Türkiye Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi Bakü’de Açıklanacak!


Nisan ayı AB’de son 12 ay üst üste kaydedilen en sıcak aylardan biri olarak kayıtlara geçerken, Avrupa Ülkelerinin İklim Krizine karşı yeterli siyasi eylemde bulunmadığına dait tepkiler süregeliyor. Türkiye’de ise Trabzon’un doğa harikası merkezleri iklim değişikliği felâketinin tehdidi altına girdi. Yenilenebilir enerji kaynaklarına ve özellikle de güneş enerjisine ilgi giderek yükselirken, elektrik üretiminde kullanılan ithâl kömür payı artıyor. Hem de kömürün iklim değişikliğinde oynadığı olumsuz rolün bilinmesine karşın. Türkiye; COP29’dan adil, kimseyi geride bırakmayan, dengeli kararların çıkması konusundaki beklentisinin yanı sıra 2024-2030 dönemini kapsayan azaltım ve uyum stratejileri ve eylem planlarının ülkemizin iklim hedeflerindeki uygunluğuna ilişkin stratejini belirleme çalışmalarını da sürdürmüyor değil. Hedef, Bakü’de açıklamak!

***

Lire la suite

Yüksek Tüketim Seviyesi Yüksek Refah Anlamına Gelmiyor


Mutluluklarla dolu bir Gezegen düşleyenler var mı acaba içinizde? Değil bulunduğu ülkesinde, anavatanında günümüzün dünya koşullarında mutlu bir yaşam sürdürülmeyi, mutluluğun, tüketim toplumunu yaratanları daha da zenginleştirmek için “çırpınan” iki ayaklılar yerküresinde daha fazla harcama yapmaktan geçtiğine inananlar bile mutlaka vardır! İklimle bağlantılı hastalıklarla mücadele için fon peşinde koşanlar bulunurken. Çevreyle ilgili haber yapmak, 129 ülkede gerçekleştirilen bir anketin gösterdiği gibi gazetecilerden %70’inden fazlası için tehlike haline geldiğini kanıtlarken. 1 Mayıs gösterilerinde, işçileri ve iklimi koruyan adil bir dönüşüm çağrıları yapılırken. Banka kredileri, kredi kartlarıla bayram tatiline çıkanlar gerçekten mutlular mı acaba? Diyanet’in fiyatlarını belirlediği Kurban Bayramı’nda kesilecek kurbanlıklar için mi para harcayacaksınız yoksa ne kadar çok uzatılırsa artık bayram süresince kaçıp gidecek misiniz?

***

Lire la suite

Türkiye’de Günümüzün Moda Deyimi ile Kaç Dirençli Kent Mevcut?!


Kentsel dirençliliğe sahip yerleşim merkezleri, günümüzün değişen koşulları karşısında kendilerini yer altında ve üstünde uyarlayabilen, yeni duruma göre dönüştürebilen, değiştirebilen ve geliştirebilenler olup, ekonomik, kurumsal, çevresel ve sosyal alanlarda fonksiyonlarını devam ettirebilen, buna hazırlıklarını sürekli geliştiren yaşam bölgeleridir. Zira Dirençlilik, herhangi bir sistemde meydana gelen bir aksaklığın ortadan kaldırılması, sistemin kesintiye uğratılmadan devamlığının sağlanması, risklere ve şoklara karşı sistemin güçlendirilmesi anlamına gelir. Türkiye Yüzyılı’nda Dirençli Şehir Paneli’ne katılan zamanın Eski Çevre Bakanı, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve İBB’nin kaybeden adayı Murat Kurum yaptığı konuşmasında Gazze’deki çocukları örnek vermiş (!) onlar daha yürümeden ölmeyi öğreniyorlar demişti. Son depremde Türkiye’nin çocukları siyasetçilerden neler öğrendiklerini bile anlayamadan ölüverdiler! (n.ö)

***

Lire la suite

Yaşlılar Mahkemelerde Gençler Sokaklarda Hükümet ve Çevre Bakanı Nerede?


AİHM, Yaşlı kadınların açtığı davada, İsviçre’yi ulusal seragazı emisyonlarını azaltmak konusunda yetersiz bularak bunun insan hakları gaspı olduğuna hükmetti. Gençler, İstanbul, Kadıköy’de iklim grevindeydi. Gençler bir kez daha hükümetlere iklim adaleti çağrısı yaptı. İyi de hükümet, yerel yönetimler, muhalefet ve özellikle de Çevre Bakanlığı neden sessiz bu mücadelede! TOKİ işleri daha fazla mı para kazandırıyor ki insanlık umurlarında değil!

***

Lire la suite

2500 Yaşlı Kadının Zaferi: Devletlerin temel hak ve özgürlükler açısından yapmadıkları için sorumlu tutulabilmeleri içtihatı!


Kişinin aşılması zor ve hatta olanak dışı görünen bir işteki engelleri yenme istenci, istek ve kararlılığına terimbilimde AZİM denir. Çocukluktan başlar, ölene dek te sürüp gider. Yasaya aykırılık, şiddetsizlik, kamuya açıklık, hesap verilebilirlik, hukuk devletine uygunluk için toplumların (Demokratik, özgürlükçü batılı ve çağdaş devletlerde) kendilerini yöneten yerel veya merkezi idare/iktidar ve siyasi partilere karşı tek yaptırımları sadece « sandık başı » değildir. Uygunsuzluk tespit ettiklerinde baskı oluşturabilmek için sivil direniş veya sivil itaatsizlik adı verilen karşı koyma eylemleri de mevcuttur. 64 yaşın üzerindeki isviçreli kadınların, küresel ortamda barışçıl bir devlet olarak tanınan İsviçre’yi tabiri caizse « dize getirdiği » hukuki süreç diğer toplumlara emsal teşkil edecektir. İşler, günümüzde sosyal medya ortamında cılız eleştiri yapmak, ağlaşmak, yaygara kopartmakla çözülmüyor ne yazık ki. Silâha başvurun, terör örgütü kurup dağa çıkın diyen sağduyu sahibi insanlar da yok (n.ö)

***

Lire la suite

AB İklim Risklerinin Yönetilmesi: İnsanların Korunması Aciliyet Kazanıyor!


AB ülkeleri, 1990’lı yılların başından beri iklim kriziyle mücadelede konusunda önemli adımlar atıyor. AB’nin daha iddialı çevresel tedbirler aldığı gözlemleniyor. Ancak bu tedbirlerin görmezden gelinmemesi gereken oldukça ciddi bir ekonomik boyutu da yok değil! Bu bağlamda “İklim Risklerinin Yönetilmesi-İnsanların ve Refahın Korunması” başlıklı Komisyon’un son Tebliği, her şeyden önce iklim krizinin önlenmesine yönelik yatırımlar yapılmasını öneriyor. Zira, iklim krizi nedeniyle yüzyılın sonuna kadar AB GSYH’sinin yaklaşık %7 oranında daralabileceği gerçeğine gönderme yaparak, kısa vadeli kazançların uzun vadeli yıkımlara yol açabileceğine dair önemli bir mesaj içeriyor. Tebliğ, iklim kriziyle mücadele ederken refahın da korunması için yönetişimin ve var olan araçların güçlendirilmesi, yapısal politikalardan daha fazla yararlanılması ve iklim direncinin daha fazla finansmanına yönelik öneriler önerilerde bulunuyor.

***

Lire la suite

İklim Krizi ve Açlığa Uzanan Eylemsizlik Süreci: Yiyin efendiler yiyin…


Yiyin birbirinizi, PKK sempatizanları ile Cumhur İttifakı yandaşları, Belçika’da; Yiyin birbirinizi, İktidar ve Muhalefet, yerel seçimler savaşında; Yiyin birbirinizi, futbol kulüpleri ve taraftarları, görkemli sahalarınızda; Yiyin efendiler, yiyin, bu sofracık, halkımızın varı yoğu, hayatı, sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, bu iştah veren sofra sizlerin. Verir bu fukara insanlık nesi var nesi yoksa hepsini, verir malını, canını, umudunu, düşünü, rahatını, sağlığını, içinin bütün ateşini. Hadi, hadi yuvarlayın, düşünmeyin haram mıdır, helal mi? Çünkü eninde sonunda birbirinizi yemek zorunda kalacaksınız, yiyecek başka şey bulamadığınızdan dolayı. (Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” Şiirinden uyarlama – https://www.youtube.com/watch?v=gA1Rre2Ku-g)

***

Lire la suite

Türkiye’de Ne Seçim Kazandırır; İnsanca Yaşatacak Politikalar Mı, Karşılıklı Suçlamalar Mı?!


BM’nin son raporuna göre Türkiye İnsani Gelişmede 193 ülke Arasında 45’inci Sırada bulunuyor. Diğer deyişle, kimilerinin sıkça iddia ettiği gibi hiç de “kıskanılacak” bir konumda değil. Peki sorumluluk sahibi kimler? Elbette bu konuda da tüm ipleri ellerinde tutan iktidar, şimdi kalkıp da suçu muhalefete yükleyecek değil herhalde değil mi? Anlı ve şanlı Türkiye basını – matbu baskılarını tenzih ederek – nedense en çok tartışılması gereken, iklim değişikliği üzerine vatandaşın/seçmenlerin ne düşündüklerine dair yapılan son anketlere hiç yer vermiyor. Oysa, %55 Hükümetin ve Devletin başıdır diyor. Çelişkili bir şekilde %22’si yerel yönetimler demesine karşın, %75’i yeterli çabayı göstermediklerini söylüyor. İktidar partisi önlerinde bir “engel” mi teşkil ediyor şeklinde algılamak gerekiyor?! Nazım Hikmet’in ‘Türk Köylüsü’ şiirindeki ‘Topraktan öğrenip kitapsız bilen’ dizelerini hatırlatanlar bile şaşkınlıklarını gizlemiyorlar!

***

Lire la suite

AB, İklim Değişikliği Risklerine Karşı Toplumun Direncini Her Seviyede Artırmak İçin Yeni Tedbirleri Uygulamaya Geçiriyor.


İnsanları ve mevcut refahı korumak, iklim değişikliğinin ve doğurduğu etkilerin yarattığı, yaratabileceği muhtemel tehlikeleri aşabilmek amacıyla AB öngörülerden, bilimsel veriler ile araştırmalardan hareket ediyor ve doğabilecek tüm tehlikeleri önceden yönetmeye yönelik hazırlıkları yapıyor. Odaklandığı nokta ise şu; toplumun her tabakası ne kadar hazırlıklı olursa, duyarlaştırılırsa ve gerekli araçlar ile donatılırsa tehlikelerin üstesinden daha kolayca gelinebilir. Ya Türkiye’deki iktidar ve tüm siyasi partiler ile sivil toplum örgütlerinin yanısıra vatandaşlar ne yapıyorlar ve ne ölçüde duyarlılar bu konuda?!

***

Lire la suite

Amaçları Halkı İnsan Gibi Yaşatacak Belediyecilik Yapmak Değil!


Cumhurbaşkanı imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan acele kamulaştırma kararına göre; Akbelen Ormanı’nın çevresindeki İkizköy, Çamköy ve Karacahisar’da bulunan toplam 190 parsellik tarım arazisi, linyit madeni sahası olarak kullanılmak üzere kamulaştırıldı. Ordu’nun Mesudiye ilçesi’nde 6,92 hektarlık alanda yeni bir Maden Ocağı projesi başlatıldı. CHP raporuna göre; AKP İliç’de cevherin tekrar işlenmesine izin vermeyi hedefliyor. İzmirli uyuyor musun? İzmir’in doğasını yok edecek bir seçim vaadi sunuluyor sana! Peki, Enerji dönüşümüne ve çevreye sadık kalan bir belediyecilik için siyasetçilerin asıl görevleri neler olmalı? Bilgilenmekten korkan, mevcut yaşamını sahiplenmek, gelecek nesillerinkini şimdiden korumak sorumluluğundan kaçanlara sorulacak sorular mı bunlar?!

***

Lire la suite

Adalet mi? Yaşamın Hangi Alanında Mevcut ki!


Popülizm İklim Bozulmasına Karşı Mücadeleyi Riske Atıyormuş. İnsan yaşamında siyasetçilerin tehlikeye atmadıkları, sokmadıkları ne kaldı ki, “kıyameti” seçmenlerinin “ahmaklığı” sayesinde yakınlaştırırcasına bu sektöre de bulaştırmasınlar. Son altın felâketindeki sorumlulukları belgelerle kanıtlanmışlar, siyasette ödüllendirilmelerinin eşiğine gelmiş bulunmuyorlar mı? Seçmenler sayesinde! AB ise çevreye tahribat verenleri ağır biçimde cezalandıracak yeni düzenlemelere gidiyor, oysa. Avrupa’da acil olan çevresel cezasızlığın sona erdirilmesi anlamına geliyor bu. Ya Türkiye dahil, siyasetçilerin tek hedefi parasal çıkarlar olduğu dünyanın diğer ülkelerinde?

***

Lire la suite

Yaparsa AKParti Yapar, Gerisi Avucunu Yalar


***

Lire la suite

Yerel Seçimlere Giderken Brüksel Bakışı: Ya Herro Ya Merro


***

Lire la suite

Kurum’u İBB Seçenler Suç Ortaklığı Yapmış mı Olacaklar!


İstanbul seçmeninin işi hiç de kolay değil. Bir tarafta Kentin en zor zamanlarında İngiliz Sefir ile Balık taam eden, tatile çıkan, ABD sefirinin Cumhurbaşkanı’nı bile ziyaret etmeden önce koşa koşa gittiği mevcut başkanı var. İktidarın adayı da son İliç felâketi yüzünden zan altında. “Outsider”lardan sadece İyi Parti adayının çok yönlü tecrübesi var. Türkistan kökenli bir iş adamı ve siyasetçi. Milliyetçi geçmişi ve sıkı bir örgütçülüğü olan hemen yanıbaşında. Ve peşin hükümlü, ön yargılı bakmayanlar için aynı “kalibrede” diyebileceğim DEM Parti adayları. Ve de “oy bölme” görevlisi izlenimi yaratan diğerleri… Duygusal mı, akılsal mı oy kullanacaksınız, tercih de irade de sizlerin değil mi? Nasıl olsa kimileri gibi “kıvırttırma” şansınız yok mu vakti zamanı gelince! Ama, siyasetçilere ve iktidara artık bir ders verme zamanı da gelmedi mi yoksa? Zor dostum zor, diyenlerinizi duyar gibi olanlar mutlaka vardır içinizde!

***

Lire la suite

AB: Çevre ve İklim Değişikliği Alanında Yeni Atılım: Yeni Hedef Neler Getiriyor?


AB’nin çevre konusunda aldığı önemli kararlar, gelecek için umut verici adımlar olarak değerlendiriliyor. AB’nin özellikle 2040 hedefine ulaşmak için belirlenen %90’lık sera gazı emisyon azaltımı hedefi, çevre ve iklim değişikliği konusundaki ciddiyetini ve kararlılığını gösteriyor. Bu hedefler, sadece AB’nin iklim nötrlüğüne ulaşmasını değil, aynı zamanda küresel düzeyde benzer çabaları teşvik etmeyi amaçlıyor.

***

Lire la suite

AB Çiftçilerini ve Son Gösterilerini Derinliğine Anlamak: Döngüsel mi, Çevrimsel mi, Tepkisel mi?!


Son protestoların Avrupa genelinde yankı uyandırması ve birçok ülkede destek görmesi, çiftçilerin sorunlarının sadece bir ülkeye özgü olmadığını ve ortak bir çözüm gerektiğini gösteriyor. Peki neden? Hangi olumsuz unsurlar rol oynuyor? Çözüm var mı, mümkün mü? Türkiye’nin üzerinde düşünmesi gerekenler ve çıkartması zorunlu dersler neler?

***

Lire la suite

Hatay’da Depremden 1 Yıl Sonra: İleriye Yönelik Hayat Şansı Azalıyor


Çevreciler, deprem sonrası geçen bir yılın muhasebesini yapıp, raporlarını yayımlarlarken, CHP de âdeta özeleştirisini yaparcasına Lütfü Savaş bunca zaman ne yapmış sorusunu soruyor. Depremden sağ kurtulanlar büyük bir halk sağlığı sorunu ile karşı karşıya bulunuyor. “Yetkililer”in ise durumun farkında olmaz bir yaklaşım sergilemelerinin de insanlık anlayışı ile tezat yaratığı bizzat CHP bölge milletvekillerince ifade edilerek, eleştiriliyor! TMMOB Hatay Asbest Raporu’na göre, binalardan alınan 45 numuneden 16’sında asbest tespit edilmiş. Depremden sağ olarak kurtulanlar kümülatif kirlilik yükü neticesinde başka ölümcül hastalıkların pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıyalar. Yerel Seçimlere kısa süre kala iktidar bu bir yılı nasıl geçirdi acaba? Ki, bir önceki Çevre Bakanı’nı Mega Kent İstanbul için aday gösterme cesareti buldu kendisinde!

***

Lire la suite

Depremle Mücadelenin Yolu Bileşenlerden Geçiyor: Yönetim, Halk, Altyapı, Ekosistem, Ekonomi.


Binlerce can kaybı, yıkılan binlerce bina, neredeyse hayatın durma noktasına geldiği şehirler… Aynı acıların bir kez daha yaşamamanın yolu, bir kentin bileşenlerini güçlendirmekten geçtiği kadar, mevcut zihniyetin, kadercilik anlayışının da değişmesinden de geçiyor öncelikle. Çalışmak, çok çalışmak, tembellikten kurtulmak şart. Yoksa depreme dayanıklı binalar inşa etmek yeterli değil. Uğranan kayıpları asgari düzeye indirebilmek için her alanda değişim ve dönüşüm zorunlu. Yaşamak, insanca yaşamak bugünkü gibi gözyaşı dökmemek istiyorsanız elbette! Peki yerine getirilmesi gereken ve hatta zorunlu olan altı bileşen nedir, nasıl hayata geçirilir?

***

Lire la suite

Yerel Seçimler ve İklim/Çevre Sorunları: Hangi Partinin Umurunda?!


Mehmet Murat ildan diyor ki; Bazı politikacılar köpeklerden çok daha gürültücüdürler; bir köpeğe nasıl susması gerektiği öğretilir gibi halk da aynı şekilde o politikacılara susmayı öğretmelidir! Politikacıların yerine ülkeleri maymunlar yönetsin, en azından sadece muz çalarlar! Eğer hırsız ve ahlaksız bir toplum hırsız ve ahlaksız bir politik lider bulursa, onu ölümüne destekleyecektir! Dünyadaki en düşük yaratıklardan biri, siyasi rakiplerini hukuk dışı yöntemler ve hatta şiddet kullanarak yok etmeye çalışan politikacıdır! Tüm zamanların trajikomik realitesi de şudur: İnsanların desteği olmadan hırsızlar var olamaz! Pek çok ülkenin sadece az sayıda dürüst politikacıları vardır ve bu tıpkı sadece az sayıda işler durumda olan organlara sahip bir vücut demektir! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!

***

Lire la suite

Cop 29: Damsız Girilmez – Kadınlar Yoktu, Aliyev Ekledi!


İklim Değişikliği sürecinden istifade eden edene…”İstilacı Türler” ve doğayı yozlaştıran vurdumduymaz insanlar bir taraftan ekosistemi âdeta delik deşik ederlerken, yetmiyormuş gibi parasal çıkarları uğruna her fırsatı değerlendiren sömürücüler insanlık için mücadele verenlere büyük engel teşkil ediyorlar. Bunlara karşılık, zenginler arasından çıkıp “servet vergisi” alınmasını talep edenler de yok değil. Toplumdaki en zenginlerin vergilendirilmesini istiyorlar. Gelecek yıl İklim Zirvesi’ni ağırlayacak Azerbaycan’ın Lideri Aliyev, kadınların taleplerini karşılıksız bırakmadı. Kimi İslâm ve Arap ülkelerine kıyasla daha çağdaş bir toplumun yaşadığı COP29’un yeni ev sahibi kadın-erkek eşitliğini temin etmek için İklim Zirvesi Komitesine 12 kadının eklenmesini onayladı. İklim felâketine sürüklenen dünyada dertler biter mi hiç! Daha neler neler…

***

Lire la suite

2024 Yılında Dünyayı Bekleyen Tehlikeler Sıra Sıra Ama Kimin Umurunda Ki!


Aşırı hava koşulları 2024’te en büyük risklerden birini oluşturuyor. Hem de, 2023 kayıtlara geçen en Sıcak Yıl ilân edilmişken. Bilin insanlarına göre, 2024’ün daha sıcak olması olasılığı %33. Tehdit ve tehlikeler bununla da bitmiyor. Yapay Zekâ süreci, yanlış bilgi ve aldatıcı haberlerin artması, terör eylemlerinin çoğalması ve birçok seçimin yapılacağı 2024 yılında milyarlarca insanın sandık başına gidecek olması bu duruma daha da vahamet kazandırıyor. Niye mi?

***

Lire la suite

2024’te Dünyayı ve Türkiye’yi Bekleyen Tehlikeler: Ekim Alanlarında Kuraklık, Genel Susuzluk Zeytin Üretiminde Düşüş…


Türkiye, 31 Mart Yerel Seçimleri’ne Küresel İklim Felâketinin gölgesi altında gidiyor. Çevre Bakanlığı, tek sorun depremde yıkılan binalarmış gibi tüm çalışmalarını oy getirme çalışmalarına odaklamış görünüyor. Konya Ovası kar yağışı bekliyor, Muş Ovası’nda kuraklık tehdidi altında buğday ekimi yapılıyor. Zeytin üretimi düşüş kaydediyor. İklim değişikliği ile ilgilenen uzmanlar; ‘Doğa, kendilerinin ve gelecek kuşakların asıl sorunlarına bigâne kalanlara ağır fatura kesmeye başladı.’ diye yakınıyorlar. İktidar ile Muhalefet ise iç ve dış rant kavgasında

***

Lire la suite

AB: Büyük Şirketlere İnsan Hakları ve Çevre Standartlarına Uyum Zorunluğu


İlgili yönerge, büyük şirketlere kendi ve iştiraklerinin faaliyetleri ile iş ortakları tarafından yürütülen çalışmalarda, insan hakları ve çevre üzerindeki fiili ve potansiyel olumsuz etkileri önleyici yönde yükümlülükler getiriyor. Yeni düzenleme, özen yükümlülüğü şirket politikalarına dahil etme, sosyal ve çevresel etkileri ile muhtemel olumsuz sonuçları önleme – azaltma, mevcut olumsuz etkileri giderme kuralları içeriyor. Yönergenin uygulamaya girmesi sonucu, uygunsuz şirket yükümlülükleri netleştirilecek, hangi cezalar ve yaptırımlar getirilecek ve büyük şirketlerin uyması gereken haklar ve yasaklar neler oldukları açıklığa kavuşacak. Peki bu yeni uygulamanın kapsama alanı ve faydaları neler olacak?

***

Lire la suite

Bir Yıl Daha Böyle Geçti Benim Yeşil Sevgilim.


Bu yıl da böyle geçti şirin sözlü sevgilim Hayal içinde geçti o tatlı günlerimiz Geçen yılı yadedip üzülme ey sevgilim Şevke ümide doğru kanatlı günlerimiz. Ve bizler, her gün yaptığımız tüm işlerimizle, dayanışmamız ve kahkahalarımızla, girdiğimiz tüm alanları renklendirmeye, patriyarkayı alaşağı etmeye devam ediyoruz. 2024’ün umudumuzu ve neşemizi çoğalttığımız, birbirimizden güç alarak yaşamı yeşertmeye devam ettiğimiz bir sene olmasını diliyoruz!

***

Lire la suite

Türkiye’nin İklim Karnesi ve Yerel Seçimler


Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz ama, Erdoğan kararnamesi ile, 1 m2’nin üzerindeki alan, Orman Sınırları dışına çıkarılıyor. İklim Kanunu’nda Sivil Toplum Yok; Ulusal Enerji Planında Öncelik Kömür ve Nükleerde; Güçlü İklim Hedefi Yok; Adil geçiş Planlara Girdi ama Yetersiz. İyi de ne yapmak gerekiyor? Ekolojik, Eşitlikçi, Demokratik Yerel Yönetimler İstiyoruz!

***

Lire la suite