Casusluk ağına takılmayın Casus kime denir? Artık Ajan bile sanılabilirsiniz!


Casusluk Faaliyetleri ve Uluslararası Casusluk Suçu günümüzün dünyasında çok daha fazla önem kazandı. Tıpkı, Türkiye Toplumu üzerinde güdüldüğü izlenimi edindiğim « Duyarsızlaştırma Operasyonu » gibi. Ekseriyetiniz farkında bile değilsinizdir. « 5 duyu » olarak da adlandırılan; görme, koklama, işitme, tat alma ve dokunma işlevlerini erozyona uğratmak, yıpratmak veya tamamen yozlaştırmak için sizlerin üzerinde çalışanlar mevcut! Bilmenizde hem yarar hem de hayır var derim!

***

Lire la suite

Türkiye’de Günümüzün Moda Deyimi ile Kaç Dirençli Kent Mevcut?!


Kentsel dirençliliğe sahip yerleşim merkezleri, günümüzün değişen koşulları karşısında kendilerini yer altında ve üstünde uyarlayabilen, yeni duruma göre dönüştürebilen, değiştirebilen ve geliştirebilenler olup, ekonomik, kurumsal, çevresel ve sosyal alanlarda fonksiyonlarını devam ettirebilen, buna hazırlıklarını sürekli geliştiren yaşam bölgeleridir. Zira Dirençlilik, herhangi bir sistemde meydana gelen bir aksaklığın ortadan kaldırılması, sistemin kesintiye uğratılmadan devamlığının sağlanması, risklere ve şoklara karşı sistemin güçlendirilmesi anlamına gelir. Türkiye Yüzyılı’nda Dirençli Şehir Paneli’ne katılan zamanın Eski Çevre Bakanı, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve İBB’nin kaybeden adayı Murat Kurum yaptığı konuşmasında Gazze’deki çocukları örnek vermiş (!) onlar daha yürümeden ölmeyi öğreniyorlar demişti. Son depremde Türkiye’nin çocukları siyasetçilerden neler öğrendiklerini bile anlayamadan ölüverdiler! (n.ö)

***

Lire la suite

Türkiye’de Çocuk Bayramı Kutlanırken, AB’den çocukları şiddetten daha iyi korumak için yeni önlemler


Avrupa Birliği’nin bugün Brüksel’de kabul ettiği tavsiye kararı, elbette doğrudan Türkiye’deki çocuklarla ilgili değil. Çocuk Bayramı‘na denk düşmesi de bir « tesadüf » olmalı! Ancak, içeriği Türkiye’de başta Aile’den ve çocuklardan sorumlu idarecilerin de dikkatlerini çekip, uyum sağlanması için gereken adımların atılması yönünde teşvik edici nitelikte ! AB Komisyonu’nun Demokrasi ve Nüfus İşlerinden sorumlu üyesi Dubravka Šuica atılan adımın, çocuklara yönelik şiddete karşı sıfır tolerans kültürüne doğru tüm aktörlerle ve çocuklarla birlikte sürdürülmesinin zorunlu olduğunu söylüyor. Zira, çocukların güvenli ve güçlendirilmiş koşullarda yetişmelerini sağlamak AB’nin geleceği ile de yakından irtibatlı temel bir yatırım niteliğinde.

***

Lire la suite

Türkiye – Irak İlişkileri: Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı kalabilecek mi?


İlişkilerin gidişatını belirleyecek etkenlerden biri Türkiye’nin PKK ile mücadelesine Irak’ın nasıl destek veya iç politikasında tepki vereceği olacak. Ayrıca, Kerkük-Ceyhan petrol boru hattının hangi düzenlemelerle yeniden çalışmaya başlayacağına bakılacak… Ancak asıl önemlisi, bölgedeki dengelerde rol sahibi ABD, İran ve İsrail’in Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerde büyük bir değişime neden olabilecek Kalkınma Yolu gibi bir projeyi nasıl izleyecekleri, kabullenip kabullenmeyecekleri de merak konusu!

***

Lire la suite

Yaşlılar Mahkemelerde Gençler Sokaklarda Hükümet ve Çevre Bakanı Nerede?


AİHM, Yaşlı kadınların açtığı davada, İsviçre’yi ulusal seragazı emisyonlarını azaltmak konusunda yetersiz bularak bunun insan hakları gaspı olduğuna hükmetti. Gençler, İstanbul, Kadıköy’de iklim grevindeydi. Gençler bir kez daha hükümetlere iklim adaleti çağrısı yaptı. İyi de hükümet, yerel yönetimler, muhalefet ve özellikle de Çevre Bakanlığı neden sessiz bu mücadelede! TOKİ işleri daha fazla mı para kazandırıyor ki insanlık umurlarında değil!

***

Lire la suite

AB’nin Seçimler Sonrası Gündemi: Güvenlik, Savunma, Rekabet Edebilirlik ve Genişleme


Uluslararası siyaset, var olduğu günden beri değişikliklere ve dönüşümlere sahne oluyor. Bu dinamizmde stratejik öngörü ve uyumlu planlama, modern dünyanın karmaşıklığı içinde yol almayı hedefleyen her aktör için bir zorunluluk. AB için de stratejik öncelikler belirlemek sadece bir gereklilik değil, ulusüstü bir varlık olarak evriminin temel taşlarından biri. AB’nin önünde şimdi kendi gidişatını şekillendiren yeni beş yıllık 2024-2029 Stratejik Gündem Taslağı duruyor. Brüksel’deki son Liderler Zirvesi’nde tartışılması öngörülüyordu ama…

***

Lire la suite

AB – Türkiye: İlişkilerin Değerlere Dayanan Bir Temele Oturtulması Mümkün, Ama…


Yeter ki değişim iradesi gösterilsin ve CB Erdoğan 31 Mart Seçimleri sonrasında vaad ettiği gibi yeni bir perspektif çizsin. Şu gerçeği kimse yadsıyamaz; Erdoğan iktidarı yaptığı reformlarla vesayet sistemini tasfiye ederek Türkiye’nin önünü açtı. Şimdi iktidarın Erdoğan orkestra şefliğinde yeniden reformcu kimliğine dönmesi gerekiyor. AB ile ilişkiler de buna dahil. Bir yazar diyor ki; Kavala’nın, Demirtaş’ın hapiste tutulmasının Türkiye’ye ne yararı var? Artık iklimin değişmesi ve baharın gelmesi gerekiyor. Yeniden reformcu kimliğine dönmüş bir AK Parti ve Avrupa Birliği hedefine yürüyen bir Türkiye. Görün o zaman ekonomi nasıl coşar. Kıbrıs’ı zaten Çiller-Karayalçın ikilisi AB’ye hediye etmiş ve Türkiye üzerinde baskı kurulmasına öncülük etmiş durumda. Erdoğan, istediğini elde ettiği takdirde Kıbrıs ile barış tesis edecek güce sahip değil mi! (n.ö)

***

Lire la suite

NATO, Türkiye’deki Amerikan Nükleer Cephaneliği ve AB ile İlişkilerin Geleceği!


İncirlik’te depolanmış Amerikan Nükleer Silâhlarının da gündemde bulunduğu ve yeni nükleer korunma şemsiyelerinin arandığı bir sırada, AB ile ilişkilerin dönüm noktasına getirildiği günümüzde Brüksel, Ankara karşısında nasıl davranacak? Bir nükleer savaşta Kıbrıs, Rus oligarklara ev sahipliği yaptığı, geçmişte Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler kurduğu için hedef olmaktan kurtulacak mı? Yoksa Türkiye Vetosunu kaldırmasa da mevcut engelleri yumuşatacak mı?

***

Lire la suite

AB İklim Risklerinin Yönetilmesi: İnsanların Korunması Aciliyet Kazanıyor!


AB ülkeleri, 1990’lı yılların başından beri iklim kriziyle mücadelede konusunda önemli adımlar atıyor. AB’nin daha iddialı çevresel tedbirler aldığı gözlemleniyor. Ancak bu tedbirlerin görmezden gelinmemesi gereken oldukça ciddi bir ekonomik boyutu da yok değil! Bu bağlamda “İklim Risklerinin Yönetilmesi-İnsanların ve Refahın Korunması” başlıklı Komisyon’un son Tebliği, her şeyden önce iklim krizinin önlenmesine yönelik yatırımlar yapılmasını öneriyor. Zira, iklim krizi nedeniyle yüzyılın sonuna kadar AB GSYH’sinin yaklaşık %7 oranında daralabileceği gerçeğine gönderme yaparak, kısa vadeli kazançların uzun vadeli yıkımlara yol açabileceğine dair önemli bir mesaj içeriyor. Tebliğ, iklim kriziyle mücadele ederken refahın da korunması için yönetişimin ve var olan araçların güçlendirilmesi, yapısal politikalardan daha fazla yararlanılması ve iklim direncinin daha fazla finansmanına yönelik öneriler önerilerde bulunuyor.

***

Lire la suite

AB Neden Yeni Bir Savunma Stratejisine Gerek Duyuyor?


2030 yılına kadar pek çok hedef ortaya koyulan yeni strateji özellikle, yaşanması muhtemel herhangi bir kriz anında önceden hazırlıklı olma isteğinden dolayı. Ağzı yanan Brüksel yoğurdu üfleyerek yemek zorunda kalmamak istiyor. Ayrıca, Avrupalı devletlerin savunma sanayisindeki rekabetçiliğini artırmayı ve AB üye ülkelerinin kolektif bir savunma mekanizmasına sahip olmasını hedefliyor. Avrupa Yatırım Bankası’nın üye ülkelere borç verme politikası da savunmaya odaklanmış şekilde yeniden yapılandırmak suretiyle de, savunma bütçeleri yeni güvenlik anlayışına göre düzenlenecek ve dışa harcanan paraların içeride kullanılmasına yol açacak. Savunma satın alma bütçelerinin 2030 yılına en az %50’sinin ve 2035 yılına kadar da %60’ının AB içerisinden karşılanması sağlanacak.

***

Lire la suite

AB, İklim Değişikliği Risklerine Karşı Toplumun Direncini Her Seviyede Artırmak İçin Yeni Tedbirleri Uygulamaya Geçiriyor.


İnsanları ve mevcut refahı korumak, iklim değişikliğinin ve doğurduğu etkilerin yarattığı, yaratabileceği muhtemel tehlikeleri aşabilmek amacıyla AB öngörülerden, bilimsel veriler ile araştırmalardan hareket ediyor ve doğabilecek tüm tehlikeleri önceden yönetmeye yönelik hazırlıkları yapıyor. Odaklandığı nokta ise şu; toplumun her tabakası ne kadar hazırlıklı olursa, duyarlaştırılırsa ve gerekli araçlar ile donatılırsa tehlikelerin üstesinden daha kolayca gelinebilir. Ya Türkiye’deki iktidar ve tüm siyasi partiler ile sivil toplum örgütlerinin yanısıra vatandaşlar ne yapıyorlar ve ne ölçüde duyarlılar bu konuda?!

***

Lire la suite

AB’den, Seçim Dönemlerinde Kutuplaştırmayı, Seçmenleri Olumsuz Yönde Etkilemeyi Ve Yabancı Müdahaleleri Önleyici Yeni Düzenleme


Siyasi reklamlar, Çevrimiçi ortamın istismarı ve Dışarıdan yabancı müdahale denetim altına alınacak. Irk, etnik köken veya aşırılık içeren siyasi görüşleri ortaya koyan veriler yasaklanacak. Sosyal medyada profil oluşturma amacıyla kullanılamayacak kutuplaşmayı körükleyecek unsurlar kullanılamayacak. Reklâm gelirleri, sponsorlar sıkı biçimde denetlenecek. Darısı Türkiye’nin başına mı desek acaba? AB üyesi değil ki Türkiye, yok öyle!

***

Lire la suite

Avrupa’nın Yeni Savunma Sanayi Stratejisi: AB’nin Trump Geliyor Diye Paçaları Tutuştu!


AB’nin bugün Brüksel’de açıkladığı, Avrupa Savunma Sanayii Stratejisi ve Avrupa Savunma Sanayii Programı teklifi güvenlik paradigmasındaki değişikliklere yanıt verme amaçlı. Dışa yönelik savunma harcamalarını kendi içindeki üretime yoğulaştırmayı ve farklı silâh sistemlerine yatırım yapmayı öngörüyor. Ancak asıl hedef, son yıllardaki acı deneyimlerden ders çıkararak acil kriz halinde yapısal savunmaya hazır olma ve gerekirse tek başına müdahale edebilme kapasitesini artırmayı öngörüyor. On yıllık bir süreç belirleyen strateji sadece içeride üye devletlerle değil, NATO ve ortak amaç ve hedeflerle hareket eden ülkelerle de birlikte çalışmayı hedefliyor.

***

Lire la suite

Bulgaristan ve Romanya, sınırların denetimi ve göç yönetimi alanında işbirliğini güçlendiriyor


Schengen müktesebatı Bulgaristan ve Romanya’da tamamen uygulanacağı gibi 31 Mart 2024‘ten itibaren iç hava ve deniz sınırlarındaki kontroller de kaldırılacak. Polis işbirliğinde, ilgili sınır ötesi zorlukların üstesinden gelmek için işbirliği daha da güçlendirilecek. Bulgaristan ve Romanya mevcut sınır gözetim sistemlerini genişletmek veya geliştirmek veya yükseltilmesi için yüksek teknolojik olanaklara kavuşabilecekler.

***

Lire la suite

Krizleri Diplomasi ile Aşıp “Kazan-Kazan” mı yoksa “Kaybet-Kaybet” mi?!


“Güvenlikleştirilmiş küreselleşme”nin sonucu jeopolitik gerilimlerdeki artış, ekonomik belirsizlikler ve bu durumların tetikleyicisi durumundaki küresel siyasetteki düşüş eğilimi Münih’teki Konferansa damgasını vurdu. Sıra şimdi Antalya’da. Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak teması altında gerçekleştirilecek konferans bugün başlıyor. Bknz; https://twitter.com/yerelce/status/1761019673234055359 Münih Davos’unda, mevcut gergin küresel durumda tarafların nasıl kaybedeceği üzerinde tartışıldı. Kimi ülkelerin göreceli getirilere öncelik vermesi, silahlanma yarışının artması sonucunda genişleyen çatışma ve savaş durumunun sadece kaybedenlerin olacağı bir dünyaya gidişi hızlandıracağı tehlikesine dikkat çekildi. Bakalım, Antalya’dan verilecek mesajların içeriği ne olacak?!

***

Lire la suite

Ukrayna Savaşı’nın 2. Yılında Genel Tablo: Milyarlar Harcamaya Devam!


İki yıllık şiddet İnsanlığın asıl ihtiyaçları için harcanması gereken paranın silâh üreticileri ve tacirlerini zenginleştirmekten öteye kimseye bir “yarar” sağlamadığını kanıtlıyor. Peki, harcanan paraların toplamı ne kadar; savaşta hiçbir sorumluluğu bulunmayan bigünâh insanların kayıp sayısı nedir; ABD ve AB ne kadar para harcadı; Rusya’nın kayıpları ne gösteriyor; Türkiye’nin tutumu ne? Atatürk, ‘Millet hayatı tehlikeye girmedikçe, çıkarılan savaş savaş değil, cinayettir, öyleyse esas barıştır,’ diyor. Peki Ukrayna’da barış umudu mevcut mu?

***

Lire la suite

AB: Çevre ve İklim Değişikliği Alanında Yeni Atılım: Yeni Hedef Neler Getiriyor?


AB’nin çevre konusunda aldığı önemli kararlar, gelecek için umut verici adımlar olarak değerlendiriliyor. AB’nin özellikle 2040 hedefine ulaşmak için belirlenen %90’lık sera gazı emisyon azaltımı hedefi, çevre ve iklim değişikliği konusundaki ciddiyetini ve kararlılığını gösteriyor. Bu hedefler, sadece AB’nin iklim nötrlüğüne ulaşmasını değil, aynı zamanda küresel düzeyde benzer çabaları teşvik etmeyi amaçlıyor.

***

Lire la suite

Kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesine ilişkin AB tedbirleri


Kadına yönelik şiddetle mücadele için 6 Şubat’ta kabul edilen yasa, tüm AB üye ülkelerinde yaşayan kadınları toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, zorla evlendirme, kadın sünneti, siber şiddet ve taciz gibi birçok konuya karşı korumayı amaçlıyor. Almanya, Fransa ve Hollanda karşı çıkınca, “tecavüz kavramı” üzerinde mutabakat sağlanamadı. Ancak AB, İstanbul Sözleşmesi uyarınca, tecavüzün rıza dışı bir eylem olarak görülmesi için farkındalık çalışmasını sürdürecek.

***

Lire la suite

Hatay’da Depremden 1 Yıl Sonra: İleriye Yönelik Hayat Şansı Azalıyor


Çevreciler, deprem sonrası geçen bir yılın muhasebesini yapıp, raporlarını yayımlarlarken, CHP de âdeta özeleştirisini yaparcasına Lütfü Savaş bunca zaman ne yapmış sorusunu soruyor. Depremden sağ kurtulanlar büyük bir halk sağlığı sorunu ile karşı karşıya bulunuyor. “Yetkililer”in ise durumun farkında olmaz bir yaklaşım sergilemelerinin de insanlık anlayışı ile tezat yaratığı bizzat CHP bölge milletvekillerince ifade edilerek, eleştiriliyor! TMMOB Hatay Asbest Raporu’na göre, binalardan alınan 45 numuneden 16’sında asbest tespit edilmiş. Depremden sağ olarak kurtulanlar kümülatif kirlilik yükü neticesinde başka ölümcül hastalıkların pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıyalar. Yerel Seçimlere kısa süre kala iktidar bu bir yılı nasıl geçirdi acaba? Ki, bir önceki Çevre Bakanı’nı Mega Kent İstanbul için aday gösterme cesareti buldu kendisinde!

***

Lire la suite

Depremle Mücadelenin Yolu Bileşenlerden Geçiyor: Yönetim, Halk, Altyapı, Ekosistem, Ekonomi.


Binlerce can kaybı, yıkılan binlerce bina, neredeyse hayatın durma noktasına geldiği şehirler… Aynı acıların bir kez daha yaşamamanın yolu, bir kentin bileşenlerini güçlendirmekten geçtiği kadar, mevcut zihniyetin, kadercilik anlayışının da değişmesinden de geçiyor öncelikle. Çalışmak, çok çalışmak, tembellikten kurtulmak şart. Yoksa depreme dayanıklı binalar inşa etmek yeterli değil. Uğranan kayıpları asgari düzeye indirebilmek için her alanda değişim ve dönüşüm zorunlu. Yaşamak, insanca yaşamak bugünkü gibi gözyaşı dökmemek istiyorsanız elbette! Peki yerine getirilmesi gereken ve hatta zorunlu olan altı bileşen nedir, nasıl hayata geçirilir?

***

Lire la suite

Pluralism Confronts Radicalization in Türkiye


The prevalence of radical religious attitudes low and demonstrates a decreasing trend. Social exclusion emerges as a significant factor influencing radical religious attitudes, with religiosity playing a role. Various socio-economic factors can influence changing radical religious attitudes. There is also a decreasing trend in participation in sects and religious commitment to sects.

***

Lire la suite

IŞİD’in « Türkiye Vilâyeti » Öyküsü: Kilise Saldırısının Anatomisi!


İyi de « Türkiye Vilâyeti » diye kendi videolarında bile « takdim » ediliyorsa, şimdi ne düşünmeliyiz?! Türkiye « işgâl » altındamı ki örgüt vilâyetini bile kurmuş? Burnumuzun dibinde eylem yapmaya bu vilayetten hareket ederek mi yola çıkıyor? Peki eylemciler niçin ya Dağıstanlı, Özbek, Tajik ya da Rus? Nusret Yılmaz, Kasım Güler, Şahap Variş kim? Bir örgütü çözmek kolay bir iş değildir. Peki Türkiye örgütü nasıl çözdü, kısa sürede saldırganları yakalayabiliyor? (nö)

***

Lire la suite

AB’de Turist otobüsü ve tur şoförleri: Yolcu güvenliği ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi


Karayolu taşımacılığında sürüş süreleri, molalar ve dinlenme sürelerine ilişkin kurallar AB’de 1969’dan bu yana tartışma konusu oluyor. Yolcu hizmetlerine ilişkin özel kurallar 1985 yılında uygulamaya konulmuş olsa da, 2006 yılında kaldırılmış ve 2009 yılında yalnızca kısmen yeniden uygulamaya geçirilmişti. 24 Mayıs 2023 tarihinde sunulan teklif ise turizmi en çok ilgilendiren ulusal ve uluslararası yolcu hizmetleriyle sınırlı. Şimdi yeni düzenleme, sürücülerin mola ve dinlenme süresi kurallarına üç esneklik unsuru getiriyor ve AB düzeyinde otobüsle yolcu taşımacılığının yaklaşık %3’ünü ilgilendiriyor.

***

Lire la suite

AB: Açıklık Belki Bizim Gücümüz Ama Artık Sınırlandırmak Gerekiyor.


Küresel çıkarların değişiminin yanısıra, jeopolitik gelişmeler ve yüsek teknolojinin hızlı ilerleyişi karşısında AB dışa yönelik açıklığını korumak için yeni risklerle mücadele yöntemlerinde uyarlama yapıyor. Şimdi sırada, Avrupa Ekonomik Güvenliği var. Mevcut açıkları saptayacak, boşlukları dolduracak ve kendi çıkarlarını koruma altına alacak şekilde yeni ortaklıklar kurmaya kararlı gözüküyor. Avrupa Komisyonu’nun Brüksel’de açıkladığı tedbirler paketi, üzerine casusluk romanı yazılabilecek içerikte. Peki, neler öngörülüyor?

***

Lire la suite

ABD Girmeye Çalışırken, AB Schengen Sayesinde Karadeniz’de…


Schengen kurallarının uygulanması, üye olmayan devletler ile sınır denetimlerinin güçlendirilmesi, diğer Schengen üyeleri ile sınır kontrollerinin ortadan kaldırmasını sağlıyor. Herhangi bir AB ülkesinin ulusal kimlik kartı, onaylı bir pasaportu ya da bir AB kimliği ile havaalanlarında, denizlerdeki limanlarında, otellerde, ya da polis tarafından yapılan kontroller için gerekli ve yeterli sayılıyor ve ulusal kurallara bağlı olmakla beraber ülkeler arasında değişiyor. Bulgaristan ve Romanya’nın kabulü sonucu, Schengen Alanı’nın sınırları bu ikii ülkenin hava ve kara sularını da kapsayacak şekilde genişlemiş oluyor. Bu durum da bir iç deniz sayılan Karadeniz’i komşu yapıyor. ABD ise NATO’da Türkiye’yi aşıp, « mayın denetleme » bahanesi ile Karadeniz’e girebilme mücadelesi veriyor. Ancak, karşısına Montrö Boğazlar Sözleşmesi dikiliyor!

***

Lire la suite