Yerküre’den Uzay’a 18 Ana Başlık Altında 2024 Gündemi

26 Temmuz-11 Ağustos 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan Paris Olimpiyatları’nın uluslararası gelişmeleri yansıtan bir siyasete ev sahipliği yapması bekleniyor. Ama tıpkı 1936 Berlin, 1980 Moskova Olimpiyatları gibi Paris’in de uluslararası kriz ve çatışmaların gölgesi altında gerçekleşmesi şaşırtıcı olmayacak. Rus ve Beyaz Rusya bayraklarının gönderlerde yer almayacağı ama buna karşılık İsrail bayrağının dalgalandırılacağı “şölenler”i gelin de geleceğin kuşaklarına izah edin. Ancak, her zaman olduğu gibi amaç sadece “güçlüler”in oturabileceği bir “Halil İbrahim Sofrası” değil mi? Oysa nasip, kısmet uğruna süregelen insanlık kavgasında kurbanları soran bile yok! Ne diyor Barış Manço; pay kapma çabası, bir dilim kuru ekmek kavgası tamam da tabloya bakınca güçlüler tatlı peşinde hep, yoksulların serpebilecekleri ne tuzları var ne de ekmekleri! Peki, dünya yaşayanlarını nasıl bir gündem bekliyor?

***

Kırk dereden su getirenler ile Kurutulan Dereler ve Nehirler

Gazze’de bebekler içecek su bulamazlar. Ceberrutlar suyu keser, ahaliyi susuzlukla terbiye etmeye kalkarlar. Şirketler çaresizdir, nehir tipi tesisler kurma pahasına ırmakları kuruturlar. Doğa Anamız yerküredeki insanları iklimleri değiştirip, kuraklığa mahkum ederek cezalandırır. “Susuz Yaz” artık sadece filmlerin konusu değil, insanlığın büyük sorunu olmaya başladı. Kimin umurunda?

***

Küresel “Oyun Kurucuları”nın Kıran Kırana Güreşi!

Akşamdan sabaha gerçekleşecek bir proje olmasa da özellikle Türkiye’nin çok yakından izlemesi gerekiyor ki attığı her adım da bunu da kanıtlıyor. Son olarak « İlham Gardaşı » ile Reis’in Nahçıvan Zirvesi mutlaka yukarıdaki projede « parmakları » olanlarca pertavsız altına alınmıştır. « Oyun Kurucusu » olduklarını iddia edenlere başta ABD, AB, Orta Doğu « Sultanlıkları » ve hatta Ermenistan gibi « küçük » tabir edilen ülkeler bile neredeyse « Asıl Oyun Kurucuları »na hele bir bakın, demeye getiren adımlar atarak hızlı şekilde ilerleme sürecine girmiş bulunuyorlar.

***

20’ler Grubu “Sancılı” Toplanıyor

Dünyanın en büyük ekonomilerini bir araya getiren G20 zirvesinin bu yıl 18’incisi düzenleniyor. Ukrayna- Rusya Savaşı olmak üzere, bölgesel ve küresel meselelerin de masaya yatırılırken Putin ve Xi Zirve’ye katılmıyor. Çin’i Başbakan Li Çiang, Rusya’yı ise Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov temsil ediyor. Zirve’de Türkiye’yi temsil eden Cumhurbaşkanı, önemli liderler ile görüştü. Erdoğan’ın Biden ile de buluşması bekleniyor.

***

Artan Kutuplaşmalar ve Bloklaşmalar Niye: Yüksek Teknolojiye Hükmederek Dünya’nın “Patronu” Olmak İçin mi?!

Hızla akan yeni süreçte dikkatimizden kaçanlar mı var? Yalan-yanlış bilgilerin, yanıltıcı-yönlendirici haberlerin güttüğü amaç ve erişilmesine hizmet ettiği hedef tamamen siyasi mi? Görünürde tüm rekabetin daha fazla mal ve ürün satabilmek için kıyasıya sürdürüldüğü izlenimi yaratsa da asırlardır süregelen bir güç mücadelesi gözümüzden mi kaçırılmaya çalışılıyor. Machiavelli’yi unutmayalım. 5 asır önceye dayanan düşüncenin babasına göre kişi, kafasında belirlediği hedefe ulaşmak için, her yolu araç olarak kullanabilir. Kullandığı araç, yöntem ve yolların doğruluğundan ziyade, amacına ulaşıp ulaşamayacağı önemlidir mubâhtır! Peki BRICS ile alâkası ne şimdi? (n.ö)

***

BRICS, Temelde Nedir Ne Değildir, Türkiye İle Örtüşen İlke, Amaç, Hedefler ve Küresel Bakıştaki Eleştirileri Hangileridir ?

***

BRICS Soğuk Savaş Sonrası’nın Batı Karşıtı Yeni Cephesi mi?

Soğuk Savaş döneminde iktisadi açıdan sınıfta kalan Doğu, bugün Çin’in güçlenen varlığı ile çok daha büyük ve ciddi bir rakip konumunda. Rusya-Çin ikilisi BRICS üzerinden uluslararası sistemdeki etki kapasitesini artırmayı ve bu yolla da Batı’ya karşı ciddi bir rakip ve alternatif olmayı amaçlıyor. BRICS, sadece doların küresel piyasalardaki hegemonyasını kırmak ve üyeleri arasındaki ilişkileri derinleştirmeyi amaçlayan bir yapı olarak okunmamalı. Batı’nın uzun yıllardır göz ardı ettiği ve ikili ilişkilerinde adaletli davranmadığı gelişmekte olan ülkeleri de içerisinde barındırmaya amaçlayan yeni bir cephe. Değişen uluslararası konjonktürde, BRICS’in varlığı ve vizyonu, gelecekte Batı için önemli bir tehdit potansiyeli taşıyor. Ancak, yine de Batı karşısında ortak bir cephe oluşturmakta üyeleri içinde güçlükler de yatmıyor değil.

***

AB’nin yeni vatandaş ve seçmen yabancıları

Avrupa Birliği’nde nüfus yaşlanıyor ve yerlilerin çocuk yapma oranları düşüyor. Gençlerde bile evlenmeyi düşünmeyenlerin, resmi olmayan birlikteliklerde dahi çocuk sahibi olma niyetinde bulunmayanların sayısı arttıkça, yöneticilerin gözleri AB dışından gelenlere çevriliyor. Günümüzde en çok çocuk yapanlar yabancılar. Bu durum da üzün zamandır sadece oturma ve çalışma izni olanları cezbediyor. Kimi üye devlet nüfusu dengelemek üzere İsveç gibi vatandaşlık verme işlemini kolaylaştırıyorlar. Peki son durum nedir?

***

Deprem, Devasa Bir “Terör Eylemi” mi?

Komplo teorisi olarak sık sık dile getirilen « HAARP ile depremin yapay bir yolla üretildiği » iddiası bilim insanları ve uzmanlar tarafından kabul görüyor mu? İki tarafın görüşleri de inandırıcı geliyor insana ve seçim yapmasını zorlaştırıyor. Türkiye-Suriye Depreminin Çevresel Modifikasyon Teknikleri tarafından tetiklenen bir Terör Eylemi olduğuna dair şüpheler var, ancak somut kanıtlar yok. Ancak « kuşkucular » da derler ki; ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Son bir analize göre, « terör saldırısı » ve tetikleyen de Atlantik Aşırı NATO müttefiki… Türkiye’yi « cezalandırmak » için mevcut bahaneler sıralanıyor, seçimler öncesi iktidarı yıpratmak ve son bir darbe indirmek olduğuna dikkat çekiliyor ve ayrıntılar veriliyor. İki taraf da kanıtlayabilme olanağından yoksun. Sadece iddialar var…

***

Kanal İstanbul Su Kaynaklarını Kurutup Bölgeyi Çöle Çevirebilir!

Su kaynaklarının %29’u tehlikede. Avrupa yakasında suların %65’i risk altında. 70 milyon m3 su devre dışı kalacak. Kuraklığın artmasına katkıda bulunacak. Sadece Türkiye’deki idareciler mi çevreyi koruma ve iklim değişikliğini frenleme konusundaki çığlıkları duymazlıktan geliyorlar! Paranın dini, ırkı, milleti var mı? Kazanma yöntemleri sınırsız. Uluslararası finans kurumları petrol, gaz ve kömür operasyonlarına hâlâ para akıtırlarken, Türk bilim insanları ‘Yenilenebilir Enerji Enflasyonu Nasıl Düşürebilir? diye arayışlarını sürdüre dursunlar.

***

Yıkmak için herkes el ele; kurtarmak gerekiyorsa ara da dur!

Günümüzde her şey para üzerine kurulu ama gerektiği zaman bulmanın, bırakın zorluğunu, imkânsız (!) kılındığı anlar da az değil. Kimler tarafından mı? Gezegenin ömrünü kısaltıcı etkinliklerini sürdürenler, silâh alımı ve üretimi için harcamaktan kaçınmayanlar ve de sorumsuzca davranıp, asıl kullanmaları gereken yerlerde pinti davranan, “tüketici toplumun” kulları olanlar… Ege kuraklık tehlikesi altında adam çıkmış ormanları kazıyor, kazımayı bırakın, arkeolojik çalışmaları engellerken, tarihi eserlere zarar veriyor. Ne iktidar tarafından ses geliyor, ne de “kuru sıkı” atmayı görev edinmişlerden

***

Ormansızlaşmayla mücadele: Bir sonraki nesil için geride bırakılacak büyük bir miras.

Avrupa Birliği yeşil geçişi gerçekleştirme sürecinde gelecek kuşakları düşünerek adımlarını atıyor. Mevcut sorunların üstesinden gelebilecek çözüm arayışları, süreklilik ve kalıcılık özelliği taşıyor. Bu sorunların başında da gezegeni ormansızlaştıran « unsurlar » ile ciddi bir mücadele de önemli bir yer tutuyor. Montreal‘deki biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik COP15 için hazırladığı tüzük, değer zincirlerinin sürdürülebilir olmasını amaçlıyor ancak, başarılı olabilmenin ve sorunsuz bir süreç yolunun da tüketicilerin yanısıra üretici ülkelerle verimli ve yakın işbirliği kurmadan ve disiplinli davranmaktan geçtiğine dikkat çekiyor. İşte bu nedenle, ormansızlaşmaya ve biyoçeşitliliğe zarar veren soya, biftek, palm yağı, kereste, kakao ve kahve gibi ithal ürünlerin kullanımlarının azaltılmasını sağlayacak düzenleme getiriyor.

***

“Alavere Dalavere” COP27’de Yine Kaytardı Türkiye : 2 milyar ton emisyon!

***

AB – Brezilya “Dizisi…” : Lula Döneminde Ne Olacak MERCOSUR ve AMAZON’un Kaderi?!

***

Türkiye’nin “Gemi Mezarlığı” İzmir Aliağa…

Büyük gemilerin sökülebilmesi için iki koşul gerekiyor: AB Gemi Geri Dönüşüm Tüzüğü’ne uymak ve de Avrupa gemi geri dönüşüm tesisleri listesinde yer alan onaylı bir gemi geri dönüşüm tesisinin kullanması. 37’si Avrupa’da (AB, Norveç ve Birleşik Krallık), 8’i Türkiye’de ve 1’i ABD’de olmak üzere son rakamlara göre 46 gemi geri dönüşüm tesisi var. İzmir AliAğa da bu listede yer alıyor. Sorun; Güney Asya’da işçi sağlığına ve çevreye zarar verebilecek koşullar altında sökülme gerçeğinden hareketle, sıkı bir denetimi zorunlu kılıyor. AB’ye göre Türkiye emin ülkelerden biri…

***

World Biggest Economies: A future that’s as disruptive as it is uncertain, but….

Going forward, the joke will be on us if we, the three-fifths of the global population that comprise the G20, start believing some narratives. Thankfully, even though narratives are entering the domain of economics through the backdoor of politics, the field is gaining ground and widening the front door of the field.

***

ABD’nin 100 yıllık Darbeler Serüveni: Hadi canım sen de CIA yapmış hepsini

***

EU Foreign Affairs Council meetings: Varosha on the Agenda

The Council will exchange views on Western Balkans, and the Sahel. Under current affairs, the Council will then discuss: Belarus, Ethiopia, Sudan, the situation in Varosha. EU foreign affairs ministers will meet their Eastern Partnership Counterparts to discuss how to enhance their engagement and cooperation. Ministers will informally exchange views with the Secretary General of NATO, Jens Stoltenberg.

***