Türkiye – Almanya İlişkileri: Sözüm Steinmeier’a ama AB sen de kulak dik!


Günümüzün silâh üretimi ve çatışmalar, savaşlar, tarihsel gerginlikler koşullarıyla dolu ortamında, a) Kim dost, kim dalkavuk b) Kim müttefik, kim hasım/düşman c) Kim insanlık ortak değerlerinden yana ve uygulayabilmek için çırpınıyor, kim bu değerleri, « temel hak ve özgürlükler » kılıfına uydurup gerektiğinde muhataplarına karşı bir silâh veya ekonomik/ticarî/sosyal baskı aracı olarak kullanıyor. Bu « sac ayağı » üzerindeki kazanç, çıkar, yükselme ve güçlenme yarışında asıl sorulması gereken soru şu olmalı: Kim samimi, kim riyakâr ve içten pazarlıklı?! « Öfkesini, kinini kimseye sezdirmeyen, iyi görünüp kötülük yapan ve yapmaya devam edenler arasındaki ilişkiler »in türü nedir? Döner kesmekle düzelmez ilişkiler, samimiyet gereklidir, dürüstlük gereklidir, dost ve müttefikliğe uygun davranış ve devlet politikaları gereklidir.

***

Lire la suite

Savaşın Getirdiği Dönüşüm: Rusya’ya Terör İle Boyun Eğdirtmek Mi?!


« Savaş »ın ilke ve kuralları bulunmasına karşın, « ahlâk »ının olmadığı iki yılı aşkın bir süredir devam eden Rusya-Ukrayna örneğinde, doğrudan veya dolaylı taraf olanların davranışlarında açık biçimde görülüyor. Bir ülke düşünün ki – ABD – Rusya’daki terör saldırısının istihbaratını alıyor (!) ve onlarca insanın katledilmesine gözlerini kapama pahasına uyarmıyor! NATO müttefikleri olmalarına ve de savaş içinde bulunmamalarına karşın kimi ülkelerin yıllardır Türkiye’ye karşı terör eylemlerini « insan hakları ihlâlleri » bağlamında anlayışla karşılamaları (!) teröristlere her türlü desteği vermeleri şimdilerde daha iyi anlaşılmıyor mu?! Rusya’daki hain ve kalleşçe terör saldırısı, Ukrayna Savaşı’nda bir dönemeç noktası olabilir mi?

***

Lire la suite

Krizleri Diplomasi ile Aşıp “Kazan-Kazan” mı yoksa “Kaybet-Kaybet” mi?!


“Güvenlikleştirilmiş küreselleşme”nin sonucu jeopolitik gerilimlerdeki artış, ekonomik belirsizlikler ve bu durumların tetikleyicisi durumundaki küresel siyasetteki düşüş eğilimi Münih’teki Konferansa damgasını vurdu. Sıra şimdi Antalya’da. Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak teması altında gerçekleştirilecek konferans bugün başlıyor. Bknz; https://twitter.com/yerelce/status/1761019673234055359 Münih Davos’unda, mevcut gergin küresel durumda tarafların nasıl kaybedeceği üzerinde tartışıldı. Kimi ülkelerin göreceli getirilere öncelik vermesi, silahlanma yarışının artması sonucunda genişleyen çatışma ve savaş durumunun sadece kaybedenlerin olacağı bir dünyaya gidişi hızlandıracağı tehlikesine dikkat çekildi. Bakalım, Antalya’dan verilecek mesajların içeriği ne olacak?!

***

Lire la suite

Kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesine ilişkin AB tedbirleri


Kadına yönelik şiddetle mücadele için 6 Şubat’ta kabul edilen yasa, tüm AB üye ülkelerinde yaşayan kadınları toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, zorla evlendirme, kadın sünneti, siber şiddet ve taciz gibi birçok konuya karşı korumayı amaçlıyor. Almanya, Fransa ve Hollanda karşı çıkınca, “tecavüz kavramı” üzerinde mutabakat sağlanamadı. Ancak AB, İstanbul Sözleşmesi uyarınca, tecavüzün rıza dışı bir eylem olarak görülmesi için farkındalık çalışmasını sürdürecek.

***

Lire la suite

Günümüzün “Çatışma, Parçalanma ve Korku Çağı”nda Avrupa’nın Savunma ve Güvenliğinin Geleceği!


AB’nin Yürütme Organı olan Komisyon’un başkanı Ursula von der Leyen bugün Avrupa Parlamentosu genel kurul toplantısında bir konuşma yaptı ve 14-15 Aralık 2023 tarihli Liderler Zirvesi sonuçları ile 1 Şubat 2024‘te gerçekleştirilecek Avrupa Konseyi Özel toplantısının hazırlıkları üzerine yasama organının seçimlere giden üyelerini bilgilendirdi. VdL sıkıntılı bir tablo sergilediği konuşmasında şunları dedi: « Dünyamız bir çatışma ve çatışma, parçalanma ve korku çağı yaşıyor. Birliğimiz içinde odaklanma ve sorumluluk gerektiriyor. Ciddi zorlukların üstesinden ancak birlikte gelebiliriz. Bu dört yılda öğrendiğimiz en büyük ders de şu: Biz birlik olursak Avrupa güçlü durur (Konuşmanın tam metni – En+Fr+De: https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/speech_24_241) İçeride okuyacağınız analiz ise AB ve Yaşlı Kıta’nın gelecekteki güvenliği açısından farklı bir boyutu irdeliyor. AB üyesi olmayan iki ülkenin durumunu!

***

Lire la suite

“İkinci Vatan Türkleri” ve Avrupa Seçimleri: Varlık Gösterebilecekler mi?


Bugün o yarım asırlık zaman dilimi kuş gibi uçup gitti, yıllar yüksek tempolu bir nehir gibi aktı gitti ve 60’lı senelerin Almanya’daki « Misafir İşçiler » ile 70’li yılların « Turist Ömerleri » Avrupa Birliği’nin geleceğinin şekillendirilmesinde hem nüfusları ile hem de birikimleri sayesinde söz sahibi olma konumuna eriştiler. Ve şimdi de önlerinde belki de en önemli aşamalardan biri karşısındalar; Avrupa Seçimleri…

***

Lire la suite

AB Yeni Göç ve İltica Paktı; Haziran 2024 Öncesi Oylayıp Kabul Edecek “Cesur” Parlamenterler Bulabilecek mi?!


AB, göç meselesine kendi değerlerini gözeten ancak Üye Devletlerin kapasitelerini zorlamayacak bir çözüm bulmada zorlanıyor denilemez. Geçtiğimiz Aralık ayında varılan mutabakat ta Brüksel yöneticilerinin iradeli tavırlarını yansıtıyor. Ancak, 27 AB Üye Devletinin her birinin görüşlerini aynı anda ve eşit şekilde yansıtacak ortak bir göç politikası oluşturmak ta zorlu bir görev niteliğinde. Peki nedir üzerinde mutabık kalınan değişiklikler ve uygulamadaki beklentiler?

***

Lire la suite

Lâleler Ülkesi’nde Lâle mi, Kasımpatı Devrimi mi?


Şimdi böylesine güzelim, kültürel zenginliklerle dolu, tarihi birikime sahip bir devlet için Kasım ayında mezarlıkları bezeyen «Kasımpatı Devrimi» adı takıp tarih sayfalarına gömmek yolunu mu yeğlemeliyiz; yoksa bu «Laleler Ülkesi»nde Türklerin beraberlerinde Anadolu’ya getirdikleri Lale Tohumu’nun 4 asır öncesinde buralara kadar uzanan çiçeği Lâle‘ye istinaden bir “uyarı devrimi” adını vermek miyakışır sizlerce?!

***

Lire la suite

Giderayak…


Başaramıyor musunuz? Kapasiteniz mi yetmiyor? O zaman “hata” sizin değil ki! Atılan « format »ınıza, yazılan « programlarınız »a, çalışmakta zorlanan beyninizin yanısıra, kıvılcıma dönüşüp aklınızı hiç çalıştıramayan « model »e küsün, yanın ve « fabrika hatası » olmalı durumum, diye yakınarak ömrünüzü mümkün olduğunca badirelerden uzak bir köşede tamamlamaya bakın. Ama öncelikle de, her şeye karşın esenlikle yaşamaya bakın ve de içinizde bir köşeye sıkışmış kalmış, varsa o sevgiye sıkı sıkı bağlı kalın ve başkaları için de eksik etmeyin vakti zamanı geldiğinde göstermenin!

***

Lire la suite

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı ve Nefret Suçları!


Nefret suçu; bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi durumlara karşı oluşmuş ön yargı sebebiyle işlenen, şiddet içeren suçları kapsıyor. Suçun cezasının artmasına yol açar. Bu açıdan nefret söyleminden farklı bir kavramdır. Süreklilik arz ediyorsa, suç işleyenler nefret grubu şeklinde isimlendirilir. Mücadele düzenlemelerine ise, nefret yasası denir. Kişilerin Irkı, rengi, etnik kökeni ya da uyruğu; dini; cinsiyeti, cinsel yönelimi, yaşı, fiziksel veya zihinsel engelleri nefret suçunu teşkil eder. Ancak, savaş ortamlarında işlenenlerin henüz genel kapsama alınmadığı görülüyor. Soykırımı ise başlı başına bir suç teşkil ediyor. Peki, Türkiye dahil AGİT üyesi devletlerde son durum nedir?

***

Lire la suite

Kim Haklı?! İKV Başkanı mı, Gazeteci mi?!


Tamam, AB Kıbrıs ve Yunanistan gibi kimi ülkelerin (Fransa, Almanya vd.) iyi niyetli olmayan davranışları yüzünden, müzakere başlıklarından bazılarını açamıyor – vetoları nedeniyle – Ama, AB’ne üye olmak isteyen kim? Türkiye! Kulüp sana « Damsız Girilmez » diyorsa ve de kıyafetini uygun görmüyor pejmürde görünüşünü düzeltmeni, kravat takmanı istiyorsa, kendi ilke ve kuralları gereği haksız mı?

***

Lire la suite

AB Sayesinde Suriyeli “Yeni Vatandaşlar” Mükemmel Yetişiyorlar!


AB tarafından yapılan mali yardım başarılı neticeler veriyor. Brüksel’e göre; 26 bin kadın sığınmacı kısa dönemli mesleki beceri eğitimi aldı, 40 bin kadın sığınmacı ise istihdam danışma hizmetlerinden yararlandı. 25 bin yetişkin kadın sığınmacı ve 20 bin kadın öğrenci Türkçe kursu alarak başarıyla tamamladılar., 55 bin sığınmacı kız çocuğunun da okul öncesi ve ilkokul eğitimine katıldı.

***

Lire la suite

Cumhuriyetin Yüzüncü Yılında AB ile İlişkiler : Toplumun bilgisi hangi düzeyde?!


Türkiye’nin geçmiş yüzyılının hem de AB’nin geçmiş yüzyılının dikkate alınması kamuoyu araştırmalarının daha sağlıklı olmasına ve veriye ulaşma noktasında sorun yaşayan vatandaşların ikna edilmesine katkı sağlayabilir.” Diyenler olsa da…

***

Lire la suite

İnsanlığın Duyarsızlığı Arttıkça Kıyamet Yakınlaşıyor!


Dünyadaki ormanlık alanların büyük çoğunluğunu temsil eden 140’tan fazla ülkenin, orman kaybını ve bozulmasını durdurma sözüne karşın, yıkım daha da kötüleşmiş durumda. Son yılarda % 4 artış gösterirken 66 bin km yok edildi. Bu rakamlar hedeften %21 sapma olduğunu gösteriyor. Amazon Yağmur Ormanları’nın çökmesi ve insan kaynaklı küresel ısınmanın yol açtığı büyük ölçekli değişikliklerin yanısıra insanların yaşam tarzlarında değişiklik yapmamaları, risklere karşı ilgisizlikleri felâketin eşiğinden dönülmesini geciktiriyor.

***

Lire la suite

What lessons can Turkey bring from its first century to the years ahead.


Ulu önder ülke içinde temel haklar ve özgürlükler ile hukukun üstünlüğü çerçevesinde ekonomik refahın sağlanmasını, dış politikada da hiçbir ülkenin içişlerine karışmadan çıkarlarımızı diplomatik ve barışçı yollardan sağlamak üzere hareket edilmesini ilke edinmiş, kısaca Batıcı olmadan Batılı bir şekilde davranılmasının yararlarını vurgulamıştır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken bu duruş ve bakış açısını ödün vermeden ve daha güçlü bir şekilde sürdürmemiz, gelecek kuşakların refahı ve ülkemizin bütünlüğü için elzemdir.

***

Lire la suite

“Veni, vidi, vici” değil bu, “venimus vidimus ve Imus…” Geldik Gördük Gidiyoruz!


Bu son olaylar da göstermiştir ki, kimler kimleri besliyorlar, yemliyorlar ve kimler insanlıktan, gerçek demokrasiden, has temel hak ve özgürlüklerden yanadırlar, Türkiye veya müslümanlar söz konusu olmadığı sürece de seslerini – çatlak – çıkartmıyorlar. « balkabağı » benzeri üzerine ceviz serpilmiş dilimlenmiş tatlı gibi ama tatsız bir lezzetle tabakta duranlar önünder! Geldik, Gördük, Gidiyoruz, bütün bir ömrün 3 G’lik tanımıdır bu…

***

Lire la suite

Kahire Barış Zirvesi ve AB’nin Riyakârlığı!


Bol laf var ama somut netice yok! Söylenenlerin ekseriyeti « iç politika »ya ve Avrupa Seçimlerine yönelik ve söyleyenlerin izledikleri politikalar ile de çelişkili. AB Başkanı Charles Michele,« Çifte standart » uygulamıyoruz, derken Türkiye aklının köşesinden bile geçmiyordu herhalde. Ursula von der Leyen Almanya’da Genç Birliğin 75. yılını kutlarken – birlik için Türkiye kökenli olanlar var mı bilmiyorum – göç ve yabancı işçilere değinirken, Almanya’nın savaş sonrası zenginleşmesine katkıda bulunan ve bu uğurda ömürlerini tüketen « Misafir Türk İşçileri »ne de bir teşekkür edemez miydi?! Edemezdi, zira Haziran 2024‘de Avrupa Seçimleri var ve kendisinin geleceği de pamuk ipliğine bağlı. Aşırı Sağ’ın yükseldiği bir sırada popülistlere ve alman sağcılara neden malzeme sunsun ki! Fazıl Say’a sansür uygulayanlar mı?

***

Lire la suite

Auschwitz Temerküz Kampı’ndan Gazze’ye Uzanan “Yedi Kızkardeş!”


Netanyahu ve avenesinin geçmişini incelemek gerekiyor. Neden mi? Auschwitz temerküz kampının içinden, yakınından veya uzağından geçip geçmediklerini anlamak için! İçinde bulunmuşlarsa elbette vahim. Diğer iki durumda ise şu veya bu şekilde genlerine ve ruhlarına mutlaka bulaşmıştır. Zira, insanlıktan yoksun Hitler mezalimi neyse, bugün İsrail yöneticilerinin Gazze ve Filistin üzerinde uyguladıkları politikaların da hiçbir farkı yoktur!

***

Lire la suite

Bilinen Taraflar Dışında Kanlı Bir Savaşta İnsanlığın Kazanacağını Sananlardan mısınız Yoksa ?


İsrail-Hamas Savaşından Faydalanan Var mı? Deprem olmuş, yıkıntılar altında kalmışlar kurtarılmayı, İsrail’in savaş kural ve ahlâkını bariz biçimde ihlâl edercesine, suları kestiği, insanları elektriksiz bıraktığı Hamas’ın “birileri” için katliam yaptığı bir ortamda, kimimize; « orda kimse var mı? » sorusunu anımsatsa da, sorulan soruya kendi bakış açılarıyla yanıt verecekler olacaktır mutlaka.. İşte onlardan bir demet seçme! (n.ö)

***

Lire la suite

ABD ve AB Riyakârlığının Daniskası Dizisi Devam Ediyor!


***

Lire la suite

Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez – Sokrat!


Kana kan, göze göz, dişe diş, cana can dünyasında yaşayanların, şimdi oturup masum, bigünâh, sade vatandaş – iki taraftan da – yaşamlarını yitirenlere ağlamaları hem başlı başına bir « ironi »dir hem de « timsahın akıttığı gözyaşları »dır.

***

Lire la suite

Uçun Kuşlar Uçun Lampedusa’ya Doğru Buralarda Sizlere Ekmek Yok!


Yaz mevsimi sona ermek üzere. Göçmen kuşlar, iklim değişikliğini de hesaba katarak çıkış noktalarına dönmeya başladılar. Sanki onların arkalarında bıraktıkları boşluğu doldurmayı amaçlamışlar gibi, başka göçmenler akın akın AB sınırlarını zorluyorlar. Tam da kış dönemi başlayacakken. Tam da 2024 Haziran ayına uzanan seçim kampanyaları döneminde, popülis ve aşırı sağcı siyasi partilere yardım eli uzatmak istercesine. Evet, AB’nin yabancı el emeğine ihtiyacı var ama düzensiz göçlere değil! Brüksel’de toplanan AB Devlet ve Hükümet Başkanları gö meselesini de görüştü ve bir dizi kararlar aldı. Bakalım şimdi, AB için ciddi bir sınava oluşturan bu konuyla ilgili sular durulacak mı, istismarı önlenebilecek mi?

***

Lire la suite

Paşiyan oynadığı “çok taraflı kumar”da kazanıyor mu?!


Cenap Şahabettin der ki; Sofunun riyası dindarı kandırır, dinsizi değil… Avrupalının, Türkün, Azerinin riyası da ermeniyi aldatır oyunu kapabilmek için, son ikisinin riyakârlığı da “hamaset”ten kaynaklanır, ama dindarının yanısıra “Çırpınırdı Karadeniz” türküleri ile AKP Kongresi’nde coşmaya hazırlananları da! Hz. Muhammed’e inanların diğer deyişi ile has ve samimi müminler şu sözü üzerine ne düşünüyorlar acaba? :Dünyada iki yüzlü olanın, kıyamette ateşten iki dili olur. Yılan gibi demeyi neden ilâve etmemiş acaba S.A.V?!

***

Lire la suite

Tazesi Henüz Hazır Değil Üyelik Ortaklığı’na Doğru Yelken Açarken “Türkiye’siz Doğu” Menüsü Takdim Edelim


Türkiye’nin genişleme sürecinin tamamen dışında bırakılmasının AB açısından oldukça stratejik bir hata olacağının Brüksel bilincinde. Türkiye, ekonomik büyüklüğü ve jeostratejik konumu açısından AB’nin gerek ekonomik gerekse jeopolitik krizlerle yüzleştiği böyle bir dönemde, sorunlarını çözme noktasında oldukça önemli bir aktör olma potansiyelini koruyor. Peki nasıl bir Türkiye Politikası izlenmeli ki Cumhurbaşkanı’nın üzerine vurgu yaptığı gibi ipler koparılmasın?!

***

Lire la suite

Küresel “Oyun Kurucuları”nın Kıran Kırana Güreşi!


Akşamdan sabaha gerçekleşecek bir proje olmasa da özellikle Türkiye’nin çok yakından izlemesi gerekiyor ki attığı her adım da bunu da kanıtlıyor. Son olarak « İlham Gardaşı » ile Reis’in Nahçıvan Zirvesi mutlaka yukarıdaki projede « parmakları » olanlarca pertavsız altına alınmıştır. « Oyun Kurucusu » olduklarını iddia edenlere başta ABD, AB, Orta Doğu « Sultanlıkları » ve hatta Ermenistan gibi « küçük » tabir edilen ülkeler bile neredeyse « Asıl Oyun Kurucuları »na hele bir bakın, demeye getiren adımlar atarak hızlı şekilde ilerleme sürecine girmiş bulunuyorlar.

***

Lire la suite