BOĞAZDA VİSKİ İÇEN OTOMOBİL HİÇ GÖRDÜNÜZ MÜ?


Hiç düşünce emeğini kullanarak Boğazda viski içmeye karar veren, lokanta masasına kurularak viski bekleyen otomobil gördünüz işittiniz mi? Yüzenini, balık tutanların bulunduğunu gördük diyenleriniz mi var yoksa! Bu Otomobilin Tüketim gücü; benzini, yedek parçası, bakım onarım gideriyle sınırlı. Oysa insanın ihtiyaçları sonsuz. İhtiyaçları sonsuz olan İnsanın tüketim gücü potansiyel olarak sonsuz. İnsan ekonominin olmazsa olmazı, her şeyi, kaynağı, kendisi. İşverenin net kazancının o işyerindeki işçilere prim olarak ödenmesiyle; emeği geçen işçiler aracılığıyla kas ve düşünce emekçilerine tüketim gücü aktarılarak, işçi ve işveren yararı sağlanarak, ekonomi sağlıklandırılmalıdır.

***

Lire la suite

Türkiye’de Günümüzün Moda Deyimi ile Kaç Dirençli Kent Mevcut?!


Kentsel dirençliliğe sahip yerleşim merkezleri, günümüzün değişen koşulları karşısında kendilerini yer altında ve üstünde uyarlayabilen, yeni duruma göre dönüştürebilen, değiştirebilen ve geliştirebilenler olup, ekonomik, kurumsal, çevresel ve sosyal alanlarda fonksiyonlarını devam ettirebilen, buna hazırlıklarını sürekli geliştiren yaşam bölgeleridir. Zira Dirençlilik, herhangi bir sistemde meydana gelen bir aksaklığın ortadan kaldırılması, sistemin kesintiye uğratılmadan devamlığının sağlanması, risklere ve şoklara karşı sistemin güçlendirilmesi anlamına gelir. Türkiye Yüzyılı’nda Dirençli Şehir Paneli’ne katılan zamanın Eski Çevre Bakanı, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve İBB’nin kaybeden adayı Murat Kurum yaptığı konuşmasında Gazze’deki çocukları örnek vermiş (!) onlar daha yürümeden ölmeyi öğreniyorlar demişti. Son depremde Türkiye’nin çocukları siyasetçilerden neler öğrendiklerini bile anlayamadan ölüverdiler! (n.ö)

***

Lire la suite

Türkiye – Almanya İlişkileri: Sözüm Steinmeier’a ama AB sen de kulak dik!


Günümüzün silâh üretimi ve çatışmalar, savaşlar, tarihsel gerginlikler koşullarıyla dolu ortamında, a) Kim dost, kim dalkavuk b) Kim müttefik, kim hasım/düşman c) Kim insanlık ortak değerlerinden yana ve uygulayabilmek için çırpınıyor, kim bu değerleri, « temel hak ve özgürlükler » kılıfına uydurup gerektiğinde muhataplarına karşı bir silâh veya ekonomik/ticarî/sosyal baskı aracı olarak kullanıyor. Bu « sac ayağı » üzerindeki kazanç, çıkar, yükselme ve güçlenme yarışında asıl sorulması gereken soru şu olmalı: Kim samimi, kim riyakâr ve içten pazarlıklı?! « Öfkesini, kinini kimseye sezdirmeyen, iyi görünüp kötülük yapan ve yapmaya devam edenler arasındaki ilişkiler »in türü nedir? Döner kesmekle düzelmez ilişkiler, samimiyet gereklidir, dürüstlük gereklidir, dost ve müttefikliğe uygun davranış ve devlet politikaları gereklidir.

***

Lire la suite

Türkiye – Irak İlişkileri: Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı kalabilecek mi?


İlişkilerin gidişatını belirleyecek etkenlerden biri Türkiye’nin PKK ile mücadelesine Irak’ın nasıl destek veya iç politikasında tepki vereceği olacak. Ayrıca, Kerkük-Ceyhan petrol boru hattının hangi düzenlemelerle yeniden çalışmaya başlayacağına bakılacak… Ancak asıl önemlisi, bölgedeki dengelerde rol sahibi ABD, İran ve İsrail’in Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerde büyük bir değişime neden olabilecek Kalkınma Yolu gibi bir projeyi nasıl izleyecekleri, kabullenip kabullenmeyecekleri de merak konusu!

***

Lire la suite

NATO, Türkiye’deki Amerikan Nükleer Cephaneliği ve AB ile İlişkilerin Geleceği!


İncirlik’te depolanmış Amerikan Nükleer Silâhlarının da gündemde bulunduğu ve yeni nükleer korunma şemsiyelerinin arandığı bir sırada, AB ile ilişkilerin dönüm noktasına getirildiği günümüzde Brüksel, Ankara karşısında nasıl davranacak? Bir nükleer savaşta Kıbrıs, Rus oligarklara ev sahipliği yaptığı, geçmişte Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler kurduğu için hedef olmaktan kurtulacak mı? Yoksa Türkiye Vetosunu kaldırmasa da mevcut engelleri yumuşatacak mı?

***

Lire la suite

AB İklim Risklerinin Yönetilmesi: İnsanların Korunması Aciliyet Kazanıyor!


AB ülkeleri, 1990’lı yılların başından beri iklim kriziyle mücadelede konusunda önemli adımlar atıyor. AB’nin daha iddialı çevresel tedbirler aldığı gözlemleniyor. Ancak bu tedbirlerin görmezden gelinmemesi gereken oldukça ciddi bir ekonomik boyutu da yok değil! Bu bağlamda “İklim Risklerinin Yönetilmesi-İnsanların ve Refahın Korunması” başlıklı Komisyon’un son Tebliği, her şeyden önce iklim krizinin önlenmesine yönelik yatırımlar yapılmasını öneriyor. Zira, iklim krizi nedeniyle yüzyılın sonuna kadar AB GSYH’sinin yaklaşık %7 oranında daralabileceği gerçeğine gönderme yaparak, kısa vadeli kazançların uzun vadeli yıkımlara yol açabileceğine dair önemli bir mesaj içeriyor. Tebliğ, iklim kriziyle mücadele ederken refahın da korunması için yönetişimin ve var olan araçların güçlendirilmesi, yapısal politikalardan daha fazla yararlanılması ve iklim direncinin daha fazla finansmanına yönelik öneriler önerilerde bulunuyor.

***

Lire la suite

AB Biyoteknoloji ve Biyo-Üretim: Geleceği Doğa ile İnşa Etmek


AB Sağlık, tarım, endüstri ve çevre gibi konularda yenilikçi çözümler sunan biyoteknoloji ve biyo-üretim vizyonu çerçevesinde, doğayla uyumlu bir şekilde AB’nin rekabet gücünü artırmaya yönelik adımlaratmayı hızlandırıyor. Bu bağlamda kabul ettiği son tebliğ, çeşitli düzenlemeler ve uygulamalar içeriyor. “Geleceği Doğa ile İnşa Etmek: AB’de Biyoteknoloji ve Biyo-Üretimin Güçlendirilmesi” başlıklı Tebliğ altında önerilen eylemler çözüm önerileri sunuyor. Peki nedir bunlar? Zira hepsi, Türkiye’yi ve son seçimlerde yeni seçilen yerel yöneticileri de yakından ilgilendiriyor!

***

Lire la suite

AB: Ortak Tarım Politikası ile İklim ve Çevresel Hedefler Arasındaki Dengeyi Koruma Arayışları!


AB Komisyonunun, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik yerine koşulluluk gerekliliklerini esnetmesi, OTP’nin meşruiyetini ve çevresel hedeflerini zayıflatabileceği öngörülüyor. Ayrıca, teklifin etki değerlendirmesi olmadan sunulmuş olması da eleştirilere yol açıyor. AP seçimleri öncesi, çiftçilerin bu protestolarının başta Avrupa Komisyonu olmak üzere AB kurumlarını ve liderlerini ciddi şekilde endişelendiriyor. AB’li çiftçiler, AB iş gücünün %4’ünden fazlasını temsil etmesinin yanısıra seçmenlerin genelinde destek görmeleri, AP seçimlerinde “sağa keskin bir dönüş” olasılığını artırıyor.

***

Lire la suite

İklim Krizi ve Açlığa Uzanan Eylemsizlik Süreci: Yiyin efendiler yiyin…


Yiyin birbirinizi, PKK sempatizanları ile Cumhur İttifakı yandaşları, Belçika’da; Yiyin birbirinizi, İktidar ve Muhalefet, yerel seçimler savaşında; Yiyin birbirinizi, futbol kulüpleri ve taraftarları, görkemli sahalarınızda; Yiyin efendiler, yiyin, bu sofracık, halkımızın varı yoğu, hayatı, sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, bu iştah veren sofra sizlerin. Verir bu fukara insanlık nesi var nesi yoksa hepsini, verir malını, canını, umudunu, düşünü, rahatını, sağlığını, içinin bütün ateşini. Hadi, hadi yuvarlayın, düşünmeyin haram mıdır, helal mi? Çünkü eninde sonunda birbirinizi yemek zorunda kalacaksınız, yiyecek başka şey bulamadığınızdan dolayı. (Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” Şiirinden uyarlama – https://www.youtube.com/watch?v=gA1Rre2Ku-g)

***

Lire la suite

Savaşın Getirdiği Dönüşüm: Rusya’ya Terör İle Boyun Eğdirtmek Mi?!


« Savaş »ın ilke ve kuralları bulunmasına karşın, « ahlâk »ının olmadığı iki yılı aşkın bir süredir devam eden Rusya-Ukrayna örneğinde, doğrudan veya dolaylı taraf olanların davranışlarında açık biçimde görülüyor. Bir ülke düşünün ki – ABD – Rusya’daki terör saldırısının istihbaratını alıyor (!) ve onlarca insanın katledilmesine gözlerini kapama pahasına uyarmıyor! NATO müttefikleri olmalarına ve de savaş içinde bulunmamalarına karşın kimi ülkelerin yıllardır Türkiye’ye karşı terör eylemlerini « insan hakları ihlâlleri » bağlamında anlayışla karşılamaları (!) teröristlere her türlü desteği vermeleri şimdilerde daha iyi anlaşılmıyor mu?! Rusya’daki hain ve kalleşçe terör saldırısı, Ukrayna Savaşı’nda bir dönemeç noktası olabilir mi?

***

Lire la suite

Türkiye’de Ne Seçim Kazandırır; İnsanca Yaşatacak Politikalar Mı, Karşılıklı Suçlamalar Mı?!


BM’nin son raporuna göre Türkiye İnsani Gelişmede 193 ülke Arasında 45’inci Sırada bulunuyor. Diğer deyişle, kimilerinin sıkça iddia ettiği gibi hiç de “kıskanılacak” bir konumda değil. Peki sorumluluk sahibi kimler? Elbette bu konuda da tüm ipleri ellerinde tutan iktidar, şimdi kalkıp da suçu muhalefete yükleyecek değil herhalde değil mi? Anlı ve şanlı Türkiye basını – matbu baskılarını tenzih ederek – nedense en çok tartışılması gereken, iklim değişikliği üzerine vatandaşın/seçmenlerin ne düşündüklerine dair yapılan son anketlere hiç yer vermiyor. Oysa, %55 Hükümetin ve Devletin başıdır diyor. Çelişkili bir şekilde %22’si yerel yönetimler demesine karşın, %75’i yeterli çabayı göstermediklerini söylüyor. İktidar partisi önlerinde bir “engel” mi teşkil ediyor şeklinde algılamak gerekiyor?! Nazım Hikmet’in ‘Türk Köylüsü’ şiirindeki ‘Topraktan öğrenip kitapsız bilen’ dizelerini hatırlatanlar bile şaşkınlıklarını gizlemiyorlar!

***

Lire la suite

AB Neden Yeni Bir Savunma Stratejisine Gerek Duyuyor?


2030 yılına kadar pek çok hedef ortaya koyulan yeni strateji özellikle, yaşanması muhtemel herhangi bir kriz anında önceden hazırlıklı olma isteğinden dolayı. Ağzı yanan Brüksel yoğurdu üfleyerek yemek zorunda kalmamak istiyor. Ayrıca, Avrupalı devletlerin savunma sanayisindeki rekabetçiliğini artırmayı ve AB üye ülkelerinin kolektif bir savunma mekanizmasına sahip olmasını hedefliyor. Avrupa Yatırım Bankası’nın üye ülkelere borç verme politikası da savunmaya odaklanmış şekilde yeniden yapılandırmak suretiyle de, savunma bütçeleri yeni güvenlik anlayışına göre düzenlenecek ve dışa harcanan paraların içeride kullanılmasına yol açacak. Savunma satın alma bütçelerinin 2030 yılına en az %50’sinin ve 2035 yılına kadar da %60’ının AB içerisinden karşılanması sağlanacak.

***

Lire la suite

Türkiye’ninki Dahil Güvenlik Sağlanmadan Irak’ta Adım Atılamaz!


Irak’ta son derece karmaşık ve hareketli bir döneme girildiğine hiç kuşku yok. CHP!nin « emekli apoletlileri »nin de farkında olmamaları mümkün değil. Eğer emekli olmadan önce vardıkları mevkiye hak ederek gelmişlerse! Aksi takdirde birilerinin çıkarlarına hizmet edecek şekilde işkembe-i kubradan atıyorlar, dememek olanak dışı! İktidarda, CHP’nin bulunmamasının TC açısından ne derece önemli olduğu şimdilerde daha iyi anlaşılıyor. Hele bir de İstanbul gibi bir metropolde Kandil destekli kürtlerin siyasi kolu ile « demlenmek » sade vatandaşların, oy kullanacak seçmenlerin ne algılayabilecekleri bir boyut ne de zaten ilgi kapsamlarına giriyor. Sığınmacıları « beka » sorunu olarak görenlerin bile anlayabilecekleri çapta değil. ABD, Irak’tan çekilirse ne olacak? Boşluğu kim dolduracak? Türkiye üzerinden geçmesi plânlanan Yeni Yol Projesi’nin güvenliği nasıl korunacak? Kaybeden taraflardan biri olacak İran nasıl davranacak? PKK, kökünden kazınmadan proje gerçekleşebilecek mi? DİB, MİT ve MSB’nın son Bağdat ziyaretleri ne anlama geliyor? (nö)

***

Lire la suite

AB, İklim Değişikliği Risklerine Karşı Toplumun Direncini Her Seviyede Artırmak İçin Yeni Tedbirleri Uygulamaya Geçiriyor.


İnsanları ve mevcut refahı korumak, iklim değişikliğinin ve doğurduğu etkilerin yarattığı, yaratabileceği muhtemel tehlikeleri aşabilmek amacıyla AB öngörülerden, bilimsel veriler ile araştırmalardan hareket ediyor ve doğabilecek tüm tehlikeleri önceden yönetmeye yönelik hazırlıkları yapıyor. Odaklandığı nokta ise şu; toplumun her tabakası ne kadar hazırlıklı olursa, duyarlaştırılırsa ve gerekli araçlar ile donatılırsa tehlikelerin üstesinden daha kolayca gelinebilir. Ya Türkiye’deki iktidar ve tüm siyasi partiler ile sivil toplum örgütlerinin yanısıra vatandaşlar ne yapıyorlar ve ne ölçüde duyarlılar bu konuda?!

***

Lire la suite

Amaçları Halkı İnsan Gibi Yaşatacak Belediyecilik Yapmak Değil!


Cumhurbaşkanı imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan acele kamulaştırma kararına göre; Akbelen Ormanı’nın çevresindeki İkizköy, Çamköy ve Karacahisar’da bulunan toplam 190 parsellik tarım arazisi, linyit madeni sahası olarak kullanılmak üzere kamulaştırıldı. Ordu’nun Mesudiye ilçesi’nde 6,92 hektarlık alanda yeni bir Maden Ocağı projesi başlatıldı. CHP raporuna göre; AKP İliç’de cevherin tekrar işlenmesine izin vermeyi hedefliyor. İzmirli uyuyor musun? İzmir’in doğasını yok edecek bir seçim vaadi sunuluyor sana! Peki, Enerji dönüşümüne ve çevreye sadık kalan bir belediyecilik için siyasetçilerin asıl görevleri neler olmalı? Bilgilenmekten korkan, mevcut yaşamını sahiplenmek, gelecek nesillerinkini şimdiden korumak sorumluluğundan kaçanlara sorulacak sorular mı bunlar?!

***

Lire la suite

Bu Sesler Postal Sesleri Değil Gelen Yer de Kadife Kesenin Yeri Değil Ama!


Dünya Bankası Raporu, Türkiye’de kadınların erkeklere oranla yüzde 82,5 oranında eşit olduğunu gösteriyor. Eşitliği bozan kalemlerse ebeveynlik, evlilik, girişimcilik, ücret ve emekliliğe ilişkin düzenleme ve uygulamalar olarak sıralıyor. Yine bu rapora göre, Türk kadınlarının hakları Avrupa ve orta Asya bölgesindeki kadınlara göre daha kötü.

***

Lire la suite

Avrupa’nın Yeni Savunma Sanayi Stratejisi: AB’nin Trump Geliyor Diye Paçaları Tutuştu!


AB’nin bugün Brüksel’de açıkladığı, Avrupa Savunma Sanayii Stratejisi ve Avrupa Savunma Sanayii Programı teklifi güvenlik paradigmasındaki değişikliklere yanıt verme amaçlı. Dışa yönelik savunma harcamalarını kendi içindeki üretime yoğulaştırmayı ve farklı silâh sistemlerine yatırım yapmayı öngörüyor. Ancak asıl hedef, son yıllardaki acı deneyimlerden ders çıkararak acil kriz halinde yapısal savunmaya hazır olma ve gerekirse tek başına müdahale edebilme kapasitesini artırmayı öngörüyor. On yıllık bir süreç belirleyen strateji sadece içeride üye devletlerle değil, NATO ve ortak amaç ve hedeflerle hareket eden ülkelerle de birlikte çalışmayı hedefliyor.

***

Lire la suite

Adalet mi? Yaşamın Hangi Alanında Mevcut ki!


Popülizm İklim Bozulmasına Karşı Mücadeleyi Riske Atıyormuş. İnsan yaşamında siyasetçilerin tehlikeye atmadıkları, sokmadıkları ne kaldı ki, “kıyameti” seçmenlerinin “ahmaklığı” sayesinde yakınlaştırırcasına bu sektöre de bulaştırmasınlar. Son altın felâketindeki sorumlulukları belgelerle kanıtlanmışlar, siyasette ödüllendirilmelerinin eşiğine gelmiş bulunmuyorlar mı? Seçmenler sayesinde! AB ise çevreye tahribat verenleri ağır biçimde cezalandıracak yeni düzenlemelere gidiyor, oysa. Avrupa’da acil olan çevresel cezasızlığın sona erdirilmesi anlamına geliyor bu. Ya Türkiye dahil, siyasetçilerin tek hedefi parasal çıkarlar olduğu dünyanın diğer ülkelerinde?

***

Lire la suite

Krizleri Diplomasi ile Aşıp “Kazan-Kazan” mı yoksa “Kaybet-Kaybet” mi?!


“Güvenlikleştirilmiş küreselleşme”nin sonucu jeopolitik gerilimlerdeki artış, ekonomik belirsizlikler ve bu durumların tetikleyicisi durumundaki küresel siyasetteki düşüş eğilimi Münih’teki Konferansa damgasını vurdu. Sıra şimdi Antalya’da. Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak teması altında gerçekleştirilecek konferans bugün başlıyor. Bknz; https://twitter.com/yerelce/status/1761019673234055359 Münih Davos’unda, mevcut gergin küresel durumda tarafların nasıl kaybedeceği üzerinde tartışıldı. Kimi ülkelerin göreceli getirilere öncelik vermesi, silahlanma yarışının artması sonucunda genişleyen çatışma ve savaş durumunun sadece kaybedenlerin olacağı bir dünyaya gidişi hızlandıracağı tehlikesine dikkat çekildi. Bakalım, Antalya’dan verilecek mesajların içeriği ne olacak?!

***

Lire la suite

Yaparsa AKParti Yapar, Gerisi Avucunu Yalar


***

Lire la suite

Yerel Seçimlere Giderken Brüksel Bakışı: Ya Herro Ya Merro


***

Lire la suite

Ukrayna Savaşı’nın 2. Yılında Genel Tablo: Milyarlar Harcamaya Devam!


İki yıllık şiddet İnsanlığın asıl ihtiyaçları için harcanması gereken paranın silâh üreticileri ve tacirlerini zenginleştirmekten öteye kimseye bir “yarar” sağlamadığını kanıtlıyor. Peki, harcanan paraların toplamı ne kadar; savaşta hiçbir sorumluluğu bulunmayan bigünâh insanların kayıp sayısı nedir; ABD ve AB ne kadar para harcadı; Rusya’nın kayıpları ne gösteriyor; Türkiye’nin tutumu ne? Atatürk, ‘Millet hayatı tehlikeye girmedikçe, çıkarılan savaş savaş değil, cinayettir, öyleyse esas barıştır,’ diyor. Peki Ukrayna’da barış umudu mevcut mu?

***

Lire la suite

Yaşamın Her Alanında Önce Soruluyor: Paran Var mı?!


Birileri ticaret yapacak kazanç sağlayacak diye; insan sağlığını, insan haklarını, insan gelişimini ticarete alet ettirmek, insan düşmanlığıdır sosyal barbarlıktır. sağlığı, hukuku, eğitimi parasız hale getirebilmeyi; sosyal devleti gerçekleştirilebilinmelidir. Bütçeden ayrılacak fonlarla; sağlık, hukuk ve eğitim parasız olmalıdır. Ama kime, kimlere söylüyorsun ki! Paranın “Allah” yerine konulduğu günümüzde?

***

Lire la suite

AB Çiftçilerini ve Son Gösterilerini Derinliğine Anlamak: Döngüsel mi, Çevrimsel mi, Tepkisel mi?!


Son protestoların Avrupa genelinde yankı uyandırması ve birçok ülkede destek görmesi, çiftçilerin sorunlarının sadece bir ülkeye özgü olmadığını ve ortak bir çözüm gerektiğini gösteriyor. Peki neden? Hangi olumsuz unsurlar rol oynuyor? Çözüm var mı, mümkün mü? Türkiye’nin üzerinde düşünmesi gerekenler ve çıkartması zorunlu dersler neler?

***

Lire la suite

İnsanca Yaşamak İsteyenlerin Ölümünden Kazanmak!


***

Lire la suite