AB: Türkiye ile İlişkilerde Stratejik Vizyon Eksikliği mi?!


Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’ye Tam Üye olarak katılmasının 20 yılı kutlanırken, Avrupa Birliği’nin Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir ortamın sağlanması ve Türkiye ile iş birliği ve karşılıklı yarara dayalı bir ilişkinin geliştirilmesi konularında stratejik çıkarının bulunduğunun teyit edildiği bir sırada, Ankara’nın beklentilerini tatmin edecek şekilde ilerlemeler sağlanması mümkün mü? Önümüzdeki süreçte iki tarafın değil, özellikle de Türkiye’deki iktidarın Kıbrıs’da atacağı adımlar ve temelde BM’nin Ada’da kalıcı ve istikrarlı bir çözüm yolunda bir mutabakat sağlayıp sağlayamayacağı gösterecek!

***

Lire la suite

AB – Türkiye: İlişkilerin Değerlere Dayanan Bir Temele Oturtulması Mümkün, Ama…


Yeter ki değişim iradesi gösterilsin ve CB Erdoğan 31 Mart Seçimleri sonrasında vaad ettiği gibi yeni bir perspektif çizsin. Şu gerçeği kimse yadsıyamaz; Erdoğan iktidarı yaptığı reformlarla vesayet sistemini tasfiye ederek Türkiye’nin önünü açtı. Şimdi iktidarın Erdoğan orkestra şefliğinde yeniden reformcu kimliğine dönmesi gerekiyor. AB ile ilişkiler de buna dahil. Bir yazar diyor ki; Kavala’nın, Demirtaş’ın hapiste tutulmasının Türkiye’ye ne yararı var? Artık iklimin değişmesi ve baharın gelmesi gerekiyor. Yeniden reformcu kimliğine dönmüş bir AK Parti ve Avrupa Birliği hedefine yürüyen bir Türkiye. Görün o zaman ekonomi nasıl coşar. Kıbrıs’ı zaten Çiller-Karayalçın ikilisi AB’ye hediye etmiş ve Türkiye üzerinde baskı kurulmasına öncülük etmiş durumda. Erdoğan, istediğini elde ettiği takdirde Kıbrıs ile barış tesis edecek güce sahip değil mi! (n.ö)

***

Lire la suite

NATO, Türkiye’deki Amerikan Nükleer Cephaneliği ve AB ile İlişkilerin Geleceği!


İncirlik’te depolanmış Amerikan Nükleer Silâhlarının da gündemde bulunduğu ve yeni nükleer korunma şemsiyelerinin arandığı bir sırada, AB ile ilişkilerin dönüm noktasına getirildiği günümüzde Brüksel, Ankara karşısında nasıl davranacak? Bir nükleer savaşta Kıbrıs, Rus oligarklara ev sahipliği yaptığı, geçmişte Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler kurduğu için hedef olmaktan kurtulacak mı? Yoksa Türkiye Vetosunu kaldırmasa da mevcut engelleri yumuşatacak mı?

***

Lire la suite

AB Biyoteknoloji ve Biyo-Üretim: Geleceği Doğa ile İnşa Etmek


AB Sağlık, tarım, endüstri ve çevre gibi konularda yenilikçi çözümler sunan biyoteknoloji ve biyo-üretim vizyonu çerçevesinde, doğayla uyumlu bir şekilde AB’nin rekabet gücünü artırmaya yönelik adımlaratmayı hızlandırıyor. Bu bağlamda kabul ettiği son tebliğ, çeşitli düzenlemeler ve uygulamalar içeriyor. “Geleceği Doğa ile İnşa Etmek: AB’de Biyoteknoloji ve Biyo-Üretimin Güçlendirilmesi” başlıklı Tebliğ altında önerilen eylemler çözüm önerileri sunuyor. Peki nedir bunlar? Zira hepsi, Türkiye’yi ve son seçimlerde yeni seçilen yerel yöneticileri de yakından ilgilendiriyor!

***

Lire la suite

AB: Ortak Tarım Politikası ile İklim ve Çevresel Hedefler Arasındaki Dengeyi Koruma Arayışları!


AB Komisyonunun, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik yerine koşulluluk gerekliliklerini esnetmesi, OTP’nin meşruiyetini ve çevresel hedeflerini zayıflatabileceği öngörülüyor. Ayrıca, teklifin etki değerlendirmesi olmadan sunulmuş olması da eleştirilere yol açıyor. AP seçimleri öncesi, çiftçilerin bu protestolarının başta Avrupa Komisyonu olmak üzere AB kurumlarını ve liderlerini ciddi şekilde endişelendiriyor. AB’li çiftçiler, AB iş gücünün %4’ünden fazlasını temsil etmesinin yanısıra seçmenlerin genelinde destek görmeleri, AP seçimlerinde “sağa keskin bir dönüş” olasılığını artırıyor.

***

Lire la suite

Savaşın Getirdiği Dönüşüm: Rusya’ya Terör İle Boyun Eğdirtmek Mi?!


« Savaş »ın ilke ve kuralları bulunmasına karşın, « ahlâk »ının olmadığı iki yılı aşkın bir süredir devam eden Rusya-Ukrayna örneğinde, doğrudan veya dolaylı taraf olanların davranışlarında açık biçimde görülüyor. Bir ülke düşünün ki – ABD – Rusya’daki terör saldırısının istihbaratını alıyor (!) ve onlarca insanın katledilmesine gözlerini kapama pahasına uyarmıyor! NATO müttefikleri olmalarına ve de savaş içinde bulunmamalarına karşın kimi ülkelerin yıllardır Türkiye’ye karşı terör eylemlerini « insan hakları ihlâlleri » bağlamında anlayışla karşılamaları (!) teröristlere her türlü desteği vermeleri şimdilerde daha iyi anlaşılmıyor mu?! Rusya’daki hain ve kalleşçe terör saldırısı, Ukrayna Savaşı’nda bir dönemeç noktası olabilir mi?

***

Lire la suite

Krizleri Diplomasi ile Aşıp “Kazan-Kazan” mı yoksa “Kaybet-Kaybet” mi?!


“Güvenlikleştirilmiş küreselleşme”nin sonucu jeopolitik gerilimlerdeki artış, ekonomik belirsizlikler ve bu durumların tetikleyicisi durumundaki küresel siyasetteki düşüş eğilimi Münih’teki Konferansa damgasını vurdu. Sıra şimdi Antalya’da. Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak teması altında gerçekleştirilecek konferans bugün başlıyor. Bknz; https://twitter.com/yerelce/status/1761019673234055359 Münih Davos’unda, mevcut gergin küresel durumda tarafların nasıl kaybedeceği üzerinde tartışıldı. Kimi ülkelerin göreceli getirilere öncelik vermesi, silahlanma yarışının artması sonucunda genişleyen çatışma ve savaş durumunun sadece kaybedenlerin olacağı bir dünyaya gidişi hızlandıracağı tehlikesine dikkat çekildi. Bakalım, Antalya’dan verilecek mesajların içeriği ne olacak?!

***

Lire la suite

Ukrayna Savaşı’nın 2. Yılında Genel Tablo: Milyarlar Harcamaya Devam!


İki yıllık şiddet İnsanlığın asıl ihtiyaçları için harcanması gereken paranın silâh üreticileri ve tacirlerini zenginleştirmekten öteye kimseye bir “yarar” sağlamadığını kanıtlıyor. Peki, harcanan paraların toplamı ne kadar; savaşta hiçbir sorumluluğu bulunmayan bigünâh insanların kayıp sayısı nedir; ABD ve AB ne kadar para harcadı; Rusya’nın kayıpları ne gösteriyor; Türkiye’nin tutumu ne? Atatürk, ‘Millet hayatı tehlikeye girmedikçe, çıkarılan savaş savaş değil, cinayettir, öyleyse esas barıştır,’ diyor. Peki Ukrayna’da barış umudu mevcut mu?

***

Lire la suite

AB Çiftçilerini ve Son Gösterilerini Derinliğine Anlamak: Döngüsel mi, Çevrimsel mi, Tepkisel mi?!


Son protestoların Avrupa genelinde yankı uyandırması ve birçok ülkede destek görmesi, çiftçilerin sorunlarının sadece bir ülkeye özgü olmadığını ve ortak bir çözüm gerektiğini gösteriyor. Peki neden? Hangi olumsuz unsurlar rol oynuyor? Çözüm var mı, mümkün mü? Türkiye’nin üzerinde düşünmesi gerekenler ve çıkartması zorunlu dersler neler?

***

Lire la suite

“Vergi Cenneti” Ülkelerle Mücadele: Küresel Asgari Kurumlar Vergisi


Küreselleşme sonucu rekabet unsuruna dönüşen vergilendirme oranları daha adilleşiyor mu? Vergi Cennetleri’ne para kaçırmaya teşebbüs edenlerin oranında düşüş kaydedilebilecek mi? “Ulus Devletler”in dayatması sonucu varılan anlaşmaya göre çok uluslu şirketler için getirilen %15 küresel asgari vergi oranının kapsamına girdiği OECD Plânı 1 Ocak 2024 itibarıyla AB dahil büyük ekonomilerde yürürlüğe girmiş bulunuyor. Ama, Kurumlar Vergisi oldukça önemli bir adım olmakla beraber belirlenen hedeflere ulaşılması için ABD ve Çin gibi ekonomik devlerin de ilgili düzenlemeleri ulusal hukuklarına aktarması gerekiyor. Peki Türkiye’deki durum ne?

***

Lire la suite

Yerküre’den Uzay’a 18 Ana Başlık Altında 2024 Gündemi


26 Temmuz-11 Ağustos 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan Paris Olimpiyatları’nın uluslararası gelişmeleri yansıtan bir siyasete ev sahipliği yapması bekleniyor. Ama tıpkı 1936 Berlin, 1980 Moskova Olimpiyatları gibi Paris’in de uluslararası kriz ve çatışmaların gölgesi altında gerçekleşmesi şaşırtıcı olmayacak. Rus ve Beyaz Rusya bayraklarının gönderlerde yer almayacağı ama buna karşılık İsrail bayrağının dalgalandırılacağı “şölenler”i gelin de geleceğin kuşaklarına izah edin. Ancak, her zaman olduğu gibi amaç sadece “güçlüler”in oturabileceği bir “Halil İbrahim Sofrası” değil mi? Oysa nasip, kısmet uğruna süregelen insanlık kavgasında kurbanları soran bile yok! Ne diyor Barış Manço; pay kapma çabası, bir dilim kuru ekmek kavgası tamam da tabloya bakınca güçlüler tatlı peşinde hep, yoksulların serpebilecekleri ne tuzları var ne de ekmekleri! Peki, dünya yaşayanlarını nasıl bir gündem bekliyor?

***

Lire la suite

AB Yönetimi Belçika’da: Koru, Güçlendir, Hazırlan


Ciddi sorunlarla yüklü bir dönemde Belçika Kraliyeti’nin İspanya’dan devraldığı ve 1 Temmuz’da Macaristan’a aktaracağı Dönem Başkanlığı’nın programı; Hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi ve birliği savunmak; AB’nin Rekabet gücünü güçlendirmek; Yeşil ve adil bir geçişin peşinden gitmek; AB’nin Sosyal ve sağlık gündemini güçlendirmek; İnsanları ve sınırları korumak; Küresel bir Avrupa’nın desteklenmesi gibi temel direkler üzerinde kurulu. AB – Türkiye ilişkilerinin geleceğinin de özellikle Belçika ve Macaristan Başkanlıkları sırasında rayına oturtulması ve ilerletilmesi de beklentiler arasında yer alıyor.

***

Lire la suite

AB: Büyük Şirketlere İnsan Hakları ve Çevre Standartlarına Uyum Zorunluğu


İlgili yönerge, büyük şirketlere kendi ve iştiraklerinin faaliyetleri ile iş ortakları tarafından yürütülen çalışmalarda, insan hakları ve çevre üzerindeki fiili ve potansiyel olumsuz etkileri önleyici yönde yükümlülükler getiriyor. Yeni düzenleme, özen yükümlülüğü şirket politikalarına dahil etme, sosyal ve çevresel etkileri ile muhtemel olumsuz sonuçları önleme – azaltma, mevcut olumsuz etkileri giderme kuralları içeriyor. Yönergenin uygulamaya girmesi sonucu, uygunsuz şirket yükümlülükleri netleştirilecek, hangi cezalar ve yaptırımlar getirilecek ve büyük şirketlerin uyması gereken haklar ve yasaklar neler oldukları açıklığa kavuşacak. Peki bu yeni uygulamanın kapsama alanı ve faydaları neler olacak?

***

Lire la suite

Veda Busesi mi, Yeniden Kavuşma Öpücüğü mü, Yoksa?!


60 Yıl oldu Ankara’dan kalkan Kara Treninin Brüksel seferi, Merkez Garı’na varışta hâlâ nasıl öpüşüleceğinin arayışı süregeliyor. AB’dekiler, Türkiye’yi gelin telâkki ediyorlar, fransızca “la Turquie” diyenler olduğu için dişi gözüyle bakıyorlar. Oysa şimdi BM onayı ile Türkiye oldu adı, yine umurlarında değil. Düğün, dernekten bile söz eden yok. Varsa yoksa önce hele bir öpüşelim ama nasıl, yöntemini belirleyelim derdindeler. 14-15 Aralık’ta Brüksel’deki Liderler Zirvesi belirleyecek. Elbette Ankara’nın, öpülme tarzına bakıp dudak uzatmasıyla. Yoksa Covid Salgını korkusuyla maskeli dolaşmaya devam!

***

Lire la suite

Brüksel’de “Vetolar Dansı” ve AB’nin Türkiye Stratejisi (!)


« Stratejik ve ileriye dönük şekillendirici belge »ye Aralık Zirvesi’nde Rum tarafının ve genelde tüm üye ülkelerin onay vermeleri gerekiyor. Zira « veto » hakları geçerliğini koruyor. Hakan Fidan‘ın Brüksel’de İsveç’in NATO üyeliğinin TBMM’de bir iki hafta içinde aşılabileceğine dair sözlerinin de açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Fidan, Türkiye^nin elindeki « kozu » İsveç için kaybetmeye hazır olduklarını söylemeye mi getiriyor. Karşılığında neler aldıklarını da TBMM’de anlatmak ve sonra da kamuoyunu aydınlatmak zorunda ama, hesap verilebilirliğin çalışmadığı AKP+MHP iktidarında toplumun çıkarlarını doğrudan ilgilendiren bir çok yasa teklifinin bu ikilinin itirazları ve karşı oyları ile reddedildiği de unutulmuyor. Eski istihbarat şefi sıfatıyla Fidan’ın kolay kolay bir « to’nga »ya düşeceğini düşünmek bile abesle iştigâl!

***

Lire la suite

Digital Dönüşüm: Türkiye’nin Sosyal, Teknolojik, Savunma Alanlarındaki Yeri ve Önemi!


Rekabetçi Küresel Ekonomide bir güç olarak var olabilmek için neler gerekiyor bilgi sahibi misiniz? Zira bu, sadece gelecek nesilleri ilgilendirmiyor. Ekmek-soğan peşinde koşmasına karşın vaktinin önemli bir bölümünü bilgisayar başında “vıdı-vıdı” yapmakla geçiren, üretime hiçbir katkısı olmayan diğer kuşakları da kapsıyor, ama… Türkiye’nin mevcut güçlü kadroları, zamanın getirdiklerini yorumlayan ve hızlı karar alarak uygulayabilen çevik bir yönetişim anlayışı ve yenilikçi teknolojik çözüm üretebilme kapasitesi ile önümüzdeki dönemleri kapsayan yıllara “Türkiye Yüzyılı” adını takmışlarsa; buna hazırlıklı olduklarından, daha da ileriye götürecek çabaları harcamaktan ve hem kendilerine hem de geleceğin kuşaklarının yaşadığı bir Türkiye’ye güven duyduklarındandır. Peki nedir “Digital Dönüşüm?”

***

Lire la suite

Dönüşümün Sonu Yok: Kombine Taşımacılık ve Türkiye-AB Arasındaki Kota Sorunu


AB’nin Yeşil Mutabakat kapsamında taşımacılık sektöründe geçirdiği dönüşüm sürecinin Türkiye’nin karayolu taşımacılığı konusunda yaşadığı sorunları daha da derinleştirme ihtimali bulunuyor. Nitekim 2020 yılında kamuoyu ile paylaşılan « Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi », uzun vadede AB içerisinde karayolu ile taşınan yükün %75‘inin demiryolu ve iç suyollarına kaydırılması hedefini taşıyor. Bu doğrultuda AB’nin Türkiye’den ithalatında karayolu taşımacılığını daha da zor hâle getirme ihtimali bulunuyor. Peki neler yapmak gerekiyor?

***

Lire la suite

Kim Haklı?! İKV Başkanı mı, Gazeteci mi?!


Tamam, AB Kıbrıs ve Yunanistan gibi kimi ülkelerin (Fransa, Almanya vd.) iyi niyetli olmayan davranışları yüzünden, müzakere başlıklarından bazılarını açamıyor – vetoları nedeniyle – Ama, AB’ne üye olmak isteyen kim? Türkiye! Kulüp sana « Damsız Girilmez » diyorsa ve de kıyafetini uygun görmüyor pejmürde görünüşünü düzeltmeni, kravat takmanı istiyorsa, kendi ilke ve kuralları gereği haksız mı?

***

Lire la suite

AB Sayesinde Suriyeli “Yeni Vatandaşlar” Mükemmel Yetişiyorlar!


AB tarafından yapılan mali yardım başarılı neticeler veriyor. Brüksel’e göre; 26 bin kadın sığınmacı kısa dönemli mesleki beceri eğitimi aldı, 40 bin kadın sığınmacı ise istihdam danışma hizmetlerinden yararlandı. 25 bin yetişkin kadın sığınmacı ve 20 bin kadın öğrenci Türkçe kursu alarak başarıyla tamamladılar., 55 bin sığınmacı kız çocuğunun da okul öncesi ve ilkokul eğitimine katıldı.

***

Lire la suite

Uçun Kuşlar Uçun Lampedusa’ya Doğru Buralarda Sizlere Ekmek Yok!


Yaz mevsimi sona ermek üzere. Göçmen kuşlar, iklim değişikliğini de hesaba katarak çıkış noktalarına dönmeya başladılar. Sanki onların arkalarında bıraktıkları boşluğu doldurmayı amaçlamışlar gibi, başka göçmenler akın akın AB sınırlarını zorluyorlar. Tam da kış dönemi başlayacakken. Tam da 2024 Haziran ayına uzanan seçim kampanyaları döneminde, popülis ve aşırı sağcı siyasi partilere yardım eli uzatmak istercesine. Evet, AB’nin yabancı el emeğine ihtiyacı var ama düzensiz göçlere değil! Brüksel’de toplanan AB Devlet ve Hükümet Başkanları gö meselesini de görüştü ve bir dizi kararlar aldı. Bakalım şimdi, AB için ciddi bir sınava oluşturan bu konuyla ilgili sular durulacak mı, istismarı önlenebilecek mi?

***

Lire la suite

Paşiyan oynadığı “çok taraflı kumar”da kazanıyor mu?!


Cenap Şahabettin der ki; Sofunun riyası dindarı kandırır, dinsizi değil… Avrupalının, Türkün, Azerinin riyası da ermeniyi aldatır oyunu kapabilmek için, son ikisinin riyakârlığı da “hamaset”ten kaynaklanır, ama dindarının yanısıra “Çırpınırdı Karadeniz” türküleri ile AKP Kongresi’nde coşmaya hazırlananları da! Hz. Muhammed’e inanların diğer deyişi ile has ve samimi müminler şu sözü üzerine ne düşünüyorlar acaba? :Dünyada iki yüzlü olanın, kıyamette ateşten iki dili olur. Yılan gibi demeyi neden ilâve etmemiş acaba S.A.V?!

***

Lire la suite

Tazesi Henüz Hazır Değil Üyelik Ortaklığı’na Doğru Yelken Açarken “Türkiye’siz Doğu” Menüsü Takdim Edelim


Türkiye’nin genişleme sürecinin tamamen dışında bırakılmasının AB açısından oldukça stratejik bir hata olacağının Brüksel bilincinde. Türkiye, ekonomik büyüklüğü ve jeostratejik konumu açısından AB’nin gerek ekonomik gerekse jeopolitik krizlerle yüzleştiği böyle bir dönemde, sorunlarını çözme noktasında oldukça önemli bir aktör olma potansiyelini koruyor. Peki nasıl bir Türkiye Politikası izlenmeli ki Cumhurbaşkanı’nın üzerine vurgu yaptığı gibi ipler koparılmasın?!

***

Lire la suite

Küresel Ticaret İlişkileri “Dostluk” Dinlemiyor!


Son yıllarda jeopolitik gerilimlerin hızla arttığı uluslararası arenada, İkinci Dünya Savaşı sonrası inşa edilen küresel çok taraflı ticaret sistemi artık eskisi gibi işlemiyor. Nitekim küreselleşmeye duyulan inancın azalması, ABD-Çin gibi büyük aktörlerin rekabeti, DTÖ’nün işlevini yitirmeye başlaması, ekonomik aktörlerin giderek daha fazla korumacı önlemlere başvurması ve ekonomik güçlerini bir baskı aracı olarak kullanmaları, sistemin büyük bir çıkmazda olduğunu gösteriyor. Geleneksel olarak çok taraflılıktan ve küresel ticaretin serbestleştirilmesinden yana olan Brüksel bile artık kuş uçurmuyor ve haksız ticaret uygulamalarına karşı ticareti koruma araçlarını derhal devreye sokuyor.

***

Lire la suite

Türkiye’nin AB’nin STA’larına uyumu ve Gümrük Birliği’nin Asimetrik Sorunları.


AB’nin Serbest Ticaret Anlaşmalarını benimsemek zorunda olan Türkiye, AB’nin STA müzakerelerine katılamamakta, bu durum da Türkiye’nin müzakere pozisyonunu zayıflatmakta. Türk pazarına Türkiye – AB üzerinden serbestçe erişim elde eden bazı ülkeler, bu avantajlarını kaybetmemek için STA müzakerelerini uzatmakta veya müzakere masasına oturmamakta. Gümrük Birliği’nin işleyişine zarar vermemesi için Türkiye’nin AB STA’larına uyum yükümlülüğünü yerine getiremesi gerekiyor. Veya…

***

Lire la suite

AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in “Güme Giden” Konuşması!


Amerika’da Başkanların TV’lerde büyük ilgi toplayan ve seyirci rakamlarının yükselmesinde – elbette reklâm akışlarının da – katkıda bulunan “Prime Time” AB yürütme organı Komisyon’un da esinlendiği bir etkinlik. Ancak, ne TV’lerde “patlama” yapar ne de “Başbakan”ın konuşmasının içeriği yerel basında ve toplumda ligiyle karşılanıp geniş kitlesel yorumlara yol açar. Oysa, en azından bu yılki “Birliğin Durumu” oturumunun dönemin sonuncusu olması, 2024 Haziran ayında yapılacak Avrupa Seçimlerine giderken mevcut durumun ve geleceğin AB’sinin seçmenlerin ilgisini çekmesi gerekmez miydi?! Schuman Meydanı etrafında kümelenmiş birlik merkezi binalarından yükselen “Hélas!” Ah maalesef yine önemsenmedi Ursula’nın kalbi kırılmış, fena alınmıştır! diyenler mutlaka olmuştur. Oysa Von der Leyen, siyasi açıdan tartışmalı konuları da diplomatik bir refleksle dışarda bırakmış ve sokaktaki Avrupalının diğer deyişi ile sandık başına gidecek seçmenin ilgisini çekecek temalara ağırlık vermiş olsa da, nafile! Amerikalı’nın “Show” merakı ne yazık ki buralarda tam yerleşmiş değil herhalde… (n.ö)

***

Lire la suite