkiye, yok öyle!

***

Lire la suite

Adalet mi? Yaşamın Hangi Alanında Mevcut ki!


Popülizm İklim Bozulmasına Karşı Mücadeleyi Riske Atıyormuş. İnsan yaşamında siyasetçilerin tehlikeye atmadıkları, sokmadıkları ne kaldı ki, “kıyameti” seçmenlerinin “ahmaklığı” sayesinde yakınlaştırırcasına bu sektöre de bulaştırmasınlar. Son altın felâketindeki sorumlulukları belgelerle kanıtlanmışlar, siyasette ödüllendirilmelerinin eşiğine gelmiş bulunmuyorlar mı? Seçmenler sayesinde! AB ise çevreye tahribat verenleri ağır biçimde cezalandıracak yeni düzenlemelere gidiyor, oysa. Avrupa’da acil olan çevresel cezasızlığın sona erdirilmesi anlamına geliyor bu. Ya Türkiye dahil, siyasetçilerin tek hedefi parasal çıkarlar olduğu dünyanın diğer ülkelerinde?

***

Lire la suite

Yaparsa AKParti Yapar, Gerisi Avucunu Yalar


***

Lire la suite

Vox Populi Vox Dei: Halkın Sesi, Hakkın Sesi Değildir, Politika Esnafının Sloganıdır


Doğa’nın –Tanrının- sesi-; duyan kulaklar için bilimdir. Yönetimler; kendine özgü yasama’sı, yürütme’si ve yargı’sı ile önce can sonra canan bir yapıdır. Yönetimi –Yasamayı, yürütmeyi, yargıyı– dışarıdan yansızca gözlemleyecek ve geliştirecek bilim erki, henüz ufukta görünmüyor… Peki, bu durumda yapılması gereken nedir?

***

Lire la suite

Yerel Seçimlere Giderken Brüksel Bakışı: Ya Herro Ya Merro


***

Lire la suite

Eğitimce Gelişmemiş Toplumlarda Örtülü Demokrasi Rejimini Çalıştıranlar.


Doğada denge vardır. Hayvanlar aleminde; güçlü olan, güçlü olmayanı yer. İnsanlar aleminde ise, hırsızlık ideolojisine sahip olanlar; olmayanı sömürür, yer. Tarih boyunca; dürüst diye halkın güvendiği birçok yönetici hırsız damgasını yemiştir. Yönetici sınıfının hırsızlık eylemlerinde; hukuk kuralları işlemez. Onlarda; dostluk yoktur. Çıkar çatışmasında düşman olurlar, çıkarlar birleşince dost olurlar. Peki ne yapmak gerekiyor?

***

Lire la suite

Denklem değişmedikçe, hiçbir şey değişmez.


Ahlamak vahlamak, halkı yada yönetenleri suçlamak nafile. Toplumlar; iki azınlık bir çoğunluktan oluşur. Azınlıklar; normalin altındaki anormaller ve normalin üstündeki sürnormallerdir. Çoğunluk; o toplumun ortalama duygusunu düşüncesini ve davranışını; Nasıl’ını oluşturan ağırlık merkezidir.. Devlet otobüsünün yolcu çoğunluğunun seçtiği şoför; destekçisi olmayan anormal ve sürnormal azınlıkları niçin dinlesin!

***

Lire la suite

Kurum’u İBB Seçenler Suç Ortaklığı Yapmış mı Olacaklar!


İstanbul seçmeninin işi hiç de kolay değil. Bir tarafta Kentin en zor zamanlarında İngiliz Sefir ile Balık taam eden, tatile çıkan, ABD sefirinin Cumhurbaşkanı’nı bile ziyaret etmeden önce koşa koşa gittiği mevcut başkanı var. İktidarın adayı da son İliç felâketi yüzünden zan altında. “Outsider”lardan sadece İyi Parti adayının çok yönlü tecrübesi var. Türkistan kökenli bir iş adamı ve siyasetçi. Milliyetçi geçmişi ve sıkı bir örgütçülüğü olan hemen yanıbaşında. Ve peşin hükümlü, ön yargılı bakmayanlar için aynı “kalibrede” diyebileceğim DEM Parti adayları. Ve de “oy bölme” görevlisi izlenimi yaratan diğerleri… Duygusal mı, akılsal mı oy kullanacaksınız, tercih de irade de sizlerin değil mi? Nasıl olsa kimileri gibi “kıvırttırma” şansınız yok mu vakti zamanı gelince! Ama, siyasetçilere ve iktidara artık bir ders verme zamanı da gelmedi mi yoksa? Zor dostum zor, diyenlerinizi duyar gibi olanlar mutlaka vardır içinizde!

***

Lire la suite

Yerel Seçimlere Giderken Büyükşehir Belediyelerinin Konum ve Karakterini Anlama: Kime Oy Vereceksiniz?


Büyükşehir belediyelerinin görev ve sorumluluklarını ne oranda yerine getirdiği ve bunları kentlilerin yararına olacak şekilde ne oranda genişletebildiği yerel yönetimlerin geleceğine yönelik önemli bir soru işareti oluşturuyor. Yerel yönetimlerin hizmetten çok “rant kapısı” olarak algılanması niçin kaçınılmaz oluyor. Demokratik bir toplumun inşasında önemli bir rol oynayan belediyelerin, halk katılımının farklı yöntemlerini cesaretlendirerek siyasi süreçlerde etkin olma fırsatları sunması gerekiyor. Peki, belediyeler Avrupa Birliği’ndeki gibi birer “demokrasi okulu” işlevini yerine getirebiliyorlar mı?

***

Lire la suite

Hatay’da Depremden 1 Yıl Sonra: İleriye Yönelik Hayat Şansı Azalıyor


Çevreciler, deprem sonrası geçen bir yılın muhasebesini yapıp, raporlarını yayımlarlarken, CHP de âdeta özeleştirisini yaparcasına Lütfü Savaş bunca zaman ne yapmış sorusunu soruyor. Depremden sağ kurtulanlar büyük bir halk sağlığı sorunu ile karşı karşıya bulunuyor. “Yetkililer”in ise durumun farkında olmaz bir yaklaşım sergilemelerinin de insanlık anlayışı ile tezat yaratığı bizzat CHP bölge milletvekillerince ifade edilerek, eleştiriliyor! TMMOB Hatay Asbest Raporu’na göre, binalardan alınan 45 numuneden 16’sında asbest tespit edilmiş. Depremden sağ olarak kurtulanlar kümülatif kirlilik yükü neticesinde başka ölümcül hastalıkların pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıyalar. Yerel Seçimlere kısa süre kala iktidar bu bir yılı nasıl geçirdi acaba? Ki, bir önceki Çevre Bakanı’nı Mega Kent İstanbul için aday gösterme cesareti buldu kendisinde!

***

Lire la suite

Etliye de Sütlüye de Karışan Köşesinde Oturmayan Seçmen Olmadıkça Demokrasi Yoktur!


İktidarı iktidar yapan, ona oy veren seçmendir. İktidarın başarısında ve başarısızlığında, seçmenin %100 payı vardır. İktidarlar seçmenin bir köşeye çekilmesini etliye sütlüye karışmamasını isterler. Seçmenleri bu düruma düşürmek politikacıların yararına, seçmenlerin zararınadır. Polıtikacılar bu durumun değişmesini engelleyeceklerinden, seçmenlerin partilere karşı örgütlenmeleri, sağ ve sol partilere karşı sağcı ve solcu, toplam iki SEÇMEN SENDİKASI kurmaları olmazsa olmazdır. Türkiye’de mümkün mü?

***

Lire la suite

Türkiye nüfusu için alarm zilleri çalıyor: Artık çok yaşlı bir ülkeyiz


Yabancı nüfus azalıyor, köye geri dönülüyor yaşlanma artıyor, “yorgan altı”na girip uzun kış geceleri olmuyor. Tek “eğlence” artık çocuk yapmak değil. Futbol seyretmek, dizileri seyretmek daha eğlenceli. Sosyal Medya ortamında yabancı nüfusa yönelik ırkçılık almış başını gidiyor. Yetenekli nesil geleceğini Avrupa’da arıyor. Avrupa Birliği’nden Türk göçü dönüş yapsa bile yaşlı nüfusa katkı dışında bir fayda sağlamıyor. İyi de, bir ülke için çok önemli olan nüfus artışına kim katkı yapacak?

***

Lire la suite

Depremle Mücadelenin Yolu Bileşenlerden Geçiyor: Yönetim, Halk, Altyapı, Ekosistem, Ekonomi.


Binlerce can kaybı, yıkılan binlerce bina, neredeyse hayatın durma noktasına geldiği şehirler… Aynı acıların bir kez daha yaşamamanın yolu, bir kentin bileşenlerini güçlendirmekten geçtiği kadar, mevcut zihniyetin, kadercilik anlayışının da değişmesinden de geçiyor öncelikle. Çalışmak, çok çalışmak, tembellikten kurtulmak şart. Yoksa depreme dayanıklı binalar inşa etmek yeterli değil. Uğranan kayıpları asgari düzeye indirebilmek için her alanda değişim ve dönüşüm zorunlu. Yaşamak, insanca yaşamak bugünkü gibi gözyaşı dökmemek istiyorsanız elbette! Peki yerine getirilmesi gereken ve hatta zorunlu olan altı bileşen nedir, nasıl hayata geçirilir?

***

Lire la suite

Pluralism Confronts Radicalization in Türkiye


The prevalence of radical religious attitudes low and demonstrates a decreasing trend. Social exclusion emerges as a significant factor influencing radical religious attitudes, with religiosity playing a role. Various socio-economic factors can influence changing radical religious attitudes. There is also a decreasing trend in participation in sects and religious commitment to sects.

***

Lire la suite