Bonne fête de l’Europe – Happy Europe Day – Avrupa Günü Kutlu Olsun 2024


Avrupa Günü bu yıl da, küresel düzeyde mevcut ve geleceği tehdit eden tehlike ve olumsuz gelişmelerin göltesi altında kutlanıyor. Kıtanın düzeni de özellikle Avrupa Seçimleri dolayısıyla günümüzde sorgulanıyor. Her ne kadar Genişleme Politikası Brüksel’de ivme kazanmış izlenimi yaratıyorsa da Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakanlar fazla değil. Ankara’dan en üst düzeyde verilen mesajlarda bir kez daha ilişkilerin sağlam bir zemine oturtulması gerektiği hatırlatılıyor. AB’den, ahde vefa ilkesine uygun şekilde adil ve sonuç odaklı bir yaklaşım sergilemesi isteniyor. Türkiye’yi dışlayıcı politikaların, Avrupa Birliği’nin küresel güç olmasını olumsuz anlamda etkileyeceği uyarısı yapılıyor.

***

Lire la suite

Yüksek Tüketim Seviyesi Yüksek Refah Anlamına Gelmiyor


Mutluluklarla dolu bir Gezegen düşleyenler var mı acaba içinizde? Değil bulunduğu ülkesinde, anavatanında günümüzün dünya koşullarında mutlu bir yaşam sürdürülmeyi, mutluluğun, tüketim toplumunu yaratanları daha da zenginleştirmek için “çırpınan” iki ayaklılar yerküresinde daha fazla harcama yapmaktan geçtiğine inananlar bile mutlaka vardır! İklimle bağlantılı hastalıklarla mücadele için fon peşinde koşanlar bulunurken. Çevreyle ilgili haber yapmak, 129 ülkede gerçekleştirilen bir anketin gösterdiği gibi gazetecilerden %70’inden fazlası için tehlike haline geldiğini kanıtlarken. 1 Mayıs gösterilerinde, işçileri ve iklimi koruyan adil bir dönüşüm çağrıları yapılırken. Banka kredileri, kredi kartlarıla bayram tatiline çıkanlar gerçekten mutlular mı acaba? Diyanet’in fiyatlarını belirlediği Kurban Bayramı’nda kesilecek kurbanlıklar için mi para harcayacaksınız yoksa ne kadar çok uzatılırsa artık bayram süresince kaçıp gidecek misiniz?

***

Lire la suite

Türkiye’de Günümüzün Moda Deyimi ile Kaç Dirençli Kent Mevcut?!


Kentsel dirençliliğe sahip yerleşim merkezleri, günümüzün değişen koşulları karşısında kendilerini yer altında ve üstünde uyarlayabilen, yeni duruma göre dönüştürebilen, değiştirebilen ve geliştirebilenler olup, ekonomik, kurumsal, çevresel ve sosyal alanlarda fonksiyonlarını devam ettirebilen, buna hazırlıklarını sürekli geliştiren yaşam bölgeleridir. Zira Dirençlilik, herhangi bir sistemde meydana gelen bir aksaklığın ortadan kaldırılması, sistemin kesintiye uğratılmadan devamlığının sağlanması, risklere ve şoklara karşı sistemin güçlendirilmesi anlamına gelir. Türkiye Yüzyılı’nda Dirençli Şehir Paneli’ne katılan zamanın Eski Çevre Bakanı, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve İBB’nin kaybeden adayı Murat Kurum yaptığı konuşmasında Gazze’deki çocukları örnek vermiş (!) onlar daha yürümeden ölmeyi öğreniyorlar demişti. Son depremde Türkiye’nin çocukları siyasetçilerden neler öğrendiklerini bile anlayamadan ölüverdiler! (n.ö)

***

Lire la suite

Türkiye ve AB arasındaki Bilimsel İlişkilerde Önemli Adımlar Atılıyor!


Türkiye’de iyi değil, çok iyi şeyler oluyor ama içinizdeki bir kesimin ilgisini asla çekici şeyler değil. Zira, gelecek nesilleri ve insanlığı ilgilendiriyor bu gerçekleştirilenler. Sadece günübirlik yaşayanlar niçin ilgilensinler ki?! Sosyal medya ortamlarında dedikodu yapmak, iktidara çatmak, muhalefet yaptığını sanmak, futbolla ve dizilerle ilgilenmek daha önemliyken! Bugün, Türkiye ve AB arasında gerçekleştirilen görüşme ve temasların içeriğini nasıl anlatabilsek ki? Peki neler mi oldu?!

***

Lire la suite

Türkiye – Almanya İlişkileri: Sözüm Steinmeier’a ama AB sen de kulak dik!


Günümüzün silâh üretimi ve çatışmalar, savaşlar, tarihsel gerginlikler koşullarıyla dolu ortamında, a) Kim dost, kim dalkavuk b) Kim müttefik, kim hasım/düşman c) Kim insanlık ortak değerlerinden yana ve uygulayabilmek için çırpınıyor, kim bu değerleri, « temel hak ve özgürlükler » kılıfına uydurup gerektiğinde muhataplarına karşı bir silâh veya ekonomik/ticarî/sosyal baskı aracı olarak kullanıyor. Bu « sac ayağı » üzerindeki kazanç, çıkar, yükselme ve güçlenme yarışında asıl sorulması gereken soru şu olmalı: Kim samimi, kim riyakâr ve içten pazarlıklı?! « Öfkesini, kinini kimseye sezdirmeyen, iyi görünüp kötülük yapan ve yapmaya devam edenler arasındaki ilişkiler »in türü nedir? Döner kesmekle düzelmez ilişkiler, samimiyet gereklidir, dürüstlük gereklidir, dost ve müttefikliğe uygun davranış ve devlet politikaları gereklidir.

***

Lire la suite

Türkiye’de Çocuk Bayramı Kutlanırken, AB’den çocukları şiddetten daha iyi korumak için yeni önlemler


Avrupa Birliği’nin bugün Brüksel’de kabul ettiği tavsiye kararı, elbette doğrudan Türkiye’deki çocuklarla ilgili değil. Çocuk Bayramı‘na denk düşmesi de bir « tesadüf » olmalı! Ancak, içeriği Türkiye’de başta Aile’den ve çocuklardan sorumlu idarecilerin de dikkatlerini çekip, uyum sağlanması için gereken adımların atılması yönünde teşvik edici nitelikte ! AB Komisyonu’nun Demokrasi ve Nüfus İşlerinden sorumlu üyesi Dubravka Šuica atılan adımın, çocuklara yönelik şiddete karşı sıfır tolerans kültürüne doğru tüm aktörlerle ve çocuklarla birlikte sürdürülmesinin zorunlu olduğunu söylüyor. Zira, çocukların güvenli ve güçlendirilmiş koşullarda yetişmelerini sağlamak AB’nin geleceği ile de yakından irtibatlı temel bir yatırım niteliğinde.

***

Lire la suite

Türkiye – Irak İlişkileri: Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı kalabilecek mi?


İlişkilerin gidişatını belirleyecek etkenlerden biri Türkiye’nin PKK ile mücadelesine Irak’ın nasıl destek veya iç politikasında tepki vereceği olacak. Ayrıca, Kerkük-Ceyhan petrol boru hattının hangi düzenlemelerle yeniden çalışmaya başlayacağına bakılacak… Ancak asıl önemlisi, bölgedeki dengelerde rol sahibi ABD, İran ve İsrail’in Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerde büyük bir değişime neden olabilecek Kalkınma Yolu gibi bir projeyi nasıl izleyecekleri, kabullenip kabullenmeyecekleri de merak konusu!

***

Lire la suite

Yaşlılar Mahkemelerde Gençler Sokaklarda Hükümet ve Çevre Bakanı Nerede?


AİHM, Yaşlı kadınların açtığı davada, İsviçre’yi ulusal seragazı emisyonlarını azaltmak konusunda yetersiz bularak bunun insan hakları gaspı olduğuna hükmetti. Gençler, İstanbul, Kadıköy’de iklim grevindeydi. Gençler bir kez daha hükümetlere iklim adaleti çağrısı yaptı. İyi de hükümet, yerel yönetimler, muhalefet ve özellikle de Çevre Bakanlığı neden sessiz bu mücadelede! TOKİ işleri daha fazla mı para kazandırıyor ki insanlık umurlarında değil!

***

Lire la suite

2500 Yaşlı Kadının Zaferi: Devletlerin temel hak ve özgürlükler açısından yapmadıkları için sorumlu tutulabilmeleri içtihatı!


Kişinin aşılması zor ve hatta olanak dışı görünen bir işteki engelleri yenme istenci, istek ve kararlılığına terimbilimde AZİM denir. Çocukluktan başlar, ölene dek te sürüp gider. Yasaya aykırılık, şiddetsizlik, kamuya açıklık, hesap verilebilirlik, hukuk devletine uygunluk için toplumların (Demokratik, özgürlükçü batılı ve çağdaş devletlerde) kendilerini yöneten yerel veya merkezi idare/iktidar ve siyasi partilere karşı tek yaptırımları sadece « sandık başı » değildir. Uygunsuzluk tespit ettiklerinde baskı oluşturabilmek için sivil direniş veya sivil itaatsizlik adı verilen karşı koyma eylemleri de mevcuttur. 64 yaşın üzerindeki isviçreli kadınların, küresel ortamda barışçıl bir devlet olarak tanınan İsviçre’yi tabiri caizse « dize getirdiği » hukuki süreç diğer toplumlara emsal teşkil edecektir. İşler, günümüzde sosyal medya ortamında cılız eleştiri yapmak, ağlaşmak, yaygara kopartmakla çözülmüyor ne yazık ki. Silâha başvurun, terör örgütü kurup dağa çıkın diyen sağduyu sahibi insanlar da yok (n.ö)

***

Lire la suite

Özgür ve Egemen Toplum Olabilmek ve CHP


Cumhuriyeti kuran parti, “Cumhuriyetçi Hareket Partisi” olarak adlandırılmamıştır. Çünkü, “Cumhuriyet” ayrı, “Cumhuriyetçi” ayrı kavramlardır. CHP; cumhuriyetçinin değil, cumhuriyet insanın partisi olmak zorundadır. Cumhuriyet insan; kendisini cumhuriyet gibi yöneten aklı iradesi vicdanı hür insandır. Hareket, halkın içinde etkinleştirilmek istenen bir eğilimdir, halkın bütünü değildir. CHP, kendi içinde partiiçi cumhuriyetle yönetilen halka yönelik bir partiye dönüştürülmelidir!

***

Lire la suite

12.000 ciltlik DNA Ansiklopedisi: İnsan Kaderi!


Epikür, dar açılı düşünceyle Tanrıyı insan yararı açısından yargıladı: Kötülük binyıllardır devam ettiğine göre Allah kötülüğü önlemek istiyor, önleyemiyorsa aciz; önleyebilirken önlemiyorsa kötü niyetlidir sonucuna vardı. Tanrı’nın İnsanüstü gücünün olaya 90 dereceden, dik açıdan bakabileceğini düşünemedi. Bugün bile dar açılı akıllar çözümü masalda, ya da inkarda sanmıyorlar mı! Peki, olayların akışı rastgele midir, önceden tasarlanmış mıdır, Kader bu denklemde nasıl bir rol oynuyor?

***

Lire la suite

NATO, Türkiye’deki Amerikan Nükleer Cephaneliği ve AB ile İlişkilerin Geleceği!


İncirlik’te depolanmış Amerikan Nükleer Silâhlarının da gündemde bulunduğu ve yeni nükleer korunma şemsiyelerinin arandığı bir sırada, AB ile ilişkilerin dönüm noktasına getirildiği günümüzde Brüksel, Ankara karşısında nasıl davranacak? Bir nükleer savaşta Kıbrıs, Rus oligarklara ev sahipliği yaptığı, geçmişte Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler kurduğu için hedef olmaktan kurtulacak mı? Yoksa Türkiye Vetosunu kaldırmasa da mevcut engelleri yumuşatacak mı?

***

Lire la suite

AB İklim Risklerinin Yönetilmesi: İnsanların Korunması Aciliyet Kazanıyor!


AB ülkeleri, 1990’lı yılların başından beri iklim kriziyle mücadelede konusunda önemli adımlar atıyor. AB’nin daha iddialı çevresel tedbirler aldığı gözlemleniyor. Ancak bu tedbirlerin görmezden gelinmemesi gereken oldukça ciddi bir ekonomik boyutu da yok değil! Bu bağlamda “İklim Risklerinin Yönetilmesi-İnsanların ve Refahın Korunması” başlıklı Komisyon’un son Tebliği, her şeyden önce iklim krizinin önlenmesine yönelik yatırımlar yapılmasını öneriyor. Zira, iklim krizi nedeniyle yüzyılın sonuna kadar AB GSYH’sinin yaklaşık %7 oranında daralabileceği gerçeğine gönderme yaparak, kısa vadeli kazançların uzun vadeli yıkımlara yol açabileceğine dair önemli bir mesaj içeriyor. Tebliğ, iklim kriziyle mücadele ederken refahın da korunması için yönetişimin ve var olan araçların güçlendirilmesi, yapısal politikalardan daha fazla yararlanılması ve iklim direncinin daha fazla finansmanına yönelik öneriler önerilerde bulunuyor.

***

Lire la suite

AB Biyoteknoloji ve Biyo-Üretim: Geleceği Doğa ile İnşa Etmek


AB Sağlık, tarım, endüstri ve çevre gibi konularda yenilikçi çözümler sunan biyoteknoloji ve biyo-üretim vizyonu çerçevesinde, doğayla uyumlu bir şekilde AB’nin rekabet gücünü artırmaya yönelik adımlaratmayı hızlandırıyor. Bu bağlamda kabul ettiği son tebliğ, çeşitli düzenlemeler ve uygulamalar içeriyor. “Geleceği Doğa ile İnşa Etmek: AB’de Biyoteknoloji ve Biyo-Üretimin Güçlendirilmesi” başlıklı Tebliğ altında önerilen eylemler çözüm önerileri sunuyor. Peki nedir bunlar? Zira hepsi, Türkiye’yi ve son seçimlerde yeni seçilen yerel yöneticileri de yakından ilgilendiriyor!

***

Lire la suite

Alissiz Harikalar Evreninde Şaşırışsız Yaşamak


Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamak demektir. Şaşkınlık ise, beklenmeyen bir olayın sonucu olarak bir irkilme tepkisiyle yansıyan, kısa, zihinsel ve fizyolojik durum anlamına gelir. Hayret bir şey, duyulanı anlatmaya yarayan ünlemdir. Tuhaf bulmak, garipsemek ve yadırgamak manasında kullanılır. Bilgilenmek becerilenmek için değilse, niçin varsın bu Evrende diye soruyor Şair!

***

Lire la suite

AB: Ortak Tarım Politikası ile İklim ve Çevresel Hedefler Arasındaki Dengeyi Koruma Arayışları!


AB Komisyonunun, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik yerine koşulluluk gerekliliklerini esnetmesi, OTP’nin meşruiyetini ve çevresel hedeflerini zayıflatabileceği öngörülüyor. Ayrıca, teklifin etki değerlendirmesi olmadan sunulmuş olması da eleştirilere yol açıyor. AP seçimleri öncesi, çiftçilerin bu protestolarının başta Avrupa Komisyonu olmak üzere AB kurumlarını ve liderlerini ciddi şekilde endişelendiriyor. AB’li çiftçiler, AB iş gücünün %4’ünden fazlasını temsil etmesinin yanısıra seçmenlerin genelinde destek görmeleri, AP seçimlerinde “sağa keskin bir dönüş” olasılığını artırıyor.

***

Lire la suite

Yerel Seçimlerin Ardından: Ya Herro Ya Merro – 2 – Kızım Sana Dedim Gelinim Sen de İşit!


Yerel seçimler ile Genel olanı arasında kesin bir çizgi çizerek yaşama devam etmek gerekmektedir. Bu arada bir tür « ödüllendirildiği » veya iktidara uyarı aracı olarak kullanıldığı anlaşılan muhalefete de – özellikle « Ana » ve « Etnik » – görevler düşmüyor, seçmen tarafından izlenilmeyecek değil. Zira, son İstanbul « Banknot Kuleleri » olayını seçmenin görmezden gelerek oy kullandığı ve « hırsızlar veya yolsuzluk yapanlar » ile kendisini aynı konuma oturtmaktan çekinmediği kesinlikle düşünülmemelidir.

***

Lire la suite

Umudumuz ve dileğimiz-Our hope and desire-Notre espérance et le désir: İnsanlık çok daha iyi günlerde yaşasın-May humanity live in much better days-Que l’humanité vive dans des jours bien meilleurs…


Prospera Pascha sit Օրհնեալ է յառութիւնն Քրիստոսի Καλό πάσχα חג פסחא שמח Joyeuses Pâques Happy Easter Frohe Ostern Zalig Pasen ¡Felices Pascuas Boa Páscoa Wesołych Świąt Wielkanocnych Schéin Ouschteren Paskalya Yortu’nuz hayırlara vesile olsun Glad Påsk Buona Pasqua Cáisc Shona Dhuit/Dhaoibh Schöni Oschtere Vrolijk Pasen Христос воскресе Dealihea cà s-afla! Glad Påsk

***

Lire la suite

BİLİM mi DUYGUSALLIK mı GÜNLÜK mü ÖMÜRLÜK ÖMÜR mü?


Makine duygulandırılsa bile, duygusu doğal değil sanal, insani değil mekanik olacaktır. Bilim, Evrenin olağanüstü yapısını ve işleyişini öğretirken; insan çoğunluğunun aldırışsızlığı, duyarsızlığı affedilir gibi değil. Sen varsan varlar, Sen yoksan yoklar. Evren sensin !

***

Lire la suite

İklim Krizi ve Açlığa Uzanan Eylemsizlik Süreci: Yiyin efendiler yiyin…


Yiyin birbirinizi, PKK sempatizanları ile Cumhur İttifakı yandaşları, Belçika’da; Yiyin birbirinizi, İktidar ve Muhalefet, yerel seçimler savaşında; Yiyin birbirinizi, futbol kulüpleri ve taraftarları, görkemli sahalarınızda; Yiyin efendiler, yiyin, bu sofracık, halkımızın varı yoğu, hayatı, sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, bu iştah veren sofra sizlerin. Verir bu fukara insanlık nesi var nesi yoksa hepsini, verir malını, canını, umudunu, düşünü, rahatını, sağlığını, içinin bütün ateşini. Hadi, hadi yuvarlayın, düşünmeyin haram mıdır, helal mi? Çünkü eninde sonunda birbirinizi yemek zorunda kalacaksınız, yiyecek başka şey bulamadığınızdan dolayı. (Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” Şiirinden uyarlama – https://www.youtube.com/watch?v=gA1Rre2Ku-g)

***

Lire la suite

Savaşın Getirdiği Dönüşüm: Rusya’ya Terör İle Boyun Eğdirtmek Mi?!


« Savaş »ın ilke ve kuralları bulunmasına karşın, « ahlâk »ının olmadığı iki yılı aşkın bir süredir devam eden Rusya-Ukrayna örneğinde, doğrudan veya dolaylı taraf olanların davranışlarında açık biçimde görülüyor. Bir ülke düşünün ki – ABD – Rusya’daki terör saldırısının istihbaratını alıyor (!) ve onlarca insanın katledilmesine gözlerini kapama pahasına uyarmıyor! NATO müttefikleri olmalarına ve de savaş içinde bulunmamalarına karşın kimi ülkelerin yıllardır Türkiye’ye karşı terör eylemlerini « insan hakları ihlâlleri » bağlamında anlayışla karşılamaları (!) teröristlere her türlü desteği vermeleri şimdilerde daha iyi anlaşılmıyor mu?! Rusya’daki hain ve kalleşçe terör saldırısı, Ukrayna Savaşı’nda bir dönemeç noktası olabilir mi?

***

Lire la suite

“Zulmet-i Beyza”cılar versus “Gerçekçi Bilimciler” : Sisli ortamın yobazları ile Atatürkçüler, Çağdaş Yaşamcılar ve Aralarındaki Fark!


Araplar dışında islamı kabul eden milletler; eğer Kur’anı anadillerine çevirerek okumuyorlarsa, islam onlara dilsizdir. İslamı özümlemeleri mümkün değildir. Anlamsız sevap, adı üzerinde anlamsızdır, koftur, boştur. Anlamak akılla olur. Anlanmayan anlaşılmaz. Anlaşılmayan sevap olamaz.. Halkı kandırarak madden ve manen sömürmek isteyen çıkarcılara meydan böylece boş kalır. Peki, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin; “Maneviyat için en hakiki mürşit ilimdir fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir” diyenin izlenmesi konusunda ne yapmıştır? Dinciler, müslümanlara dinlerini yaşatmak için örgütlenirlerken; ADD ve ÇYDD söylem dışında ne yapmış, yapıyor?

***

Lire la suite

Türkiye’de Ne Seçim Kazandırır; İnsanca Yaşatacak Politikalar Mı, Karşılıklı Suçlamalar Mı?!


BM’nin son raporuna göre Türkiye İnsani Gelişmede 193 ülke Arasında 45’inci Sırada bulunuyor. Diğer deyişle, kimilerinin sıkça iddia ettiği gibi hiç de “kıskanılacak” bir konumda değil. Peki sorumluluk sahibi kimler? Elbette bu konuda da tüm ipleri ellerinde tutan iktidar, şimdi kalkıp da suçu muhalefete yükleyecek değil herhalde değil mi? Anlı ve şanlı Türkiye basını – matbu baskılarını tenzih ederek – nedense en çok tartışılması gereken, iklim değişikliği üzerine vatandaşın/seçmenlerin ne düşündüklerine dair yapılan son anketlere hiç yer vermiyor. Oysa, %55 Hükümetin ve Devletin başıdır diyor. Çelişkili bir şekilde %22’si yerel yönetimler demesine karşın, %75’i yeterli çabayı göstermediklerini söylüyor. İktidar partisi önlerinde bir “engel” mi teşkil ediyor şeklinde algılamak gerekiyor?! Nazım Hikmet’in ‘Türk Köylüsü’ şiirindeki ‘Topraktan öğrenip kitapsız bilen’ dizelerini hatırlatanlar bile şaşkınlıklarını gizlemiyorlar!

***

Lire la suite

AB Neden Yeni Bir Savunma Stratejisine Gerek Duyuyor?


2030 yılına kadar pek çok hedef ortaya koyulan yeni strateji özellikle, yaşanması muhtemel herhangi bir kriz anında önceden hazırlıklı olma isteğinden dolayı. Ağzı yanan Brüksel yoğurdu üfleyerek yemek zorunda kalmamak istiyor. Ayrıca, Avrupalı devletlerin savunma sanayisindeki rekabetçiliğini artırmayı ve AB üye ülkelerinin kolektif bir savunma mekanizmasına sahip olmasını hedefliyor. Avrupa Yatırım Bankası’nın üye ülkelere borç verme politikası da savunmaya odaklanmış şekilde yeniden yapılandırmak suretiyle de, savunma bütçeleri yeni güvenlik anlayışına göre düzenlenecek ve dışa harcanan paraların içeride kullanılmasına yol açacak. Savunma satın alma bütçelerinin 2030 yılına en az %50’sinin ve 2035 yılına kadar da %60’ının AB içerisinden karşılanması sağlanacak.

***

Lire la suite

Türkiye’ninki Dahil Güvenlik Sağlanmadan Irak’ta Adım Atılamaz!


Irak’ta son derece karmaşık ve hareketli bir döneme girildiğine hiç kuşku yok. CHP!nin « emekli apoletlileri »nin de farkında olmamaları mümkün değil. Eğer emekli olmadan önce vardıkları mevkiye hak ederek gelmişlerse! Aksi takdirde birilerinin çıkarlarına hizmet edecek şekilde işkembe-i kubradan atıyorlar, dememek olanak dışı! İktidarda, CHP’nin bulunmamasının TC açısından ne derece önemli olduğu şimdilerde daha iyi anlaşılıyor. Hele bir de İstanbul gibi bir metropolde Kandil destekli kürtlerin siyasi kolu ile « demlenmek » sade vatandaşların, oy kullanacak seçmenlerin ne algılayabilecekleri bir boyut ne de zaten ilgi kapsamlarına giriyor. Sığınmacıları « beka » sorunu olarak görenlerin bile anlayabilecekleri çapta değil. ABD, Irak’tan çekilirse ne olacak? Boşluğu kim dolduracak? Türkiye üzerinden geçmesi plânlanan Yeni Yol Projesi’nin güvenliği nasıl korunacak? Kaybeden taraflardan biri olacak İran nasıl davranacak? PKK, kökünden kazınmadan proje gerçekleşebilecek mi? DİB, MİT ve MSB’nın son Bağdat ziyaretleri ne anlama geliyor? (nö)

***

Lire la suite