Küresel Ticaret İlişkileri “Dostluk” Dinlemiyor!


Son yıllarda jeopolitik gerilimlerin hızla arttığı uluslararası arenada, İkinci Dünya Savaşı sonrası inşa edilen küresel çok taraflı ticaret sistemi artık eskisi gibi işlemiyor. Nitekim küreselleşmeye duyulan inancın azalması, ABD-Çin gibi büyük aktörlerin rekabeti, DTÖ’nün işlevini yitirmeye başlaması, ekonomik aktörlerin giderek daha fazla korumacı önlemlere başvurması ve ekonomik güçlerini bir baskı aracı olarak kullanmaları, sistemin büyük bir çıkmazda olduğunu gösteriyor. Geleneksel olarak çok taraflılıktan ve küresel ticaretin serbestleştirilmesinden yana olan Brüksel bile artık kuş uçurmuyor ve haksız ticaret uygulamalarına karşı ticareti koruma araçlarını derhal devreye sokuyor.

***

Lire la suite

Küresel Üretim Sanayii ve İhracatçılar ile İthalatçılar için yeni dönem Pazar günü başlıyor!


AB’nin, 2050 yılına kadar iddialı emisyon azaltma hedeflerine ulaşmak için Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması’na geçiş aşaması 1 Ekim Pazar gününden itibaren resmen başlıyor. Amaç, küresel sanayiyi daha yeşil ve daha sürdürülebilir teknolojileri benimsemeye teşvik etmek. Emisyon Ticaret Sistemimi ile aynı fiyatlandırma ilkeleri AB’ye ithal edilen tüm karbon yoğun ürünler yeni kıstaslara tabi olacak. Dünya Ticaret Örgütü kurallarıyla tamamen uyumlu olan uygulama, ticaretin değil, iklim değişikliğini ilgilendiren hedefin korunmasıyla ilgili. Peki bu yeni süreçte yapılması gerekenler neler, zira başlı başına bir eğitimden geçmeyi gerektiriyor. Elbette hem avrupalı ithalatçılar, üreticiler ve resmi yetkililer için. Ancak dışarıdaki üreticiler, ihracatçılar ve de bakanlıklar ile meslek kuruluşları da “dokunulmaz” değiller!

***

Lire la suite

Türkiye’nin AB’nin STA’larına uyumu ve Gümrük Birliği’nin Asimetrik Sorunları.


AB’nin Serbest Ticaret Anlaşmalarını benimsemek zorunda olan Türkiye, AB’nin STA müzakerelerine katılamamakta, bu durum da Türkiye’nin müzakere pozisyonunu zayıflatmakta. Türk pazarına Türkiye – AB üzerinden serbestçe erişim elde eden bazı ülkeler, bu avantajlarını kaybetmemek için STA müzakerelerini uzatmakta veya müzakere masasına oturmamakta. Gümrük Birliği’nin işleyişine zarar vermemesi için Türkiye’nin AB STA’larına uyum yükümlülüğünü yerine getiremesi gerekiyor. Veya…

***

Lire la suite

1 Ekim 2023 Tarihinde Başlayacak AB Sınırda Karbon Fiyatlandırma Süreci ve Türkiye.


Sektörel etki bazında en yoğun etkilenecek demir-çelik ve çimento sanayii olacak. Pazar analizine göre, ücretlerin 75 Avro/tCO2e olarak kabul edildiği bir senaryoda, 2027 yılındaki yıllık maliyet 138 milyon avro olarak hesaplanıyor. 150 avro/tCO2 durumunca, 2032’de yıllık 2,5 milyar avroya kadar çıkabileceği öngörülüyır. Türkiye’nin kendi ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’ni kurması durumunda, 20 avro/tCO2e ulusal karbon fiyatlamasıyla maliyetlerin 2027’de yıllık 56 milyon avroya düşebileceği tahmin ediliyor. Türkiye’nin kendi ETS’ini uygulamaya koyması, SKDM maliyetlerinin bir kısmının ülkede kalmasını sağlayacak ve sanayinin dekarbonizasyonunu gerçekleştirerek rekabetçiliğin korunmasına yardımcı olacak.

***

Lire la suite

BRICS, Temelde Nedir Ne Değildir, Türkiye İle Örtüşen İlke, Amaç, Hedefler ve Küresel Bakıştaki Eleştirileri Hangileridir ?


***

Lire la suite

BRICS Soğuk Savaş Sonrası’nın Batı Karşıtı Yeni Cephesi mi?


Soğuk Savaş döneminde iktisadi açıdan sınıfta kalan Doğu, bugün Çin’in güçlenen varlığı ile çok daha büyük ve ciddi bir rakip konumunda. Rusya-Çin ikilisi BRICS üzerinden uluslararası sistemdeki etki kapasitesini artırmayı ve bu yolla da Batı’ya karşı ciddi bir rakip ve alternatif olmayı amaçlıyor. BRICS, sadece doların küresel piyasalardaki hegemonyasını kırmak ve üyeleri arasındaki ilişkileri derinleştirmeyi amaçlayan bir yapı olarak okunmamalı. Batı’nın uzun yıllardır göz ardı ettiği ve ikili ilişkilerinde adaletli davranmadığı gelişmekte olan ülkeleri de içerisinde barındırmaya amaçlayan yeni bir cephe. Değişen uluslararası konjonktürde, BRICS’in varlığı ve vizyonu, gelecekte Batı için önemli bir tehdit potansiyeli taşıyor. Ancak, yine de Batı karşısında ortak bir cephe oluşturmakta üyeleri içinde güçlükler de yatmıyor değil.

***

Lire la suite

AB’in Çin İkilemi!


Brüksel, Çin ile ilişkilerini geliştirmek ve ekonomik çıkarlarını sürdürmek ile Çin’in artan etkisine karşı direnmek arasında bir seçim yapma durumu ile karşı karşıya. AB’nin yedi Çinli şirketin yaptırım paketine dâhil edilecek olması, AB’nin Çine karşı daha cesur adımlar atacağının bir göstergesi. Ancak bu noktadaki temel soru işareti, AB’nin Çin ile doğrudan girişeceği bir mücadeleyi kazanacak kadar güçlü olup olmadığından kaynaklanıyor.

***

Lire la suite

« Küresel Ticaret Sistemi »ndeki Ekonomik Zorlamalar Küreselleşmenin Sonunu mu Getiriyor?


Küresel çok taraflı ticaret sisteminin artık eskisi gibi işlememesi sıkıntılar yarattığı gibi ticaret devletlerarası ilişkilerde bir silah olarak kullanılıyor. Dünya ticaretini doğrudan etkileyen gelişmeler tarafları yeni arayışlara itiyor. Türkiye’nin en güçlü ortağı AB de dış politikasının en güçlü aracı olan ticaret politikasını dönüştürüyor. Peki nasıl?

***

Lire la suite

AB’nin Çin Filarmoni Orkestrası: Ortalıkta Ne Şef Var Ne de Çalgılarda Ses Uyumu!


Avrupa Birliği ve Çin, dünyanın en büyük ticaret ortaklarından ikisi. AB, Çin ile ticari ilişkiler kurmaya kararlı ve Pekin’in fikri mülkiyet haklarına saygı duyarak adil bir şekilde ticaret yapmasını sağlamak istemekte. Avrupa, Çin’e bağımlı. ABD ve Çin’in ardından AB birleşik gayri safi yurt içi hasılası 2022’de 16,6 trilyon dolar oldu. Fransa, Çin Halk Cumhuriyeti’ni tek meşru hükümet olarak tanıdığı için Tek Çin politikasına bağlı kaldı. Çin’in Tek Çin ilkesine göre, Çin Halk Cumhuriyeti ve iktidar partisi Çin Komünist Partisi’nin Çin adı altında yalnızca bir egemen devlet olduğu yönündeki duruşunu temsil ediyor. Çin’in üç ilkesi ise; milliyetçilik, demokrasi ve halkın geçimi. Ama Çin Demokrasisi üzerinde AB’de çatlak sesler de çıkmıyor değil.

***

Lire la suite

İklim Krizine Çözüm Sürecinde, Yeni “Üst Düzey Siyasi Diyalog Organı”


Ekvador, AB, Kenya ve Yeni Zelanda eş başkanlığı altında 50 devletin yanısıra sivil toplum, iş dünyası, uluslararası kuruluşlar, iklim ve finans topluluklarının katılabilecekleri bir üst düzey siyasi diyalog mekanizması olan Koalisyon, iklim değişikliğinin küresel ekonomiler üzerindeki tahribatı hafifletici tedbirleri belirleyecek.

***

Lire la suite

Dünya Tek Bir Ailedir – Vasudhaiva Kutumbakam: 2023 Her Yerde Sandık Başına


Sadece Türkiye’de gerçekleştirilecek olan 100.Kuruluş Seçimleri değil, iç ve dış politikaları olumlu veya olumsuz yönletiyle etkilemesi olası diğer ülkedekiler de eklenince, ‘Gezegen, bunca dünya sorunu mevcutken, bu kadar yükü kaldırabilecek mi?!’ sorusu akla gelmiyor değil! Türkiye’nin, Batı’sından Güneyi’ne, AB’nin 2024 yılındaki Avrupa Seçimleri öncesi « Kilit Önem »deki üye devletlerini de kapsayan haritasına bakıldığında, hemen her yerde « Oy Sandıkları » görülüyor, demek abartı olmaz. Sadece, yakın ve orta geleceğin siyaset tablosunun şekillendirilmesinde etkili olacak seçimler değil, 2023 Yılı boyunca tüm dünyada izlenmesi gereken diğer konuların gündeme geleceği, Zirve, Konferans ve Toplantılar da kimseye boş vakit bırakmıyor. Hindistan, G20 Başkanlığı için Sanskritçe bir slogan belirlemiş. Sözcük olarak cilalanmış, düzenlenmiş, kusursuzlaştırılmış anlamına geliyor. İçerideki değerlendirmeler okununca, ‘haksız da değil!’ diyor insan… (nö)

***

Lire la suite

İklim Haber Yeni Bülteni – 19 Aralık 2022


***

Lire la suite

AB ve Çin: İki Tarafın da Umurunda Olmayan Konulara Karşın İlişkilerin Kesiştiği Nokta Türkiye…


***

Lire la suite

ABD – ÇİN İlişkilerini “Birlikte Var Olma” Anlayışı mı Şekillendirecek?!


Başkan Biden Çine’e karşı daha az rahatsız edici bir söylem geliştirmiş olmasına karşın, iki ülke arasındaki ilişkilerde gerginlik yaratan unsurların yine de devam etmesi bekleniyor. ABD’nin Çin’in teknolojik rekabet gücünü zayıflatmak aldığı için önlemlerin oluşturduğu gergin ortamda iklim konuları gibi küresel alanlarda işbirliğini geliştirilebilecek yönde çalışmaları da sürpriz olmayacak. Çin’in Rusya ile yakın ilişkileri ile nükleer silahların kullanımı konusunda Çin’in, ABD’nin endişelerini karşılayacak şekilde davranması da bekleniyor. Çin farklı saiklerle de olsa Uluslararası ticaret ve finans mimarisinin çağın gereklerine uyumlu olarak yeni kurallarla güçlendirilmesinde ön alabileceği düşünülüyor. Biden ve Xi’nin görüşmeleri sonrasındaki yeni dönemde, yeni gerginliklere yol açmayacak şekilde politika izlemeleri umuluyor.

***

Lire la suite

ABD‘den sonra şimdi de AB’nin Çin’le başı dertte!


Çin’in, AB ihracatına uyguladığı ticaret kısıtlamaları ve Avrupalı şirketlerin yüksek teknoloji ürünlerinin patentlerini korumak için mahkemelere başvurmalarına getirdiği kısıtlayıcı önlemlerin meşruiyetinin geçerliği Dünya Ticaret Örgütü’ne taşındı. AB ticareti ve Tek Pazar’ı ve bu kısıtlamaların yüksek teknoloji alanındaki avantajlarını olumsuz etkilediği görüşünü savunuyor. Şimdi DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Organı, hakemlik yapacak ve büyük olasılıkla 2023 yılında kararını açıklayacak.

***

Lire la suite

AB “köle” gibi çalıştırılanların ülkelerinden mal almayı yasaklıyor!


***

Lire la suite

EU exports under Free Trade Agreements: Flourishing


***

Lire la suite

Economic and Political Messages from President Erdogan to the American Business World


***

Lire la suite

ABD ve AB’nin, Türkiye’yi “dolaylı yollardan” cezalandırma girişimleri!


ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Adewale Adeyemo, Rusya’ya yönelik yaptırımlar kapsamında, yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşlar ile kurulabilecek ilişkilerin Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlere de yaptırım riski olarak yansıyabileceğine yönelik olarak TÜSİAD’a bir mektup gönderdi! AB ise yaptırımların Türkiye üzerinden « delinebileceği » riskini önlemek için antidamping uygulamaları başlattı. İş adamları ile ihracatçılara başta vize olmak üzere çeşitli yöntemlerle güçlük çıkaran Brüksel, Türkiye ile Gümrük Birliği’ni güncellemekten kaçınırken, Türkiye’nin rekabet gücüne daha fazla darbe indireceği tahmin ediliyor. Amaç; batı yanlısı (!) iş dünyasını kışkırtarak AKP iktidarını erken seçime sürüklemek mi, yoksa seçimler arifesinde Türkiye’yi « dolaylı yoldan cezalandırıp » ekonomisine zarar vermek mi? (nö)

***

Lire la suite

Küresel “Yarı İletken” rekabeti: Liberal ekonomik sistem ve sanayi politikası üzerindeki yansımaları…


***

Lire la suite

Toplumsal Siyasî Mutabakat: Küresel ekonomi yönetişiminde Türkiye’nin rolünü pekiştirmek için gereken!


Kendi iç dinamiklerinden kaynaklandığı kadar, uluslararası gelişmeler nedeniyle de Türkiye küresel sistemdeki pozisyonunu sıkça tartıştığı bir dönemden geçmektedir. Türkiye toplumunun talebi ekonomi alanında çok taraflı kurum ve anlaşmalara intibak etmesi yönündedir. Türkiye’nin bu ilişkilerinden gelen kuvvetini bölgesel ve farklı bölgelerde bir güç kaynağı olarak kullanması gerektiği değerlendirilmektedir. Ancak, siyasi iradenin atacağı adımların uzun vadeli stratejilere evrilebilmesi için toplumun küresel ekonomi yönetişiminde Türkiye’nin rolü konusunda yeni bir mutabakata ihtiyacı olduğu görülmektedir.

***

Lire la suite

China’s “Silk Road” vs EU’s “Global Gate” and Türkiye!


***

Lire la suite

No Summer Holiday Truce with Russia! – Pas de trêve estivale avec la Russie !


***

Lire la suite

Dünya Tahıl Ticareti 4 Şirketin Elindeyse Yoksul Ne Yapsın?


Prof.Dr.Hilâl Elver’in önceki makalesi, Yerelce’de Silahlara “milyarlar” harcayanlar, ekmek kıtlığını ve açlığı nasıl önleyecekler? başlığı ve sorusu ile yayımlanmıştı. Ukrayna sıcak çatışmasının ilk anda kimsenin aklına gelmeyen yanı, küresel gıda ticaretine olan olumsuz etkisi, tespiti ile başlıyor ve mevcut durumda görülmesi gerekenleri sıralıyordu: İhracat ve ithalat dengesinin gıda sistemlerinde ne kadar önemli olduğunu, kısa dönemli, acil sorunlara çözüm arayıcı politikaların ne kadar yetersiz ve tehlikeli olduğunu, birkaç ülkenin ve şirketin hakimiyetindeki gıda ticaretinin ne kadar tehlikeli olduğunu, küreselleşmenin getirdiği rehavet ile ‘kendi kendine yetme’ modellerinin rafa kaldırılmasının ne kadar yanlış olduğunu, gıda ve tarımda yerel üretime ve kırsala öncelik vermenin özellikle kriz zamanlarında ne kadar yararlı olduğunu ve uzun donemde gıda ve tarımda dışa bağımlılığı sona erdirerek, küreselleşmenin fırtınaları ile nasıl mücadele edilebileceğini birçok ülkeye gösterdi… BM’nin eski raportörü şimdi yeni sorularını sıralıyor ve durumun vehametini vurguluyor!

***

Lire la suite

Dünya Ticaret Örgütü: Cenevre 12.Bakanlar Konferansı ne yenilikler getiriyor?!


***

Lire la suite