Yerelce’nin Değerli Yazarlarından Bir Demet Şiir !

Şiir yaşamın gerçeklerine, maziden çok daha yakındır !

Eflatun (Platon)

***

Tatlı kaçık…

Ama gönül dostu!

©Dr.M.Halit Umar

Çok gerilerde kalan bir tiyatroyu anımsadım: Tatlı Kaçık. Rahmetli Nisa Serezli oynuyordu tatlı kaçık rolünü. Ne gülmüştük! Bir gün bir başka tatlı kaçıkla karşılaşacağımı o zaman acaba düşünmüş müydüm?

Yokluğunun Sesi…

Sonsuzluğun sessizliğinde yokluğun, anlatsana bir şeyler, seni dinliyorum…

***

To all my teachers from whom I learned to write, to deduce, and to appreciate humanity.

Bana okuyup yazmayı, düşünüp yargılamayı, insan olmayı öğreten öğretmenlerime…

***

Reflections on Symmetry in Nature…

©Dr.M.Halit Umar

As a retired MD, I look back at the long professional period of mine which actually started in 1960 with the class of gross anatomy followed by microscopy, and then, the evolution of diseases, called pathogenesis. Do not think that this is an essay about my confessions;

Yetti gari artık !

İnsanlar birbirlerini yeniden kucaklasınlar…

***

Kimlik…

Ve Cunda’da yiten geçmiş…

***

Biliyorum rahat uyumuyorsun!

Çocuk değiller ki hoş göresin.

***

Bayram gelmiş neyime !

…and our little life is rounded with a sleep.

The Tempest, Shakespeare

01/06/2012-17/10/2012 – Kalbimizde yaşayacak…

***

Türk El Sanatları Dergileri ve İSMEK…

©Dr.M.Halit Umar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin son derece akılcı çalışmalarından bir örnek İSMEK. İçinizdeki yeteneği İSMEK‘le farkedin:

Sıklıkla dikkatimizden kaçar ama onlar daima vardırlar. Yeter ki

EVET… ACI GERÇEKLER !

***

Nasıl bir şeydir yaşamak?

Biri olmadan diğeri olmayan bir tutkudur yaşamak.

Tanrının düşlerini kısıtlayacak bir umar arıyoruz
efere’eytümüllâte vel’uzzâ ve menatessâlisetel’uhrâ
entropiye uğruyoruz burada
yavaş yavaş çöküyor evrenimiz.
Seni görmek istiyorum ama gözlerin bunu engelliyor
sevmek istiyorum ama kalbin bunu engelliyor
sana gelmek istiyorum ama ayakların buna karşı
sarılmak istiyorum doyasıya ama kolların bunu istemiyor
dokunmak istiyorum sonsuzca;
aramızda Planck Duvarı var…

Ulus FATİH

PERİFERİ

Şiirin tamamı.

***

OTANTİKA ETNOGRAFYA MÜZESİ – SÖKE

Yiğit efenin adı Ömer idi,

Ayşa ona baygın idi.

Bir baş bağlardı ki zülüfleri yana düşerdi…

Düşerdi bir ataş da Ömer’in yüreciğine.

Sonra çok uzun bir gece güne döner olduğunda,

Ayşa kız terkisindeydi yağız bir boz atın.

Bir başka 12 Eylül, ama öldüren değil yaratan…

Gustav Mahler’in 8.Senfoni’si 102 Yaşında !

©Dr.M.Halit Umar

Resim ve fotoğraf hemen herkesin rahatlıkla izleyip içselleştireceği türden sanat kolları. Cep telefonuyla fotoğraf çekmek de o güzelim sanata bence gölge düşürdü.

Plastik sanatlarda iş biraz çetrefilleşiyor.

DÜZENSİZLİK ya da DISORDER..!

Fizikçilere göre; her denge bir şekilde bozulabilirmiş!

©Dr.M.Halit Umar

İç sıkıntılarım arttıkça giderek ısınan, patlamaya hazır bir buhar kazanına benziyorum. Bu durumlarda günlük uğraşları bir kenera itip bambaşka bir konuya odaklanmayı yeğliyorum. Ellerimle bir yenilik üretmenin bana yaradığına, aslında herkese önerilebileceğine inanıyorum.

Şu dünya güzelliklerini paylaşmak, yaşamak varken…

YİNE HÜZNÜ PAYLAŞACAĞIMI NEREDEN BİLEBİLİRDİM Kİ ?

©Dr.M.Halit Umar

Mutuluğu, güzellikleri, sanatı, insanca duyarlıkları… paylaşmak yerine.

Oysa…

Gel sevgilim, çıkalım seninle Bağdat yoluna…

Eh madem öyle, çıktık biz de Bağdat Yoluna…

©Dr.M.Halit Umar

25 Ağustos 2012: Suadiye’de sahili geride bırakıp Plaj Yolu sokağına saptım. Bağdat Caddesi’ne varınca sola döndüm.

Neden sağa değil de sola, bilemiyorum.

Vakko binasını geçip yol kenarında, bir köşe başında iliştim kaldırıma.

İstanbul ve Bağdat Caddesi…

Bu konuda neler neler yazılabilir, yazılmıştır da, daha çok çok yazılacaktır. Nedim’in dediği gibi; Bu şehr-i Sıtanbûl ki bî-misl-ü behâdır. Bir sengine (taşına) yekpâre Acem mülkü fedâdır, bin canın feda edilebileceği kent için…

İstanbul.. İstanbul…

Derseniz ki İstanbul’u nicedir gör(e)medim.

Özledim…

Sual ederseniz havasını suyunu,

Lanetler olsun. Ne zaman bitecek bu acılar?

©Dr.M.Halit Umar

Sevgili Torunum,

Sana her gün yazmaya söz vermiştim ama şu bayram günlerinde içim öylesine karardı ki…

Elime kalem alamadım. Kalem alamayınca elime, kağıda kelam düşemedim. Şimdi yazmaya zorluyorum kendimi ama olmuyor, saçma sapan sözler etmemeliyim.

Merhaba dostlar, bayram ola…

Bayram var, şen ola, kutlu ola. Gönüller sizlerle, sımsıcak bir selâm ve bir merhaba.

©Anafilya

Kul olayım kalem tutan ellere
Kâtip ahvâlimi Şah’a böyle yaz
Şekerler ezeyim şirin dillere
Kâtip ahvâlimi Şah’a böyle yaz…

Pir Sultan Abdal

©photocredit

Pir Sultan Abdalım dağlar aşarım
Aşarımda dost diye nere düşerim
Çok ekmeğin yedim helalaşalım
Geçti dost kervanı eyleme beni eyleme beni

Barış Manço

***

Zaman, bazı durumlarda yönünü değiştirebilir…

©Dr.M.Halit Umar

Hani âvâre vakitler vardır ya, içinizden hiçbir şey yapmak gelmeyen.

Rahat zamanlar…

Algılarınız, duyularınız çalışır da pek fark edemezsiniz.

Olay, Sorun, Eylem…

Haa, evet, gerçekten bu iş biraz zor galiba, ama yine de…

 

Yüksek çözünürlük için resimlerin üzerini tıklayınız!

Bazen bir konuya takılıyorum. Günler geçiyor, ben hâlâ o takıntının peşindeyim. Sorunu çözebildiğimde rahat uyuyacağım. Sizin de böyle takıntılarınız oluyor mu?

İnternetsiz, bilgisayarsız da yaşanabiliyormuş…

Ancak, “Şok Haberler”den mahrum kalmak, “zor” iş !

Sağa baktım, sola baktım “şok” aradım. Ama, internetsiz yok… “Şok Tedavisi”nden de yoksun kalıyor insan ! ‘Dert ettiğin şeye bak’, mı diyorsunuz? O ŞEY de ne ola? MEY ya da NEY tamam da, bu ŞEY de neyin nesi? Bilgisayarımda yanlışlıkla “Ş” tuşunun yerine “B”ye de basabilirdim, değil mi? Nusret’in de gözünden kaçtı mı, işte o zaman sizler de bir güzel Şok olurdunuz!

***

Bir tuşa basmakla işi kotarmak mı?

Kolay gelsin derim…

©Dr.M.Halit Umar

Bir zamanların en aranan ve kullanılan bilgisayar programlarıyla hazırlanmış ve 3.5 »lik floppy disk‘ler üzerine kaydedilmiş notlarıma hayıflanarak bakıyorum. Şimdiki bilgisayarımda o ünlü WP programı yok, olsa bile 3.5 »lik o floppy’leri okuyacak fiziksel düzenek yok.

Her ne kadar kaydettiğim dijital info şimdilik kaydıyla ve büyük olasılıkla sağlıklı bir biçimde duruyorsa da bu bilgilere ve dosyalara ulaşabilme şansım neredeyse yok.

Daha sonra kullanıma giren küçük çaplı ama görece büyük kapasiteli floppy diskler üzerindeki dijital enformasyon için de bu söylenenler geçerli.

Yalnız metinler mi sorunlu?

OLOF PALME’nin saygıdeğer anısına ithaf.

Öldükten sonra da anılmak istiyorsan iyi, güzel, hayırlı işler yap.- Hz.Ali

Yüksek çözünürlük için resimlerin üzerini tıklayınız!

©Dr.M.Halit Umar

CHP İsveç Temsilcisi Nazmiye HALVAŞİ‘nin KULU’daki OLOF PALME Parkı’nın üzerinde oynanmak istenen ve çok vahim olarak nitelendirebileceğim bildirisini üzülerek okudum. Sabahın erken saatlerinde bahçemde açan çiçekleri, bazılarının meyvelerini fotokarelere almış, bunların giderek sanallaşan dünyamızda toprağı ve bitki gibi diğer canlıları pek tanımayan yeni kuşaklara,
adı var kendi