2500 Yaşlı Kadının Zaferi: Devletlerin temel hak ve özgürlükler açısından yapmadıkları için sorumlu tutulabilmeleri içtihatı!


Kişinin aşılması zor ve hatta olanak dışı görünen bir işteki engelleri yenme istenci, istek ve kararlılığına terimbilimde AZİM denir. Çocukluktan başlar, ölene dek te sürüp gider. Yasaya aykırılık, şiddetsizlik, kamuya açıklık, hesap verilebilirlik, hukuk devletine uygunluk için toplumların (Demokratik, özgürlükçü batılı ve çağdaş devletlerde) kendilerini yöneten yerel veya merkezi idare/iktidar ve siyasi partilere karşı tek yaptırımları sadece « sandık başı » değildir. Uygunsuzluk tespit ettiklerinde baskı oluşturabilmek için sivil direniş veya sivil itaatsizlik adı verilen karşı koyma eylemleri de mevcuttur. 64 yaşın üzerindeki isviçreli kadınların, küresel ortamda barışçıl bir devlet olarak tanınan İsviçre’yi tabiri caizse « dize getirdiği » hukuki süreç diğer toplumlara emsal teşkil edecektir. İşler, günümüzde sosyal medya ortamında cılız eleştiri yapmak, ağlaşmak, yaygara kopartmakla çözülmüyor ne yazık ki. Silâha başvurun, terör örgütü kurup dağa çıkın diyen sağduyu sahibi insanlar da yok (n.ö)

***

AIHM nin Isvicre ye Karsi Yasli Kadinlar Karari

 

Dr.Levent Gönenç

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) İsviçre’de 64 yaşından büyük 2400 kadın tarafından kurulan “İklimi Korumak için Yaşlı Kadınlar Derneği”nin hükümetin iklim değişikliğiyle mücadelede yetersiz kalması nedeniyle İsviçre’ye karşı yaptığı hak ihlali başvurusunu kabul etmesi, devletlerin sadece bireylere zarar vermekten kaçınmasının yeterli olmayacağı konusunu gündeme taşıyarak bireylerin iklim değişikliği gibi dışarıdan gelecek tehlikelere karşı da korunması gerekliliğine kapı açıyor ☛ The case Verein KlimaSeniorinnen Schweiz and Others v. Switzerland – [Details/Ayrıntılar].

“İklimi Korumak için Yaşlı Kadınlar Derneği”nin (KlimaSeniorinnen), Hükümetin iklim değişikliğiyle mücadelede yetersiz kalması nedeniyle İsviçre’ye karşı yaptığı hak ihlali başvurusu AİHM tarafından kabul edildi.

64 yaşından büyük 2400 kadından oluşan topluluğun açtığı davada, AİHM İsviçre’nin yetersiz iklim düzenlemelerinin özel hayat ve aile hayatına saygı hakkı ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği sonucuna vardı. Mahkeme buna ek olarak, İsviçre’nin “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi”nin (United Nations Framework Convention on Climate Change) hükümlerini yerine getirmediğine ve Hükümetin sera gazı emisyonun azaltılması için belirlediği hedeflere ulaşma konusunda başarısız olduğuna hükmetti.

 

İsviçre basınında yer alan haberlerde; bazı çevrelerin Strasbourg’daki yargıçların İsviçre halkının iradesine müdahale ettiği, böylesine açık bir “yargısal aktivizm”in demokrasiye zarar vereceği yolunda görüş belirttiği ifade ediliyor. Aslında bu, anayasa hukuku ve siyaset bilimindeki kadim tartışmalardan birinin, hukuk-demokrasi geriliminin, güncel bir mesele dolayısıyla tekrar su yüzüne çıkması anlamına geliyor ☛ Bknz; Sivil İtaatsizlik – [Details/Ayrıntılar].

Hukuk dinamik sorulara verilen statik cevaplardır. Hukukun “istikrar” kavramıyla birlikte düşünülmesinin sebebi de budur. Ne zaman ki dinamik sorular toplumsal ve bireysel yaşam alanlarını tehdit etmeye başlar, o zaman statik cevapların, yani hukuk kurallarının da değişmesi gerekir. İşte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “İsviçre’ye Karşı Yaşlı Kadınlar Davası”nda (bundan sonra kısaca “Yaşlı Kadınlar Kararı” olarak anılacak) verdiği son karar; “Devlet bireyleri iklim değişikliği dolayısıyla ortaya çıkacak zararlardan koruyacak tedbirleri almak zorunda mı; bireyler bunu bir hak olarak talep edebilir mi?” gibi “dinamik” bir soruya, geçmişte verilen cevaplardan oldukça farklı ve “çağdaş” bir cevap içeriyor.

Türkiye’deki Toplum İçin Ne Anlam İfade Ediyor:

AİHS’ye taraf olan tüm devletler gibi Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Türkiye’de kamuoyuna yansıyan pek çok olayda İsviçre kararında tespit edilen ihlallerden çok daha fazlasının olduğunu biliyoruz; AİHM kararlarına Hükümetin yaklaşımı ise malum. Bununla birlikte—en az Türkiye’nin son zamanlarda yerine getirmediği uluslararası yükümlülüklerinin tartışma konusu olduğu diğer davalar kadar önemli olan—iklim değişikliği davaları, sonuçlarına saygı gösterilmediği takdirde, ülkenin ithalatını, ihracatını, yabancı yatırım çekme kapasitesini; kısacası bir bütün olarak ekonomisini de olumsuz anlamda etkileme potansiyeline sahip. Şimdi fırsat varken yöneticiler için şapkayı önlerine koyup düşünme ve dinamik sorulara dinamik cevaplar verme zamanı…

Analizin tam metni – [Details/Ayrıntılar]

 

Laisser un commentaire

Ce site utilise Akismet pour réduire les indésirables. En savoir plus sur la façon dont les données de vos commentaires sont traitées.