Uzay çalışmalarında ve güvenliğinde Türkiye nerede?

İstikbal Göklerdedir !

Bu, o yılların coşkusu içinde söylenen sadece bir çift güzel söz değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin önüne konulan bir hedefdir ! 16 Şubat 1925’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından bu söz üzerine bina edilen amaçlar ;Türkiye’de havacılık sanayisini kurmak, Havacılığın askeri, ekonomik, sosyal ve siyasal önemini anlatmak, Askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak, Havacılık faaliyetleri için gerekli araç ve gereçleri hazırlamak,  Personel yetiştirmek ve uçan bir Türk Gençliği yaratmak olarak belirlenmiştir. Atatürk, havacılık sektöründeki bütün bu faaliyetlerin mali kaynaklarını da ihmal etmemiştir.

***

Avrupa Konseyi : Kadına el uzatanlar, ağır cezaya mahkum edilmelidirler ! (en-fr)

«Les femmes veulent que leurs droits fondamentaux soient respectés»

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi bugün kabul ettiği iki ayrı kararında, üye ülke hükümetlerini vakit geçirmeden İstanbul’da imzalanan sözleşmeyi parlamentolarında onaylayarak yürürlüğe geçirmelerini ve  « namus » cinayetleri ile kadına yönelik şiddeti ağır suçlar arasına girecek şekilde ceza kanunlarında değişiklik yapmalarını istedi.

***

Role of Religion in U.S. Foreign Policy.

It’s not in the Qu’ran.

« When you think about more than 80 percent of the world believes in some form of religion and more than 700,000 a day are persecuted because of that, then faith is really an important topic to put on the table. So we’re very, very thankful that this government and the United States really puts it on the table. It’s an important aspect, and it cannot be ignored. religion can be a part of the solution? An example from the Middle East – we have worked in Syria, in Hama, and there is a woman there who is our partner. She established an all-women’s Islamic college in Hama, Syria, which is right at the epicenter of all the issues going on right now. And I said, “Well, how did you get started in all this? You’re a woman in a Muslim culture.” And I was engaging in some of these stereotypes we have of Islam, where there’s some truth to some of that; but on the other hand, there’s a truth of the example that I’m about to share. And she said, “Well, I took the Holy Qu’ran and I went to the mullahs in our town and I said, ‘Show me in the Holy Qu’ran where it says I can’t have an all-women’s college, where I can’t empower women and educate them.’ And they couldn’t do it. »

***

« Don’t shoot the messenger’s wife ! »

« Türkler önce sert davranır, sonra yumuşarlar »

Ragusalılar  

(Sicilya Özerk Bölgesi)

Bir taraftan konuşmanızda « misafirperver » bir millet olduğumuza dikkat çekiyor, bayan Büyükelçileri veya erkek büyükelçilerin eşlerini Türkiye ailesinin bir parçası olarak kabul edip, en iyi şekilde ağırlama sözü veriyorsunuz ; Türkiye’de geçirdikleri sürece, ömürleri boyunca tebessümle anımsayacakları değerli anıları biriktirmelerini, ülkeler arası dostluğa kalıcı katkıda bulunmalarını tavsiye ediyorsunuz, sonra da Çankaya Köşkü’nün kapısını Sabine Bili’ye kapatıyorsunuz ! Şimdi hiç düşündünüz mü bu kadıncağız iyi anılarla mı Türkiye’den ayrılacaktır, ileride dostluğa katkıda bulunacak davranışlar mı sergileyecektir yoksa, diş bileyerek ( ! ) mi ayrılacaktır ! Kadınların ne kadar « kinci » olduklarını en iyi yine kadınlar bilirler !

***

Fransa Büyükelçisi’nin eşine Köşk’ten boykot !

Bayan Gül, Büyükelçi Eşlerini Çankaya Köşkü’nde Ağırladı

L’épouse de l’ambassadeur français Mme. Sabine Bili n’est pas invitée au palais

 “Dünyanın dört bir yanında açlıktan, ilaçsızlıktan, terör ve savaşlardan binlerce insanın hayatını kaybettiği bir yılı daha geride bıraktık ne yazık ki. Her yeni yıl, geçmişin muhasebesini yapmak ve tüm insanlık için barış ve huzur dolu bir geleceğe dair ümitlerimizi tazelemek adına bir fırsat oluyor. Umarım 2012 yılı artık bu iyi dileklerin sözde kalmayıp gerçeğe dönüştüğü, herkesin birbirine daha duyarlı olduğu, saygı gösterdiği, hoşgörüyle yaklaştığı bir yıl olur.”

***

Farewell message and last human rights report of Thomas Hammarberg – Message d’adieu et son dernier rapport sur les droits de l’homme.

« L’Europe doit passer des paroles aux actes et se montrer plus déterminée à mettre en œuvre les normes des droits de l’homme »

©Council of Europe

Les gouvernements devront faire preuve de sagesse, de courage et de volonté politique pour traiter toutes ces questions et relever les autres défis relatifs aux droits de l’homme. Je suis convaincu que le Conseil de l’Europe et le Bureau du Commissaire ont la capacité et le devoir d’y contribuer. J’espère que le Commissaire aux droits de l’homme continuera à pouvoir compter sur une véritable coopération des autorités gouvernementales, des structures nationales des droits de l’homme et des organisations non gouvernementales, afin d’aider à identifier les lacunes éventuelles et de donner des conseils utiles et impartiaux. Cette institution devrait recevoir les ressources suffisantes pour remplir ce rôle avec les compétences nécessaires.

***

Khojaly Massacre – Massacre de Khodjaly

Déclaration concernant Le 20e anniversaire

Le massacre de Khodjaly est l’une des pages les plus terribles et les plus sanglantes de l’histoire de l’Azerbaïdjan, ainsi que de l’histoire de toute l’humanité. Ce génocide impitoyable et cruel compte parmi les exécutions de masse les plus atroces de tous les temps.

PKK’dan « AKP-GÜLEN İktidarı »nın LOZAN’ı güncelleştirme savaşına karşı direniş kararı !

PKK Meclisi’nden ‘kapsamlı direniş’ kararı

Toplantımız, bunun dışında hiçbir yol bırakmayan ve kirli ittifaklar temelinde dayandığı uluslararası güçlerin desteğiyle bizlere ve halkımıza onursuzca bir yaşamı ve teslimiyeti dayatan AKP faşizmine karşı kapsamlı bir direnişle cevap verilmesinin tarihi bir görev haline geldiğini karar altına almıştır. Aksi takdirde Türkiye’de yeşil faşizmin kurumlaştırılması paralelinde diktacı bir anlayışın pekişmesi ve Kürdistan’da soykırım ile zulüm siyasetinin kalıcılaştırılması söz konusu olacaktır.

***

Turkey’s difficult period with its neighbors ?

Iran, Syria and Iraq: Turkey’s Challenging Triangle?

Amid this complex environment Turkey has striven to consolidate its regional clout, approaching the United States and coordinating with western and Sunni powerhouses over Syria. During a major tour, Turkish Prime Minister Recep Tayyip Erdogan tried to sell Turkish secularism to the changing countries of the region, encouraging them to benefit from the Turkish model, while at the same time making an extremely controversial geo-strategic decision by agreeing to host the early warning radar of NATO’s anti-missile system. Turkey has also liaised closely with influential western and Gulf countries, declaring its support for the anti-Syrian regime protestors and expressing Turkish dismay at the rule of President Bashar al-Assad.

***

Avrupa Konseyi’nin gündemi « namus » cinayetleri ve kadın hakları : Tolérance zéro face aux crimes dits «d’honneur» – Zero tolerance for so-called “honour crimes”

Faire progresser les droits des femmes dans le monde et la lutte contre la violence à l’égard des femmes et la violence domestique !

English version follows !

• Kadın erkek eşitliği alanında hukuki zeminin güçlendirilmiş olmasına rağmen bu hakların hayata geçirilmesi açısından uygulamada sorunlar yaşanıyor !

« Les gouvernements se doivent d’appliquer une tolérance zéro face aux crimes dits « d’honneur », qui doivent être punis par des peines exemplaires afin de signifier le refus total de cette pratique »

Jacqueline Thibault

« Surgir »

« L’Europe risque d’être de plus en plus confrontée à ce problème, du fait des mouvements migratoires »,

José Mendes Bota

***

Batı için sömürü çarkı, bitmeyen sürekli senfonidir.

Yeni Hedef; körfez petrolünün denetim ve kontrolünün ele geçirilmesidir.

Suriye; Ortadoğu’ya açılan kapı. İran ise, körfez bölgesinin stratejik ülkesidir. Kuzey Afrika ve Mısır’da olduğu gibi yine ana üs ülke Türkiye. Muhaliflerin sevk üssü haline getirilen Türkiye ambargolar karşısında batının dediğini yapmaya istekli görünüyor. Bazıları iyimser tablo çizmelerine rağmen toplumda kamplaşma artmakta, deriden derine nefret ve kinle donanan kesimler hesaplaşmaya gidiyor. Küresel emperyalizm, bölge ülkelerde yaşanan kardeşi kardeşe düşüren kentleri yakıp yıkan kaosu Arap Baharı diye süsleyerek teşvik ettiler. Planladılar örgütler yönettiler. Kendi günahlarını kamufle ettiler. Üs olarak Türkiye’yi kullandılar. Oysa; Arap Çöllerinde açan bahar çiçekleri değil, kan çiçekleriydi.

***

Rusya ve Türkiye, bölgesel ihtilafların çözümünde güç kullanımına ve güç kullanma tehdidine karşı !

Türkiye–Rusya Federasyonu Ortak Stratejik Planlama Toplantısı Sonuç Bildirisi.

• Russia backs Iran nuke talks to be held in Turkey

• The second meeting of Turkey-Russian Federation Joint Strategic Planning Group held in Moscow.
  
• Turkish FM meets Lavrov in Moscow
• Istanbul to host Turkey, Gulf Cooperation Council meeting

Taraflar, Yukarı Karabağ sorununun süratle çözümlenmesi konusundaki arzularını vurgulamışlardır. Ermenistan ve Azerbaycan tarafından, AGİT Minsk Grubu arabuluculuğunda yürütülmekte olan Yukarı Karabağ ihtilafının çözümlenmesine yönelik çalışmaların yakın zamanda sonuç vermesine dair beklentilerini dile getirmişlerdir. Bakanlar, mevcut statükonun korunmasının kabul edilemezliği hususundaki inançlarını teyiden ifade etmişler; Yukarı Karabağ ihtilafına BM Şartı, Helsinki Nihai Belgesi ve AGİT Minsk Grubu Eşbaşkan ülkelerin liderlerinin Temmuz 2009 Aquila, Haziran 2010 Muskoka ve Mayıs 2011 Deauville ortak açıklamalarının muhteviyatı temelinde barışçıl çözüm bulunması imkanlarının bulunduğunu teyit etmişlerdir. Taraflar, Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanlarının Yukarı Karabağ sorununun çözümü konusundaki 23 Ocak 2012 tarihli Ortak Açıklamasının barış sürecinin geliştirilmesine ilave ivme kazandırdığını teyit etmişlerdir. Türkiye ve Rusya’nın, imkanlarını ihtilaf bölgesinde istikrar sağlanması maksadıyla kullanmaya devam etme niyetleri teyit edilmiştir.
***

Sorun, Türkiye’dedir!

Türkiye, iktidar değişikliklerinden etkilenmeyecek bir politikayı ve stratejiyi üretip ortaya koyamamıştır.

“2015 yılına kadar ve 2015 yılını izleyen birkaç yıl içinde, sadece Nisan aylarında değil, bütün bir yıl Türkiye’nin gündemde yer alacaktır. Bu, Türkiye’nin Ermeni iddiaları ile ilgili girişimleri savuşturmak için daha çok çalışacağı, daha çok taviz vereceği ve Türkiye’nin hak ve menfaatlerini korumada diğer alanlara daha az zaman, ilgi ve kaynak tahsis etmek durumunda kalacağı anlamına gelmektedir.”

“Uluslararası ilişkilerde “gönül, umduğu yere küser/sitem eder” sözünün yeri yoktur, “bir millet, iki devlet” sözünün de pratikte fazla bir değeri yoktur. Çünkü bu tür ilişkilerin belirleyici öğesi çıkardır. Kimsenin, Azerbaycan Yönetimine eleştiri tevcih etmeye hakkının olmadığı düşünülmektedir. Böyle bir bakış açısı, bir taraftan Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine zarar verebilecek duygulsal bir bakış olur; diğer taraftan da Türkiye’nin Ermeni iddiaları konusunda çözüm üretmeyen, sorumluğu başkalarına yansıtan ve günü yaşayan “klasik” yaklaşımın güncel bir örneğinden başka bir şey olmaz.”

***

UK and France block EU accession to the European Convention on Human Rights – Royaume-Uni et la France entravent l’adhésion de l’UE à la CEDH !

Garantir l’autorité et l’efficacité de la Convention européenne des droits de l’homme

English version follows !

« L’adhésion de l’Union européenne à la Convention européenne des droits de l’homme comblera une lacune dans la protection européenne des droits de l’homme puisque, pour la première fois, la législation et les actes de l’Union européenne elle-même feront l’objet du même examen externe rigoureux que les 47 pays d’Europe, parmi lesquels figurent les États membres de l’Union européenne. Le traité de Lisbonne a considérablement accru la portée de l’action de l’Union européenne dans des domaines qui touchent directement ou indirectement aux droits de l’homme. Ce surcroît de compétence justifie pleinement que son obligation de rendre des comptes s’en trouve renforcée.

L’adhésion de l’Union européenne à la Convention est par ailleurs indispensable pour garantir pleinement la cohérence des travaux des Cours de Strasbourg et de Luxembourg. Cette première étape capitale vers la constitution d’un « espace européen commun » des droits de l’homme est soutenu sans réserve par le Parlement européen et l’Assemblée parlementaire du Conseil de l’Europe. Aussi, nous sommes extrêmement préoccupées de constater que le Royaume-Uni et la France, cherchent en ce moment à égarer par des objections politiques le processus d’adhésion, auquel l’Union européenne est pourtant tenue par le traité de Lisbonne.

***

Happy Birthday Tahrir : Turkey & Arab Revolution’s World !

Turkey as a New Security Actor in the Middle East: Beyond the Slogans

Turkey is increasingly more relaxed, mature and flexible in its foreign policy, constantly enhancing its repertoire of tools without any obsession with slogans that might restrict its manoeuvring. Two internal processes will be emphasized as crucial factors in changing the character of Turkey as a regional actor: democratization and economic growth.

***

Hayalci kadroların gerçeğe dönmesi gerekir !

Peki ama nasıl ?

« Din, iman, biat algısı ile sersemleştirilen, uyuşturulan kitleler olan biteni anlayamıyor. Sürü psikolojisi, telkinler ile gerçek dışı durum, medya bombardımanı altında kitlelere aşılanmıştır. Türkiye’ye dışarıdan talimatlar verilmeye devam ediyor. Bugün talimat alan bir ülke. Dün dediklerini kısa sürede değiştiren, tam zıt politika uygulayan bir yönetici, hayalperest kadronun yönetiminde ülke olduğu kanaati yaygınlaşmaktadır. »

***

‘Korkulan olmadı !’

‘Bana güven emi !’

« Çözümsüzlük » ekseriyeti « kanlı » karavanalara somunlarını banarak karınlarını doyuranların işlerine gelmektedir  ve yıllardır hep yinelediğim gibi konuyla yakından, uzaktan ilgisi ve bilgisi olamayanlar veya partizanlar « milliyetçi » duyguları okşanarak, parasal destek verilerek meydanlara sürülmektedirler ! Boy boy resim çektirip ‘ben o gün Paris’teydim’ övüncü ( ! ) de cabası…

***

Dün dündür, bugün bugün, yarına Allah kerim !

“Esefle Kınıyorum”

“Bu Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyip kesinleşirse Türk-Fransız ilişkilerinin bundan sonra çok farklı boyutlarda olacağı açıkça kesin bir şey. Türk-Fransız ilişkileri çok farklı bir mecrada olacaktır. Fransa gibi Avrupa’nın önemli bir ülkesi, dünden itibaren ifade özgürlüğünü ve özgür bilimsel çalışmaları kısıtlayan ülkeler kategorisine girmiştir”

***

‘Hükümetin atacağı kararlı adımların yanında olacağız.’

CHP’den Hükümete destek !

:  »Hükümete bu konuda açık çek veriyoruz. Tutarlı, kararlı politika izleyin, alacağınız her kararda yanındayız. Yeter ki kararlı olun, doğru karar alın. Daha önce karar çıktı. Bir Bakanları ‘Bu önemli değil, biz Fransız iş adamlarını bekliyoruz’ dedi. İsviçre de benzer karar almıştı. O zaman da büyük laflar edildi. Şimdi onların bir anlam içermediğini gördük. 21. yüzyılın kara lekesi Fransa açısından, Hükümetin atacağı kararlı adımların yanında olacağız. Ancak, bu konuda kararsızlık sergilerse, yeri ve zamanı gelirse, Hükümeti eleştirmeye de devam edeceğiz. »
***

« O (Fransa) tencere, sen de (AKP) kapağısın »

‘Tencere dibin kara, senin ki benden kara’

« Hükümetin yaptığı farklı konu var mı? Fransa Ermeni Soykırımını tartışılmasını yasaklamış. Türkiye’de serbest mi? Türkiye’de bunu korkusuzca tartışabiliyor muyuz. Ermeni halkı dramını dillendirebiliyor mu? »

***

Senato Kararı : İktidar “beklemede”; muhalefete göre hükümetin hatalı dış politikasının bir sonucu ! (en-fr-tr)

 »Fransa Ulusal Meclisi ve Senatosu’nda kabul edilen teklif, bizim için tamamen yok hükmündedir »

English and French (français) version follows/suit !

“Bu mesele bir Türkiye-Fransa meselesi değildir. Bu mesele bir Ermenistan-Fransa meselesi de değildir. Bu mesele çok açık şekilde bir ayrımcılık, bir ırkçılık meselesidir.”

« Sözde Ermeni soykırım korosu boşuna ve nafile yere ümitlenmesin. Meydanlarda ölüm üzerinden Ermenistan uyduluğu ve propagandası yapanlar hemen sevinmesin. Zira aradıkları ve bekledikleri katliamcı suçlamasını Türk milletine kabul ettirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. »

« Türkiye’nin bu konuda gereğinden fazla tepki verdiğini veya bu tepkilerin sözde kalacağını düşünen çevreler, konunun özünü kavrayamadıkları gibi Türkiye’yi ve Türk halkını da anlayamamışlardır. »

***

Türkiye bu oyuna gelecek mi?

Suriye ve İran konusunda, batı, Türkiye’yi aynı oyuna sokmakta acele ediyor.

Komşularla sıfır sorun anlayışı, sıcak ilişkiler, kardeşlikler, yakın temaslar, dostluk ambalajı altında ticarî-ekonomik ilişkiler öne çıkarıldı. Böylece Tunus, Libya, Yemen, Suriye, Mısır ve Afrika açılımına kadar her temas noktasında bu taktikler iyi sonuç verdi. Ancak her şey ABD ve AB‘nin göz yumduğu marja bağımlı olduğundan, işin Türkiye’yi sahiden bölge halklarıyla buluşturacak noktalara gelmesine izin verilmedi.Türkiye’ye tanınan serbesti stratejik değil, taktik ve operasyonel alanla sınırlıydı !

***

La loi pénalisant la négation du génocide arménien : Texte définitif – Comptes rendus analytiques – Réactions.

 

Jouer avec le feu !

Mais de quoi s’agit-il ? De faire coup double à la veille de l’élection présidentielle, en allant chercher des voix arméniennes tout en faisant barrage à l’entrée de la Turquie dans l’Union européenne. N’acceptons pas cette instrumentalisation.

Ce texte sert-il les intérêts de l’Arménie ? En aucun cas. Notre ingérence frontale peut mettre en péril un dialogue qui s’était amorcé. L’évolution de l’opinion publique turque risque de s’inverser, laissant la voie aux factions les plus dures.

Ce texte sert-il les intérêts de la France ? Nullement car il ne favorise en rien un partenariat harmonieux avec la Turquie et interfère avec l’action diplomatique. Le Parlement ne définit pas la politique étrangère, il ne fait que la contrôler. M. Sarkozy veut nous faire prêter la main à son opération politicienne.

***

File: Iran – Syria (en-fr)

Iran: les nouvelles sanctions de l’UE visent les sources de financement du programme nucléaire

Compte tenu de la préoccupation croissante de l’UE à l’égard du programme nucléaire de l’Iran, le Conseil a élargi aujourd’hui la portée des mesures restrictives prises à l’encontre de ce pays. Les mesures arrêtées ce jour visent les sources de financement du programme nucléaire et viennent compléter les sanctions déjà en vigueur.

Fight against extremism – Lutte contre l’extrémisme !

Réalisations, faiblesses et échecs

Strasbourg, 23 Janvier 2012

Comité des Ministres

1. Le Comité des Ministres a examiné avec un grand intérêt la Recommandation 1933 (2010) de l’Assemblée parlementaire sur la « Lutte contre l’extrémisme : réalisations, faiblesses et échecs ». Il l’a portée à l’attention des gouvernements des Etats membres et l’a transmise aux organes compétents du Conseil de l’Europe pour information et commentaires².