***
AHLAKLI HAYVAN AHLAKSIZ İNSAN
GÖZLEM
1980’li yılların başında; İstanbul İli Anadolu Yakası şimdiki Maltepe ilçesi Altıntepe mahallesine yerleştim. O yıllarda sokak kedileri köpekleri insanlardan ürker, saldırgan tavırlar takınır, insanların kendilerine zarar vereceği korkusuyla onları ısırır tırmalarlardı.
Ne oldu nasıl olduysa, 2000’li yıllara yaklaşırken sokak kedileri köpekleri insanlara güvenmeye, onların kendilerine zarar vermeyeceğine inanmaya, havlayarak onları korkutmamaya, ısırmamaya, tırmalamamaya başladılar.
Ahlak; insanın bir amaca yönelik olarak, kendi isteğiyle iyi davranışlarda bulunması ve kötülüklerden uzak durmasıdır.Kediler köpekler; insanlara güvenme amacına yönelik olarak kendi istekleriyle, iyi davranışta bulunma ahlakını benimsemişlerdi.
Aslında hayvanlar insanlardan ahlaklıdır. Acıkan aslanın kaplanın orman kanunu gereğince bir başka hayvanı parçalayıp yemekten başka çaresi yoktur. Doyduğu anda; acıktığım zaman yerim düşüncesiyle artıkları gizli bir yerde istiflemek aklına gelmez. Sofrasını başka acıkanlara ikram ederek çekip gider.
İnsanoğlu’nun, “Günlük nafakamı çıkardım, kazancımın bundan sonrası ihtiyaç sahiplerinindir” ahlakına ne zaman erişeceğini bilen var mı?
İNSAN %50 MELEK %50 ŞEYTAN
İnsan kendisiyle savaş halindedir. Şeytanlığı 1 ise melekliği 99; melekliği 1 ise şeytanlığı 99’dur. Ne şeytanlığı sıfır olur insanın, ne de melekliği:
MELEK 99………………………………………………..1
ŞEYTAN 1……………………………………………….99
Melek evrencil, şeytan bencildir. Meleklik azalırken şeytanlık, şeytanlık azalırken meleklik çoğalır. Aralarındaki ilişki ters orantılıdır.
İnsan niçin canlıların en zalimi, en canısı; en merhametlisi, en şefkatlisi olabiliyor? Herşeyi zıddıyla; zalimliği merhametlilikle, merhametliliği zalimlik deneyimi ile öğrenebiliyor da ondan.
Dünya Üniversitesinde öğreneceği çok şey var insanoğlunun. Hepi topu bir kez Dünyaya gelmek; ömrünü tamamlayıp öldükten sonra, uygulamalı ahlak dersinin sınavını verip vermediğini, geçmiş -cennetlik-; geçmemiş -cehennemlik- olup olmadığını öğrenmek için binlerce yıl kıyameti beklemek, sürekli değişen ve gelişen Evren için zaman israfı olmaz mı? Bu durumda reenkarnasyonu -yeniden Dünyaya gelmeyi- onaylayanlar haklı olabilir mi?
Filed under: Animals rights - Hayvan hakları, Çevre/Ecologie/Ecology/Environment, Erol Erdoğmuş yazıları ve arşivinden, Felsefî Yazılar, Türkiye, İnsanlık - Humanity |
Laisser un commentaire