BOĞAZDA VİSKİ İÇEN OTOMOBİL HİÇ GÖRDÜNÜZ MÜ?


Hiç düşünce emeğini kullanarak Boğazda viski içmeye karar veren, lokanta masasına kurularak viski bekleyen otomobil gördünüz işittiniz mi? Yüzenini, balık tutanların bulunduğunu gördük diyenleriniz mi var yoksa! Bu Otomobilin Tüketim gücü; benzini, yedek parçası, bakım onarım gideriyle sınırlı. Oysa insanın ihtiyaçları sonsuz. İhtiyaçları sonsuz olan İnsanın tüketim gücü potansiyel olarak sonsuz. İnsan ekonominin olmazsa olmazı, her şeyi, kaynağı, kendisi. İşverenin net kazancının o işyerindeki işçilere prim olarak ödenmesiyle; emeği geçen işçiler aracılığıyla kas ve düşünce emekçilerine tüketim gücü aktarılarak, işçi ve işveren yararı sağlanarak, ekonomi sağlıklandırılmalıdır.

***

Lire la suite

Casusluk ağına takılmayın Casus kime denir? Artık Ajan bile sanılabilirsiniz!


Casusluk Faaliyetleri ve Uluslararası Casusluk Suçu günümüzün dünyasında çok daha fazla önem kazandı. Tıpkı, Türkiye Toplumu üzerinde güdüldüğü izlenimi edindiğim « Duyarsızlaştırma Operasyonu » gibi. Ekseriyetiniz farkında bile değilsinizdir. « 5 duyu » olarak da adlandırılan; görme, koklama, işitme, tat alma ve dokunma işlevlerini erozyona uğratmak, yıpratmak veya tamamen yozlaştırmak için sizlerin üzerinde çalışanlar mevcut! Bilmenizde hem yarar hem de hayır var derim!

***

Lire la suite

Özgür ve Egemen Toplum Olabilmek ve CHP


Cumhuriyeti kuran parti, “Cumhuriyetçi Hareket Partisi” olarak adlandırılmamıştır. Çünkü, “Cumhuriyet” ayrı, “Cumhuriyetçi” ayrı kavramlardır. CHP; cumhuriyetçinin değil, cumhuriyet insanın partisi olmak zorundadır. Cumhuriyet insan; kendisini cumhuriyet gibi yöneten aklı iradesi vicdanı hür insandır. Hareket, halkın içinde etkinleştirilmek istenen bir eğilimdir, halkın bütünü değildir. CHP, kendi içinde partiiçi cumhuriyetle yönetilen halka yönelik bir partiye dönüştürülmelidir!

***

Lire la suite

OYNAYAN, AVUNAN ve SONUNDA BİR ÇIĞLIK OLUP HİÇ’E GİDEN


Hiç
Hiç oğlu hiç
Hiçgillerden
Hiçten gelip hiçe giden

***

Lire la suite

12.000 ciltlik DNA Ansiklopedisi: İnsan Kaderi!


Epikür, dar açılı düşünceyle Tanrıyı insan yararı açısından yargıladı: Kötülük binyıllardır devam ettiğine göre Allah kötülüğü önlemek istiyor, önleyemiyorsa aciz; önleyebilirken önlemiyorsa kötü niyetlidir sonucuna vardı. Tanrı’nın İnsanüstü gücünün olaya 90 dereceden, dik açıdan bakabileceğini düşünemedi. Bugün bile dar açılı akıllar çözümü masalda, ya da inkarda sanmıyorlar mı! Peki, olayların akışı rastgele midir, önceden tasarlanmış mıdır, Kader bu denklemde nasıl bir rol oynuyor?

***

Lire la suite

Alissiz Harikalar Evreninde Şaşırışsız Yaşamak


Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamak demektir. Şaşkınlık ise, beklenmeyen bir olayın sonucu olarak bir irkilme tepkisiyle yansıyan, kısa, zihinsel ve fizyolojik durum anlamına gelir. Hayret bir şey, duyulanı anlatmaya yarayan ünlemdir. Tuhaf bulmak, garipsemek ve yadırgamak manasında kullanılır. Bilgilenmek becerilenmek için değilse, niçin varsın bu Evrende diye soruyor Şair!

***

Lire la suite

Umudumuz ve dileğimiz-Our hope and desire-Notre espérance et le désir: İnsanlık çok daha iyi günlerde yaşasın-May humanity live in much better days-Que l’humanité vive dans des jours bien meilleurs…


Prospera Pascha sit Օրհնեալ է յառութիւնն Քրիստոսի Καλό πάσχα חג פסחא שמח Joyeuses Pâques Happy Easter Frohe Ostern Zalig Pasen ¡Felices Pascuas Boa Páscoa Wesołych Świąt Wielkanocnych Schéin Ouschteren Paskalya Yortu’nuz hayırlara vesile olsun Glad Påsk Buona Pasqua Cáisc Shona Dhuit/Dhaoibh Schöni Oschtere Vrolijk Pasen Христос воскресе Dealihea cà s-afla! Glad Påsk

***

Lire la suite

BİLİM mi DUYGUSALLIK mı GÜNLÜK mü ÖMÜRLÜK ÖMÜR mü?


Makine duygulandırılsa bile, duygusu doğal değil sanal, insani değil mekanik olacaktır. Bilim, Evrenin olağanüstü yapısını ve işleyişini öğretirken; insan çoğunluğunun aldırışsızlığı, duyarsızlığı affedilir gibi değil. Sen varsan varlar, Sen yoksan yoklar. Evren sensin !

***

Lire la suite

İklim Krizi ve Açlığa Uzanan Eylemsizlik Süreci: Yiyin efendiler yiyin…


Yiyin birbirinizi, PKK sempatizanları ile Cumhur İttifakı yandaşları, Belçika’da; Yiyin birbirinizi, İktidar ve Muhalefet, yerel seçimler savaşında; Yiyin birbirinizi, futbol kulüpleri ve taraftarları, görkemli sahalarınızda; Yiyin efendiler, yiyin, bu sofracık, halkımızın varı yoğu, hayatı, sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, bu iştah veren sofra sizlerin. Verir bu fukara insanlık nesi var nesi yoksa hepsini, verir malını, canını, umudunu, düşünü, rahatını, sağlığını, içinin bütün ateşini. Hadi, hadi yuvarlayın, düşünmeyin haram mıdır, helal mi? Çünkü eninde sonunda birbirinizi yemek zorunda kalacaksınız, yiyecek başka şey bulamadığınızdan dolayı. (Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” Şiirinden uyarlama – https://www.youtube.com/watch?v=gA1Rre2Ku-g)

***

Lire la suite

“Zulmet-i Beyza”cılar versus “Gerçekçi Bilimciler” : Sisli ortamın yobazları ile Atatürkçüler, Çağdaş Yaşamcılar ve Aralarındaki Fark!


Araplar dışında islamı kabul eden milletler; eğer Kur’anı anadillerine çevirerek okumuyorlarsa, islam onlara dilsizdir. İslamı özümlemeleri mümkün değildir. Anlamsız sevap, adı üzerinde anlamsızdır, koftur, boştur. Anlamak akılla olur. Anlanmayan anlaşılmaz. Anlaşılmayan sevap olamaz.. Halkı kandırarak madden ve manen sömürmek isteyen çıkarcılara meydan böylece boş kalır. Peki, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin; “Maneviyat için en hakiki mürşit ilimdir fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir” diyenin izlenmesi konusunda ne yapmıştır? Dinciler, müslümanlara dinlerini yaşatmak için örgütlenirlerken; ADD ve ÇYDD söylem dışında ne yapmış, yapıyor?

***

Lire la suite

Türkiye’de Ne Seçim Kazandırır; İnsanca Yaşatacak Politikalar Mı, Karşılıklı Suçlamalar Mı?!


BM’nin son raporuna göre Türkiye İnsani Gelişmede 193 ülke Arasında 45’inci Sırada bulunuyor. Diğer deyişle, kimilerinin sıkça iddia ettiği gibi hiç de “kıskanılacak” bir konumda değil. Peki sorumluluk sahibi kimler? Elbette bu konuda da tüm ipleri ellerinde tutan iktidar, şimdi kalkıp da suçu muhalefete yükleyecek değil herhalde değil mi? Anlı ve şanlı Türkiye basını – matbu baskılarını tenzih ederek – nedense en çok tartışılması gereken, iklim değişikliği üzerine vatandaşın/seçmenlerin ne düşündüklerine dair yapılan son anketlere hiç yer vermiyor. Oysa, %55 Hükümetin ve Devletin başıdır diyor. Çelişkili bir şekilde %22’si yerel yönetimler demesine karşın, %75’i yeterli çabayı göstermediklerini söylüyor. İktidar partisi önlerinde bir “engel” mi teşkil ediyor şeklinde algılamak gerekiyor?! Nazım Hikmet’in ‘Türk Köylüsü’ şiirindeki ‘Topraktan öğrenip kitapsız bilen’ dizelerini hatırlatanlar bile şaşkınlıklarını gizlemiyorlar!

***

Lire la suite

İnanç düşünce değil, duygudur. Akla uygun olmayabilir.


Dindar ve kumarbaz; şimdi şu anda elde olmayan ikramiyenin ve cennetin elde edilmesi için geleceğe; bilet parası veya ibadet emeği kadar yatırım yapar. Akıl; özneler, nesneler, olaylar, kavramlar ortamında; doğruyu yanlışı ayırt etme yeteneğidir. Mantık; aklı denetleyen doğru düşünme bilimidir. Herkesin düşünce vicdan ve din özgürlüğü, en doğal hakkıdır. Ancak hiç kimsenin düşüncesini, vicdani kanaatini ve dinini öğretme hakkı olamaz!

***

Lire la suite

Avrupa Terör Kurbanlarını Anma Günü


AB, kendi topraklarında veya sınırları dışında terör belâsında yaşamlarını yitiren kurbanları 20. kez anacak yarın! Kaderin cilvesi yarın bir Türk Diplomat’ın da ermeni teröristlerce Belgrad’da şehit edilmesinin 41. yıldönümü. Avrupa topraklarında kanları dökülen Türk Diplomatları da aklından geçiriyor mu acaba AB’nin bugünkü yöneticileri!

***

Lire la suite

Bu Sesler Postal Sesleri Değil Gelen Yer de Kadife Kesenin Yeri Değil Ama!


Dünya Bankası Raporu, Türkiye’de kadınların erkeklere oranla yüzde 82,5 oranında eşit olduğunu gösteriyor. Eşitliği bozan kalemlerse ebeveynlik, evlilik, girişimcilik, ücret ve emekliliğe ilişkin düzenleme ve uygulamalar olarak sıralıyor. Yine bu rapora göre, Türk kadınlarının hakları Avrupa ve orta Asya bölgesindeki kadınlara göre daha kötü.

***

Lire la suite

Vox Populi Vox Dei: Halkın Sesi, Hakkın Sesi Değildir, Politika Esnafının Sloganıdır


Doğa’nın –Tanrının- sesi-; duyan kulaklar için bilimdir. Yönetimler; kendine özgü yasama’sı, yürütme’si ve yargı’sı ile önce can sonra canan bir yapıdır. Yönetimi –Yasamayı, yürütmeyi, yargıyı– dışarıdan yansızca gözlemleyecek ve geliştirecek bilim erki, henüz ufukta görünmüyor… Peki, bu durumda yapılması gereken nedir?

***

Lire la suite

Denklem değişmedikçe, hiçbir şey değişmez.


Ahlamak vahlamak, halkı yada yönetenleri suçlamak nafile. Toplumlar; iki azınlık bir çoğunluktan oluşur. Azınlıklar; normalin altındaki anormaller ve normalin üstündeki sürnormallerdir. Çoğunluk; o toplumun ortalama duygusunu düşüncesini ve davranışını; Nasıl’ını oluşturan ağırlık merkezidir.. Devlet otobüsünün yolcu çoğunluğunun seçtiği şoför; destekçisi olmayan anormal ve sürnormal azınlıkları niçin dinlesin!

***

Lire la suite

Yaşamın Her Alanında Önce Soruluyor: Paran Var mı?!


Birileri ticaret yapacak kazanç sağlayacak diye; insan sağlığını, insan haklarını, insan gelişimini ticarete alet ettirmek, insan düşmanlığıdır sosyal barbarlıktır. sağlığı, hukuku, eğitimi parasız hale getirebilmeyi; sosyal devleti gerçekleştirilebilinmelidir. Bütçeden ayrılacak fonlarla; sağlık, hukuk ve eğitim parasız olmalıdır. Ama kime, kimlere söylüyorsun ki! Paranın “Allah” yerine konulduğu günümüzde?

***

Lire la suite

Etliye de Sütlüye de Karışan Köşesinde Oturmayan Seçmen Olmadıkça Demokrasi Yoktur!


İktidarı iktidar yapan, ona oy veren seçmendir. İktidarın başarısında ve başarısızlığında, seçmenin %100 payı vardır. İktidarlar seçmenin bir köşeye çekilmesini etliye sütlüye karışmamasını isterler. Seçmenleri bu düruma düşürmek politikacıların yararına, seçmenlerin zararınadır. Polıtikacılar bu durumun değişmesini engelleyeceklerinden, seçmenlerin partilere karşı örgütlenmeleri, sağ ve sol partilere karşı sağcı ve solcu, toplam iki SEÇMEN SENDİKASI kurmaları olmazsa olmazdır. Türkiye’de mümkün mü?

***

Lire la suite

Günümüzün Türkiye Türkleri Toplumu ve Toplumsal İç Dengeler


Duyguları düşünceleri davranışları farklı olduğu halde; mal ve can varlıklarını korumak ve artırmak amacıya yandaş görünen pilava karışmış pirinç tanesi görünümünde taşlar vardır, diş kıracakları günü bekleyen…Hindu Rahipler derler ki; Bir insanın akılsal durumu öküzü kutsal tanıyaca düzeyde israrcıysa, ona yüksek hakikatları anlatamazsınız…Zira, olumlu aşırılar; toplumun duygu, düşünce,davranış kalitesini uygarlaştırarak yüceltmeye çalışan devrimcilerdir. Olumsuz aşırılar, devrimcilere karşı çıkan geriletici gericilerdir.

***

Lire la suite

2024 Yılında Dünyayı Bekleyen Tehlikeler Sıra Sıra Ama Kimin Umurunda Ki!


Aşırı hava koşulları 2024’te en büyük risklerden birini oluşturuyor. Hem de, 2023 kayıtlara geçen en Sıcak Yıl ilân edilmişken. Bilin insanlarına göre, 2024’ün daha sıcak olması olasılığı %33. Tehdit ve tehlikeler bununla da bitmiyor. Yapay Zekâ süreci, yanlış bilgi ve aldatıcı haberlerin artması, terör eylemlerinin çoğalması ve birçok seçimin yapılacağı 2024 yılında milyarlarca insanın sandık başına gidecek olması bu duruma daha da vahamet kazandırıyor. Niye mi?

***

Lire la suite

Yapay Zekalı Yargıç Bilgisayar: Hatırsız, gönülsüz, siyasi baskısız bir Hukuk Devleti ve Tam Bağımsız Bir Adalet Düzeni İçin Elzemdir!


Hukuk Reformunu güçlüler asla yapmayacaklardır, yapılmasını da sürekli engelleyeceklerdir. Neden mi? Zira işlerine gelmez de bunun için. “Muhalefet Tayfası”ndan umudu olanlar mı var aranızda?! Hele oturup bir düşünsünler. “Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir” demiş Pascal. Belfast doğumul Lord Kelvin de “İncelediğiniz konuyu ölçebiliyor, rakamlandırabiliyorsanız; o konuda birşeyler biliyorsunuzdur. Ölçemiyor rakamlandıramıyorsanız” sözleriyle, bilginiz bilim düzeyinde değildir, demeye getirmiş. Hukuk, normatif dogmalara dayanır işte bu yüzde günümüzün AI teknolojisi ile matematize edilme ve fizikleştirilmesi zamanı gelmiş ve çatmıştır. Şimdi oturup hukuk mu fizik mi seçeneği arasında üniversite okumak kararı almakta zorlanan genç kuşaklar düşünsünler. Bazı mesleklere günümüzde “yatırım” yapmak hem zaman hem de para kaybıdır da bundan… “Kara kara” düşünecekler ise kimler mi? Hiçbir haklı gerekçeye dayandırmadan milyonlarca insanı mapuslarda süründüren siyasetçiler, ülke yöneticileri. ‘Boşversene sen’, diye kuşkuyla baknlarınız mı var yoksa! Sonsuz zaman ve mekan içinde olmayacak hiçbir şey olmadığını gidişat her devirde göstermiştir ve göstermektedir de bu yüzden.. Nasıl mı?!

***

Lire la suite

“İkinci Vatan Türkleri” ve Avrupa Seçimleri: Varlık Gösterebilecekler mi?


Bugün o yarım asırlık zaman dilimi kuş gibi uçup gitti, yıllar yüksek tempolu bir nehir gibi aktı gitti ve 60’lı senelerin Almanya’daki « Misafir İşçiler » ile 70’li yılların « Turist Ömerleri » Avrupa Birliği’nin geleceğinin şekillendirilmesinde hem nüfusları ile hem de birikimleri sayesinde söz sahibi olma konumuna eriştiler. Ve şimdi de önlerinde belki de en önemli aşamalardan biri karşısındalar; Avrupa Seçimleri…

***

Lire la suite

AB Yönetimi Belçika’da: Koru, Güçlendir, Hazırlan


Ciddi sorunlarla yüklü bir dönemde Belçika Kraliyeti’nin İspanya’dan devraldığı ve 1 Temmuz’da Macaristan’a aktaracağı Dönem Başkanlığı’nın programı; Hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi ve birliği savunmak; AB’nin Rekabet gücünü güçlendirmek; Yeşil ve adil bir geçişin peşinden gitmek; AB’nin Sosyal ve sağlık gündemini güçlendirmek; İnsanları ve sınırları korumak; Küresel bir Avrupa’nın desteklenmesi gibi temel direkler üzerinde kurulu. AB – Türkiye ilişkilerinin geleceğinin de özellikle Belçika ve Macaristan Başkanlıkları sırasında rayına oturtulması ve ilerletilmesi de beklentiler arasında yer alıyor.

***

Lire la suite

Bir Yıl Daha Böyle Geçti Benim Yeşil Sevgilim.


Bu yıl da böyle geçti şirin sözlü sevgilim Hayal içinde geçti o tatlı günlerimiz Geçen yılı yadedip üzülme ey sevgilim Şevke ümide doğru kanatlı günlerimiz. Ve bizler, her gün yaptığımız tüm işlerimizle, dayanışmamız ve kahkahalarımızla, girdiğimiz tüm alanları renklendirmeye, patriyarkayı alaşağı etmeye devam ediyoruz. 2024’ün umudumuzu ve neşemizi çoğalttığımız, birbirimizden güç alarak yaşamı yeşertmeye devam ettiğimiz bir sene olmasını diliyoruz!

***

Lire la suite

Demokrasi Rejimi İçin Siyasi Partilere Gereksinim Var mı?


Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi, o da yasaklanırdı, diyenler mevcut! Niçin yasaklasınlar ki; demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler, kendi adamlarından oluşan adaylarını kendileri seçiyorlar, “Halk seçti!..Halkın seçimi Tanrının seçimidir!..” diyorlar… Adaylar halkın aleyhine bile olsa, parti disiplini sopasıyla partilerin bir dediğini iki edemiyorlar, aksi halde bir daha seçtirilemezler!.. Bu mu demokrasi?!

***

Lire la suite