İZİM VAR O YOLLARDA..!

Dikkatli bakarsanız göreceksiniz..

***

Kapılar… Ah Şu Kapılar…

 

…ve önüne konuluverenler! Ben bu dünyaya yanlış gelmiş olacağım ben Ben öyle her insandan, o kadar uzağım ben Yine bu gözlerimdir okşanacak şey arar Yoksa içimde başka bir dünya hasreti var Uyanır gibi birden bir korkulu rüyadan O içimden sevdiğim, benim olan dünyadan Bir ses bana: ‘Gel! ‘ dese, ben o sesi işitsem Kimsecikler duymadan bir kapı açıp gitsem… Cahit Sıtkı Tarancı

***

Halvaşi Gözüyle: Referandum…

 

Bu bir ihbardır! Hem hukuken.. Hem de siyaseten..! Orda bir KÖY var… AKP gitmese de, YSK hiç görmemiş olsa da, o köy Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilindeki bir ilimizin köyüdür. Siyasîlerin işine geldiği; iki oy için köy sakinlerinin peşinde koştuğu; alavere dalavere aklın sınırlarını zorlayan bir menfaat sağlama uğruna EVET dedirttiği bir yer. ABD ne diyor? Afganistan’a bombalarımın «ANAsı»nı patlattım! Referandum Hilesinin «ANAsı» Türkiye’de becerilmiş kimsenin umurunda mı? Cumhurbaşkanı ne diyor? Bu iş bitmiştir… Hiçbir denetimin olmadığı bir ortamda referandumu kazanıp, denetimsiz başkanlığa yürürken hak, hukuk, adalet, dürüstlük, gerçek demokrasiden söz edecek değil herhalde! Bakalım Halvaşi ne diyor bu işe? (nö) Eyyyyyy devlet.. Eyyyyyyy hükümet.. Unutmayın.. Şanlıurfa/Hilvan/Gülcük Köyü’ne TAZİYE EVİ yapılacak… Eyyyyy YSK sen nerdesin? Eyyyyy insanlık öldün mü? Yaşıyorsan ses ver.. Sesssssssss!!!!!!!!

***

A la Kasımpasha…

 

Dünya’nın en büyük Lâle Üreticisine «Posta Atmak!» Kanka goedemiddag, son haberler nedir? Merhaba kanka, krizi patlattığınızdan bu yana gülmekten yerlerdeyim. Bizler de öyle ama toplum önünde âlev topuyuz… «Vahşi Doğrama» inişe geçti, bastırın daha, hani diyorum ki bir de Keukenhof’ta teşebbüste bulunsanız. Biliyorsun şimdi Lâle Dönemi, Kanunî de sevinir anıldığına, eh sizinki de son padişah olacağına göre. Türkler de gezme bahanesiyle gelirler. Buluşup hasret giderirsiniz diyemiyeceğim, anında tedbirimizi alır, Keukenhof’un kapısına kilit asarız, sizler de kapıda kalıverirsiniz. Ne kadar çok kopardınız kıyamet, o kadar çok «Vahşi Yarma…pardon Doğrama» için felâket. Bak bu iyi fikir Kasımpashalıya hemen iletiyorum fikrini 14’ü iyi mi, seçime 24 saat kala! Muhteşem. Referandum için de bizden desteğe devam. Sağolasın Kanka, her şey 17 Nisan sabahı rayına oturur ilişkilerde. Hiç kuşkum yok. Merkel gibi davranır Soykırım Tanıma kararını unutturuveririz. Sizinkilerde nasıl olsa fil hafızası yok. Fransa ile yine aynı konuda ilişkiler bozulmuştu. Ne oldu sonra? İşler tıkır tıkır gidiyor. Ha aklıma gelmişsen komşumuz Belçika’ya da bi uzansanız! Kih…kih…kih… Şarlo gereken hazırlıkları yaptığını bildirdi hele siz şu seçimleri bir atlatın, önümüzde vakit var daha. İsveç su koyuverdi. Eh tabii seçim meçim derdi yok ki Vikinglerin. Fransa’da Maryanı delirteceğiz hele dur. Bizler 23 Nisan’da zaferimizi Ata’nın huzurunda son kez kutlarken… Neden öyle? Eh cânım müze yapacağız, artık milli bayram falan da olmayacak, diğer kutlamaların hepsi saraylara aktarılacak da… Wavvvv… Fransa’ya dönecek olursak… Ha diyordumm ki, onlar da yeni Cumhurbaşkanı’nı seçecekler. El ele hep birlikte, Maryanı batıracağız Seine Nehri’nde en dibe… Hadi kolay gelsin kanka, ben de hazır Pazar bir iki seçim gezisi yapayım yok bea sizinki gibi değil bir iki kahve turu yeter de artar. Halkı tatilinde rahatsız etmeden. Hehheeee bizde o dert yok, gel dedin mi gelir, meydanlara in dedin mi iner, git dedin mi gider… Nerdeeeee buralarda o günler, sizin oralarda siyaset yapmak varmış. Artık gelecek sefer geldiğimde… Ohooo bakıyorum rezervasyonu yaptırmışsın şimdiden. Sizden öğrendim. Cennet’te yer kalmamış, lokantalardaki gibi her yere AKP rezervlidir yazıyormuş. Artık misafir geliriz sizlere, kih kih kih…. – nö

***

Halvaşi gözüyle Kılıçdaroğlu’na saldırı…

En önemli mesaj SAĞDUYU!

©Nazmiye Halvaşi

Türkiye’nin mayası CHP‘dir.. Yeniden LAİK, DEMOKRATİK bir TÜRKİYE‘nin hedefine yöneltmek için toplumu..!!! CHP bu ülkenin olmazsa olmazıdır.. Farklılıkları ile yaşamayı becermek için önce sevgi..Farklılıkları dayatanları reddediyorum.. Olup bitenleri.. Kaosu anlamak için sebep ve sonuçları doğru analiz edip halka anlatmak görevimizdir! Güzel ülkemizin avuçlarımızdan kayıp gitmesini izlemeyiz.. Bu nedenle Atatürk’ün parmağının ucuna değil.. İşaret ettiği yere bakmayı ve yürüyüşümüzü sürdürmeliyiz.. Saza değil..! Gaza değil..! Akla, mantığa yakın davranılması gereken bu günlerde… Saldırı sonrasında Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun konuşması işte bu açıdan değerlendirilmelidir!

***

Halvaşi gözüyle ‘Çözüm Yolu!’

OHALde.. Çare Atatürkçülerdir.. Solculardır…

©Nazmiye Halvaşi

Meydanlarda, ezberletilenleri bağırır rahatlatırız kendimizi belki. Soruna, sorunlara çözüm için anlık tedbirleri alır, sonra kaynağına döneriz. Oysa belâların kaynaklarını da kurutmadan kurtulamayız. Gülen Cemaati ve diğerleri nedir? Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerine atılmış saatli bombalardır. Yoksulluk, eğitimsizlik, borçla yaşamak, muhtaç hâle gelmek gibi cenderenin içinde yaşayan toplumu kullanıp, karşı devrim için harekete geçirmek… Bu son olup bitenler ardından çalışma arkadaşınıza, siyasi yoldaşınıza, ölümüne operasyona gittiğiniz asker, polis timlerinin komutanlarına, yanınızdaki timdaşınıza nasıl güveneceksiniz? Çare bizleriz!

***

Halvaşi gözüyle ‘İnsan Olmak!’

İyi insan olabileceğimizi düşünmek gerek..

©Nazmiye Halvaşi

Belki de sadece iyi insan olmayı istemek yeterdi.. İyi insan! Kimdir o? Doğadan uzaklaştıkça vahşileştiğimizi.. Doğayı, insanlığı dev kıyma makinelerinde öğüttüğümüzü.. Düşünüyorum.. Sabahlara bir umutla uyanıp.. Her sabah, bugün bulacağım dünyayı kurtarmanın yolunu..! Düşündünüz mü, sordunuz mu kendinize hiç? Çevreniz yolunu bulmuşlarla doluyken..!

***

Halvaşi gözüyle darbe girişimi…

Beni meydanlara çağırma, ben zaten meydanlardaydım, sizler nerelerdeydiniz!

©Nazmiye Halvaşi

Birlikte yola çıktılar.. Birlikte örgütlendiler.. Birlikte planladılar.. Sonra anlaşmaları bozulunca.. Birbirlerini yok etmeye çalışıyorlar.. Ülkemin suçu ne? Halkımızın suçu ne? Masum insanların suçu ne? Durum güllük gülistanlık iken siyaset yapmak kolaydır.. Tomalarla.. Biber gazları ile halkı susturanlar bugün alanlara çağırıyor.. Bize yasakladıkları(!) alanlara.. Biz hep ordaydık.. Biz herkesin gerektiğinde orda olma hakkını da savunduk..! Gezi’ye çadır kurup, seccadesini sereni ben anladım, sen anlamadın.. Beni meydanlara çağırma, ben demokrasi için zaten meydanlardaydım. Beni susturdun, İstediğini konuşturdun. Özgür haber alma hakkımı yok ettin. Bağımsız Yargı bırakmadın. Ben meydanlardan doğruları aktarmaya çalışırken, çığlıklar atarken, gencecik çocuklarımızı şehit verirken, sen ne yapıyordun? Envanterini çıkartman gerekiyor.

***

Bu da Bahçeli’nin «Ucube»si!

“Tahrik edici” diye kaldırdığınız Balerin Heykeli.. Özgecan’ı da temsil eder… Yahu bu kadın TAŞ.. Taştan etkileniyorsunuz..! Yuh olsun diyorum artık.. Sanatın içine yapan, Fethiye Belediye Başkanı.. Kime göz kırpıyorsun? Şiddetle kınıyorum.. Fethiyeli kadınlar bugün sadece.. Bu anlayışa.. Behçet Saatçi’ye karşı durulur!
Nazmiye Halvaşi

Kadına Yönelik Şiddetin Gerçek Suçlusu!

…Ayağa Kalk!

©Nazmiye Halvaşi – Çıkış yolunun önündeki engel..
Erkekler değil..
Suskunluğunuzdur.. Kırmızı güllerle, karanfillerle avutulduğunuzun..
Sizin için düzenlenen partilere.. Eğlencelere.. Yemeklere.. Toplantılardaki lacivert sözlere inanmışlığınızdır..

Yan yana duramayışımız..
Birlikte yürüyemeyişimiz..
Hayal edemeyişinizdir..
« Dayağı da hak etmişti..! » Deyişinizdir..
O öldüğünde susuşunuzdur..
Sorgulamayışınızdır..

Kazanan Kim?

Kaybeden kim ve niçin ?

©Nazmiye Halvaşi

Hüzün, düş kırıklığı, burukluk biraz da harcanan emeklerin Türkiye genelinde seçmen üzerinde gereken ve beklenen etkiyi yapmaması, terör destekli oynanan oyunlar… Hepsini mikserinize koyup iyice karıştırın, işte size Erken Seçim Kokteyli!

1 Kasım 2015 seçimleri Türkiye’nin yeni yüzüdür! Ya bu yüzü değiştirirsiniz ya da alışırsınız.. Siyaset strateji ve taktik işidir. Sosyaldemokrat bir parti olma sancılarını yaşarken, bu anlayışa uygun çıkışlar yapamadı. Azınlıkta kalan yüzü Avrupa’ya dönük, Atatürk çizgisini benimsemiş seçmenin tutunmasıyla doğal tabanı olan yüzde yirmiyi ancak bu kadar aşabildi. Peki, artık CHP’nin başarı için yolu kapalı mıdır?

Aday Halvaşi’den, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na…

Erkek iktidarı değil, eşitlikçi bir iktidar ne zaman?

©Nazmiye Halvaşi

Biri, bunları size söylemek zorunda. Çünkü, duymak istediklerinizin dışında farklı konuşanlar, gerçek dostlarınızdır! Kendini iyi yetiştirmiş ve talep etme hakkı olan kadınlar için CHP’de yollar ne zaman açılacak? Oysa genel başkan seçilip, alışagelmişin dışındaki söylemlerinizde; ‘daha fazla kadın, daha fazla genç’ dediğinizde müthiş umutlandık. Seçimlere kadar… Sonuç ? Bugün kadına yönelik şiddet % 1500 arttığı gibi, kadını dışlayan erkek egemen yapılardaki siyasî şiddet ve ayrımcılık ta giderek yayılıyor! 1 Kasım’da bir kez daha düş kırıklığına uğramak istemiyoruz. Unutmayalım ki dışarda bırakılan kesim toplumun yarısıdır! % 25’ten % 33’e sizin çıkarttığınız cinsiyet kotasının bu kez gerçekten uygulanmasını bekliyoruz. Ve bu satırları size 1 Kasım’da aday Halvaşi olarak değil, yedek kulübesinde bekletilen bütün Nazmiye Halvaşi’ler için yazıyorum. CHP İktidara kadınlarla birlikte gelecek. Gelin kadınlarla barışık olalım.. Yol verin bizlere.. Çok fazla şey mi bekliyoruz?

***

CHP üyelerine açık mektup!

CHP, yalnızca parti yapılanmasına katkıda bulunacaklarla iktidar olur!

©Nazmiye Halvaşi

Demokrasi, demokrasiyi içselleştirmiş toplumlarda başarılı sonuçlar veren bir sistemdir. Demokrasiyi araç olarak kullanan yapılar, toplumların demokrasi olgunluğuna erişmemiş olmasından yararlanırlar! Delegelikle başlayan süreçte partililerin hangi noktada partisine en iyi katkıyı verebileceğini sorgulayarak başlaması gerekir. Hiç kimse elde edeceği konumdan yararlanmayı düşünmemeli! Elde edeceği konuma ne verebileceğinin hesabını yapmalı! Kişilere değil partiye hizmeti esas almak zorundadır her bir üye..! Kişiler/gruplar arasındaki yakıcı/yıkıcı yarışların ise CHP’ye hiçbir katkısı yoktur! Ben değil.. Biz olmalıyız..

***

Ege ve Akdeniz’in birleştiği yerde…

Aydınlanma ve sanatın önemini görmek…

Bu resim aynı noktada dururken çekilmiştir. Solumda Akdeniz; sağımda Ege;

©Nazmiye Halvaşi

Sanat kurumlarının tek tek yok edildiği, heykellerin içine tükürüldüğü bir ülkede sanat adına nasıl bir emek ve fedakarca mücadele edildiğini görün.. Yaşlı ninelere rastlayabilirsiniz o bahçede.. Çocukken okudukları okulun şimdilerde ressamlara, heykeltraşlara yuva olduğuna tanıklık eder.. O bahçeden ayrılamazlar.. Anlamaya çalışırlar mermeri yontan heykeltraşı.. Severler yeni yüzünü bu bahçenin.. Okullarının..

***

IŞİD’ın adı var !

İsim babası da…

©Nazmiye Halvaşi

Datça, 27.7.2015 – IŞİT..

Ne demektir IŞİT?..

« Irak Şam İslam Devleti » kelimelerinin baş harfi..

Ve de türkçe yazılımının baş harfleri..!

Bu çok mu anlamlı?
Evet hem de çok anlamlı..!

Bodrum’dan bir çığlık!

Orda kimse var mı, bana yardım edecek?

© photocredit

©Nazmiye Halvaşi

‘Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum. Bu dağların en eski âşinasıdır soyum, Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski, yeni; Kuzular bize söyler yılların geçtiğini. Bir çoban parçasısın olmasan bile koyun, Daima eğeceksin, başkalarına boyun; Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı’ – Kemalettin Kamu… Bodrum dönüşü dudağımdan düşmedi bu mısralar! Neden mi?

***

Seçim değerlendirmesi : Halkın Tercihi…

Demokratik bir Yaşam!!

©Nazmiye Halvaşi

Türkiye seçmeni diktatörlükten ve tek adam yönetiminden değil, eşitlikten, uzlaşmadan ve barıştan yanadır. Çıkan sonuçlar, her parti açısından mesajlarla doludur! CHP seçmeni tercihini barajı yıkmaktan yana kullanmıştır! HDP’ye oy vermiştir. Kemal Kılıçdaroğlu aday belirlemede yeniliğe ve eşitliğe yeterince açılamamıştır! CHP’de başörtülü aday olmaması yadırganmıştır. Mikrofonların karşısına bir kadın ve bir erkek olarak çıkan HDP’nin eş başkanları topluma yansıyan en samimi görüntü olmuştur! « Biz kadın ve gençlik partisiyiz o nedenle bu kollar yok » diyen Demirtaş’ın gençlerden ve kadınlardan yüksek oranda oyu HDP’ye çekmesi tesadüf değildir! CHP’de ise KADIN DEVRİMİ aday belirlenmesi sırasında sadece aldatılmışlık duygusu yaratmıştır!

***

Muhtemel bir İktidar değişimi üzerine…

Erken Duygular!

©Nazmiye Halvaşi

Bu ülke bizim! Hep birlikte yeniden ayağa kalktığımızı hâyâl ettim.. Kız çocuklarını binbir yolla koyunlarına almak için kartlaşmış insan bozuntularının.. Taşlaşmış yüreklerin bozgun yemiş yüzleri de umurumda değil aslında.. Kız çocuklarının gözlerindeki umudu göreceğim.. Hâyâllerinizi de alın sandığa giderken.. Gerçekleşsin diye oy verin..! Oy verirken.. Binbir görüntülerini anımsayın.. Bas bas bağırırken.. Aslında nelerin üstünü örtmek istediklerini düşünün.. Korkunun ecele faydası yok.. Sen ve vicdanın..! Üzerimize sıçrayan kanları temizlemenin başka yolu yok..! Sadece vicdanın ve sen..

***

Halvaşi ile siyaset sohbeti…

Tek başına Makro Politikalar yeterli değil…

Bir siyasetçi topluma bir şey vaad ederken yapması gereken; vatandaşın günlük yaşamında sıkıntı ve sorun oluşturan konulardan başlamaktır. İnsanlar günlük sorunlarının karşılığını sizde bulamazsa sizi dinlememeye başlıyor. 7 Haziran seçimlerinde sadece 20 kadın Milletvekili adayının seçilebilecek sırada kendine yer bulması bir gelişme veya ilerleme olarak görülemez. CHP’de ne yazık ki siyasette kadın eşitliği konusunda çok fazla bir yol alınamadı.

***

CHP’de Kadının Adı Yine Yok….

Ancak, adını koyuncaya kadar mücadeleden caymak ta yok!!

Nazmiye Halvaşi « EŞİTLİK » uzun ince bir yoldur ve birgün geri dönüp baktığınızda yaptıklarınız ile gururlanır, yapmadıklarınızdan mahçup olursunuz..! Birileri mücadele ediyor.. Bedel ödüyor..! CHP’de kadınlara kapıları yine biz kadınlar açacağız.. Dikenli bir yoldur hızlı yürünmüyor..! Kadın mücalesi siyaset üstüdür.. Bu nedenle « siyasette kadınlar olmalı » derken sadece CHP değildir konu..

***

« GİRNE KENT KURULTAYI’nın ardından..

Nazmiye Halvaşi, Yerel Katılımcı Demokrasi Deneyimi’ni yazdı!!

©Nazmiye Halvaşi

Zor oldu gidişim. Anlatsam inanmazsınız! Fakat garip bir şekilde, gitmek istedim. Anadolu’da bir söz vardır. « Çağrıldığın yere erinme, çağrılmadığın yere yerinme » diye..

Halvaşi “Yavru Vatan”da…

Kentin sakini değil, sahibi ol!!

***

Bizde ve Onlarda…

Değişim, birkaç fırın fazla ekmek yemekle değil, köklü zihniyet değişikliği ile gerçekleşir!!

©Nazmiye Halvaşi

‘Kadının özgürlüğü’ tanımı kişilere ve toplumlara göre değişebiliyor. Bizde kadınla ilgili “ters” bir görünüş ayıp sayılır, hatta namus cinayetlerine kadar gidebilir. Gelişmiş ülkelerde ise “ayıp” kadının dürüstçe, çekinmeden, en doğal şekilde ve özgürlüğünü ruhunun derinlerine kadar hissederek yaptığı değil, siyasetçi ise görevini toplumun ve diğer kadınların çıkarlarına zarar verdiği icraatı ve hareketleridir…

Will we ever see this at Westminster?

***

Sizler susmaya devam edin…

”Büyük Hesabı” önce çocuklarınıza, sonra da torunlarınıza ödetecekler!!

©Nazmiye Halvaşi

Kasabanın birinde, vitrininde “Buyrun ikram edelim, siz ödemeyin, torunlarınız ödesin!! yazan bir lokanta varmış. Aç gözlünün biri duyuruyu okuyunca girmiş lokantaya, gelsin yemekler demiş, tıka basa, patlayıncaya, çatlayıncaya kadar yemiş. Lokantacıdan adama bir izzet bir ikram…. Adam mesut, bahtiyar… Tam çıkacakken garson gelmiş. Elinde şişkin bir hesap pusulası… Adam şaşırmış, kızmış: “Bu ne?” diye sormuş. Garson “hesap” demiş. Adam: “Hiç olur mu? Camekanda ne yazıyor, siz hesap çıkarıyorsunuz!” Garson sırıtmış: “Efendim bu sizin hesabınız değil. Sizinkini torununuz ödeyecek. Bu merhum babanızdan kalan hesap… Onu ödeyeceksiniz.”

***

İztuzu yeniden doğdu!!

Zafer ; zafer benimdir diyebilenin , başarı başaracağım diye haykıranın ve başardım diyebilenindir. Mustafa Kemal Atatürk.

©Nazmiye Halvaşi

Muğla / Ortaca Kadın Meclisi ve Muğla Kadın Meclisleri Birliğinden 6 KARYALI KADIN’ın başlattığı direniş bugün tekrar yürütmeyi durdurma kararı ile sonuçlandı..! Bugün İZTUZU’nun yeniden doğuş günü..Kutlu olsun! Başaramasaydık, Ortaca Belediyesinden alınıp, ihalesiz bir şekilde özel bir şirkete verilecek ve bu eşsiz doğa parçası olan Dalyan’ı, İztuzu’nu tehdit altına sokacaktı..

***