İnsan Hakları’nı her alanda güvence altına alma…


…konusunda AB ve Uluslar arası Standartlara uyum süreci hızlandırılıyor !

reg2

Bu (Özgecan cinayeti) menfur olayın ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda toplumun tüm kesimlerini birleştirme açısından bir dönüm noktası olmasını temenni ediyoruz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için alınması gereken önlemlerin yanı sıra bu konuya yönelik toplumsal farkındalığın artırılması ve böylece mevcut önleme mekanizmalarının tüm vatandaşlarımız tarafından daha etkin bir şekilde kullanılması önem arz etmektedir. Ayrıca, kadına yönelik şiddet ile sıfır tolerans ilkesi çerçevesinde topyekûn mücadele edilmesini hedefleyen, ilgili Bakanlıklara bağlayıcı sorumluluklar getiren, etkin bir izleme ve değerlendirme mekanizması oluşturma hazırlıkları süregelmektedir.

Kadına El Kalkmaz

National Action Plan on Fighting Violence against Women : Work ongoing

***

Reform Eylem Grubu İkinci Toplantısı

Reform Eylem Grubu’nun (REG) İkinci Toplantısı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nın evsahipliğinde 20 Şubat 2015 tarihinde Ankara Palas Devlet Konukevi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Ayşenur İslam ile çeşitli kurum ve kuruluşlardan yetkililer de iştirak etti.

Ulusal Program’da yeralan hedefler doğrultusunda Kopenhag siyasi kriterlerinin yerine getirilmesine yönelik mevzuat uyumlaştırma çalışmalarının yapılmasını ve sözkonusu mevzuat değişikliklerinin etkili bir şekilde uygulanmasını amaçlayan Reform Eylem Grubu Toplantılarının ikincisinde ülkemizde son dönemde gerçekleştirilen reform çalışmalarıyla önümüzdeki dönemde atılabilecek adımlar ele alındı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu toplantı sonrasında düzenlenen basın toplantısında grubun çalışmalarının siyasi reform sürecine de ivme kazandırdığını ve yaratılan ivmenin olumlu sonuçlarını da hep birlikte görmeye başladıklarını dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu toplantı kapsamında suç mağdurlarının korunması, kadına yönelik şiddetle etkili bir şekilde mücadele edilmesi, ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik konularındaki kanun tasarısı taslakları, farklı inanç gruplarına mensup vatandaşlarla diyalog süreci ve AB müzakere sürecindeki önemli fasıllardan Adalet, Özgürlük ve Güvenlik başlıklı 24. fasla ilişkin gelişmeler gibi çeşitli konuları değerlendirdiklerini söyledi. Kaynak.

Nihaî Bildiri.

Reform Eylem Grubu’nun (REG) ikinci toplantısı, Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Volkan Bozkır, Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala ve gündem çerçevesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Doç. Dr. Sayın Ayşenur İslam’ın katılımları ile 20 Şubat 2015 tarihinde Dışişleri Bakanlığının ev sahipliğinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Toplantıya, TBMM Karma Parlamento Komisyonu Başkanı Sayın Afif Demirkıran, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Sayın Ahmet Berat Çonkar ve Başbakanlık Müsteşarı Sayın Kemal Madenoğlu da katılmışlardır.

Yeni bir yılın ilk iki ayını geride bırakmakta olduğumuz mevcut dönemde siyasi reform sürecinde kararlılık Hükümetimizin çalışmalarında temel eksen olma özelliğini korumakta, bu bağlamda somut adımların atılması yönündeki çalışmalar hız kesmeden sürdürülmektedir. Yeniden yapılandırılarak siyasi reform sürecimizde yeni bir dönemi başlatan Reform Eylem Grubu da önümüzdeki seçim döneminde çalışmalarına kararlılıkla devam edecektir.

AB ile ilişkiler

REG’in 8 Kasım 2014 tarihinde gerçekleştirilen ilk toplantısı ndan bu yana geçen 3,5 aylık sürede, AB’ye katılım ve müzakere sürecimiz çerçevesinde Siyasi Kriterler, 23. Yargı ve Temel Haklar ile 24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik fasıllarına yönelik çalışmalarımızı istikrarlı bir şekilde sürdürdük.

Sayın Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun AB’deki muhataplarımıza yönelik son dönemde gerçekleştirdiği temaslar vesilesiyle, siyasi reform sürecimizdeki kararlılığımızın ve AB katılım sürecine bağlılığımızın bir kez daha altını çizdik. Bölgesel ve küresel sınamalar karşısında temel hak ve özgürlüklerin korunmasının yaşamsallığı öne çıkmıştır. Her şeyden önce vatandaşlarının yaşama hakkının korunmasını gerektiren Avrupa sathında yaşanmakta olan endişe verici hadiseler, başta REG olmak üzere siyasi reform odaklı mekanizmaların etkin çalışmasını bir zaruret haline getirmiştir. Böyle bir konjonktürde, değerler zemininde toplumsal dayanışmayı ve Avrupa’nın geleceğine ilişkin ortak vizyonu birlikte pekiştiren reform süreçleri önem kazanmıştır.

Charlie Hebdo Saldırısı

Fransa’da 2015 yılının ilk günlerinde meydana gelen menfur saldırı bize tüm dünyada terörle mücadelenin önemini bir kez daha hatırlattı. Avrupa ailesinin ayrılmaz bir parçası olan ve terörizmin sebep olduğu acıları ve yıkıcı etkileri iyi bilen bir ülke olarak Türkiye, Fransa halkının acısını yürekten paylaşmaktadır.

Tüm sınırları aşan ve küresel bir tehdit haline gelen terörizme karşı verilecek en iyi cevabın uluslararası alanda gerçekleştirilecek karşılıklı güvene dayanan bir işbirliği olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla, yeni sınamalar karşısında Avrupa Birliği ve Türkiye arasında terörle mücadele alanında mevcut işbirliğinin derinleştirilmesinin terörizm tehdidinin bertaraf edilmesi noktasında önemli bir işlev göreceğini düşünüyoruz.

Terörizm tehdidine paralel olarak endişe yaratan bir diğer gelişme de Avrupa’da giderek artan radikalleşmedir. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, farklılıklara karşı hoşgörüsüzlük ve AB karşıtı siyasi hareketlerin de yükseldiği böyle bir dönemde AB’nin üzerinde kurulduğu değerlerin tehdit altında olması kaygı vericidir.

Dinî Azınlıklar

Türkiye, Avrupa Konseyi kurucu üyesi ve Avrupa Birliği ile üyelik müzakereleri yürüten aday bir ülke olarak Avrupa’nın üzerinde yükseldiği evrensel değerlerin her zaman savunucusu olmaya devam edecektir. Türkiye’nin tarihten gelen hoşgörü kültürüne dayalı değerler manzumesi, esasen kuruluş felsefesinde insanlığın ortak değerleri ve ideallerinin temel alındığı AB’nin değerleriyle örtüşmektedir.

Farklı inanç, farklı kültür ve farklı hayat tarzlarına mensup insanların korku, nefret ve ayrımcılıkla karşılaşmadan kendi düşüncelerini özgürce ifade etmeleri ve inançlarının gereğini serbestçe icra edebilmeleri çoğulcu demokrasinin bir gereğidir. AK Parti hükümetleri olarak on iki yılı aşan bir süredir demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, inanç ve ifade özgürlüğü alanında yaptığımız reformlar bu anlayışın açık bir göstergesidir.

Nefret ve ayrımcılık suçlarının yaygınlaştığı günümüz dünyasında, değerleri birbirleriyle yarıştırarak kısıtlamanın değil, farklılıklara saygı göstererek özgürlükleri azami kılmanın doğru olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevede, hangi düşünce ve inanca sahip olursa olsun, kutsal değerlere hakaret, ifade özgürlüğü kapsamında düşünülemez. Farklı inanca sahip toplumsal kesimlerin huzur içinde bir arada yaşamasının tarih boyunca çok güzel örneklerini sergilemiş olan kadim Anadolu kültürünün, bir arada yaşama tecrübesi bakımından dünyaya sunabileceği önemli katkılar söz konusudur. AB’ye katılım sürecimiz de bu değerler üzerine yükselen Avrupa Projesinin evrenselleşebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Güvenlik ve Siyasi Reformlar

Güvenliğin özgürlükleri korumak için var olduğu yaklaşımı çerçevesinde hayata geçirdiğimiz siyasi reformlar ile demokrasi standartlarımızı daha da yükseltmeyi hedefliyoruz.

Siyasi reform tasarılarının hazırlanması, TBMM’den geçirilmesi ve uygulamaya yansıtılması aşamalarında aktif bir rol oynama hedefi ile yola çıkan REG, reform sürecimize yönelik yarattığı ivmenin sonuçlarına da ulaşmaya başlamıştır. Son olarak, Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokol, 10 Şubat 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanmıştır. Türkiye tarafından imzalanan ancak henüz onaylanmayan uluslararası sözleşmelerin onay süreci bağlamında hızlandırılması çalışmalarına devam edilecektir.

Yeniden yapılandırılan REG’in, sadece AB’ye katılım sürecimizle bağlantılı olarak değil aynı zamanda ülkemizde hayata geçirilmesi planlanan ya da hayata geçirilen bütün siyasi reformları, temel hak ve özgürlükleri ilgilendiren tüm alanları kapsayacak bir şekilde kullanılabileceği konusunda mutabık kaldık.

Bu çerçevede, bugünkü toplantımızda, Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkelerin insan hakları alanındaki durumunu İnsan Hakları Konseyi bünyesinde dört buçuk yılda bir gözden geçirildiği BM Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (EPİM) süreci kapsamındaki son çalışmalar da ele alınmıştır. Ülkemizin 27-29 Ocak 2015 tarihlerinde gerçekleştirilen ikinci tur EPİM incelemesi sırasında ülkemize yöneltilen ve kabul ettiğimiz tavsiyeler özü itibariyle REG bünyesinde yürüttüğümüz çalışmalarla doğrudan bağlantılıdır. Bu çerçevede, kabul ettiğimiz EPİM tavsiyelerinin uygulanmasının bundan böyle REG bünyesinde takip edilmesi kararlaştırılmıştır.

Yargı reformları

2009 yılından itibaren yargı reformu paketleri başta olmak üzere yargı alanında kaydedilen gelişmelerin temelini oluşturan yargı reformu stratejisi güncelleme çalışmaları tamamlanmış olup, en kısa sürede Bakanlar Kurulu’na sunulacaktır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen ihlal kararlarına konu olan alanlarda sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik alınması gereken tedbir, faaliyet ve düzenlemeleri içeren ve birinci yılı Mart ayında dolacak olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı’nın uygulanma süreci titizlikle takip edilmekte olup, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanacak Yıllık Rapor Başbakanlığa sunulacaktır. Bu kapsamda, ayrıca, Avrupa Konseyi, AİHM ve Adalet Bakanlığımız temsilcilerinin katılımıyla, Eylem Planı’nda belirtilen konular çerçevesinde gayrıresmi bir çalışma grubu kurulması yönünde çalışmalar devam etmektedir.

Toplantıda, başta yargı reformu paketleri olmak üzere ülkemizde son yıllarda hayata geçirilen reformların AİHM istatistiklerine yansımaları ve gelecek dönemde yapılabilecek çalışmalar ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı tarafından bir sunum yapılmıştır. 2012 yılında AİHM önünde ülkemiz hakkındaki derdest olan başvuru sayısı 16.876 iken bu sayı 31 Ocak 2015 itibariyle yaklaşık % 45 oranında azalarak 9.550 olmuştur. AİHM önündeki derdest dosyalarımızın hızla sonuçlandırılması amacıyla 5 hakimimiz AİHM’de belli bir süreyle görevlendirilmiştir.

20 Şubat 2013 tarihinden beri başvuruları kabul eden İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’nun çalışmaları da AİHM nezdinde Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayısının azalmasında önemli rol oynamıştır. AİHM, uzun yargılamalar ile ilgili olarak Komisyona başvuru yapılmasının etkili bir iç hukuk yolu olduğunu teyit etmiştir. İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’na bu güne kadar yapılan müracaat sayısı 6938’e ulaşmıştır. Bu başvuruların yaklaşık 5955’i hakkında karar verilmiştir. Başvurulardan 2508’i hakkında kabul kararı, 1686’sı hakkında ise red kararı verilmiştir. Hakkında karar verilen 5955 dosyadan 1520’sine itiraz edilmiştir. Bu itirazlardan 1133’ü hakkında itirazın reddine, 42’si hakkında itirazın kabulüne karar verilmiştir.

Toplantıda, ülkemizde insan hakları kurumsallaşmasının temel yapı taşlarından biri olan ve OPCAT (İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek İhtiyari Protokolü) çerçevesinde öngörülen ulusal önleme mekanizması görevini de üstlenen Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ele alınmıştır.

Amaç özgürlükleri korumak

24 Kasım 2014 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan ve 23 Ocak 2015 tarihinde TBMM Genel Kurulu’na sevk edilen “İç Güvenlik Reform Paketi”, vatandaşların hayatını kolaylaştıran, can ve mal güvenliğini güvence altına alan, birçok bürokratik işlemi ortadan kaldıran düzenlemeler içermektedir. Söz konusu düzenlemeler, AB müktesebatı ve uluslararası standartlar esas alınarak hazırlanmıştır.
Türkiye, güvenliğin özgürlükleri korumak için var olduğu yaklaşımı çerçevesinde önemli siyasi reformlar gerçekleştirmeye devam edecektir. Halihazırda TBMM Genel Kurulu’nda bulunan ve kolluk görevlilerine yönelik kötü muamele iddialarını bağımsız olarak inceleyip soruşturmak amacıyla hazırlanan Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı’nın kısa sürede yasalaşması da önem arz etmektedir. Böylelikle, kolluk hakkındaki şikâyetlerin incelenmesi, izlenmesi ve sonuçlandırılmasını sağlayan mevcut mekanizmaların daha etkili ve hızlı işlemesi sağlanacaktır.

REG olarak, siyasi reformların hayata geçirilmesi kadar uygulama sürecinin takibini de önemsiyoruz. Mevcut ve yeni düzenlemelerin titizlikle uygulanması ve uygulamadaki eksikliklerin izlenerek belirlenmesiyle reform sürecimize yön vermeye devam ediyoruz.
AB ile yürütülen müzakere sürecimizde 5 faslı ilgilendiren ve başta Avrupa Polis Teşkilatı (EUROPOL) ve Avrupa Adli İşbirliğini Geliştirme Ajansı (EUROJUST) olmak üzere birçok AB kurumu ile de etkin işbirliği sağlanabilmesi açısından ihtiyaç duyulan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı da toplantıda ele alınan konulardan biridir. 26 Aralık 2014 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan ve ilgili komisyonlarda görüşülmeye devam edilen Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı’nın da en kısa zamanda yasalaşması önem arz etmektedir.
Ayrıca, AB’ye Katılım için Ulusal Eylem Planı’mızda yer alan Suç Mağdurlarının Korunması, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik konularındaki kanun tasarısı taslakları da toplantıda ele alınmıştır.

Farklı inanç grupları

REG Toplantılarının önemli bir gündem maddesi olan farklı inanç gruplarına mensup vatandaşlarımızla diyalog süreci kararlı bir şekilde devam etmektedir. Nitekim bu çerçevede yürütülen çalışmalar kapsamında, önemli ölçüde mülk iadeleri gerçekleştirilmiş, kiliseler restore edilmiş, yıllarca ibadete açık olmayan kiliselerde dini törenler gerçekleştirilmiş ve farklı inanç grubuna mensup vatandaşlarımızın okul açabilmelerinin önündeki engeller kaldırılmıştır. Başta Başbakanımız Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu olmak üzere Hükümetimizin ilgili tüm temsilcileri ve ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları farklı inanç gruplarına mensup vatandaşlarımızla düzenli olarak bir araya gelmektedir.

24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Faslına ilişkin olarak, 11 Şubat 2015 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen 24. Fasıl odaklı 8 No’lu Alt Komite toplantısı kapsamında ele alınan başlıklardaki gelişmeler de değerlendirilmiştir.

Vize serbestisi

Ayrıca, Vize Serbestisi Diyaloğu ekseninde yürütülen çalışmalar ele alınmış ve Vize Serbestisi Yol Haritasında yer alan yükümlülükler bakımından önümüzdeki raporlama döneminde gerçekleştirilecek faaliyetler ve atılacak adımlar belirlenmiştir. Bunun yanı sıra, Türkiye ile AB arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşmasının uygulanması kapsamında yapılması gereken hazırlıklar da değerlendirilmiştir. Son dönemde, vize politikası alanında, Vize Serbestisi Diyaloğu ile de yakından ilgili olan iki önemli adım atılmıştır. Bunlardan ilki 1 Ocak 2015 tarihinde 47 ülkeye kaşe vizenin kaldırılarak bu ülke vatandaşlarının “e-Vize” sistemine yönlendirilmesidir. İkincisi ise yüksek güvenlik özelliklerine sahip vize etiketlerinin hazırlanarak kullanıma sokulmasıdır. Bu iki adım, Vize Serbestisi Diyaloğu kapsamında yer alan yükümlülüklerimizin karşılanması ve düzensiz göçle daha iyi mücadele edilebilmesi için büyük önem teşkil etmektedir. Vize Serbestisi Yol Haritasında yer alan yükümlülüklerin tam olarak ve mümkün olan en kısa sürede karşılanması için çalışmalara kararlılıkla devam edilmektedir.

AP Türkiye Tasarısı

15 Ocak 2015 tarihinde kamuoyu ile paylaşılan Avrupa Parlamentosu Türkiye Raporu ilk taslağındaki dengeli anlayışı memnuniyetle karşıladık. Bu anlayışın ve raporun ilk taslağında yer alan 23. Yargı ve Temel Haklar ve 24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik fasıllarının müzakerelere açılması çağrısının raporun nihai halinde de korunmasına önem veriyoruz. Söz konusu fasılların müzakerelere açılması ile ilgili olarak, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu tarafından yüksek sesle dile getirilen çağrıların en kısa sürede hayata geçirilmesini bekliyoruz.

Kadına yönelik şiddet

Ülkemizde son dönemde meydana gelen üzücü olaylar ekseninde kadına yönelik şiddetle etkin mücadele edilmesi konusunu değerlendirdik. REG Bakanları olarak Özgecan Aslan kardeşimizin katledildiği hepimizi derinden yaralayan menfur cinayeti şiddetle kınıyoruz. Özgecan Aslan’a Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır diliyoruz. Bu vesileyle, bu menfur olayın ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda toplumun tüm kesimlerini birleştirme açısından bir dönüm noktası olmasını temenni ediyoruz.
Bu çerçevede, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Doç. Dr. Sayın Ayşenur İslam’ın toplantıya katılımıyla kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda atılması gereken ilave adımları da ele aldık. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”ni ilk olarak imzalayan ve onaylayan ülkedir. Sözleşmede yer alan hükümler göz önünde bulundurularak 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”, 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için alınması gereken önlemlerin yanı sıra bu konuya yönelik toplumsal farkındalığın artırılması ve böylece mevcut önleme mekanizmalarının tüm vatandaşlarımız tarafından daha etkin bir şekilde kullanılması önem arz etmektedir. Ayrıca, kadına yönelik şiddet ile sıfır tolerans ilkesi çerçevesinde topyekûn mücadele edilmesini hedefleyen, ilgili Bakanlıklara bağlayıcı sorumluluklar getiren, etkin bir izleme ve değerlendirme mekanizması öngören ve 2016-2019 yılları arasında uygulanacak olan “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planı” hazırlıkları devam etmektedir. Söz konusu Eylem Planı çerçevesinde, vatandaşlarımızın mevcut koruma ve önleme mekanizmalarından daha etkin bir şekilde yararlanabileceği vurgulanmıştır.

Second Meeting of the Reform Action Group

The second meeting of the Reform Action Group (RAG) was held on 20 February 2015 in Ankara, with the participation of Bekir Bozdağ, Minister of Justice, Efkan Ala, Minister of Interior, Mevlüt Çavuşoğlu, Minister of Foreign Affairs, Volkan Bozkır, Minister for EU Affairs and Chief Negotiator. In the framework of the meeting agenda, Assoc. Prof. Ayşenur İslam, Minister for Family and Social Policy also attended the RAG Meeting. Afif Demirkıran, Co-Chair of the EU-Turkey Joint Parliamentary Committee, Ahmet Berat Çonkar, Chairman of the Committee on Foreign Affairs of the Turkish Grand National Assembly (TGNA) and Kemal Madenoğlu, Undersecretary of the Prime Ministry were present at the meeting.

In the last two months period, the Turkish Government continues to base its policies on its commitment to the political reform process and sustain its efforts to take concrete steps at the same speed. The RAG, which was restructured to initiate a new period in the political reform process, will maintain its work in the upcoming election process.

Relations with the EU

Following the first meeting of the on 8 November 2014, we have continued to work consistently on the Chapter 23 on Judiciary and Fundamental Rights and Chapter 24 on Justice, Freedom and Security, within the framework of the EU accession process.
Recent contacts by the Turkish Prime Minister Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu with our EU counterparts have once again underlined Turkey’s commitment to the political reform process and to the EU accession process. Regional and global challenges have highlighted the critical importance of protecting fundamental rights and freedoms. Developments of serious concern in Europe which bring to the forefront the protection of the right to life of its citizens, have made it essential that mechanisms focusing on political reform, in particular the RAG, function effectively. Under such circumstances, reform processes that reinforce both social solidarity based on values and a common vision for the future of Europe have become even more important.

Charlie Hebdo & terrorism

The recent tragic and vile attack in France once again demonstrated the importance of the fight against terrorism. Turkey, as an integral member of the European family and a country which is familiar with the suffering and destruction caused by terrorism, shares the grief of the French people.
We believe cooperation based on mutual confidence at the international level is the best response to terrorism that crosses all boundaries and become a global threat. Therefore, we believe that deepening of the existing cooperation between Turkey and the EU in the area of the fight against terrorism vis-a-vis new challenges, will be extremely important for eliminating threat of terrorism.

The increasing radicalization in Europe is another cause of concern in addition to the threat of terrorism. It is a matter of concern that the values upon which the EU is established are under threat, at a time when racism, xenophobia, intolerance of diversity and anti-EU political movements are on the rise.
Turkey, as a founding member of the Council of Europe and a candidate country carrying out accession negotiations, will continue to promote the universal values upon which the EU was established. Turkey’s values based on a historical culture of tolerance, in fact, coincide with the values of the EU, the founding philosophy of which encompasses the common values and ideals of humanity.

The free expression of thoughts and practice of beliefs freely by people belonging to different faiths and cultures and having different life styles fearlessly without facing discrimination or hate is a requirement for a pluralist democracy. Reforms introduced by the AK Party governments over twelve years in the areas of democracy, human rights, rule of law and freedom of expression and belief are clear indications of our understanding.

We believe, rather than making different values compete and restricting them, we have to respect diversities and maximize freedoms, at a time when discrimination and hate crimes are on the rise. In this context, regardless of the views or beliefs, insults to sacred values should not be considered within the framework of freedom of expression. Embodying the best examples of co-existence of societies with different faiths, ancient Anatolian cultures can make significant contributions to the world in terms of experience of co-existence. Turkey’s EU accession process is of great importance in terms of universalization of the European Project which is built upon these values.

Our goal is to improve democratic standards through the political reforms, considering the fact that security is required to protect the freedoms.
RAG, which aims to play an active role in the preparation of political reform proposals, and their adoption and implementation phases have begun to create an impetus in the reform process. Finally, the Additional Protocol to the Convention on the Rights of the Disabled has been ratified by the decision of the Council of Ministers published on the Official Gazette on 10 February 2015. The ratification process of the international conventions that Turkey has signed shall be accelerated.

We agreed on the issue that the RAG, which has been re-structured, is not only a body serving Turkey’s EU accession process but also involved in all political reforms planned to be or have already been carried out, as well as the work on fundamental rights and freedoms.

In this meeting, the most recent work of the United Nations Universal Periodic Review Mechanism (UPR), which reviews the state of the UN member countries in the field of human rights every four and half years by its Human Rights Committee, was also addressed. Recommendations to Turkey during the second cycle of the UPR, which was realised on 27- 29 January 2015, are directly related to the work that was carried out within the scope of the RAG. In this framework, from now on, the implementation of the UPR recommendations will be monitored by the RAG.
The judiciary reform strategy which constitutes the basis of the progress made in the field of the judiciary, in particular the judicial reform packages prepared since 2009, has been updated and will be submitted to the Council of Ministers without delay.

Justice

Action Plan on Prevention of Violation of European Convention on Human Rights, first year of which will be completed in March, includes necessary measures, activities and arrangements for remedying shortcomings with respect to the rulings of violation by the European Court of Human Rights (ECtHR). The implementation of this Action Plan is being carefully monitored and the annual report to be prepared by the Ministry of Justice will be submitted to the Prime Ministry. Furthermore, the work is on-going to establish an informal working group on the issues referred to in the Action Plan by the participation of the representatives of the Council of Europe, the European Court of Human Rights and Turkish Ministry of Justice.

In the meeting, the Ministry of Justice made a presentation regarding the effects of the recent reforms, in particular of the judicial reform packages, on the ECtHR statistics, and work to be carried out in the forthcoming period. In 2012, the number of pending applications about Turkey at the ECtHR was 16,876 while as of 31 January 2015, this number has decreased by 45 % to 9,550 applications. Five judges from Turkey have been seconded at the ECtHR for the rapid conclusion of pending files at the ECtHR regarding Turkey.

The work undertaken by the Human Rights Compensation Commission, receiving applications as of 20 February 2013, significantly contributed to the decrease in the number of applications filed to ECtHR against Turkey. ECtHR has upheld that applications to the Commission for lengthy trials are an effective, domestic legal remedy. The number of applications made to the Human Rights Compensation Commission has reached 6,938. Almost 5,955 of these applications have been finalised. 2,508 of the applications were accepted, where 1,686 of them were rejected. Objection is raised against 1,520 of the 5,955 files. 1,133 of the objections have been rejected while 42 have been accepted.

The National Human Rights Institution is one of the fundamental columns in terms of institutionalisation of human rights in Turkey and it has also undertaken the role of national prevention mechanism envisaged in Optional Protocol to the UN Convention against Torture and Other Cruel, Inhuman or Degrading Treatment or Punishment (OPCAT). In the meeting, the Draft Law Amending Law on National Human Rights Institution – the relevant law on this institution – has been addressed.

Guaranteeing liberties

The « Internal Security Reform Package » which was submitted to the TGNA on 24 November 2014 and referred to TGNA General Assembly on 23 January 2015 includes certain arrangements that make the life easier for citizens, guaranteeing the security and the right to life and right to property and eliminating red tape in daily administrative practices. These arrangements have been prepared in line with the EU acquis and international standards.

Turkey will continue introducing significant political reforms with the approach that security is required for the protection of freedoms. The enactment of the Draft Law on Establishing the Law Enforcement Monitoring Commission and Amending Certain Laws that is currently on the agenda of the TGNA General Assembly aiming to independently examine and investigate the allegations of maltreatment by law enforcement officers, is of great importance. Thus, current mechanisms which provide examination, monitoring and concluding of complaints about law enforcement officers will ensure that the complaint system be more effective and rapid.

We, as the RAG, consider the realization of political reforms, as well as the monitoring of implementation process to be highly significant. With diligent implementation of current and new arrangements and with the identification of shortcomings in implementation, we continue to steer the reform process.

The draft Law on the Protection of the Personal Data, which is related to the five negotiation chapters in Turkey’s EU accession process and is required to ensure strong cooperation with the EU institutions, particularly European Police Office (EUROPOL) and European Union’s Judicial Cooperation Unit (EUROJUST), is one of the issues addressed in the RAG. Enactment of the Draft Law on the Protection of the Personal Data, which was submitted to the TGNA on 26 December 2014 and is currently under discussion in the relevant Committees, is crucial.

Moreover, draft laws regarding the protection of the victims of crime, anti-discrimination and equality, referred to in the National Action Plan for the EU Accession, have been addressed at this meeting.

Different faiths

Work regarding dialogue with citizens belonging to different faith groups, which is a priority item of the RAG agenda, is being determinedly carried out. As a result of the work carried out within this context, properties were returned to a great extent, churches were restored, religious ceremonies were held in churches and restriction on our citizens of different faiths to opening schools were lifted. Relevant representatives of our Government, all public institutions and organisations and in particular, Prime Minister Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu have regularly met with citizens of different faiths.

Developments regarding the Chapter 24 on Justice, Freedom and Security, which were discussed at the Sub-Committee Meeting No 8, held on 11 February 2015 in Ankara, were also addressed in this meeting.

Visa obligation

Work undertaken within the scope of the Visa Liberalisation Dialogue has been discussed and steps to be taken during the forthcoming reporting period in the framework of the Visa Liberalisation Dialogue have been determined. In addition, the requirements for the implementation of the Readmission Agreement concluded between Turkey and the EU have been addressed. Two important steps were taken recently on visa policy which is also closely related to the Visa Liberalisation Dialogue. First, the visa stamp requirement for 47 countries was abolished on 1 January 2015 and « e-Visa » system is introduced for the citizens of these countries. Second, high security visa stickers were prepared and put into use. These two steps play an important role for fulfilling our obligations with regard to the visa liberalisation dialogue and a more effective fight against irregular migration. Work continues with determination in order to meet the requirements completely and without delay as indicated in the Visa Liberalisation Roadmap completely and without delay.

EP Turkey Report

We welcomed the balanced approach in the first draft of the European Parliament’s Report on Turkey which was released on 15 January 2015. It is important that this approach and the call for opening of the Chapter 23 on Judiciary and Fundamental Rights and the Chapter 24 on Justice, Freedom and Security to negotiations, made in the draft version of the Report, are maintained in the final version. We expect a rapid response to the call made by the European Commission and the European Parliament to open these Chapters to negotiations.

Rape & murders

In the meeting, we addressed the effective fight against the violence against women, particularly in view of the recent tragic events in Turkey. We, as the Ministers participating in the RAG, strongly condemn the brutal murder of Özgecan Aslan, which has deeply grieved us. We wish God’s mercy upon Özgecan Aslan and express our condolences to her family. We hope for this heinous murder to have a unifying effect on all segments of the society to create greater solidarity in fighting violence against women.

In this framework, we have also dealt with the further steps required to be taken for fighting violence against women, with the participation of Assoc.Prof. Ayşenur İslam, Minister of Family and Social Policies. Turkey is the first country that signed and ratified the Council of Europe Convention on Combating and Preventing Violence against Women and Domestic Violence, also known as the Istanbul Convention. By taking into account the provisions in the Convention, « Law No. 6284 on the Protection of Family and Prevention of Violence against Women » entered into force on 20 March 2012. It has been underlined that, in addition to measures to be taken in order to prevent violence against women, it is necessary to increase the awareness of the community on this issue, extend current preventive mechanisms, and thus, ensure that these mechanisms are more effectively used by all citizens. Furthermore, work is on-going for the « National Action Plan on Fighting Violence against Women », which aims to fight in this field as a whole with full consideration of the « zero-tolerance principle », assigns new responsibilities to the relevant Ministries and envisages an effective monitoring and evaluation mechanism. The Action Plan will be implemented between 2016-2019. Within the framework of this Action Plan, it has been underlined that preventive and protective mechanisms will be used more effectively by all citizens. Kaynak/Source..

Laisser un commentaire

Ce site utilise Akismet pour réduire les indésirables. En savoir plus sur la façon dont les données de vos commentaires sont traitées.