Dün… Bugün… Yarına Allah Kerim…


Politika alanında, reklamlarda ve kitle iletişim araçlarının bu büyük evreninde, bizi baştan çıkarmak, kararlarımızı etkilemek ve nihayetinde bizi kontrol etmek için neredeyse sürekli bir manipülasyon kullanımı vardır. [Kaynak]

***

Dün dündü, Bugün ise bugün. Peki  ya  yarın!?…

munir_kebir2

© Münir Kebir

Bir fikri, ya da bir iddiayı veya bir hükmü ileri sürdüğümüzde, bu  3 aşamadan geçer. Çoğumuz bu 3 aşamadan geçtiğinin  farkında  olmayız. Hipotez (varsayım), Kural ve Teori (önerme) aşamaları…

“Aç  adamla, eceli gelen adam birdir” özdeyişi bir hipotez yani varsayımdır.

“Gün bir, ama öğün üçtür” gerçeği de, ortak aklın red edemeyeceği bir  kuraldır.
Yukarıdaki hipotez ve kuraldan sonra; artık Teori kendini gösterir.

« Açlık, her canlıyı önce asabiyete sevk eder, devamı halinde ise aç kalan canlı, artık ne hukuk tanır ne Allah ne Kitap… »

Bu yüzden yere düşen ekmeği yerden kaldırır ve öpüp başımıza koyarız.

Sosyal bilimler de, Fizik Kimya gibi laboratuvar incelemesi olmaz. Her şey zaman ve mekan itibariyle gözleme dayanır. Gözlem, önce bizi hipoteze yani varsayıma götürür.

****

Bir kişi arkadaşına, ebeveynine, komşusuna veya herhangi bir kişiye, doğru olmayan bir şeyi sanki doğruymuş gibi söylediğinde; o kişiyi önce yanlışa yönlendirir. Yanlış ortaya çıkıp ta anlaşıldığında, o bilgiyi veren kişi, artık çevresinde YALANCI sıfatını kazanır. 

Peki, yalancının muhatabı bir kişi yerine toplum olursa, o zaman yanlış bilgi veren kişi, toplumu kendine uygun gördüğü yöne doğru yönlendirerek kandırmış olmaz mı ?! İşte burada karşımıza son günlerde en çok duyduğumuz, MANİPÜLATÖR ve MANİPÜLASYON‘un anlamıyla tanışırız, zira bireye değil topluma, kitlelere yönelik yalan söylemlerle yön verme eyleminin adıdır MANİPÜLASYON.  
Buradan da rahatça anlaşılacağı üzere,bir kişinin toplumu kendi istediği tarafa çekerek onları gerçeklerden uzak tutma eylemine MANİPÜLASYON, yapana da MANİPÜLATÖR denir.

****

Manipülasyon çeşit çeşittir.

Konuyu Değiştirme Manipülasyonu

Bir olay vuku bulduğunda, olayın sorumlusu ustaca konuyu başka yöne çekip sorumluluğu dağıtmaya ve alakasız kişileri de işin içine çekmeye çalışır. Söz gelimi arabasıyla kaza yapan kişi, kendi dikkatsizliğini örtbas etmek için, kazayı farklı sebeplere yönlendirir. Kısaca, nerede insanları farklı tarafa yönlendirme ve bu sayede kandırma varsa, bu hareketi yapan kişi Manipülatör, yaptığı iş te Manipülasyondur.

Gürültü çıkarma Manipülasyonu

Bu türdeki manipülasyonun daha iyi anlaşılması bakımından söylemek gerekirse; Eşiyle yükses ses ve küfürle kavga eden  kocanın, bu tutumunun komşularca anlaşılmaması için, Radyonun ya da Televizyonun sesini çok açması, bu sayede komşuların dikkatini ses kirliliğine yönlendirmesi gürültü manipülasyonuna en anlaşılır örnektir. Ama asıl örnek medyadır. TV haberlerindeki sunumlara dikkat ediniz. Adam yaralamak, Yangın haberleri, Suriye’li ailelerden acınılacak olanların durumları ve ila….Ciddi haberler ucundan azıcık gösterilir. Geçtiğimiz günlerde şehit haberlerinin alt yazı ve ucundan gösterilip geçiştirilmesi ,muhalefetin önergelerini atlayıp ya da ucundan verip, ağırlığı iktidarın savunmasına, haklı algı yaratacak biçimde uzun uzadı vermesi gibi örnekler Gürültü Manipülasyonu konusuna girer.

Konumuzu dağıtmaması için iki örnekle yetiniyorum. 

****

Geçtiğimiz birkaç gün öncesinde, AKP Genel Başkanı olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Gaziler günü münasebetiyle gazilere hitaben  dedi ki; 

Bu Millet topyekün gazi bir Millettir. Bu topraklarda boşluk yok. Her tarafta gazi ve şehitlerimizin kanı var. Şimdi ihya dönemini yaşıyoruz. Kriz filan sakın haa!….biz de kriz falan yok, güçlenerek geleceğe yürüyoruz. AVM’lerde Manipülasyon yapanlara aldırmayın..(..)..” “ALLAH BAŞKA KAPILAR AÇAR”

Dikkat edilirse ilk başlangıç cümleleri günün anlamı içinde söylenmektedir. Ama devamında, konu gazilerle değil, ekonomistlerin toplantısında iddia edilecek türdedir. Bu tür bir konuşma manipülasyon malülü bir konuşmadır. Ama  işin ilginç tarafı, hatibin kendisi manipülasyondan şikayet etmektedir!.. Tabi Allah’la da dinleyiciyi manipülasyonuna inandırmakta…

****

Aynı günlerde Hazine ve Maliye Bakanı;

« ABD’li iş insanları ile yaptığımız görüşmelerde; yaşanan gelişmelerin spekülatif ataklardan kaynaklandığını belirterek bu atakların atlatıldığını ifade ettik. » dedi.

Spekülatif atak dilimize İngilizcede « Speculative Attack » kelimelerinden Türkçeleştirilmiştir.« Spekülatif » fısıltı gazetesine dayanarak bir mala aşırı talep doğacağı ya da ortaya atılan bir haberle, malı üreten ve/veya satıcının da bundan kuşkulanarak mallarını piyasadan çekerek, gizlemesi/stoklarına gizlemesi anlamındadır.

Sayın Bakanın ABD’li iş insanlarına; Türkiye’de çıkan bir söylenti sonucu, kötü niyetli kişilerin piyasayı manipüle ederek, Spekülatif Atağa sevk ettiğini ama bu atakların atlatıldığını ve yaşanılan bu olumsuzluğun giderildiğini   dolaysıyla enflasyonun belirleyicisi olan Fiyatlar Genel Seviyesinde süregelen bir artışın söz konusu olmadığını duyuruyor.

1 – Türk Parasının değerinin düşmesi yabancı yatırımcı için üzücü değil bilakis sevindirici bir durumdur. Zira Kendi parasının değeri yükselmekle, Türkiye’de mallar onun için ucuzlamıştır.

2 – Spekülatif Atağın asıl nedeni TCMB’na Siyasetin müdahalesidir.

3 – Hükümet 16 yıl boyunca İthalata ağırlık verdi, yerli üretim geriledi. Sonuçta arz daraldı ama talep arttı. Tüketim toplumuna dönüştürüldüğümüz için, sabit/azalan arz karşısında talep artınca fiyatlar da artan seyir izlemeye başladı, bu durum ister istemez spükülatif atağı ekonomiye eğemen kıldı. Fısıltıya ne hacet!…  

4 – Türkiyede Tarımsal üretim ekonominin motoru durumundadır. Ama tarımsal malların üretiminde, Mazot, tohum, gübre ve işçilik maliyetleri gibi girdi fiyatları, üreticiye satış kârı fırsatını vermiyor. Sonuç; İstanbul’un taşı toprağı altın!…

****

Hergün yeni bir gündemle yatıp kalkıyoruz. Bu yazımı gündemden bir yaprak kabul ediniz lütfen.

Saygılarımla,

*




Laisser un commentaire

Ce site utilise Akismet pour réduire les indésirables. En savoir plus sur la façon dont les données de vos commentaires sont traitées.