Olan hep geleceğin kuşakları, günümüzün çocukları ile doğuran analarına oluyor: Neden acaba!


2.Dünya Savaşı sonrası 1946’da « Acil Durum Fonu » olarak kurulan UNICEF, BM’nin yan örgütüdür. Çocuklara ve ailelerine hayat kurtaran hizmetler vermesiyle tanınır. BM’nin, başta savaş durumları olmak üzere, insanlığın acil çözüm bekleyen sorunlarına katkısı ile sınırlı kalan etkinliklerde bulunur. Genel Müdürü Catherine Russell iklim felâketinin çocuklar üzerindeki etkilerinden ne kadar rahatsızlık duyuyorsa, Hamas-İsrail arasındaki insanlık dışı savaş ortamından da o kadar rahatsız olmalı ki bir bildiri yayınlamış ve kınamış. Çocukların öldürülmesi, yaralanmaları veya kaçırılmalarının hiçbir nedenle « haklı » gösterilemeyeceğine dikkat çekmiş. Kendi çocuklarına sahip çık(a)mayan, koruyamayan, dahası onları kendi siyasi çıkarları doğrultusunda kullanmaktan bile vazgeç(e)meyen taraflar olduğu sürece, daha ne yapsın ki?!

***

Lire la suite

AKP’nin Olağanüstü Kongre’ye Gitme Kararı Ne Anlama Geliyor?


İktidar partisinin, olağanüstü kongre sürecine girmesi, önümüzdeki yıl yapılması beklenen Yerel/Belediye Seçimleri öncesinde Teşkilât düzeyinde köklü değişikliklere gidileceği izlenimi yaratıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Partideki oy düşüşünü vekil belirleme süreçlerine bağlamış ve dışa yansıtmamış olmasına karşın rahatsızlık duyduğunu hissettirmişti. Ancak, dünyadaki ve iç politikadaki değişim ve gelişmelerle de koşutsal yeni politikaların bu olağanüstü kongrede özellikle de gençleşen kadroların da katkısıyla şekillendirilmesi sürpriz olmayacak. Peki olağanüstü kongre kararının diğer siyasi partiler üzerindeki yansımaları nasıl olacak? Prof.Dr.Osman Metin Öztürk, ayrıntılı biçimde değerlendiriyor!

***

Lire la suite

Günün Önemli Haberleri – Important News of the Day – Nouvelles importantes du jour-21/06


***

Lire la suite

AB’nin Ekonomik güvenliği artırmak için yeni yaklaşımı ve Türkiye


AB’nin Brüksel’de açıkladığı kapsamlı ekonomik güvenlik paketinin içeriğini okuyanlar mutlaka benim gibi şu soruyu soracaklardır; Avrupa Komisyonu’nun Başkanı Ursula Von der Leyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde ne konuştu? Zira, dağıtılan belgelerde şöyle bir ifade yer alıyor: Ekonomik Güvenlik Alanında Geniş bir Yelpazeyi kapsayacak Ortaklıklar! Bu haritada sadece Çin ve Hindistan yok. Son zamanlarda AB’nin daha fazla ilgi odağına dönüşen Orta Asya Cumhuriyetleri ile Türkiye’nin yakın ilişkide bulunduğu ülkeler de bulunuyor. AB, Ankara’yı sırf Rusya ile yakın ilişki kurduğu bahanesiyle dışlayabilir mi? Her iki tarafın da yeni bir seçim sürecine girecekleri bir safhada önümüzdeki aylar yeni gelişmelere “gebe” demek abartılı bir tahmin mi olur sizce?

***

Lire la suite

YEŞİL DÜŞÜNCE İLE HAZİRAN AYI


***

Lire la suite

« Binbir Suratlı » Siyasî Lider Değil « Tayin Edilen » olmak yeterli!


İnsan var olduğu Dünyada yaşamını sürdürebildiği kadar sürdürmek istiyor ve Dünyaya tutunuyor. Tutunmayı sürdürebilmek için de güçlü olması gerektiğinin bilincinde. Siyasetçinin de yaşayabilmesi (!) gerekmiyor mu yoksa! Başkalarını güçsüzleştirerek güçlü olmak zorunda. Köylü güçsüz olduğu sürece ağa güçlüdür. Köy Enstitüleri; köylüyü bilgilendirerek , becerilendirerek güçlendireceği, ağaları güçsüzleştireceği için kapatılmadı mı! Kimler tarafından? Kendi adamlarından birini köylüye muhtar seçtiren dönemin Dünya Ağası her kim ise!

***

Lire la suite

İklim Değişikliği İle Mücadelede Kadın Unsuru


En güzel dünya nimeti, insanın sahip olabileceği nimetlerin en hayırlısı: Zikreden dil, şükreden kalp ve insanın iman doğrultusunda yaşamasına yardımcı olan kadındır; Kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanız istenir; çünkü onlar, sizin analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir; Küresel ısınmayı değiştirmek için Kadınlar ile birlikte önce kendimizi değiştirmeliyiz; Ağaç dik, ormanı koru, küresel ısınmadır evrenin sonu!

***

Lire la suite

Uluslararası Güç Dengelerinin Değişmekte Olduğunun Göstergeleri: Haberin Var mı “Aymaz Seçmen?!”


Çin’in Orta Asya’da liderliğe soyunma girişimi niteliğindeki Çin-Orta Asya Liderler Zirvesi sonrası AB’nin hamlesine karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Moldova’daki sonu belirsiz bir “Siyasi Topluluk”un 2. Toplantısına “sırtını dönmesi” ve Rusya yanlısı tavır sergilemesi stratejistler tarafından mutlaka yakın takibe alınıyordur. Batı tarafından tehdit olarak görülen Çin’in, Orta Asya ülkeleri ile yakınlaşma sürecine girmesi ABD tarafından Çin’in ekonomik baskı kuran bir güç imajını dengeleme şeklinde yorumlansa da, Brüksel’in dengelerde yerini “kapma” telâşına acaba Washington Yönetimi ne diyor? Elbette, Rusya’nın bu gelişmeler karşısındaki tutumunun ne olacağı da merak konusu olmuyor değil. Orta Asya’da Türkiye var; Rusya ile ilişkileri bozulmayan Çin var; Türkiler var ve AB üyesi Macaristan var. Macaristan şu sıralar AB’nin dönemsel başkanlığının koltuğuna oturmaya hazırlanıyor, İsveç’ten sonra. Avrupa kâhinleri daha şimdiden önümüzdeki altı ayın başarısız geçeceğinin “kargalığı”nı yapmakla meşguller. Peki sizler ne diyorsunuz bu gelişmelere?

***

Lire la suite

Türkiye’de Vatandaşlık Hakkına Sahip Olanlar Kimler ve Nüfus Ne Kadar?


Bir ülkenin topraklarında yaşayanların a) kimler oldukları b) doğum yerlerinin neresi olduğu c) geldikleri ülkeler ve diğer veriler bir devlet tarafından tespit etmekte güçlükle karşılaşıyorsa; i) bir art niyet güdülüyor ii) gerçeğe erişmek özellikle engelleniyor iii) günümüzün yüksek teknolojik ortamında mümkün gözükmüyor, anlamına mı geliyor? Yoksa nüfus artışında “gurbetçiler” mi katkıda bulunuyorlar? Sizce ortada “vahim” bir durum yok mu?

***

Lire la suite

CHP’nin Yanıldığı Nokta; A’dan Uzaklaşıp, Y Seçeneği ile Taklitçiliğe Özenmesi


Taklit, doğurucu ifadeye sahip olmayanların işidir. Kuvvetli iradeliler doğurur, zayıf iradeliler taklit eder; Taklit etmek, hayatı ıskalamaktır; Kötüleri taklit eden örneklerini bile aşar; Karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü de unutur; Durmak ölüm, taklit uşaklıktır; çalışmak ve yetişmek ise hayat ve hürriyettir; Geri kalmışlığın acı gerçeği, özentidir; Bir millet için iyi olan, bir başkasını taklit etmeden ihtiyacı neyse üretmektir; Taklit ederek başarılı olmaktansa özgün kalarak başarısız kalmak daha onurludur.

***

Lire la suite

Böyle bir seçmenle demokrasi inşa edilebilir mi?


Üç bilge maymun, « kötüyü görme, kötüyü duyma, kötüyü konuşma » atasözü ilkesini somutlaştıran bir özdeyiştir. Bir de dördüncüsü vardır; « kötülük yapma » ilkesini simgeler ama diğer üçü tarafından yakalanarak başına bir kese kağıdı geçirilir ve susturulur. Oysa, beynin bir bölümü olan « maymun beyni », dokularımızın çoğunu içerir ve duyguların yanı sıra daha karmaşık görevleri de kontrol eder. Çoğu memeli, korku ve arzuya verdiğimiz en temel tepkilerle beslenir ve yol gösterir. İyi de Türkiye’deki seçimler ve seçmenlerle ilgisi nedir ki?!

***

Lire la suite

Niçin mi “kaybettiniz?”


***

Lire la suite

Seçim Arifesinde : Umut ve Umutsuzluk…


“Hortlak” oradadır, ileri toplumların sınırlarının içerisinde ve dışarısında. Uygarlık imparatorluğuna gözdağı veren barbarlar ile yüzeysel ve tarihsel koşutluk soruna önyargı getirmektedir; Ama şans şudur ki, bu dönemde tarihsel uçlar yine de buluşabilirler: en ileri insanlık bilinci, ve onun en sömürülen gücü. Bu bir şanstan ötesi değildir. Eleştirel toplum kuramının şimdi ve bunun geleceği arasındaki uçurumu birleştirebilecek hiçbir kavramı yoktur: hiçbir söz vermeksizin ve hiçbir başarı göstermeksizin, olumsuz kalmaktadır. Böylece, umutsuz olarak, yaşamlarını Büyük Reddedişe vermiş olanlara ve verenlere bağlı kalmayı istemektedir.

***

Lire la suite

Kitlelerin İstenildiği Gibi Yönlendirilebileceğinin Öyküsü


Ana Muhalefet Partisi’nin Lideri ve Cumhurbaşkanlığına aday Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs’taki seçimlerden de bir kez daha yenilerek çıkarsa sandıktan, teşhiste başarılı ama tedavide başarısız siyasetçi sıfatıyla tarih sayfalarında yer almaya mahkumdur. Zira hatasını HDP ile ortaklık yapma koşulunu İYİ Parti’nin önüne koyup kabul ettirmeye cesaret edemedi. Oya bu seçenek Türk siyasetinin mevcut gidişatını değiştirebilirdi. Ama…

***

Lire la suite

Adil olmayan Az nitelikli insanlar Toplumuna Yapay Zekâlı Rasyonel Demokrasi Robotları mı Gerekiyor?!


Toplum; nar tanecikleri gibi birbirine yaklaşık ama kaynaşık olmayan, her biri kendi sınırlarında mahpus bireyler topluluğudur. Her birey kendi bilinciyle sınırlıdır. Milyonlara varan toplumlar içindeki birey bilinçlerinin, tek birey bilinci gibi hissetmesi, düşünmesi ve eylem yapması mümkün değildir. Birey özerk olarak tek bilinçle kendi kendini yönetebilirken, toplum yönetilmeye muhtaçtır.

 

***

Lire la suite

Geleceğin Dünyası’nda Güçlü Olabilmenin Güvencesi: Her Alanda Birleşmiş Olmak! Ama…


Günümüzün dünyasında sadece bir devletin “bekâ”sı için değil, küresel güç olmak isteyen AB gibi teşkilâtların da sıkça karşılaştıkları sorun, ortak politika belirlemede çektikleri zorluklardan kaynaklanıyor. Devletlerde iktidar ve muhalefet arasındaki güç ve menfaaat çekişmelerine yansıyor. Bir birliktelikte ise zamanında tanınmış bireysel veto hakları kimi vakit engel teşkil ediyor. Bu benzer durum da dışarıdan müdahalelere yol açıyor. Peki ne yapmak gerekiyor?

    ***

    Lire la suite

HANGİ DEMOKRASİ ?


Politikacı; tavuklara vaat yemleri serperek onları besleyip kendine bağlamaya çalışıp sahiplenmek isteyen efendidir. Tavuklar serpilen yemleri gördükçe gıdaklayarak rıza gösterirler. Arada bir horoz ötse de, her kümesin bir horozu, bir çok tavuğu vardır, tavuklar çoğunluktadır, horozun sesi cılız kalır, tavuklara onaylatılan herşey gerçekleşir kümeste. tavukların sayısal çoğunluğunu abartarak yansıtan efendi pazar yöneticiliğini elde etmeye kalkar. Bu tabloya bakarak; Çocukları için en doğruyu bildiklerine, en iyiyi seçtiklerine ve uygulayacaklarına inanan ana babaların demokrasisi mi. Halkın sesi, hakkın sesi gibi söylemlerle halkın ve halk adına politikacının gücünün artırılmasını sağlayan demokrasi mi?!

***

Lire la suite

İSLAMOFOBİ Gibi Homofobi İle de Mücadeleye ve Homofobları Cezalandırmaya Hazır mısınız?!


***

Lire la suite

2023 Çevre Festivali’ne Hazır mısınız?!


Kentsel Dirençlilik, kentin deprem dahil jeolojik afetler, iklim değişikliği kaynaklı her türlü afetlere yönelik korunması, olası risklerin önceden belirlenmesi, afetler sonrası hızlı bir şekilde iyileştirme çalışmalarının yapılması ve toplumun tüm bu afetlere hazırlıklı olması için alınan önlemler bütünüdür. Bu önlemler arasında sağlıklı, güvenli ve çevre dostu yapılar, iklim uyumlu yeşil alanlar ve teknik altyapı, Sürdürülebilir ulaşım sistemleri ve atıksız yaşam çalışmaları, paneller, söyleşiler, atölyeler, gösteriler, konserler ve birçok etkinlik kapsamında, çevre dostu şehirlerin inşasına, sürdürülebilir bir gelecek yolunda atılacak adımlara ortak olup, dirençli bir geleceğe doğru birlikte ilerlemeye ne dersiniz?!

***

Lire la suite

Silahların ve Ukrayna’nın Gölgelediği, Türkiye’nin Bu Yıl Kutlamadığı Avrupa Günü!


Bir bayram havasında kutlanması gerekirken, kasvetin hüküm sürdüğü, sahte tebessümlerin dudak kenarlarında takılı kaldığı, bir “Barış ve Birlik Şenliği” kutlandı, demek daha doğru ve dürüst olur, “Avrupa Günü”ne… Bir tarafta 9 Mayıs’ı, Hitler’e karşı kazanılan Zaferin Günü olarak kutlayan Rusya, hemen yanıbaşında Ukrayna’ın tahıl ihracatının kesilmesinden kaygı duyan ama Avrupa Günü’nü de kutlamayı (!) ihmâl etmeyen AB… Türkiye zaten kendi seçimin derdinde veya AB’ye kırgınlığı “nüksetmiş” olmalı ki görmezden geldi bu yıl. Sanki, AB farkedip, alınganlık gösterecekmiş gibi… Her yerde tam bir “riyakârlık” süregelirken, artık ne ortak değerler kaldı, ne de ilke ve kurallar, dünyamızda…

***

Lire la suite

Seçimlere Doğru: Türkiye kamuoyunun iklim değişikliği algısı ve siyaset dünyası!


Türkiye tekrardan normalleşirse, çevre-iklim-enerjinin de önümüzdeki dönemin politik tartışmalarına ve rekabetine damgasını vuracağı anlaşılıyor. Çünkü, her 10 kişiden sekizi iklim değişikliği için endişe duyarken, %82’si siyasetin iklim değişikliğiyle mücadelede yeterli çaba göstermediğini düşünüyor. Toplumun %79’u, yerli bile olsa kömür yerine çevreye daha az zarar veren temiz enerji kaynaklarının tercih edilmesi gerektiğini söylüyor. Ne yazık ki toplumun duyarlılığı seçim kampanyalarına yansımış veya yansıtılmış değil! Çünkü, siyasetçilerin ilgi alanlarına henüz “insanlık sorunları” girmiyor.

***

Lire la suite

Oy Gizliliği Serbestliği Yok mu Ediyor?


T.C.Anayasası diyor ki; Seçimler ve halkoylaması, serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır! Bir özne, nesne, olay, kavram; hem serbest, hem gizli olabilir mi? Gizlilik serbestliği gizleyip örteceği için eşitlik saptanamaz! Oy verme işlemi, yargı yönetim ve denetimi altında yapılmıyor mu? Öyleyse sandık başında görülenler kimler? Hâkimler mi, savcılar mı yoksa politikacılar mı?!

***

Lire la suite

Mutlu Olmanın Dayanılmaz Hüznü: Mutsuzca Bir Arayış Peşinde Koşmak!


Küresel ortamda ortaya çıkan yeni güçler, koşullar, uzaydaki gelişmeler, internetin ve insan zihninin yeni sınırlarını kontrol etme ve düzenleme amaçlı teknolojik ilerlemeler, kişinin “mutluluk” algısını ne şekilde etkiliyor? Ya, Dünyadaki güvenlik, stratejik, ekonomik süregelen korku ve kaygılar?! Anketlerde; mutlu muzun, dün çok güldün mü yoksa sadece tebessüm mü ettin sorusunu sormak abesle iştigâl etmek olmaz mı? Batı’nın ve Doğu’nun, Kuzey’in ve Güney’in mutluluk anlayışı farklı mı, etkenlerden ne derece tesir altında kalıyor acaba? Ama öncelikle ortak bir “Mutluluk” tanımı yapabiliyor muyuz?

***

Lire la suite

Ulusların Bağımsızlığını İhlâl Etmeden Seçimlerin Güvenliği BM Tarafından Sağlanabilir mi?!


Dünya barışı, adalet, güvenlik, ekonomik kalkınma, sosyal eşitlik BM’nin misyonudur ve ülkelerdeki Genel Seçimlerle doğrudan ilgilidir. Artık hiç değilse; hilesiz, şaibesiz seçimler; her üye ülkede BM Tanıklığında yapılmalı ve tanıklığın tutanağı Dünya Kamuoyuna sunulmalıdır. Seçimin BM gözetim ve denetiminde yapılması, ulusların bağımsızlığına aykırı sayılabileceğinden, düşünülmemelidir. OSCE/Agit, CoE/Avrupa Konsey gözlemci heyetleri yollasalar da yeterli kalmıyor.

***

Lire la suite

Seçim Sonrası Senaryoları ve IMF Seçeneği


2023 yılının ilk çeyreğinde bütçe dengesinin 250 milyar TL açık vererek 2021 ve 2022 yılının tamamındaki açığın üzerine çıkması, geçtiğimiz beş yılda uygulanan ekonomi politikalarının sürdürülemez olduğuna işaret ediyor. Ekonomiye ilişkin olumsuz verilerin seçim bağlantılı siyasi belirsizlikle birleşmesi, 14 Mayıs sonrasında uygulanacak ekonomi politikalarına ilişkin farklı senaryoların tartışılmasına neden oluyor.Geleneksel politikalar uygulamasıyla tanınan Mehmet Şimşek’in iktidar tarafından göreve davet edilmesi, seçim sonrasında “faiz sebep enflasyon netice” olarak özetlenen mevcut politikalardan vazgeçileceği anlamına mı geliyor?

***

Lire la suite