« Yeni Osmanlı » veya « Yeni Türkiye » Değil, « Yeni Roma/Bizans » İmparatorluğu’na Dönüş Desek Nasıl Olurdu Acaba?


Milli Şair 7. Kitabı Safahat’ta der ki; Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? « Tarih »i « tekerrür » diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? Bu “7” rakamının bir “gizemi” olmalı?! Roma ve İstanbul, 7 Tepe üzerinde kurulmuş. 7 Kilise’den söz ediliyor. Tarihi ve özellikle de inanmayanlarınız olsalar da kutsal, Tek Tanrılı veya diğer dinler tarihlerini bilmeyenleriniz günümüzün gelişmeleri ve gidişatı üzerine ne değerlendirme yapabilirsiniz, ne de geleceğe yönelik farklı senaryolar üzerine kurulu “öngörüler!” Oysa “Devlet’te Devamlılık Esastır!” inancı taşıyanlar mevcut. Ne mi diyorlar, anlatıyorlar ve insanı düşüncelere sevkediyorlar?! Okuma “alışkanlığı”, merâk sahibi, bırakın kendisini, geleceğin kuşaklarını bile düşünmekten aciz, tembellik ve ölü toprağı çökmüş kimileriniz için değildir içeride yazılanlar! Diğerleri mi? “Particilik”ten, kişisel menfaat arayışlarından kurtulamadıkları sürece de, onları zaten ilgilendirmez! İyi de kimler okusun diye yazıyoruz?! İşte “Mihenk” dediğimiz ölçüt gelip, dolaşıp bu noktada düğümleniyor!

***

Lire la suite

Suriye’de Gidişat Hangi İstikameti Gösteriyor?


Uluslararası krizler ortamında kimi göstergelere bakarak tahmin ve öngörülerde bulunmak kolay değil. Her şeye hazırlıklı olmak gerekiyor. Suriye’nin iç dinamikleri bile çoktan belirleyici olmaktan çıkmadı mı!. “Büyük resim” demeden uluslararası dinamikleri de ciddiye almak gerekiyor. Zira, üçüncü tarafların müdahil oldukları iç savaşlar, uluslararası dinamikler bitti demeden bitmiyor ne yazık ki! Tıpkı Türkiye’nin sınırları dibindeki Suriye’deki gelişmelerin de aldanmadan izlenmesinin zorunlu olması gibi…

***

Lire la suite

Belçika/Belgique: Gazeteci Doğan Özgüden’e suikast girişimi mi-Une tentative d’assassinat contre le journaliste Doğan Özgüden?


***

Lire la suite

Suriyeli Sığınmacılar: “Geçicilik” Tamam mı, Devam mı?


Türkiye’de “Araplaşma Süreci” Suriyeliler ile başlamış mı bulunuyor? Hacettepe Üniversitesi’nin yaptığı bilimsel bir araştırma ilginç neticeler ortaya çıkarıyor. Ülke gündemini sadece yoğun biçimde meşgul etmeyen, ırkçılığı da tırmandıran ilticacılar sorununun bugünkü durumunu irdeleyen ve geleceğe yönelik öngörüler içeren projeksiyonlara göre 2050’deki nüfus 100 milyonu aşabilecek. Tahminler, üç farklı senaryoya dayandırılıyor. Peki nedir bunlar?

***

Lire la suite

Türkiye’de Demokrasi’nin Kurtuluşu ve Siyasetçilerin Sadece Hizmet İçin Çalışabilmeleri Mümkün mü?!


Çözüm her zaman mümkündür. Yeter ki liderlerde « iyi niyet » ve « samimiyet » hüküm sürsün. Bunun için partilerin ve siyasetçilerin kendi çıkarlarını ön plânda tutmamaları şarttır. Ardından, kısır döngüden çıkabilmeleri için « para boyundurluğu »ndan kendilerini kurtarmaları gerekmektedir. Demokrasi parayla alınır satılır, parayı verenin çaldığı düdük çaldığı “halk pazarı” olmaktan kurtarılmalıdır. Demokrasi Pazarı’nda parası olanın siyaset yapabildiği « vatan millet sakarya vitrinli çıkarcılık » malları değil sadece hizmet ve milletin refahı ile mutluluğunu yükseltecek “ürünler” sergilenmelidir. İyi de Kim yapabilecek bunu?

***

Lire la suite

Yüzyıllar Sonra Yeniden Tesis Edilmeye Çalışılan Çağdaş İpek Yolu’na Mayınlar Döşeyenler mi Var?!


ABD ve Çin arasındaki rekabet savaşı, Moskova ve Pekin yakınlaşması Avrupa’yı kara bulutlarla kaplamaya devam ediyor. Çin ve İtalya arasında Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde şekillenen kültürel ve ekonomik ilişkilerin son zamanlarda “bazı güçlerce” siyasileştirildiği ve iki ülke arasındaki iş birliğine müdahale edilerek bölünmelere yol açıldığı endişesi hüküm sürüyor. İtalya gibi hem AB hem de NATO üyesi olan gelişmiş bir ekonominin, Çin dış siyasetinin en mühim araçlarından biri olarak gösterilen Kuşak ve Yol Girişimi’nden çekilmesinin eşiğine gelmesiinin hiç kuşkusuz sembolik anlamı büyük olacak. Peki, Xi Jinping nasıl yanıtlayacak?

***

Lire la suite

Mültecilere Deniz Ortasında “5 Yıldızlı Misafirhane” Ama…


200 odası mevcut, 500 kişiyi barındırma kapasitesine sahip. Üç katlı dev gemi 50 bin kişiyi ağırlayabiliyor. Bilardo ve spor salonlarından, yüzme havuzlarına, dayanlı döşeli kabinler ile donatılmış olmasına karşın. Mülteciler burun kıvırıyorlar (!) otellerin albenisi yok diye! Cazibe kaybı gemide yayılan bakteri ile tamamen yok oldu. Yeniden otelde ağırlama sistemine dönüldü. Oysa, Bibby Stockholm adlı geminin mültecilerin temel ihtiyaçlarına eksiksiz cevap veren ve işlevsel bir “ağırlama” imkânının yanı sıra sağlık, yemek ve güvenlik hizmetleri de eksiksiz değildi. Açık büfe bile vardı, üç öğün! Soğuk kış koşullarında sokaklarda yatıp kalkanları ağırlamak varken…

***

Lire la suite

Milliyetçilik özünde, vergisini son kuruşuna kadar ödemek değil midir?!


14 Mayıs 2023 Seçim sonuçlarına göre « Türkiye’de milliyetçilik yükseliyor mu? » sorusu gündeme geldi. 1970’li yıllarda MHP’nin temsil ettiği milliyetçi kesimin oyları yüzde 3-5 civarındayken, BBP, Reformcu Demokrasi gibi yeni kurulan partilerin seçmen oranı yüzde 3-5 civarındaydı. Millet Partisi) ve MHP’den yeni ayrılan partiler (İyi Parti, Zafer Partisi) Mayıs 2023 seçimlerinde toplam yüzde 25 seviyesini zorladı. İyi de Vergi öderken ne kadar milliyetçiyiz acaba hiç araştıran oldu mu? Zira, tahsil edilmeyen vergiler 1,1 trilyon TL’ye ulaştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı reform çalışmaları yapılmasa da sadece tahakkuk eden vergileri toplayabilse, ilave vergi ve oran artışlarına gerek kalmayacak mı?

***

Lire la suite

“Yananı” Artık Allah Görmüyor, zira “kazanda kaynayanlara” bakmak daha ilginç geliyor!


Dünya çapındaki orman yangınları, rekor sıcaklıklar ve aşırı hava olayları, iklim değişikliğinin etkilerini açıkça gösteriyor. Bu gidişat, yaşanan felaketleri daha sık ve şiddetli hâle getirerek insanların hayatını ve doğal ekosistemleri tehdit ediyor. Bilim insanlarının uyarıları, iklim eyleminin artık bir zorunluluk olduğunu vurguluyor. İklim değişikliğinin etkilerini sınırlamak ve gelecek nesillerin yaşanabilir bir dünyaya sahip olmasını sağlamak için ulusal ve küresel düzeyde alınacak önlemler büyük önem taşıyor. Salınım azaltımı ve çevre koruma çabalarının acilen hızlandırması gerekiyor. Peki ne bekleniyor?

***

Lire la suite

“Mandacılığa” Karşı Direnenler ile “Mandacılıktan” Medet Umanlar. Siz Hangi Cihettensiniz?!


Kendini idare etmekten aciz bir memleket toplumunun başka bir yabancı devletin idare etmesine « mandacılık » denir. Bu tıpkı son zamanlarda Afrika’nın bazı ülkelerinde görüldüğü gibi, « Sömürgeci » ülkelerin veya Küresel Güçlerden bazılarının desteğiyle iktidar koltuğuna oturtulan sivil veya askeri liderler vasıtasıyla tesis edilir. « Kuklacıların, kuklaları » dediklerimiz işte bunlardır. Fransızca kökenlidir. I. Dünya Savaşı’ndan sonra bazı az gelişmiş kabul edilen ülkelerin, kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip, bağımsızlığa kavuşturulmasına kadar « Milletler Cemiyeti – günümüzün BM’sinin babası«  adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen yetki anlamına gelir. Kurtuluş Savaşı arifesinde 5 Aralık 1918 tarihinde Amerika Başkanı Wilson’a gönderdikleri 9 maddelik bir muhtıra ile resmen Amerikan mandasını talep edenler olmuşlardır. Kimler mi? Halide Edip, Refik Halid, Ali Kemal, Hüseyin Avni, Ragıp Nurettin!

***

Lire la suite

Arap Atasözü: Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur!


ABD ve Batılı müttefiklerinin çoğu Esad’la uzlaşmaya henüz çok sıcak bakmıyor ve Şam’la ilişkilerin yeniden kurulmasına kararlılıkla karşı çıkıyor. Elbette en ideali, hiç kimsenin Suriye’de Esad yönetiminin yaptıkları için hesap vermesi ile Suriye halkının refahı arasında bir seçim yapmak zorunda kalmaması olurdu. Ancak gerçekler, dünyanın önceliklerini belirlemesi gerektiği anlamına geliyor. Esad kalıcı ve bu yüzden Orta Doğu’nun geneli onun varlığını kabul etmek zorunda. Dolayısıyla Arap dünyasının Şam’ı soğukkanlılıkla tekrar kabul etme kararı kaçınılmaz olduğu kadar mantıklı da. Ya Türkiye?!

***

Lire la suite

Biat “Ritüeli”nin Pratik Etkisi ve Sonuçları ile “Küresel Ağ” Tesisi Politikasının Nihaî Hedefi!


Ünlü terör uzmanı David Rapoport‘un Gerçek Tarihsel Olaylar Işığında Modern Terörizmin “Dalgalar Teorisi”nin Dördüncüsü, toplumsal cinsiyete dayalı normlara ve kadınların toplumda marjinalleştirilmesine odaklanır ve daha fazla toplumsal cinsiyet eşitliği ister. Feminizm, cinsel taciz, cinsel şiddet, kadının nesneleştirilmesi ve işyerinde cinsiyetçiliğe odaklanır. İnternet aktivizmi, dördüncü dalganın önemli bir özelliğini oluşturur. Peki, Nijer’deki son darbeyi bu çerçevede nereye oturtmak gerekiyor? ABD’nin, Türkiye’yi âdeta itham edici şekilde kuşku içine iten İŞİD liderinin öldürülmesi olayı genelde ne anlama geliyor?

***

Lire la suite

Geçmişin Acı Tecrübelerine Karşın Gidişat Tıpkısının Aynısı, Neden?


Büyük güçlerin, etki alanlarını devam ettirebilmek ya da yenilerini oluşturabilmek adına çatışmaları doğuran, besleyen ve krizlerde açıktan taraf olan bir tutum sergilemeleri yeni değil. Tıpkı Soğuk Savaş dönemi gibi. Eski sömürgelerdeki istikrarsız siyasi hayat ve bitmek bilmeyen darbe dalgaları da bugün hâlâ daha devam eden sömürge siyasetinin ekilen tohumlarının sonucu. Afrika’da yeni askerî hükümetlerin çoğu eski sömüren ülke ile bağlantıyı başka bir müttefikle değiştirmeye çalışma çabası ve yeni oluşturulan ittifaklardan yararlanma tercihleri de eklenince durum fazla değişmiyor. Çünkü yine yerli halktan ziyade siyasi seçkinler olacak kazanacaklar, sonuçta…

***

Lire la suite

“Türkiye Yüzyılı” Ama “Türkçesiz!..”


Türk Dili Tetkik Cemiyeti‘adıyla 12 Temmuz 1932’de Atatürk’ün talimatıyla kurulan TDK diyor ki; Dilimiz Kimliğimizdir! Kurucusu talimatını vermiş bir kere; Türk demek, dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir… Bilişim ve iletişim teknolojileri kullanılarak hayata geçirilen bir halkla ilişkiler uygulaması olarak kendisini tanıtan, T.C Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) ise; Çinliler, Japonlar, Ruslar, Yunanlılar, İsrailliler gibi milletlerin bile yapmadığını gözmezden, bilmezden geliyor, Türkçeye özgü altı harfi “internet ortamı”na dahil ettiremeyeceğinin aczini itiraf edemediğinden, “kırtasiyecilik”i yeğliyor. Yaşasın “Hindi”likten kurtulan Türkiye ve AKP’nin “Türkiye Yüzyılı!”

***

Lire la suite

« Darbeler Kıtası » Kara Afrika’da Neler Oluyor?


Hep aynı senaryo; Terörle Mücadele… Ama amaç bölgenin zengin kaynaklarına el koymak. Ancak bu kez “çomak sokan” Moskova ve Pekin olunca işler değişti. Şimdi de “böl ve yönet” taktiğinin bölge ülkeleri arasında devreye sokulduğu hissediliyor. Yıllarca darbeleri Türkiye gibi ülkelerdeki iktidarları değiştirme, çıkarlarını pekiştirme amaçlı kullanan batının işi bu kez zor. Zor durumda kalması tehlikesi mevcut bir başka ülke de Türkiye. Niye?

***

Lire la suite

EU and US Sanctions against Russia : What Means the External Pressures on Ankara?


It is not the first time UK has sanctioned companies from Turkey, UAE and Iran for their alleged role in the 18-month-old conflict. London described as the “largest ever UK action” targeting Russia’s access to foreign military supplies for its war against Ukraine. Brussels and Washington also had repeatedly warned Turkey about local companies helping Russia evade Western sanctions. In this report Türkiye’s Attitude Towards the Conflict and EU Sanctions being evaluated.

***

Lire la suite

An Other Message to Brussels & Washington: Türkiye is a playmaker country in many critical issues don’t forget anymore!


What Türkiye encounter in its millennial history changed, the masks others’ wear, the apparatus used also changed, but the intentions have never changed While Türkiye changed the its face in every area. And now as meticulous as a master chess player, involves in the developments in our region and beyond to defend Türkiye’s interests by using all the means of diplomacy and all the elements of hard and soft power.

***

Lire la suite

AKP’nin İkilemi; Vatandaşına ve uluslarası alanda verdiğin söz mü önemli, yoksa maddi çıkarlar mı?


Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı imzalayarak, uluslarası mecrada 2053’te net sıfır hedefine uygun hareket edeceğini taahhüt etmiş, hem de yurttaşları için yaşanabilir ve sürdürülebilir yaşam alanları sağlayacağına dair söz vermiş bulunuyor. İklim krizinin en büyük sorumlularından olan kömür madenciliği ve kömürlü termik santral işletmeciliğinin devlet tarafından desteklenmesi bir yana, kömürden çıkış için net tarihler ve hedefler belirlenmesi gereken bu günlerde, Akbelen Ormanının, Dikmece zeytinlik ve tarım alanlarının, Cudi Dağındaki ekosistemin rant için geri dönüşü olmayacak şekilde yok edilmesi, yurttaşların yaşam alanlarına el konması asla kabul edilemez.

***

Lire la suite

İnsanca Yaşamanın Tanımını Yapabilir misin Ey Siyasetçi!


***

Lire la suite

Tarihin Çarkı Dönmeye Devam Ediyor: Miki Fare’den Soykırımı Yaşatma Suçu Azmettiricilerine Evrimsel Dönüşüm


BM İnsan Hakları Bildirgesi der ki; İnsanlık ailesinin bütün üyelerinde bulunan haysiyet ile eşit ve devir kabul etmez haklarının tanınması, hürriyetin, adaletin ve dünya barışının temeli olmalıdır! Gel de inan! Bir savaşı bile durduramayacak acizlikteki « 5’li Çete »nin merkezine aldanan halâ var mı? Kimi ülkeler, kurucuları arasında oldukları AK’nın sözleşmelerine bile uymakta kaçarlarken, alınan kararlara uy(a)madıkları için sözleşmelerden çekilmesi « kaçma » bahanesi olarak kullanırlarken, adamlar çıkmışlar, « yemlendikleri » bir konuyu istismar aracı olarak kullanıyorlar. İnsanlığın ve önce ileride temsil edecekleri kuşakların şimdiki çocuklarının keyif sürdürmeleri için tesis edilen « Miki Fare Dünya »sını âlet ediyorlar. Ne BM sesini çıkarıyor ne de Avrupa Konseyi veya Avrupa Birliği! TC, boşuna NY taraflarına demiyor; bu kafayı değiştirmenin zamanı geldi ve geçiyor, diye! Ama kendi idarecileri de gerektği gibi davranıyorlar mı, diye sorarlar vakti geldiğinde onlara da!

***

Lire la suite

« Perakendeci İlişki Mantığı »ndan Kurtarılmayı Bekleyen TR-AB Adaylık Süreci Ne Durumda?


NATO ve AB’nin üyelik koşulları, üyelik süreçleri ve yapıları birbirlerinden oldukça farklı ve ikisini birbiriyle bağlantılandırmak ancak pazarlık masasında ek bir hamleden öteye gitmez. AB üyeliğinin gerçekleşmesi olasılığı ise başka koşullara bağlıdır. Hem AB hem de Türkiye’nin “oyunun kuralları”na uygun biçimde gerekli koşulları yerine getirmelerini zorunlu kılar. Ancak, AB Üyeliği karşılıklı İstek, İrade, Çaba ile Sonuçlandırmayı gerektiriyor. Mevcut duruma bakıldığında tüm gelişmelere karşın “sonuçlar mantığı”nın ağır basmayı sürdürdüğü anlaşılıyor. İşte bu politikanın her iki taraf için de “uygunluk mantığı”na dönüştürülmesi gerekiyor. Elbette, Brüksel ve Ankara gerçekten üyelik konusunda kararlı isele…

***

Lire la suite

500 Milyon Üzerinde Oynanan “Açlık Oyunları!”


İnsanlık üzerinde asırlardır çeşitli oyunlar oynandığı bir sır değil. Her çağ ve devirde egemenler kendi çıkar ve zenginlikleri için halkları ezmişler, savaşlar başlatıp, onları kırdırmışlar, dinler ile « terbiye » etme yöntemine sıkça başvurmuşlardır. Bütün bu « karanlık tablolar » sinema sanayiinin keşfedilmesinden sonra senaryoların konularını oluştururken, idealist yapımcılar seyredenlere dersler verebilmek için de çaba harcamışlardır. Bunlardan sonuncusu « Açlık Oyunları » adını taşıyor. Şiddetli yoksulluk, açlık, baskı, zulüm, savaşın etkileri, merkezi yönetimlerin her türlü kuralı çiğneyerek başvurdukları keyfi davranışları filmde işleniyor. Günümüzdeki bir başka tehlikeyi de küresel idarecilerin dirâyetsiz olanlarından seçilmeleri. Bu kişilerin çevrelerinde toplananların da gerçekleri görebilmekten uzak, ileri ve uzak görüşlü olmayan, sağgörüsüz acımasız bir toplumsal hiyerarşi hüküm sürmekte liderlerine yardımcı olmaları temelinde insanlığın oturtulmaya çalışılması oluşturuyor. Mevcut koşullar yaşamda kalabilmek insan gibi yaşayabilmek isteyenler için önlerinde fazla bir seçenek bırakmıyor. Peki ne olacak Rusya-Batı Dünyası ve Ukrayna üçgeninde oynanan günümüzün yeni « Açlık Oyunu »nun sonucu?

***

Lire la suite

Daily News & Analysis – Nouvelles quotidiennes – Günlük Haberler — 4 Août


***

Lire la suite

Daily News & Analysis – Nouvelles quotidiennes – Günlük Haberler — 3 Août


***

Lire la suite

Daily News & Analysis – Nouvelles quotidiennes – Günlük Haberler — 1 Août


***

Lire la suite