Yerel Seçimlerin Ardından: Ya Herro Ya Merro – 2 – Kızım Sana Dedim Gelinim Sen de İşit!


Yerel seçimler ile Genel olanı arasında kesin bir çizgi çizerek yaşama devam etmek gerekmektedir. Bu arada bir tür « ödüllendirildiği » veya iktidara uyarı aracı olarak kullanıldığı anlaşılan muhalefete de – özellikle « Ana » ve « Etnik » – görevler düşmüyor, seçmen tarafından izlenilmeyecek değil. Zira, son İstanbul « Banknot Kuleleri » olayını seçmenin görmezden gelerek oy kullandığı ve « hırsızlar veya yolsuzluk yapanlar » ile kendisini aynı konuma oturtmaktan çekinmediği kesinlikle düşünülmemelidir.

***

Lire la suite

“Zulmet-i Beyza”cılar versus “Gerçekçi Bilimciler” : Sisli ortamın yobazları ile Atatürkçüler, Çağdaş Yaşamcılar ve Aralarındaki Fark!


Araplar dışında islamı kabul eden milletler; eğer Kur’anı anadillerine çevirerek okumuyorlarsa, islam onlara dilsizdir. İslamı özümlemeleri mümkün değildir. Anlamsız sevap, adı üzerinde anlamsızdır, koftur, boştur. Anlamak akılla olur. Anlanmayan anlaşılmaz. Anlaşılmayan sevap olamaz.. Halkı kandırarak madden ve manen sömürmek isteyen çıkarcılara meydan böylece boş kalır. Peki, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin; “Maneviyat için en hakiki mürşit ilimdir fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir” diyenin izlenmesi konusunda ne yapmıştır? Dinciler, müslümanlara dinlerini yaşatmak için örgütlenirlerken; ADD ve ÇYDD söylem dışında ne yapmış, yapıyor?

***

Lire la suite

AB’den, Seçim Dönemlerinde Kutuplaştırmayı, Seçmenleri Olumsuz Yönde Etkilemeyi Ve Yabancı Müdahaleleri Önleyici Yeni Düzenleme


Siyasi reklamlar, Çevrimiçi ortamın istismarı ve Dışarıdan yabancı müdahale denetim altına alınacak. Irk, etnik köken veya aşırılık içeren siyasi görüşleri ortaya koyan veriler yasaklanacak. Sosyal medyada profil oluşturma amacıyla kullanılamayacak kutuplaşmayı körükleyecek unsurlar kullanılamayacak. Reklâm gelirleri, sponsorlar sıkı biçimde denetlenecek. Darısı Türkiye’nin başına mı desek acaba? AB üyesi değil ki Türkiye, yok öyle!

***

Lire la suite

Yerel Seçimlere Giderken Brüksel Bakışı: Ya Herro Ya Merro


***

Lire la suite

Günümüzün Türkiye Türkleri Toplumu ve Toplumsal İç Dengeler


Duyguları düşünceleri davranışları farklı olduğu halde; mal ve can varlıklarını korumak ve artırmak amacıya yandaş görünen pilava karışmış pirinç tanesi görünümünde taşlar vardır, diş kıracakları günü bekleyen…Hindu Rahipler derler ki; Bir insanın akılsal durumu öküzü kutsal tanıyaca düzeyde israrcıysa, ona yüksek hakikatları anlatamazsınız…Zira, olumlu aşırılar; toplumun duygu, düşünce,davranış kalitesini uygarlaştırarak yüceltmeye çalışan devrimcilerdir. Olumsuz aşırılar, devrimcilere karşı çıkan geriletici gericilerdir.

***

Lire la suite

İnsanca Yaşamak İsteyenlerin Ölümünden Kazanmak!


***

Lire la suite

Demokrasi Rejimi İçin Siyasi Partilere Gereksinim Var mı?


Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi, o da yasaklanırdı, diyenler mevcut! Niçin yasaklasınlar ki; demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler, kendi adamlarından oluşan adaylarını kendileri seçiyorlar, “Halk seçti!..Halkın seçimi Tanrının seçimidir!..” diyorlar… Adaylar halkın aleyhine bile olsa, parti disiplini sopasıyla partilerin bir dediğini iki edemiyorlar, aksi halde bir daha seçtirilemezler!.. Bu mu demokrasi?!

***

Lire la suite

AB’nin hukukun üstünlüğü ilkesi konusundaki ilerlemeleri ve Türkiye


Hukukun üstünlüğü zemini kuvvetlendirilmedikçe Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde zorluklar yaşaması kaçınılmaz. Bu zorlukların üstesinden gelmek için Türkiye’nin AB’nin temel ilkesi olan hukukun üstünlüğüne tam anlamıyla riayet etmesi ve AB’nin bu konudaki ilerlemelerini yakinen takip etmesi gerekiyor. Peki, bu alanda AB içindeki yasal mevzuat, üye ülkelerdeki son durum ve Türkiye’den atması gereken admlar nelerdir?!

***

Lire la suite

Brüksel’de “Vetolar Dansı” ve AB’nin Türkiye Stratejisi (!)


« Stratejik ve ileriye dönük şekillendirici belge »ye Aralık Zirvesi’nde Rum tarafının ve genelde tüm üye ülkelerin onay vermeleri gerekiyor. Zira « veto » hakları geçerliğini koruyor. Hakan Fidan‘ın Brüksel’de İsveç’in NATO üyeliğinin TBMM’de bir iki hafta içinde aşılabileceğine dair sözlerinin de açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Fidan, Türkiye^nin elindeki « kozu » İsveç için kaybetmeye hazır olduklarını söylemeye mi getiriyor. Karşılığında neler aldıklarını da TBMM’de anlatmak ve sonra da kamuoyunu aydınlatmak zorunda ama, hesap verilebilirliğin çalışmadığı AKP+MHP iktidarında toplumun çıkarlarını doğrudan ilgilendiren bir çok yasa teklifinin bu ikilinin itirazları ve karşı oyları ile reddedildiği de unutulmuyor. Eski istihbarat şefi sıfatıyla Fidan’ın kolay kolay bir « to’nga »ya düşeceğini düşünmek bile abesle iştigâl!

***

Lire la suite

Kim Haklı?! İKV Başkanı mı, Gazeteci mi?!


Tamam, AB Kıbrıs ve Yunanistan gibi kimi ülkelerin (Fransa, Almanya vd.) iyi niyetli olmayan davranışları yüzünden, müzakere başlıklarından bazılarını açamıyor – vetoları nedeniyle – Ama, AB’ne üye olmak isteyen kim? Türkiye! Kulüp sana « Damsız Girilmez » diyorsa ve de kıyafetini uygun görmüyor pejmürde görünüşünü düzeltmeni, kravat takmanı istiyorsa, kendi ilke ve kuralları gereği haksız mı?

***

Lire la suite

AB Komisyonu’nun Yıllık Türkiye İzleme Raporu: Bazı İlerlemelere Karşın Eleştiriler Süregeliyor.


AB’ye göre; Dış ilişkiler bağlamında, henüz Brüksel’in izlediği politikalarla uyumlu ilerleme kaydedemiyor. Hamas’ı terör örgütü olarak nitelendirmiyor. İsrail üzerine sürekli yükleniyor. Türkiye’nin dış politika, güvenlik ve savunma politikası alanında belirli düzeyde hazırlığı olsa da yeterli değil. Ama Türkiye önemli bir aktör. AB’nin ortak dış ve güvenlik politikasına uyumu sağlamaya yönelik çabaların hızlandırılması, Türkiye’nin yeni jeopolitik bağlamda AB’ye olan bağlılığının önemli bir sinyali olacak. Rapor Türkiye’de son bir yıllık ve seçimler sonrası gelişmeleri değerlendirirken, en çok eleştirilen alanlar yine demokrasi, temel hak ve özgürlükler, başkanlık sisteminin deneti altındaki uygulamalar öncelikli eleştiri noktalarını oluşturuyor!

***

Lire la suite

What lessons can Turkey bring from its first century to the years ahead.


Ulu önder ülke içinde temel haklar ve özgürlükler ile hukukun üstünlüğü çerçevesinde ekonomik refahın sağlanmasını, dış politikada da hiçbir ülkenin içişlerine karışmadan çıkarlarımızı diplomatik ve barışçı yollardan sağlamak üzere hareket edilmesini ilke edinmiş, kısaca Batıcı olmadan Batılı bir şekilde davranılmasının yararlarını vurgulamıştır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken bu duruş ve bakış açısını ödün vermeden ve daha güçlü bir şekilde sürdürmemiz, gelecek kuşakların refahı ve ülkemizin bütünlüğü için elzemdir.

***

Lire la suite

Türkiye Hukuk Devleti Sıralamasında Sonlarda…


Türkiye; Hukukun Üstünlüğü sıralamasında 137; İnsan Haklarına saygıda 133; Sivil Adalet alanında 119; Şeffaflık ve Hesap Verilebilirlikte ve Cezai Adalet alanında 107; Vatandaşların güvenliğini sağlamada 75; Yolsuzlukta 77. ülke. Genel sıralamada ise “küme düşecekler” arasında sondan 25.

***

Lire la suite

Yeni Anayasa Çevreci Olmalı !


Çevresel anayasal hükümlerin çarpıcı bir özelliği, devlet yükümlülüklerinin ağırlıklı olarak çelişkili hükümler kullanılarak sağlamlaştırılmasına dayanıyor. Yönerge ilkeleri gibi, doğrudan adli uygulama tarafından değil, siyasi organlar tarafından yürürlüğe konmak üzere tasarlanmış hükümler. Bugüne kadar gerçekleştirilen çalışmalar büyük ölçüde çevresel anayasal hakların doğrudan adli yaptırımına odaklandı. Oysa, hak odaklı bir yaklaşım yanlış yönlendiriliyor. Doğru anlaşıldığında, çevresel anayasacılık, yasal anayasacı gelenek içindeki mevcut, hak temelli toplumsal değerler anayasacılığı modellerine bir alternatif sunuyor. “Karşıt-yargısal model.” temel sosyal değerlerin ve bunların gerektirdiği yasal normların tanımlanmasına yönelik kurumsal sorumluluğu siyasi organlara tahsis ederek anayasal sağlamlaştırmaya ilişkin endişeleri giderici olacak.. Peki, Türkiye’de yeni anayasa taslağında yer alacak çevresel düzenlemelerin tasarımına yönelik öneriler üzerinde düşünenler var mı? Öyle ya, CB Erdoğan, toplumun tüm kesimlerinin öneri ve katkılarıyla “bizim” diyebileceğimiz, herkesin kabul edip, benimseyeceği ve sindireceği bir Anayasa tarifi yapmadı mı?

***

Lire la suite

Kuran’ı Kerim’in « Reformu »na mı gidiliyor?!


Dünyada değişimler, dönüşümler süregeliyor. Her yeni bir buluş, yeni değişikliklere yol açıyor. Teknik nitelikli olanların veya yüksek teknolojiyi ilgilendirenlerin yeni buluşlar ile üstesinden gelmek artık kısa bir sürede mümkün oluyor. Yapay Zekâ, Yüksek Teknolojik Gelişmeler bağlamında da son olarak sorulan soru şu: 1000 yıla yakın süredir kapalı olan içtihat kapısı aralanıyor mu? Kur’an’ın içeriği ile “oynamak” mümkün mü? Yoksa “Ulemâ” yine açık bir “kapı” buldu, kendine mi yontacak, yetki ve çıkar kaybına uğramamak için?!

***

Lire la suite

Nihayet “Demokratik ve Özgürlükçü” bir Anayasa mı?


Hicrânı açmıştır sînede yâre, Talihin zulmeti yol vermez yâra Bahtım kara, gül kara, sümbül kara Sabret gönül birgün olur bu hasret biter Çekilen acılar canım gün olur geçer İnsan gibi yaşatmak için kafese sokanları bülbül bile giymiş karalar Sînem üzre göz göz olmuş yaralar Bu dert beni iflah etmez paralar Hukuk Devleti, Adalet, Hak ve Özgürlüklerin eksiksiz donattığı bir Anayasa, benim derdim dermanım budur, ama bilen yok, diyorlar ki az daha sabret çekilen acılar canım gün gelir geçer…

***

Lire la suite

If at stake is the interest of Turkey and the Turkish Nation, the rest is details!


In his speech at the opening of the 28th Term, 2nd Legislative Year of the Turkish Grand National Assembly, on the 103rd anniversary of its establishment, President Erdoğan said that they were determined to bring Turkey back to a new and civilian constitution after the first years of the Republic. Erdoğan also criticized Europe in his speech and warned: All actors whose route is drawn by the nation, whose priorities are determined by the nation, who look in the same direction and walk in the same direction as the nation, to act with this sensitivity.

***

Lire la suite

Türkiye’ye, bedel ödetilmek isteniyor: “Kukla”yı değil, “Kuklacıları” görelim!


***

Lire la suite

Her 100 yılda bir oynanan “Oyun…” – “Emperyalist Batı”, palikaryayı kullanıp Tarihi Yeniden Tekerrür Ettirmeye mi Hazırlanıyor?


***

Lire la suite

Hiçbir kurşunun delip geçemeyeceği «zırhlı/çelik» yelek: Türk Milliyetçiliği (!) : Ama nerede?


Daha fazla silâh satabilmek için tarihin derinliklerinden altın tepsi üzerinde sunulan ve her devirde istismara sınırsız açık iki vasıta vardır: Din, mezhep, tarikat farklılıkları; Irk temeline oturtulmuş, «aşırı ve ırkçı» milliyetçilik!

***

Lire la suite

…Ve Türkiye! : Hukuksuzluk ve Adaletsizlik Deryası…


Kişilere göre kanun maddeleri değiştiriliyor. Anayasa ve uluslararası evrensel hukuk değerleri geçersiz kılınıyor. Keyfi yönetim her alanda sürüyor. Anayasa rafa kaldırılmış, yüksek mahkemeler sinmiş susmuş. Masumiyet Karinesi tersyüz olmuş. Yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ayaklar altında. Anayasa’yı değiştireceksin de ne olacak, yoksulun karnı mı doyacak yoksa hırsız, sahtekar, dolandırıcı, arzı endam etmeye, dokunul(a)mazlar ordusu daha güvenli bir ortamda dolaşmaya devam etmeyecek mi? Yeni dokunul(a)mayan sınıfların yolları mı açılacak? Oysa, ciddi ve kararlı insanlar, vatandaşlarının çıkarlarını koruyucu tedbirler alırlar, eksiksiz uygularlar ve de dediklerinden kuşku duyulmasına yol açmazlar…

***

Lire la suite

Rule of law is a sine qua non of democracy – Hukuk devleti ilkesi, demokrasinin olmazsa olmaz şartıdır


All over the world, politics naturally wants to expand its sphere of influence, and for this it constantly pushes the limits. Efforts to expand the sphere of influence of politics also include the jurisdiction. It even comes first. Do not think that this problem is peculiar to Turkey. The same conflict has been experienced everywhere, from America to Europe, and still is.

***

Lire la suite

Ukraine has risen up in unity but Russia is sinking. Slava Ukraini and long live Europe.


Some Member States are strongly dependent on Russian oil. And now a complete import ban on all Russian oil, seaborne and pipeline, crude and refined. So, maximise pressure on Russia, at the same time minimise collateral damage to Europe. EU to deprive the Russian economy from its ability to diversify and modernise. Putin and all perpetrators of the Kremlin’s war must pay a high price for their brutal aggression.

***

Lire la suite

Yeniden «SAVAŞ»a hazır mısınız?


Türkiye Cumhuriyeti devletinin yapısında ciddi bir menfi dönüşüm vardır ve ülke küresel güçler tarafından adeta bir “sessiz işgal”e uğramıştır. Gerçi gelişmeler bir nebzede de olsun Türk Milletinin gözünü açmış olmalı (mı ?) Acı gerçeklerin, daha kötü hadiselerin yaşanması ile anlaşılması için beklenilmemeli ve meşru zeminde yapılacak bir demokrasi mücadelesi ile ülkeye hakim olma sürecine geçilmelidir

***

Lire la suite

Kendimizi tanıyor muyuz?


Acaba şimdi ne haldeyiz? Osmanlı yıkılırken içinde bulunduğumuz ruhsal hastalıklar bizi yeniden mi nüksetti, sarıp sarmaladı? Suç sadece siyasetçilerde mi? İçinde bulunduğumuz durumda halkın zihniyetinin hiç mi, rolü yok?

***

Lire la suite