Yüksek Tüketim Seviyesi Yüksek Refah Anlamına Gelmiyor


Mutluluklarla dolu bir Gezegen düşleyenler var mı acaba içinizde? Değil bulunduğu ülkesinde, anavatanında günümüzün dünya koşullarında mutlu bir yaşam sürdürülmeyi, mutluluğun, tüketim toplumunu yaratanları daha da zenginleştirmek için “çırpınan” iki ayaklılar yerküresinde daha fazla harcama yapmaktan geçtiğine inananlar bile mutlaka vardır! İklimle bağlantılı hastalıklarla mücadele için fon peşinde koşanlar bulunurken. Çevreyle ilgili haber yapmak, 129 ülkede gerçekleştirilen bir anketin gösterdiği gibi gazetecilerden %70’inden fazlası için tehlike haline geldiğini kanıtlarken. 1 Mayıs gösterilerinde, işçileri ve iklimi koruyan adil bir dönüşüm çağrıları yapılırken. Banka kredileri, kredi kartlarıla bayram tatiline çıkanlar gerçekten mutlular mı acaba? Diyanet’in fiyatlarını belirlediği Kurban Bayramı’nda kesilecek kurbanlıklar için mi para harcayacaksınız yoksa ne kadar çok uzatılırsa artık bayram süresince kaçıp gidecek misiniz?

***

Lire la suite

Türkiye’de Günümüzün Moda Deyimi ile Kaç Dirençli Kent Mevcut?!


Kentsel dirençliliğe sahip yerleşim merkezleri, günümüzün değişen koşulları karşısında kendilerini yer altında ve üstünde uyarlayabilen, yeni duruma göre dönüştürebilen, değiştirebilen ve geliştirebilenler olup, ekonomik, kurumsal, çevresel ve sosyal alanlarda fonksiyonlarını devam ettirebilen, buna hazırlıklarını sürekli geliştiren yaşam bölgeleridir. Zira Dirençlilik, herhangi bir sistemde meydana gelen bir aksaklığın ortadan kaldırılması, sistemin kesintiye uğratılmadan devamlığının sağlanması, risklere ve şoklara karşı sistemin güçlendirilmesi anlamına gelir. Türkiye Yüzyılı’nda Dirençli Şehir Paneli’ne katılan zamanın Eski Çevre Bakanı, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve İBB’nin kaybeden adayı Murat Kurum yaptığı konuşmasında Gazze’deki çocukları örnek vermiş (!) onlar daha yürümeden ölmeyi öğreniyorlar demişti. Son depremde Türkiye’nin çocukları siyasetçilerden neler öğrendiklerini bile anlayamadan ölüverdiler! (n.ö)

***

Lire la suite

Türkiye – Irak İlişkileri: Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı kalabilecek mi?


İlişkilerin gidişatını belirleyecek etkenlerden biri Türkiye’nin PKK ile mücadelesine Irak’ın nasıl destek veya iç politikasında tepki vereceği olacak. Ayrıca, Kerkük-Ceyhan petrol boru hattının hangi düzenlemelerle yeniden çalışmaya başlayacağına bakılacak… Ancak asıl önemlisi, bölgedeki dengelerde rol sahibi ABD, İran ve İsrail’in Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerde büyük bir değişime neden olabilecek Kalkınma Yolu gibi bir projeyi nasıl izleyecekleri, kabullenip kabullenmeyecekleri de merak konusu!

***

Lire la suite

Yaşlılar Mahkemelerde Gençler Sokaklarda Hükümet ve Çevre Bakanı Nerede?


AİHM, Yaşlı kadınların açtığı davada, İsviçre’yi ulusal seragazı emisyonlarını azaltmak konusunda yetersiz bularak bunun insan hakları gaspı olduğuna hükmetti. Gençler, İstanbul, Kadıköy’de iklim grevindeydi. Gençler bir kez daha hükümetlere iklim adaleti çağrısı yaptı. İyi de hükümet, yerel yönetimler, muhalefet ve özellikle de Çevre Bakanlığı neden sessiz bu mücadelede! TOKİ işleri daha fazla mı para kazandırıyor ki insanlık umurlarında değil!

***

Lire la suite

AB İklim Risklerinin Yönetilmesi: İnsanların Korunması Aciliyet Kazanıyor!


AB ülkeleri, 1990’lı yılların başından beri iklim kriziyle mücadelede konusunda önemli adımlar atıyor. AB’nin daha iddialı çevresel tedbirler aldığı gözlemleniyor. Ancak bu tedbirlerin görmezden gelinmemesi gereken oldukça ciddi bir ekonomik boyutu da yok değil! Bu bağlamda “İklim Risklerinin Yönetilmesi-İnsanların ve Refahın Korunması” başlıklı Komisyon’un son Tebliği, her şeyden önce iklim krizinin önlenmesine yönelik yatırımlar yapılmasını öneriyor. Zira, iklim krizi nedeniyle yüzyılın sonuna kadar AB GSYH’sinin yaklaşık %7 oranında daralabileceği gerçeğine gönderme yaparak, kısa vadeli kazançların uzun vadeli yıkımlara yol açabileceğine dair önemli bir mesaj içeriyor. Tebliğ, iklim kriziyle mücadele ederken refahın da korunması için yönetişimin ve var olan araçların güçlendirilmesi, yapısal politikalardan daha fazla yararlanılması ve iklim direncinin daha fazla finansmanına yönelik öneriler önerilerde bulunuyor.

***

Lire la suite

AB Biyoteknoloji ve Biyo-Üretim: Geleceği Doğa ile İnşa Etmek


AB Sağlık, tarım, endüstri ve çevre gibi konularda yenilikçi çözümler sunan biyoteknoloji ve biyo-üretim vizyonu çerçevesinde, doğayla uyumlu bir şekilde AB’nin rekabet gücünü artırmaya yönelik adımlaratmayı hızlandırıyor. Bu bağlamda kabul ettiği son tebliğ, çeşitli düzenlemeler ve uygulamalar içeriyor. “Geleceği Doğa ile İnşa Etmek: AB’de Biyoteknoloji ve Biyo-Üretimin Güçlendirilmesi” başlıklı Tebliğ altında önerilen eylemler çözüm önerileri sunuyor. Peki nedir bunlar? Zira hepsi, Türkiye’yi ve son seçimlerde yeni seçilen yerel yöneticileri de yakından ilgilendiriyor!

***

Lire la suite

AB: Ortak Tarım Politikası ile İklim ve Çevresel Hedefler Arasındaki Dengeyi Koruma Arayışları!


AB Komisyonunun, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik yerine koşulluluk gerekliliklerini esnetmesi, OTP’nin meşruiyetini ve çevresel hedeflerini zayıflatabileceği öngörülüyor. Ayrıca, teklifin etki değerlendirmesi olmadan sunulmuş olması da eleştirilere yol açıyor. AP seçimleri öncesi, çiftçilerin bu protestolarının başta Avrupa Komisyonu olmak üzere AB kurumlarını ve liderlerini ciddi şekilde endişelendiriyor. AB’li çiftçiler, AB iş gücünün %4’ünden fazlasını temsil etmesinin yanısıra seçmenlerin genelinde destek görmeleri, AP seçimlerinde “sağa keskin bir dönüş” olasılığını artırıyor.

***

Lire la suite

İklim Krizi ve Açlığa Uzanan Eylemsizlik Süreci: Yiyin efendiler yiyin…


Yiyin birbirinizi, PKK sempatizanları ile Cumhur İttifakı yandaşları, Belçika’da; Yiyin birbirinizi, İktidar ve Muhalefet, yerel seçimler savaşında; Yiyin birbirinizi, futbol kulüpleri ve taraftarları, görkemli sahalarınızda; Yiyin efendiler, yiyin, bu sofracık, halkımızın varı yoğu, hayatı, sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, bu iştah veren sofra sizlerin. Verir bu fukara insanlık nesi var nesi yoksa hepsini, verir malını, canını, umudunu, düşünü, rahatını, sağlığını, içinin bütün ateşini. Hadi, hadi yuvarlayın, düşünmeyin haram mıdır, helal mi? Çünkü eninde sonunda birbirinizi yemek zorunda kalacaksınız, yiyecek başka şey bulamadığınızdan dolayı. (Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” Şiirinden uyarlama – https://www.youtube.com/watch?v=gA1Rre2Ku-g)

***

Lire la suite

Türkiye’de Ne Seçim Kazandırır; İnsanca Yaşatacak Politikalar Mı, Karşılıklı Suçlamalar Mı?!


BM’nin son raporuna göre Türkiye İnsani Gelişmede 193 ülke Arasında 45’inci Sırada bulunuyor. Diğer deyişle, kimilerinin sıkça iddia ettiği gibi hiç de “kıskanılacak” bir konumda değil. Peki sorumluluk sahibi kimler? Elbette bu konuda da tüm ipleri ellerinde tutan iktidar, şimdi kalkıp da suçu muhalefete yükleyecek değil herhalde değil mi? Anlı ve şanlı Türkiye basını – matbu baskılarını tenzih ederek – nedense en çok tartışılması gereken, iklim değişikliği üzerine vatandaşın/seçmenlerin ne düşündüklerine dair yapılan son anketlere hiç yer vermiyor. Oysa, %55 Hükümetin ve Devletin başıdır diyor. Çelişkili bir şekilde %22’si yerel yönetimler demesine karşın, %75’i yeterli çabayı göstermediklerini söylüyor. İktidar partisi önlerinde bir “engel” mi teşkil ediyor şeklinde algılamak gerekiyor?! Nazım Hikmet’in ‘Türk Köylüsü’ şiirindeki ‘Topraktan öğrenip kitapsız bilen’ dizelerini hatırlatanlar bile şaşkınlıklarını gizlemiyorlar!

***

Lire la suite

AB, İklim Değişikliği Risklerine Karşı Toplumun Direncini Her Seviyede Artırmak İçin Yeni Tedbirleri Uygulamaya Geçiriyor.


İnsanları ve mevcut refahı korumak, iklim değişikliğinin ve doğurduğu etkilerin yarattığı, yaratabileceği muhtemel tehlikeleri aşabilmek amacıyla AB öngörülerden, bilimsel veriler ile araştırmalardan hareket ediyor ve doğabilecek tüm tehlikeleri önceden yönetmeye yönelik hazırlıkları yapıyor. Odaklandığı nokta ise şu; toplumun her tabakası ne kadar hazırlıklı olursa, duyarlaştırılırsa ve gerekli araçlar ile donatılırsa tehlikelerin üstesinden daha kolayca gelinebilir. Ya Türkiye’deki iktidar ve tüm siyasi partiler ile sivil toplum örgütlerinin yanısıra vatandaşlar ne yapıyorlar ve ne ölçüde duyarlılar bu konuda?!

***

Lire la suite

Amaçları Halkı İnsan Gibi Yaşatacak Belediyecilik Yapmak Değil!


Cumhurbaşkanı imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan acele kamulaştırma kararına göre; Akbelen Ormanı’nın çevresindeki İkizköy, Çamköy ve Karacahisar’da bulunan toplam 190 parsellik tarım arazisi, linyit madeni sahası olarak kullanılmak üzere kamulaştırıldı. Ordu’nun Mesudiye ilçesi’nde 6,92 hektarlık alanda yeni bir Maden Ocağı projesi başlatıldı. CHP raporuna göre; AKP İliç’de cevherin tekrar işlenmesine izin vermeyi hedefliyor. İzmirli uyuyor musun? İzmir’in doğasını yok edecek bir seçim vaadi sunuluyor sana! Peki, Enerji dönüşümüne ve çevreye sadık kalan bir belediyecilik için siyasetçilerin asıl görevleri neler olmalı? Bilgilenmekten korkan, mevcut yaşamını sahiplenmek, gelecek nesillerinkini şimdiden korumak sorumluluğundan kaçanlara sorulacak sorular mı bunlar?!

***

Lire la suite

Adalet mi? Yaşamın Hangi Alanında Mevcut ki!


Popülizm İklim Bozulmasına Karşı Mücadeleyi Riske Atıyormuş. İnsan yaşamında siyasetçilerin tehlikeye atmadıkları, sokmadıkları ne kaldı ki, “kıyameti” seçmenlerinin “ahmaklığı” sayesinde yakınlaştırırcasına bu sektöre de bulaştırmasınlar. Son altın felâketindeki sorumlulukları belgelerle kanıtlanmışlar, siyasette ödüllendirilmelerinin eşiğine gelmiş bulunmuyorlar mı? Seçmenler sayesinde! AB ise çevreye tahribat verenleri ağır biçimde cezalandıracak yeni düzenlemelere gidiyor, oysa. Avrupa’da acil olan çevresel cezasızlığın sona erdirilmesi anlamına geliyor bu. Ya Türkiye dahil, siyasetçilerin tek hedefi parasal çıkarlar olduğu dünyanın diğer ülkelerinde?

***

Lire la suite

Krizleri Diplomasi ile Aşıp “Kazan-Kazan” mı yoksa “Kaybet-Kaybet” mi?!


“Güvenlikleştirilmiş küreselleşme”nin sonucu jeopolitik gerilimlerdeki artış, ekonomik belirsizlikler ve bu durumların tetikleyicisi durumundaki küresel siyasetteki düşüş eğilimi Münih’teki Konferansa damgasını vurdu. Sıra şimdi Antalya’da. Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak teması altında gerçekleştirilecek konferans bugün başlıyor. Bknz; https://twitter.com/yerelce/status/1761019673234055359 Münih Davos’unda, mevcut gergin küresel durumda tarafların nasıl kaybedeceği üzerinde tartışıldı. Kimi ülkelerin göreceli getirilere öncelik vermesi, silahlanma yarışının artması sonucunda genişleyen çatışma ve savaş durumunun sadece kaybedenlerin olacağı bir dünyaya gidişi hızlandıracağı tehlikesine dikkat çekildi. Bakalım, Antalya’dan verilecek mesajların içeriği ne olacak?!

***

Lire la suite

Yaparsa AKParti Yapar, Gerisi Avucunu Yalar


***

Lire la suite

AB: Çevre ve İklim Değişikliği Alanında Yeni Atılım: Yeni Hedef Neler Getiriyor?


AB’nin çevre konusunda aldığı önemli kararlar, gelecek için umut verici adımlar olarak değerlendiriliyor. AB’nin özellikle 2040 hedefine ulaşmak için belirlenen %90’lık sera gazı emisyon azaltımı hedefi, çevre ve iklim değişikliği konusundaki ciddiyetini ve kararlılığını gösteriyor. Bu hedefler, sadece AB’nin iklim nötrlüğüne ulaşmasını değil, aynı zamanda küresel düzeyde benzer çabaları teşvik etmeyi amaçlıyor.

***

Lire la suite

Hatay’da Depremden 1 Yıl Sonra: İleriye Yönelik Hayat Şansı Azalıyor


Çevreciler, deprem sonrası geçen bir yılın muhasebesini yapıp, raporlarını yayımlarlarken, CHP de âdeta özeleştirisini yaparcasına Lütfü Savaş bunca zaman ne yapmış sorusunu soruyor. Depremden sağ kurtulanlar büyük bir halk sağlığı sorunu ile karşı karşıya bulunuyor. “Yetkililer”in ise durumun farkında olmaz bir yaklaşım sergilemelerinin de insanlık anlayışı ile tezat yaratığı bizzat CHP bölge milletvekillerince ifade edilerek, eleştiriliyor! TMMOB Hatay Asbest Raporu’na göre, binalardan alınan 45 numuneden 16’sında asbest tespit edilmiş. Depremden sağ olarak kurtulanlar kümülatif kirlilik yükü neticesinde başka ölümcül hastalıkların pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıyalar. Yerel Seçimlere kısa süre kala iktidar bu bir yılı nasıl geçirdi acaba? Ki, bir önceki Çevre Bakanı’nı Mega Kent İstanbul için aday gösterme cesareti buldu kendisinde!

***

Lire la suite

İnsanca Yaşamak İsteyenlerin Ölümünden Kazanmak!


***

Lire la suite

Cop 29: Damsız Girilmez – Kadınlar Yoktu, Aliyev Ekledi!


İklim Değişikliği sürecinden istifade eden edene…”İstilacı Türler” ve doğayı yozlaştıran vurdumduymaz insanlar bir taraftan ekosistemi âdeta delik deşik ederlerken, yetmiyormuş gibi parasal çıkarları uğruna her fırsatı değerlendiren sömürücüler insanlık için mücadele verenlere büyük engel teşkil ediyorlar. Bunlara karşılık, zenginler arasından çıkıp “servet vergisi” alınmasını talep edenler de yok değil. Toplumdaki en zenginlerin vergilendirilmesini istiyorlar. Gelecek yıl İklim Zirvesi’ni ağırlayacak Azerbaycan’ın Lideri Aliyev, kadınların taleplerini karşılıksız bırakmadı. Kimi İslâm ve Arap ülkelerine kıyasla daha çağdaş bir toplumun yaşadığı COP29’un yeni ev sahibi kadın-erkek eşitliğini temin etmek için İklim Zirvesi Komitesine 12 kadının eklenmesini onayladı. İklim felâketine sürüklenen dünyada dertler biter mi hiç! Daha neler neler…

***

Lire la suite

2024 Yılında Dünyayı Bekleyen Tehlikeler Sıra Sıra Ama Kimin Umurunda Ki!


Aşırı hava koşulları 2024’te en büyük risklerden birini oluşturuyor. Hem de, 2023 kayıtlara geçen en Sıcak Yıl ilân edilmişken. Bilin insanlarına göre, 2024’ün daha sıcak olması olasılığı %33. Tehdit ve tehlikeler bununla da bitmiyor. Yapay Zekâ süreci, yanlış bilgi ve aldatıcı haberlerin artması, terör eylemlerinin çoğalması ve birçok seçimin yapılacağı 2024 yılında milyarlarca insanın sandık başına gidecek olması bu duruma daha da vahamet kazandırıyor. Niye mi?

***

Lire la suite

2024’te Dünyayı ve Türkiye’yi Bekleyen Tehlikeler: Ekim Alanlarında Kuraklık, Genel Susuzluk Zeytin Üretiminde Düşüş…


Türkiye, 31 Mart Yerel Seçimleri’ne Küresel İklim Felâketinin gölgesi altında gidiyor. Çevre Bakanlığı, tek sorun depremde yıkılan binalarmış gibi tüm çalışmalarını oy getirme çalışmalarına odaklamış görünüyor. Konya Ovası kar yağışı bekliyor, Muş Ovası’nda kuraklık tehdidi altında buğday ekimi yapılıyor. Zeytin üretimi düşüş kaydediyor. İklim değişikliği ile ilgilenen uzmanlar; ‘Doğa, kendilerinin ve gelecek kuşakların asıl sorunlarına bigâne kalanlara ağır fatura kesmeye başladı.’ diye yakınıyorlar. İktidar ile Muhalefet ise iç ve dış rant kavgasında

***

Lire la suite

2024, Türkiye’nin Çevresinde Kalıcı Barış Tesis Edilmesi Çabalarına Yardım Edecek Bir Yıl Olabilecek Mi?


Türkiye coğrafi konumu gereği tarihte pek çok medeniyete ve ticaret yollarına ev sahipliği yapmış bir ülke. Bu husus bugün de ülkenin jeopolitik yapısını etkileyen temel unsurlar arasında önemli bir yere sahip. 2024 yılında tarihi hâkimiyet teorileri kapsamında Türkiye’nin bölgesel istikrar, güvenlik ve ticaret alanlarındaki etkisinin artması beklenebilir mi?. Türkiye’nin çevresindeki coğrafyalarla olan jeopolitik konumu ve tarihi kültürel bağları ise uluslararası arenada öncü bir rol elde etmesini sağlayacak ve böylece 2024’te Türkiye bölgenin parlayan bir yıldızına dönüşecek mi?. Barış, dilde telaffuzu kolay ve güzel bir sözcük. Ancak, barış arzulayan ve tesis edilmesinin yanısıra süreklilik kazandırılmasını arzulayan devletlerin de küresel kimi menfaat çevrelerince rahat bırakılmaları zorunlu. Peki, Türkiye’yi bu yıl dış politika alanında bekleyen konular hangileri?

***

Lire la suite

Türkiye’nin İklim Karnesi ve Yerel Seçimler


Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz ama, Erdoğan kararnamesi ile, 1 m2’nin üzerindeki alan, Orman Sınırları dışına çıkarılıyor. İklim Kanunu’nda Sivil Toplum Yok; Ulusal Enerji Planında Öncelik Kömür ve Nükleerde; Güçlü İklim Hedefi Yok; Adil geçiş Planlara Girdi ama Yetersiz. İyi de ne yapmak gerekiyor? Ekolojik, Eşitlikçi, Demokratik Yerel Yönetimler İstiyoruz!

***

Lire la suite

New Cyprus « Headache! » Between Türkiye and the EU


Maritime spatial planning (MSP) is the tool to manage the use of our seas and oceans coherently and to ensure that human activities take place in an efficient, safe and sustainable way. The aim pursued by this Directive is to ensure biodiversity through the conservation of natural habitats and of wild fauna and flora in the territories of the Member States. However, Greece and Cyprus were complained to the EU court due to lack of MSP. Cyprus approved it, but Ankara objects. The Republic of Cyprus rejects Ankara’s claims against the plan as unfounded (Türkçe ve İngilizce.)

***

Lire la suite

Para Var mı Para! İnsan Sağlığı mı, CB için Gazze Daha Önemli…


“Dostlar” Alışverişte görsünler yeter! İnsanlığı değil uçurumun, kıyametin eşiğine getirmekte olan İklim Değişikliği Felâketi ile mevcut iktidarın etkili bir mücadele verdiği, her alanda dayanıklığı artıracak tedbirler aldığı görülmüyor. COP 28’İn gerçekleştirildiği Dubai Zirvesi’ni yakından izleyenler ve yabancı gözlemciler bile aynı izlenimi ediniyorlar! Gazze – İsrail savaşı siyaset açısından daha “besleyici” olmalı ki – BAE finansmanlarını unutmayalım – koşa koşa gittiler. Sanki Türkiye “yoksul ve gelişmekte olan ülkeler” arasında yer alıyormuşçasına, para dilenmeye de! Ama kabahat sizlerin. Son kamuoyu araştırmasına göre en büyük sorununuz ekonomikmiş. Mide meselesi. Veya son model cep almakta zorlanma! Oysa, içeride okuyacaklarınız başka sorunlara dikkat çekiyor ama ilgilenmezsiniz ki!

***

Lire la suite

Veda Busesi mi, Yeniden Kavuşma Öpücüğü mü, Yoksa?!


60 Yıl oldu Ankara’dan kalkan Kara Treninin Brüksel seferi, Merkez Garı’na varışta hâlâ nasıl öpüşüleceğinin arayışı süregeliyor. AB’dekiler, Türkiye’yi gelin telâkki ediyorlar, fransızca “la Turquie” diyenler olduğu için dişi gözüyle bakıyorlar. Oysa şimdi BM onayı ile Türkiye oldu adı, yine umurlarında değil. Düğün, dernekten bile söz eden yok. Varsa yoksa önce hele bir öpüşelim ama nasıl, yöntemini belirleyelim derdindeler. 14-15 Aralık’ta Brüksel’deki Liderler Zirvesi belirleyecek. Elbette Ankara’nın, öpülme tarzına bakıp dudak uzatmasıyla. Yoksa Covid Salgını korkusuyla maskeli dolaşmaya devam!

***

Lire la suite